2 Ağustos 2020 Pazar







                           

                                   Çocuklarını gerçekten sevecekleri gün....


     

Facebook'ta bir Fransızın Gazze'deki çocuklarla ilgili paylaşılmış bir klibin altına yazdığı yazı şöyleydi; " Bu ülkeyi ( Israel'i )  ne zaman cezalandıracaklar? Galiba hiç bir zaman!!!"
Izlediği görüntülerin kadının içindeki hırsı nasıl da ortaya çıkardığı belliydi.

Bense klibi istesem de izleyemedim. İçerdiği uygunsuz görüntüler yüzünden kaldırılmıştı. Sonuçta bu insanların video'da ne izlediklerini bilmiyorum. Bildiğim kadının senelerdir içinde Israel'e karşı biriktirdiği nefretin nasıl dışarı çıkmış olduğunu hissettiğimdi.



Ve ben, Gazze'de çekilmiş,  içinde çocuklara karşı dehşet görüntüleri içeren bir video klip paylaşımı karşısında, o kadına nazaran çok daha karmaşık ve yoğun hisler yaşıyorum. Bu hisler, kadınla  bir kaç paralel duyguyla beraber kimi çatışmalar, kimi isyanlarla beraber içimi allak bullak ediyor.

Benim gibi biri için , diğer yabancılara göre bu tip çekimler karşısında hissettiklerim çok daha karmaşıktır. İçimden geçenleri anlatmaya çalışsam , billmem ortaya tam olarak ne çıkar!!

Birincisi, o kadının yerinde olsam büyük ihtimalle benzer duyguları hissederdim..

Sadece bir klik'le şahit olunan,  çocukların acısını, çilesini, cefasını, sefaletini, yokluk içindeki hayatlarını yansıtan görüntülerin insanın içindeki merhameti harekete geçirmesi çok normal. Ve bu çocukları bu duruma getirdiklerini düşündüğünüz hedefe karşı yoğun kızgınlık ve nefret hissetmenizse yine çok dogal.

Aynı görüntüleri ben izlediğimde hissettiklerimi kelimelerle ifade etmek hiç te kolay değil. Problemin bir parçası olmanız bunu değiştirmiyor tersine çok daha derinleştiriyor..

Öncelikle hiç kimse dünyanın hiç bir köşesinde hiç bir çocuğun , başkalarının günahlarının kurbanı olmasını arzu edemez.. Bir çocuğun aç kalmasını, yaralanmasını, ölmesini, acı çekmesini savaş travması yaşamasını kimse istemez...

AMA!!!!!

Keşke dünya, kimi insanların kendi sessiz köşelerinde yaşadıkları gibi huzur  içinde bir yer olsa.. Keşke dünya sadece kendi kafamızda düşündüğümüz kadar açık ve net olsa. Keşke halktan  insanların kafalarındaki barış anlayışı gerçeklerle bu kadar basit bir uyum içinde var olsa. Hatta keşke birilerinin barış içinde yaşıyor olmaları dünyanın gerçekten diğer yerlerinde yaşayanların sizinle aynı şartlarla, aynı eşit imkanlarla karşı karşıya olduklarının bir ispatı olsa. Keşke seçim şansımız bu kadar basit olsa.

Belki sizin yaşadığınız normatif hayatınız  onların yaşadıkları acı savaş gerçekleriyle hiç te uzak olmayan bir yakınlık içinde bile olabilir ve bunu siz bilmiyor olabilirmisiniz acaba?

Keşke dünya hayal ettiğimiz kadar adil olsaydı.. Kendi ailemizde, kendi mahallemiz, köyümüz, şehrimiz dünya gerçeklerinin tek yansıması olsaydı. İçimizde yardım etmek için var olan insani taraflarımız , kolayca heryerde her soruna deva olsa. Keşke içimde tüm çocuklar için var olan hayalleri bir çırpıda gerçekleştirebileceğim bir sihirli değneğim olsa!!!!

Keşke akıllardaki ideal toplumları kurmak, yönetmek, uyum içinde varolmak bu derece kolay olsa..


Yüzyıllar boyu nefretle, savaşla, sınır kavgalarıyla yaşamış kimi toplumların son elli yıldır kurduklarını hayal ettikleri adil dünya çok sınırlı bir noktada belki var belki yok. Ve gerçeklerse hiç te öyle değil. Ne Afrika'da ne Asya'da, Ne Amerika'da, hiç bir yerde adalet ve huzur yok. Ama birileri illüzyon içinde yaşıyor. Herşeyin hiç olmadığı gibi mükemmel olduğunu sandıkları bir hayali masalımsı dünya içinde sanki Filistinli çocuklar ölüyor gibi hayal ediyorlar ve Filistin'de adalet , insanlık yok diyorlar.. Bu güzel, cıvıl cıvıl kuşların ötüştüğü dünya'da , sessizliği tek bozan  Filistinli çocuğun haykırışıymış gibi geliyor  çoklarına. Ve onları yok eden, kötü, mel'un, acımasız Israel Devleti varmış gibi. Dünya barışının tek düşmanı!! Herkes iyi ve tek bir kötü mevcut!

Filistinli çocuk yaşamalı!!!

Yemenli, Suriyeli, Venezualalı, İranlı, Kolombiyalı, Angolalı. çocuklar da yaşamalı.. Filistinli çocuk eziyet görmemeli..Yemenli de, Uygurlu çocuklar da ölmemeliler ama haklarında bilinen çok az. Pek konuşulmuyorlar. Sanki hiç yok gibiler. Ve ne kadar az konuşulurlarsa o kadar yok gibi kalıyorlar..ne kadar az bahsedilirse o kadar az rahatsız ediyor insan vicdanını...

Her çocuk eşit, her çocuk aynı ama gerçeklerse farklı..

Ve Fransız kadın bağırıyor, hınçla!!

Ne zaman cezalandıracaksınız onlar? Neden>  Cezalandırırsa rahatlayacak mı?  Sorun bitecek mi!!

Dünya çok güzel..çıkar hesapları var ne de savaşlar , hiç bir şey yok.. Açlık palavra, göçmenler yok.. Her şey sanki bir masal gibi.. Bir ülke var ki işte o  bozuyor bu barış içindeki, uyum içindeki güzel dünyayı ...

Bir dakika lütfen!! Bir kez dinleseniz, bir kez anlasanız, bu istenmeyen görüntlerin arkasındaki mizanseni..Bir kez dinleseniz iki tarafı olan bu problemin farklı bir hikayesi de olabileceğini. Bildiğiniz şeyin ikinci bir tarafı olduğunu... Siz karşıdan bakanlar!! Adil izleyiciler, pasif hüküm verenler..

Dışarıdan hüküm vermek kolay.. İçinde olmadığınız, yaşamadığınız, bilmediğiniz bir soruna karşıdan bakarak insanlık dersi veriyorsunuz. Haklısınız, ben de çocukların ölmesini istemiyorum. Ve çok üzgünüm.. İster inanın ister inanmayın! Belki sizden çok daha fazla üzgünüm ve de duyarlıyım..

Bir yerlerde savaşın acısı, karmaşası var  bir diğer tarafta da uzakta yaşayan insanlar var ve  yaşananların objektif fikirlere yansıyıp yansımadığı soruları ise kimsenin aklına bile gelmiyor..

Sizi arabayla ezmek için üzerinize doğru hızla yaklaşan sürücüye doğrulttuğunuz silahınızı ateşlemek için tereddüt ettiğinizde , araçtaki sürücünün sizi öldüreceği gerçeğini sizler yaşamamış olabilirsiniz!

Yabancı insanların , dünyanın herhangi bir köşesindeki günlük yaşamları içinde onlara medya tarafından gösterilenler, anlatılanlar kişilerin kafalarında belli bir imaj oluşturmaya neden oluyor. . Dünü, bugünü çok ta net olarak bilinmeyen, bir soruna uzaktan bakmanın getirdiği yargılar mevcut.

Her şahit olunan sahnede , o sahnenin öncesi ve sonrası olduğunun , hatta bütün olarak kocaman bir hikayenin sadece bir anlık görüntülerine göre hüküm verdiğinizin farkında bile değilsiniz. Anlatmak istendiğinde artık dinelemek bile istemeyecek kadar dolusunuz. Kulaklarınızı tıkıyorsunuz..

Anne babalarının ellerinde sorumsuzca yetiştirilen Filistinlilerin, kendi hayatlarından  bizzat kendilerinin direk sorumlu olabileceklerini düşünmeyen başkaları, karşıdan bakarak anlayamadıkları bir kültür yapısını kendi açılarından, kendi ahlaki değerlerine göre değerlendiriyorlar .. Akıllarındaki gerçeklerin sadece kendi bakış açılarına göre çıkan bir sonuç olduğunu, gerçeklerin kendi düşündüklerinden çok farklı olduğunu bilmiyorlar .

Hamas tarafından  kullanılan , propaganda aracına dönüştürülmüş küçücük çocuklar söz konusu olduğunu bilmeyenlerin , bilmek istemeyenlerin dünyasında kime laf anlatıyorum bilmiyorum..

Holocaust sonrası, kaçtıkları eski kitadan mavna gemilerle Tel Aviv kıyılarına ulaşanların tek ümitle geldikleri kutsal toprakların, Arap ülkelerinden 1948'de Israel Devleti'nin kuruluşuyla, mallarına, mülklerine el konularak kapı dışarı edilmiş yahudilerin Israel'in sahipleri olmadığını düşünüyor dünyalılar!!! Onları kendi ülkelerinde görmek istemeyenler Israel Arapların diyor . Avrupa'da Shoah'yı yaşattınız!!  Afrika'dan, Irak'tan kovdunuz?? Bu kez ne istiyorsunuz? Araplar ödün vermeğe hazır değiller!! Ne bekliyorsunuz?

Israel'de hiç bir arapla konuştunuz mu siz?  Halbuki onlar , Yahudi Devletinde , hiç bir Arap ülkesinde olmadıkları kadar serbest konuşurlar burada. Çıkarırlar Filistin bayraklarını , yürürler meydanlarda.. Korkusuzca haykırılar fikirlerini her yerde ( Ne güzel ki böyledir ) " Tüm Israel " bizim derler yüzümüze karşı!!!  Akko'daki Araba, Haifa'nın eteklerinde özgürce yaşayan Araba sorun. Bu toprakların hepsi bizim der buradaki Araplar. Tel Aviv, Akko, Asdod, Haifa.. farketmez!!

Yahudilere ödün vermek istemezler, hiç bir hususta ...

Sonra barıştan konuşurlar.. Dışarıda 67 derler, içerideyse 48....

"Çocuklarını bizi nefret ettiklerinden daha çok sevdikleri günler geldiği zaman Araplarla barış yapmamız mümkün olacak demişti ...Golda Meir (Z' L ) !!



Batya R. Galanti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder