23 Şubat 2024 Cuma

Gerçek kolonialistler Israel'e hiç bir şeyi dikte ettirecek hakka sahip değillerdir

            Asagida You  Tube'tan alinti bir video var.

Bu video'yu izleyen insanların verdikleri olumlu ya da olumsuz tepkiler, Israel'le ilgili fikirleriyle yakından ilintilidir

..........................

Burada coşan  askerler, sabah akşam Israel katliam yapıyor haberleriyle kafası doldurulmuş bir Türk için bir adım sonra Gazze'de önlerine çıkacak her canlıyı katletmeye hazır canavarlar olarak görünebilirler.

Gerçekte, son derece tehlikeli bir hizmetin evvelinde birbirlerine  cesaret veren bu askerlerin ben ve benim gibi Israellilerde yarattığı duygular mutlaka bambaşkadır..

Birinin şeytanlaştırdığı bir varlık bir diğerinin gözünde ölümsüz kahramanlar olabilirler

Çoğu insanın kin ve nefretle baktıkları genç Israel askerleri; kendi ülke sınırları içinde yaşanan bir katliamın ardından, üniformalarını üzerlerine geçirip, mecburi hizmete alındıkları günlerden beri savaşmak zorundalar....

Neredeyse beş aydır devam eden bu korkunç rüyadan uyanıp herşeyin bittiğini görmeyi istediğimiz zamanlardan geçerken, onlara yeniden sağsalim kavuşmak için dua eden anneleri olan gençler 

Yerimizde olsalardı başkalarının da farklı davranmayacaklarından emin olduğumuz  bir mücadelenin içine itilenler onlar! 

Kanada ya da Amerika'da normal hayatlarına kaldıkları yerden devam eden çoğu genç insanlar yaşıtları olan bu Israelli çocuklara kin duyuyor insaniyet öğretmeye kalkıyorlar.

Tek kelimeyle, bir varlık savaşının temel taşını oluşturan tazeciklere.

Başkalarının hayatları için kendi canlarından olanlara.

Böylece, 7 Ekimden bugüne baştan sona kuralları yeniden yazılan ağır harbin onlara biçilen bir diğer fiyatı, diğerleri tarafından alınlarına yapıştırılan  korkunç etiket!!

Onlara uygun görülen tek sıfat;

"KATİL"

Kimlerle savaştıklarından haberi olmayan milyonlar tarafından.

Salonlarının rahat koltuklarından, kocaman şirketlerin bürolarından, akşam çıktıkları yemekte, sevenlerle yenen leziz yemekleri yutar, şaraplarını yudumlarken ahkam kesenler,  ..

Onları pusuda bekleyen canavarların korkusunu enselerinde hissetmeyenler,

Iddialar korkunç!!

Binlerce kilometre uzaktan duydukları davulun sesini başka şeylerle de karıştırabilirler mutlaka

Yarım yamalak bilgiler, haberler, kulaktan dolma, yalan bir tarihle, basının onlara gösterdikleriyle yarattıkları o  canavarla mücadele eden mazlumun Holywood eserlerinin ötesinde senaryolarla, bilip bilmeden ötenler...

Peki bu işin gerçeği nedir?

Bu çocuklar Gazze'de bebekleri öldürmekle mi görevliler??

Bu ülkede her gün aynı havayı birlikte solumaya alışık olduğumuz bir halkı Gazze'de yok etmek mi amaç??

Ortadoğu'da nüfusuna oranla en büyük azınlık olan Müslüman Arapların içlerinden Yahudilerin yanlarında görev yapan savcılar, öğretmen ve doktorlarıyla Israel'deki bu ikinci büyük topluma herkesin sandığından çok daha fazla haklar sağlayan bu ülke, bölgede demokrasinin yegane temsilcisi, Arap ya da Yahudi herkese istediği gibi yaşama özgürlüğünü veren bu yer bunu mu emrediyor askerlerine? : "Önünüze kim çıkarsa öldürün! " (??)

Yoksa esas olan, Gazze'deki sivil halkın arasında, içinde, yanı başında, dibinde, her tarafında yer etmiş, serpilip kök salmış, bir virüs gibi yayılmış olan terörü yok etmekmidir?

 HAMAS'ı!!

Batı'da yaşam kuralları buralardan farklı. Bu bölgedeki acımasız kurallara tamamen yabancı kalanlar bu mantığa ters oyunun kurallarını kavrayamıyor.

Kafaları basmıyor!!!!

Kendi kültür yapılarına göre Israel'in neden hastaneleri hedef aldığını, neden okulları vurduğunu sindiremiyorlar.

Ahlak dışı!! deniyor.

Ahlak dışı olan bu alanları savaşın bir parçası haline getirenlerdir.  .

Yok anlamıyorlar..

Çünkü beyinlerinde olayları çözmelerine engel olan başka öğeler de mevcut... içlerinde taşıdıkları ezeli nefret. Algı oyununun bir parçası da bu noktada gizli..Sökülüp atılamayan patolojik seviyedeki " global antisemitizm."

Yoksa, Londra'da, Filistin yanlısı göstericilere inat, kenarda duran, İranlı (!) gencin, " Hamas bir terör örgütüdür!" pankartını gören İngilizler o gence vahşice saldırırlarmıydı??

Filistin halkına destek hikayesiyle, iğrenç bir terör grubununun, insanlık düşmanı canavarların arkasında çıkarlarmıydı?

Son haberlere göre 700 kilomtreyi bulduğu söylenen tünellerle yerin altında ikinci bir Gazze inşa ederek tüm Israel'i almak için küçücük çocukları çalıştırdıklarını bilerek.

O koca profesörler, eğitmenler bu insansı yaratıkları savunurlarmıydı?

Bizim iki seçeneğimiz var....Hayatta kalmak için savaşmak ya da öldürülmek..

Bize başka şans bırakmayanlara karşı kendimizi savunmak zorundayız!!..

Allah katına ulaşmak adına öldürmeğe inananlara karşı...

İşte bu yüzden bu çocuklar katil değiller. 

Gazze'nin çamurlu sokaklarında Hamas'ın ellerinde kimlik değiştirmiş, her biri birer tuzağa dönüştürülmüş, bugün çoğu yarı yıkık o binaların aralarında ya da içlerinde   gizlenen teröristlerle, kafa kesmeyi çok iyi bilen, çocukları, bebekleri yakan, kadınların organlarını parça parça yapan yamyamlara karşı savaşmakla görevliler.

Kimi politik akımların arkalarından sürüklenen kitleler, progresif zümrenin öncülerine kendilerini biraz daha yaklaştırmak çabası içindeyken, başka bir söz ya da sese bile izin yok .

Progresif akım radikal İslamın en büyük destekçisi haline gelirken, liberallerin, demokrasiyle bağdaşmayan o başkalarına var olma hakkı vermedikleri alanlarında, yakında kendi sonlarını görecekleri günler uzak değil.

Şimdilik elit toplumdaki yerlerini korumak için yeniden ideal bir günah keçisi olan Yahudilerin  memleketlerine olan karşıtlıklarını ortaya koymak durumundalar.

Onlar toplumsal yerlerini belirleyen etiketlerle uğraşadursunlar...

Bizler barış adına her toprak vermek istediğimizde fırsatları defalarca reddetmiş olanlar yanımızda değil yerimizde olmak için bizleri her defasında daha ahlaksız bir savaşın içine çekiyorlar.

Amerika'da ve Okyanus'taki yerlilerden neredeyse eser bırakmamış, Afrika Kıtasını soyup soğana çevirmiş  beyaz adam Israel'i kolonializmle suçluyor... her  gün bir başka makale çıkıyor, New York Times, BBC ya da Le Monde gibi " seçkin " gazete ya da haber sitelerinde... Seçkin çevreler en çok sivrilen en düşman olanlar..

300 milyon Amerikalı kendi tarihlerinin nerelere dayandığını unutmuş görünürken, Israel'in üç metre karelik toprağına bakarak bağırıyor işgalcisin diye!!!!

Belki dünyanın hiç bir toprağı için verilmemiş bir bedeli olan bu tek ve nadide ülke için canlarını vermek bir kenara, maddi ve manevi olarak ta ödenmiş bir fiyatı olan topraklar... Birleşmiş Milletlerin onayından geçirildikten sonra doğduğu gerçeği bile bugün hala kanunsuzluğunu gündeme getirilmesine engel olmayan tek ülke...

Dünyanın baştan aşağı şeklini semalını değiştirmiş milletler utanmadan bize ders veriyorlar..

3500 yıllık bir hikayenin insanlarına

Tarih boyu bizleri bir yerden diğerine kovan ya da katleden milletlerin bize ne yapmamız ya da yampamamız gerektiğini söylemelerine izin vermeyecek Israel.

Bizim sonumuzu getirecek hiç bir anlaşma ya da hükmün bizim açımızdan geçerliliği olmayacak...

Bu toprak için verilen onbinlerce şehidin kanları yerde kalmayacak .


..................................





12 Şubat 2024 Pazartesi

Gazze'nin Güney'inde, dün gece karadan, denizden..komando birlikleri ile tank ve savaş uçaklarının aynı anda, birlikte yürüttükleri karmaşık bir operasyonun ardından kurtarmayı başardıkları 70 ve 61 yaşlarındaki iki rehine dört ayı aşkın bir süre Hamas'ın esaretinde tutulduktan sonra özgürlüklerine kavuşturuldular.

İlk etapta hastaneye getirilen iki yaşlı erkek rehine sağlık kontrollerinden geçirildiler.

Tek suçları Yahudi olmak olan bu iki insan, Gazze sınırındaki Nir Oz Kibbutz'undan, evlerinden kaçırılarak, Gazze'deki tünellerde aylar boyunca bir noktadan diğerine götürüldüler.

Sonuç olarak belki de diğerlerinden daha şanslı olan bu iki insan ailelerine kavuşabildiler.

Halen Gazze'de Hamas'ın ellerinde 134 esir daha bulunmakta. Bunların içinde küçük çocuklar, en az iki bebek, kadın ve 80'ini geçmiş insanlar var. Bir çoklarının sağlık durumları çok kötü.

Dün gece, Israel askerlerinin yoğun çabaları ve saatlerce süren çatışmaların ardından yalınayak ve perişan bir halde bulunan bu iki adam ait oldukları yere geri döndüler.

Hamas'ın tehtidleri devam ederken, Gazze'de tutulan kadın ve çocuklar hala bir karabasanın içinde acı çekerlerken, teröristler silahı ellerinden bırakmazken, ateşkes için Israel'e baskı yapanlar teröristlere destek verenlerdir.

Israel'i değil sizler HAMAS'I DURDURUN!!

SİVİLLERİ HEDEF ALAN TERÖRİSTLERİ DESTEKLEYENLER İNSAN OLAMAZLAR!!

8 Şubat 2024 Perşembe

Buradaki savaşa dur diyenlere bir çift sözüm var

 Biden, Israel'e; " 7 Ekim'de yapılanlara verdiğiniz cevap aşırı!" demiş.

Savaşın ilk günü Biden, Israel'in kendini savunmaya hakkı olduğunu söylemişti.

Biden ve diğerleri.

Ve Israel Gazze'den gelecek yeni ölümlere, yeni tehliklere karşı kendini savunmak için gerekeni şeyleri  

yapmaya başladı.

Yıllardır uyuya kalan Israel ordusu, Gazze'de filizlenip  kök veren, her yeri bir salgın gibi

saran terör  yatağını dibinden söküp atmak için savaşmaya başladı.

Ve aradan daha bir kaç gün bile geçmeden Israel'e karşı sesler yükselmeye başladı. " Bu kadar değil!"

Yani kendinizi bu kadar da savunmayın

Terörü, Hamas canavarını durdurmamamızı ister gibiler!

Gazze'den üstümüze saldırmak için hazırlanan pusuya izin vermemizi ister gibiler.

Yeni 7 Ekimlere bile bile  müsade etmemizi ister gibiler.

Yaşasın Filistin!!

Gerçekten de sen yok ol Israel!!

Durum neredeyse budur!!!

Artık, sadece Filistin değil, herkes bu modda!!

Üç metre karelik toprağın tümünü savaş mevzisine çevirenleri destekler durumda dünya

Benzini, demiri ve diğer malzemeleri sivilleri hedef yapmak için kullananlara sempatiyle bakılıyor

Hamas kazansın

İnsan Hakları düşmanları, eşitlik kardeşlik, kadın düşmanları!!

LGTB ve kafir düşmanları

Kazansın

İslamcı radikaller....

Sınırımızdaki canavara destek büyük!!

Kendimizi korumaya hakkımız olduğunu söyleyenler!!!

Hepsi palavra

Sıcak yataklarında keyifle uyuyanlar,

Bizleri korumak için Gazze çamurunda şehit düşen çocuklarımıza küfür ediyorlar.

Bize bunları dileyenlere, kendimizi savunmaktan bizi resmen alıkoymak isteyen, bize çelme takmaya

çalışanlara; başınıza aynısı gelir inşallah demek istemiyorum

Sadece yerimizde olmadığınızı, bu yüzden çenenizi kapatmanızı öneriyorum.

Ya biz ya onlar durumunda kaldığımız için lanetlenmekten bıktık.

1940'larda yaşadığımız

soykırımı, antisemit takımların ağızlarına dolayarak bu acımasız şartlarda götürmek zorunda kaldığımız

mücadeleyi çok daha çirkin boyutlara getirmelerinden midemiz bulanıyor artık

Bize karşı bitmeyen bu sebepsiz nefretten bıktık artık.

Gözleri kan bürümüş şeytanlara kellemizi teslim etmemizi isteyen

düşmanlar;  " Artık vatanı olmayan o zavallı yahudi olmadığımızı her gün ispatlamak zorunda 

kaldığımız  için özür dilemeyeceğiz!!!" 

5 Şubat 2024 Pazartesi

Sydney Opera Binası'ndaki antisemit gösteriler

7 Ekim'de, Australya'nın Güney Galler Eyaleti'nin başkenti olan Sydney'in sembolü olmuş, Opera Binasının önünde toplanan kimi gençler Yahudilere yapılan vahşeti kutlamışlardı.

Bundan dört ay önce.

Ellerinde Filistin ve Lübnan Bayrakları, başlarında ve boyunlarında Filistin'in sembolü kefiyeler sarılı kendinden geçmiş gençler çığlıklarla, yüzlerinde sevinç ifadeleriyle tepinmişlerdi.

Avustralya Polisi, 4 ay boyunca  etrafı ayağa kaldıran bu göçmen oldukları belli tiplerin Sydney'in ortasında  hangi davaya hizmet etmek için gösterideydiler, anlamaya çalıştı.

Başta, "Gas the Jews!" yani Yahudileri Gaz odalarına gönderin göndermeleri yaptıkları iddia edilirken, polis uzun uzun kayıtları dinleyerek sonuçta, " Where's the Jews" diye bağırdıklarını ortaya koymuş!!!

Bu insanların, Güney Israel'de Hamas'ın Barış Aktivisti Yahudileri kesip biçmelerini kınamadıkları açıkça gözler önündeydi.

Bunlar Yahudilerin öldürülmesini büyük bir heyecanla kutlamaktaydılar.

Ve dahasını istiyorlardı.

Ve sonuçta, nasıl ve ne diye bağırdıkları çok önemli sayılmaz.

Sonuçta; "Where's the Jews?" olsun diyelim, bu daha iyi bir gönderme olabilir mi?

Bu sözler medeni bir ülkenin kabul edilebilirlik sınırları içinde mi sayılıyor?

Avustralya sınırları içinde yaşayan bir dini grubu açıkça hedef gösterenlerin aslında yanlış anlaşıldıklarına kanaat getiren polis ne yapmaya çalışıyor?

Bu tiplere,  bu sürüngenlere ve onların yavrularına modern dünyaya barbarlıklarını taşımak için gösterilen  toleransla,  kendi hallerinde hayat sürmekten başka hiç bir kabahati olmayan bir başka grup insanın huzurunu kaçırmalarına ses çıkarmamak neyin nesidir??

Söz hürriyeti demek yaşadığınız ülkedeki insanları açıkça tehtid edebilmek demek midir?

Bugün Yahudileri sözle hedef alanları tolere eden Avustralya polisi yarın aynı grupların eyleme geçeceklerini bilmelidirler.

Bugün bir grubu hedef alanlar yarın başkalarına da aynı şeyleri yapacaklardır.

Avustralya, Kanada ya da Amerika Israel-Filistin konusuyla gündeme gelen ayaklanmalara, amacından çıkan  protestolara gösterdikleri toleransın hesabının kısa süre sonra farklı fiyatlara çıkacağını hala göremiyorlar.





4 Şubat 2024 Pazar

Teröristlere destek vermeye devam



Doğru ve dürüst bir dünya'da yaşıyor olsaydık  ateşkes için Israel'e yapılan uluslararası baskı, esas bu savaşı başlatan tarafa, Gazze'de kendi halkınının hayatına kastedenlere, kendi çocuklarının güvenliklerini tehlikeye atanlara, onları cepheye sürenlere,  sivil ölümlerine bilerek ve isteyerek sebebiyet verenler teröristlere,  Filistinlilere getirilen insani yardımların halkın eline ulaşmasını engelleyenlere yapılırdı.... 

Gazze'deki krizin boyutlarını genişletmeyi ilke edinen, attıkları roketlerle kendi insanlarını hedef alanlar ve kanlarının son damlasına kadar silahlarını ellerinden bırakmayacaklarını beyan eden Hamas'a baskı yapmak kimsenin aklından bile geçmiyor.

Böylece, 7 Ekim'de zalimlikte hiç bir sınırı olmadığını ispatlayan Hamas'a hala daha arka çıkanlar Israel'i köşeye sıkıştırmayı tercih ederken,  Israel'e boykot çağrıları yaparak barbarları güçlendiren politikalarla sadece radikal grupları bir parça daha radikalleştirmeye ve bu problemin sonsuza dek bitmeyecek şekilde çetrefilleşmesine katkıda bulunuyorlar.

İşte bu politikalarla devam eden dünyanın sonunun başlangıcı da buradan olacaktır...

Sonuç; İnsaniyet yerine barbarlık kazanmakta!

3 Şubat 2024 Cumartesi

Unwra okullarında terörü teşvik eden eğitmenler

Batı Şeria, Gazze ve Lübnan'da, Filistinli çocuklara Yahudileri gördükleri yerde öldürmeleri gerektiğini öğreten öğretmenler ve okul müdürlerini UNRWA okullarına sorunsuz atamaya devam ederlerken, bu kurumlara milyonlarca dolar bağışta bulunan İngiltere, Fransa, Almanya....
İnsan hakları için savaşan toplumların ve demokrasinin kabul edemeyeceği uygulamalarıyla teröre hizmet ett
iği ispatlanmış bu kurumu bile bile desteklemeye devam etmeleri tam bir iki yüzlülüktür.

O çok "saygıdeğer" Birleşmiş Milletler'in çatısı altında devam eden destek....Israel'i her fırsatta kınayan ve tüm dünyanın gözleri önünde yargılayan Birleşmiş Milletler, Hamas'ın kanlı eylemlerini neredeyse dokunulmazlık getirecek kadar kutsallaştırmıştır.
Israel "terörist" ülke olarak ilan edilirken, Ortadoğu'da bir virüs gibi yayılan radikalleri besleyen İran ve yandaşı İslami terör örgütü Hamas neredeyse zalimlere karşı duran kahramanlar ilan edilmekteler.  


1 Şubat 2024 Perşembe

Israel UNRWA'yı yasaklayacak mı?

İsrael Ekonomi Bakanı Nır Barkat,  Bileşmiş Milletler'e ait bir yardımı kuruluşu olan UNRWA'nın Gazze'deki  tüm aktivitelerine  son vermek için, Knesset'e sunmak üzere yeni bir yasa tasarısı hazırladığını söyledi.

Israel'in 1948'te kurulmasının ardından çıkan mülteci krizi yüzünden, kimi yer değiştirmek durumunda kalan  Filistinli mültecileri desteklemek için 1948'da kurulan UNRWA,'nin görünürdeki görevi, mültecileri ekonoomik olarak desteklemek; yemek, eğitim ve bilimum insanı ihtiyaçlarını karşılamak.

Fakat Israel yıllardır, Birleşmiş Milletlere, UNRWA'nın Hamas'a hizmet ettiğini, UNRWA'ya ait okul ve hastanelerden Israelli sivillere roket atıldığını, bu yerlerin cephanelik olarak kullanıldığını anlatmaya çalıştı.

2023 Ekimindeki büyük terör saldırısında,  en az 12 UNWRA çalışanının, Gazze sınırındaki Kibutzlarda masum insanları katledenlerin arasında olduklarını ispatlayan belgeler tüm dünyaya gösterildi.

Amerika, Canada, İsveç ve bir çok ülke bu kuruluşa verdikleri destekleri kesmişken hala daha Yeruşalayim'deki bürolarının açık olması anlaşılır gibi değildir.

UNRWA çalışanlarından en az 200'ünün Hamas ve İslami Cihad Örgütleriyle ilgileri olduğu, ve UNRWA'daki hizmet eden gönüllülerin yüzde önünün Hamas'ın bünyesindeki militanlar oldukları biliniyor.

Ve Israel belgelerle bir çok şeyi ispatlarken, çoğu ülke bunları ya eş geçiyor, ya önemşmiyor, ya da ikna olmamış görünüyor.

Filistinlilerin iki taraf arasında barıs olmamasındaki rolü gormezden geliniyor..

Israel gözle görünür herşeye rağmmen hala kendini temize çıkarmak için yırtınıyor.

Israel'in ortaya koyduğu gerçekler  ispatlanmamış iddialar gibi sunuluyor.

Bizse Filistin Halkının masumiyetine inanmayı çoktan bıraktık.

7 Ekim'de Gazze sınırından sakat değnekleriyle girip buraları talan edenlerin görüntülerini izlediğimizde şaşırmadık aslında...

Ama eğer televizyonlarda Israelli asker sakat değneğiyle sınırı aşıp sivillere saldıran aynı şahsı hedef alsaydı dünya bir anda ayağa kalkardı.

Biz her defasında tekrar tekrar ayni gerceklerle ugrasmaktan yorulduk...dunya baristan bahsederken karsi tarafin birakmadigi klasik yontemleri anlatmaktan biktik....

Bize inanmak istemeyenlere ters takla atsak ne yazar?

Hamile kılığında, içinde bomba saklayan teröristler ( o yüzden yakalanan teroristler soyulup yerde gözleri bağlanır ve dünya buna da laf eder; ' Yakaladığı Filistinlileri (!!!!) aşağılayan Israel" ), kadın kılığında, çarşaf altında kalaşnikovla saldıranlar, UNRWA'nın ambulanslarıyla bir yerden diğerine kaçanlar, aynı ambulanslarla taşınan cephaneler vs.....

Bir taraf Gazze'de olanlar adına durmadan hesap verirken, diğer taraf  tüm dünyanın desteğini de arkasına alarak  elini kolunu sallayarak, rahatça suç işlemeye devam edebiliyor

İnsanların eşit ilkelerle yaşadıkları bir demokrasiye değil, radikal islamcı bir terör örgütüne, eşkıya kurallarını Gazze sokaklarında diledikleri gibi uygulayan  acımasızlara, canavarlara destek veriliyor, onların sözlerine güveniyorlar.

Birleşmiş Milletlerse göz göre göre aynı eşkiyalarla işbirliği yapıyor.

Bunun farkında olmayanlar ya delidir ya da sessiz suç ortaklarından biridir.


Batya R. Galanti


  Vahid Beheshti @Vahid_Beheshti In spite of all the propaganda by the regime of the Islamic Republic, the people of Iran continue to risk t...