Toplum içindeki mesafeleri azaltmak, gelişimin,
değişimin anahtarlarından birimidir acaba?
Geçenlerde kimi ortaokul arkadaşlarımın Sainte-Pulcherie yıllarından tanıdığımız gençten bir öğretmenimizle olan yazışmalarını okuyordum Bizden yaşça çok büyük olmayan,, bizim talebeliğimiz yıllarında daha yeni bir eğitmen olan bu samimi bayanla senelerden sonra yazışan dostlarımın bu öğretmene hala daha " Hocam ! " diye hitap ettiklerini okudukça kendi kendime ; " Kulağa artık tuhaf geliyor!" diye düşündüm... Biz artık gelmişiz orta yaşa , o öğretmen de orta yaşın çok üzerinde bir bayan da değil. Kocaman çocuklarımız var, aramızdan kimilerinin çocukları evlenmiş bile, hala daha bundan otuz beş sene evvel size eğitmenlik yapmış birine bugün " Hocam!" demek , Fikrimce gereksiz bir saygı anlayışı bu. Ancak bunu eleştirmeye hakkım var mı bilmiyorum. Tabi ki kimseye ; " Ne gerek var bu tarz bir hitaba, bu yaştan sonra ..demedim . Bu tamamen gereksiz bir çıkış olurdu herhalde. Ancak sadece burada, bu konudaki fikirlerimi yazmakta kendimi serbest hissediyorum.
Kültür farkllılıkları nicedir.. Dünyanın değişik kıtalarında, her değişik ülkede ve hatta her ülkenin farklı farklı bölgelerinde farklı kültürel alışkanlıklar görürüz.. Bunlar yemek ve içmekten, insan ilişkilerindeki mesafelere ve konuşma adabına kadar farklılıkla gösterir.
Aynı toplumda bir aileden bir diğerine bile insan davranış kalıplarının değiştiğini farkediyoruz çoğu zaman... Örneğin, illede Yahudi Sefarad ailesi olduğumuz için, sefaradi kültürünü en ince noktasına kadar her yönüyle aynı yaşamayabiliyor her aile. Bunlar bireysel alışkanlıklar , eğitimle, insanların kendi karakteristik özellikleri ve tutumlariyla da yakından ilintili şeyler.
Örneğin benim yetiştiğim toplumda da kimi aileler daha dışa açılırken , bir diğer aile kendisini , kendi değerleri içinde muhafaza etmiş olabiliyordu. Bir aile, kısmen de olsa Fransız diline ve kimi anlamda kültürüne yaklaşırken bir diğeri 500 yıllık sefarad alışkanlıkları çevresinde şekillenmiş yaşam tarzı ve anlayışı ile büyütülmüş olabiliyordu. Kimileri yakın Türk dostlarının kimi alışkanlıklarını daha bir benimserken bir başkası Ermeni ya da Rum komşularıyla iç içe yaşarken onlardan gördükleri gelenekleri kendi kültürüne entegre etmeye başlayabiliyordu..
Ve bu şekilde farklı farklı kültürlerle karşılaşırken kimi zaman kendimizi bazı insanlara daha yakın hissederken kimi zaman kimi grupların davranışlarını kimi anlamda kendimize daha bir yabancı görebiliyoruz.. Kısaca bazen insanların konuşma tarzı bile bazen tanıdık , bazense tuhaf gelebiliyor kulağımıza..
Peki kültürel farklılıklardan gelen davranışları eleştirmek hakkımızmıdır?
Derler ki. Hayır! Kültürel farklılıkları saygıyla, eleştirmeden almak lazım..
Saygı adına Türkiye'de bu çok yaygın olan, Hocam, teyzecim , abi,. abla türünden hitap şekillerini düşündüğümde, diyorum ki ben kimi şeyler zamanla değişebilir. Bence zaman zaten bir çok şeyi değiştiriyor. Toplumlar hep bir evrim geçiriyorlar. İnsanlar, bireyler nasıl dönem dönem değişime uğruyorlarsa toplumlar da modern hayatın akışına göre, mesela bugün sanki saha serbest, daha rahatlamış gibiler. Saygıya her zaman evet ancak saygı adına çekimserlik yaratan gereksiz meafeler koyan hitapları artık azaltmak lazım. Bayan , sayın gibi sözler , siz şeklinde hitaplar samimi olmadığınız kişilere doğal olarak kullanılmalı ancak herşey o kişiyle aranızdaki tanışıklığa göre değişim göstermeli.
Ellili yaşlara gelmiş kadınların, 60 yaşındaki öğretmenlerine hala Hocam derken aralarına koydukları o mesafe herşeyi değiştiriyor bence... Birincisi, bir insana abla, ağbi ya da hocam demeden de saygı göstermek mümkün bence. İkincisi , bir insana böylesi bir hitapla konuştuğunuzda aranıza direk hiyerarşik bir basamak koyuyorsunuz sanki. Biri ister istemez sizin üstünüzde oluyor. Ve o insanla konuşurken sanki sizin üzerinizde olduğu için her düşündüğünüzü , her eleştirinizi kendi eşit mesafede tuttuğunuz insanlar kadar rahat beyan etmek şansınız yokmuş gibi bir durum yaratıyorsunuz. Ve bu toplumu baştan aşağı etkiliyor.
Aynı şekilde , ille de müdürüm diye hitap ettiklerinde, ya da abla dediklerinde tutuk bir toplum yaratıyorlar Bu, insan ilişkilerini son derece etkiler çünkü bu tip bir anlayış tarzı toplumsal dinamizmi yok eder. Siz mesafeler koydukça araya kimi düşünceleriniz size onları herkesin yanında duyuramayacağınız kadar cüretkar görünür . Ablaların , ağbilerin, hocamların toplumunda kimi fikirler taşıyanın o küçücük kafalarına yakışmaz gibi görünür, o çok fazla kıymete binen yüksek rütbeler verilmiş kimi diğer insanların karşısında..
Hocam dediğinizde , yenilikçi, özgür ve kimi anlamda cesaret isteyen değişimi yaratmak için koyduğunuz sınırlar sizi durdurur bence..
Bence kimi değişimler toplumların yararınadır. Fazla mesafe, fazla alt üst ilişkileriyle,sınıflara ayırmalarla toplumu ancak askeri bir disipline, körü körüne itaate alıştıabilirsiniz. İleriye gitmek içinse , demir perdelerden, engellerden kurtulmak, onları yıkmak gerekir!! Fikrimce!!
Batya R. Galanti