Bundan bir kaç yıl evvel, 8-10 yaşlarındaki bir Amerikalı çocuğun ilginç hikayesini okumuştum. Bu hikaye, haber sitelerinde yayınlanmıştı. İlkokulun ilk iki sınıfında mükemmel bir öğrenciyken, bir kaza sonrasi çocuğun tüm mental performansının nasıl değiştiği anlatılıyordu. Yaşadığı hafif bir kafa travmasinin sonucunda çocuk birdenbire. belirgin bir hafıza sorunuyla birlikte dikkat bozukluğu benzeri bir durum geliştirmişti. Mükemmel bir talebelikten okuduklarını zor hatırlayan, öğrenme güçlüğü çeken bir insan olmuştu birden.
Bu haberi okuduğumda beynimde bir flaş çakmıştı o an. Çocukluğumda yaşadığım bazı zorlukların sebebinin yaşadığım kuvvetli bir iki düşüşe ilgili olup olmadığı sorularına cevap bulamasam da aynı durum bende de meydana gelmiş olması mümkündü diye düşündüm yine de..
Beş buçuk yaşımda iken, adada koşarken hızla ağaca çarparak bayılmıştım. Yarı sersem, sürekli bir uyuklama halinde geçirdiğim 24 saatin sonunda yavaş yavaş kendime gelmiştim. Sonuçta, benim kendime geldiğimi zannetmişlerse de belki bir şeyler aslında tamamen değişmişti beynimde.
"Post Concussion Syndrome" yani, Sarsıntı Sonrası Sendromu, genelde en fazla haftalar ve bazen bir kaç sene içinde düzelmesi beklenen bir problemse de, Tel Aviv Üniversitesinden Profesör Shai Efrati farklı bir şey anlatıyor, son yaptıkları bir araştırmayla ilgili çıkardıkları makalede. Prof. Shai Efrati, Post Concussion Syndrome, olarak adlandırılan sorunun bazen kronik bir probleme dönüşebildiğini anlatıyor. Tel Aviv Üniversitesi bünyesinde, hafif beyin travması geçirmiş 200 çocuk üzerinde yapılan araştırmalarda, dört çocuktan birinin, geçirdikleri travmadan seneler sonra hala sorunlar yaşamaya devam ettiklerini teşhis etmişler. Ve bir çok kez, minimal beyin travmaları yaşayan çocukların, geçirdikleri kazalardan sonra "dikkat sorunu" benzeri semtomlar yüzünden yanlış teşhisle Ritalin kullandırıldıklarını ve travmaya bağlı olan esas problemin gözden kaçırıldığı ve bu yüzden yanlış tedavi uygulanıldığını söylüyor.
Çoğu kez, acile getirilen hafif travma vakaları daha sonra gözlemlenmeye devam edilmiyorlar. Ve kimi hastalar gelişirdikleri hafıza ve dikkat sorunlarıyla bütün bir yaşam mücadele etmek zorunda kalıyorlar.
https://www.sciencedaily.com/releases/2022/03/220323101226.htm
Aklıma yıllar evvel izlediğim ilginç bir başka olay geldi. Yine dokümanter bir programda, genç bir kadının günlük jimnastiği sırasında yürüme bandında bir anda kuvvetli bir sırt üstü düşüşün ardından kafasını hızla yere vurması sonucu tüm hafızasının silinmesinin hayatını bir günden diğerine nasıl değiştirdiğini izlemiştim. Uzun seneler sonra tekrardan görüştükleri bu insanın silinen hafızası yerine gelmemişti. 40'dan sonra yeni, yepyeni bir hafıza kaydıyla hayatına devam etmek zorunda kalan bu kişi, gündelik yaşamında yaşadığı zorlukları anlatmıştı.
Beynimizle ilgili çok fazla bilinmeyen şey mevcut. Bazen küçücük bir düşüşün insana neleri kaybettirdiğini hala daha tam olarak bilimiyoruz.
Geçtiğimiz günlerde, Üniversite'den bir arkadaşımla, uzun süreden sonra konuşurken, bana en son yazdığı kitabın bir kopyasını gönderirken yine de hafıza sorunlarından şikayet ediyordu.
Bu sefer sorun farklı sanırım. 50 yaşlarına gelen kadınların çoğundan duyduğum şey hep aynı. Yavaş yavaş başlayan hormonal değişimlerin en fazla etkilediği yerlerden biri de beynimiz. Bir anda bir çok kadın, Alzheimer geliştirmeye başladığını zannedebiliyor.
Yavaş yavaş başlayan unutkanlıklar, bir andan diğerine, ben bu odaya niye geldim?, buz dolabından ne alacaktım?, ne diyordum?, bu kelime neydi?, o adamın ismi neydi?? gözlüklerimi nerede bıraktım?!!! soruları bitmedikçe bana bir şeyler oluyor diyenlerin sayısı hiç az değil. Bu konu bir çok ortamda gündeme gelirken, peri-menopoz ve sonrasında görülen klasik şeylerden bir de bunlar!!
Arkadaşıma, merak etme dedim, tanıdığım bayanların yarısından fazlasından duyduğum şeyler bunlar!!
Ancak, sanırım, bu hafızadaki değişimleri çok olası kabul edip, bu konuyu olduğu gibi bırakmamamızda da fayda var!
Bizim evde, ailece en sevdiğimiz oyunlar, hep birlikte oynadığımız kimi hafıza oyunları oldu hep.
Kızım daha çok küçükken ona, "Rush Hour"diye bir oyun almıştık. En sevdiği oyunlardandı bu. Küçük kırmızı bir arabayı, önünü kapayan diğer arabaları, ileri geri iterek dışarı çıkarmak gerekiyordu. Bu oyunu sadece o değil, hepimiz oynamaya başlamıştık. Her defasında, arabaları farklı pozisyonlarda yerleştirmek kaydıyla yeni yeni durumlardan arabayı kurtarmak gerekiyordu. Daha sonra bilgisayarda da çıkmıştı bu oyun.
Rush Hour, ilk kez tüm kutu oyunlarından ve tüm Puzzle'lardan nefret eden Gal'ín bile hoşuna gidiyordu. Geçen sene, evde geçirdiğimiz tadilat sonrası çöpe gittikten sonra, geçen gün bir yenisini aldım Gal'e. Yeniden istedi, ve biz de bu oyunla yeniden başladık sırayla oynamaya.
Bense, vakit buldukça zaten her zaman sorun yaşamış olduğum hafızam için sürekli bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Bu ara moda olan yeni bir oyun var. Herkesin ağzında olan "Wordle" diye bir kelime oyunu bu. Çocukluğumuzdaki, "MasterMind"oyununun, renkler yerine, harflerin yerlerini keşfederek, kelimeyi bulma oyunu. Zevkli denebilir.
Bedenimiz gibi, beynimizdeki kasları da çalıştırmamız son derece önemli. İnsan bedeninde herşey yaşla beraber fonksyonlarını yavaşlatıyor. Kuvvetten düşmemek için, kaslarımızı çalıştırmamız ne derece önemliyse, hafizamızda başlayan düşüşü yavaşlatmak ve belli bir potansiyeli korumayı başarmak için, özellikle yaş ilerledikçe gösterilmesi gereken çaba çok daha fazla oluyor.
Son senelerde ömür uzadıkça, kimi seksen yaş sonrası ortaya daha sık çıkan hastalıklara da daha çok rastlamaya başladık. Bunlardan biri de hafıza kaybı, ya da demensia...
Ben her gün, Fransızca ya da İngilizce kelimeler öğrenmeye ve ertesi günlerde bunları hatırlamaya çalışıyorum. Telefon numaralarını aklımda tutmaya gayret ediyorum. Çocuklarımın ve tanıdıklarımın kimi ( nüfus gibi ) numaralarıyla, doğum günlerini falan zihnimden söylemek için çabalıyorum.
Ve artık yürüyüşlerimi hep farklı yollardan yaptıktan sonra, gittiğim güzergahı daha sonra beynimden yeniden geçiriyorum.
Hayat yaş aldıkça belki de çok daha zor oluyor bazı açılardan. Çocukken bazı şeyler çok daha kolayken en basit şeyler yaşlandıkça daha bir zor olamaya başlıyor. Ve yaşantı bir anlamda tam bir mücadeleye dönüyor. Belki de çoğu savaş azıysa sefa olan hayatın anlamı burada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder