31 Ocak 2024 Çarşamba

Israel'i yok etmek isteyenlere, burayı bir kaç kelimeyle anlatan Lübnanlı Yazar Brigitte Gabriel.


7 Ekim'den bugüne ne değişti?
Hamas'ın saldırılarıyla...
1945'te son bulan II. Dünya Savaşı'ndan bugüne ilk kez açık açık Yahudileri yok etme hayallerinin canlandığına şahit oluyor tarih.
Israel-Filistin çatışmasıyla; Israel'i haritadan silmek isteyenlere, bu bölgeyi, herhangi bir Batılından çok daha iyi tanıyan..Onların dilini konuşan, onların kültür yapısının içinde büyümüş ve kendisi onların saldırganlıklarından kaçmak zorunda kalmış birinin ağzından, bu yerlerde var olan tek ışığı söndürmek taraftarı olanlara cevap veriyor.
Lübnan asıllı Amerikalı yazar, Brigitte Gabriel

Neden Israel'i yok etmek iyi bir fikir değil?

Israel'in  bilinmeyen, tanınmayan yönlerini anlatıyor.
Arapların başaramadıkları o kadar çok şeyi başarmış tek Ortadoğu Halkı..
Batı'da hala develer ülkesi olarak hayal ettikleri Israel..
Doğu'da ya da Batı'da ve dünyanın bir çok köşesinde, bir çok insanın haberleri bile olmadıkları, günlük yaşamlarının birer parçası durumundaki bir çok teknolojinin, hayatlarını değiştiren bir çok buluşun altında Israel'in adının yazdığını bilmeyenlere....
Bu bölgedeki koca karanlığın içindeki tek aydınlık ülkeyi karartmak isteyenlerin sorunlarının ne olduğunu merak ediyoruz.

Sadece Israel değil, Yahudiler yaşadıkları ülkelerde
Çoğu zaman bilim, müzik ve düşünce dünyasına katkıları olmuş bir millet olduğu halde insanlar onlardan her daim nefret ettiler.
Bugün olanlar da yüzyıllar boyu devam eden aynı nefretin bir uzantısıdır.
Israel'in kendisini haritadan silmek istediklerini açıkça söyleyen ve bunu yapmak için ellerinden geleni ardına koymayan barbarlara karşı gösterdiği direnç ve varlığını korumak için savaşması insanları rahatsız ediyor.

Insanlar Yahudileri toplama kamplarına gönderildiklerinin ertesi günü sevdiler.
 27 Ocak Uluslararası Soykırım Günü sadece göstermelik, ikiyüzlü milletlerin ellerinden çıkan sözümona bir anma günüydü her zamanki gibi.

Onlar bizi kendi elleriyle Gestapoya teslim ettiklerinden bugünlere değişmediler.
Değişen tek şey iki yüzlü hümanizm palavralarıdır.

Yoksa, gerçek bir varoluş savaşının ortasında  bizi alaşağı etmek için böylesi bir birliktelik gösterilemezdi..

Dünya Yahudileri sadece kefen içindeyken seviyor. 


 

30 Ocak 2024 Salı

CNN Türk'ün bile ortak olduğu propaganda yayınlar

 

GARGAT AĞACI HİKAYESİ NEDİR?

Hadislere göre gargat ağacının Müslümanlar ile Yahudiler arasında çıkacak olan bir savaşta Yahudileri saklayacağı düşünülmektedir. Bu yüzden de Yahudiler tarafından özellikle İsrail bölgesine bol miktarda gargat ağacı dikilmektedir. Yahudiler'in arkasına saklandığı her ağaç ve her taş arkasında bulunan Yahudi'yi haber verecek ancak gargat ağacı sessiz kalacaktır. Bu yüzden Yahudiler tarafından bol olarak dikilmekte olan bir ağaçtır.

GARGAT AĞACI HADİSİ

Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek ‘Ya Müslim! Ey Allah kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır,’ diyecek. Sadece ‘gargat ağacı’ bunu söylemeyecek. Çünkü o Yahudi ağacıdır.
(Hadis-i Şerif)

https://www.cnnturk.com/ajanda/garkat-agaci-nedir-neden-onemlidir-gargad-agaci-hikayesi-nedir-gargat-agaci-hadisi

29 Ocak 2024 Pazartesi

Hamas destekleniyor, Türkiye'de radikal dinciler katillerin yanındayız diye bağırıyor

Türkçe'de;" Balık baştan kokar!"  diye bir söz söylenir, halk dilinde...

Türkiye İslam Cumhuriyeti'nin başı hiç durmadan Hamas bir direniş örgütüdür diye zırvalarsa.... Hamas'ın kendi milletine ve düşman halka yaptıkları gösterilmez,  İslam dini radikalize edilip, camilerde inananlara fanatizm, nefret aşılanarak ölüm naraları attırılırsa durum çok kötü demektir.

Aklı başında olan Türk insanı hala daha gerçekleri nasıl göremez inanamıyorum.

Bu bölge'de İran Benzeri bir ülke daha doğuyor.

Bu benzerlikten an itibariyle şikayeti olmayan medeni dünya ileride umarım pişman olmaz.

Fikrimce;  Dünya Hamas'ı yaptıklarından dolayı ödüllendirdikçe sade bizler değil neticede kimse iyi günler görmeyecektir.



 

28 Ocak 2024 Pazar

Gazze'de savaş devam ederken Türkiye'de Yahudi olmak



Israel-Gazze Savaşında Türkiye'nin topu aynı zehri saçıyor.

Milletin ağzında artık sadece Israel nefreti. 

Zalim Israil, Katil Israil....

O yetmedi....Yahudiler de ağızlarında.. You Tube'ta..sosyal medya'da...

Kimse bana yalan demesin, interenete bir iki göz atmam yetti...

Ve üzücü olan Türkiye'de antisemitizmin geldiği boyutların kimse için bir önemi yok.
Bu durum adeta herkes tarafından normal karşılanıyor.
Ne baştakinin ne sokaktaki küçük insandan hiç birinin ırkçı beyanlardan rahatsız olmadıklarını görüyorum.

You Tube'da lanse edilen Yahudi karşıtı videoların altlarında, video'yu hazırlayan kişilere sadece övgüler var.

İnsanlar,  " Bu fikir ve düşüncelerin bir ülkenin demokrasisine, bütünlüğüne ve mozaiğine nasıl zarar verecek boyutlarda olduğunu" göremeyecek kadar bilinçsizleşmiş ve bozulmuşlar.

Ülkenin  sözde liberal, sözde Erdoğan karşıtı gazeteleri bile  Israel konusu gündemde olduğunda klasik bir anti çizgide ve diğerleriyle tamamen aynı fikirlerde buluşuyor, aynı konuşup aynı dilden yazıyorlar.

Her yerde, tek bir ağızdan çıkan sözler tüm ağızlarda dolaşıyor.

Tüm Türkiye, top yekün bir politikanın bir parçası olmuş.

Tüm gazeteler, özel yayın organları, You Tuber'lar, tüzel ve özel kişiler...hepsi beraber

Onlar Israel'i eleştirmiyor yalan ve düşmanlık kusuyorlar.

Olayları yaşayan ve soluyan biri olarak ne kadar yalanlar düzüldüğünü gördüğüm için söylüyorum.

Çünkü gerçekleri gizlemek, olayları çarpıtmak yalan söylemektir.

Bir millet soru sormadan, araştırmadan, incelemeden, ya bu kadar da olabilir mi demeden lokmayı ağızlarına verdikleri gibi yutmaya devam ediyor.

Ve sadece Israel ve Yahudi karşıtlığı söz konusu olduğunda bu tek görüşten, tek politikadan herkes sanki memnun.

İki ülkenin arası her gün biraz daha açılıyor.
Nefret en azılı düşmana duyulan boyutları aşacak kadar büyümüş.
Varsa yoksa Gazze ve İsrail..

Zaten uzun bir süredir öyle bir şişirmişler ki bu balonu, artık yangın ve sel felaketleri, deprem, zelzele... her türlü doğal afetlerin hesabını bile Israel'e çıkarabilen sivri zekalı üniversite mezunlarının, Türkiye'nin akıllı geçinen gruplarının yaydığı  komple teorileri heryerde dolaşıyor.

2022'de sözde yeniden ısınmaya doğru giden ilişkiler adına, Israel Cumhurbaşkanının yaptığı Türkiye ziyareti bir kez daha boşa gitti.
Erdoğan uzun zaman Israel kartını dilediği gibi oynamaya devam etti.
Onun canı çektiğinde ısındık, işine geldiğinde soğuduk.
Ama bu seferki bardağın son damlası.
Her Erdoğan çıkışını sineye çekmekten yorulduk.

Israel,  eski dost dediğimiz bu ülkeyle durumu rayına oturtmak çabaları adına tekrar ve tekrar yeni sayfalar açmaktan ve eski defterleri bir kez daha kapatmaktan bıktı.

7 Ekim günü başlayan süpriz savaşta, Israel'in,  1973 Kipur harbinden bugüne bir kez daha varlığını mutlak bir tehlikeye sokan günlerde Erdoğan'ın, Israel'e karşı yaptığı çıkışlar ve Hamas'a verdiği açık destek yenilir, yutulur bir lokma olmaktan çok uzaktır.

Bizi yok etmeye yemin etmiş teröristlerin arkasında yer alarak, bu canavarların yaptıklarını desteklemek, tüm dünyanın gözü önünde meydana gelen bir kıyımı yok saymak, hafife indirgemek, bunu bir halkın haklı mücadelesi olarak nitelemek, yakılan insanları, vücutları parçalanan kadınları, başları koparılan bebekleri  uyduruluşmuş hikayelere çevirmek dost olmaya niyetli bir ülkenin başının altından çıkacak şeyler değildir.
Bunlar ancak, mutlak bir husumetin sonucudur.
Ben zaten Erdoğan ve şürekasının ellerinde olan bu ülkenin hiç bir zaman Yahudi ulusunun dostu olmayacağını hep söyledim.
İlişkilerin kısmen düzelme yoluna gittiğini düşündükleri dönemlerde de Erdoğan'a inanmadım.
Israellilerin senede en az bir kaç kez Türkiye ziyaretlerine rağmen ben bu ülke insanının da, genel anlamda Israel'e düşman olduğunu söyledim.

Türkçeyi biraz bilen, aklı başında her insanın bunu görmesi mümkün.
Komplo teorilerinin, Mossad hikayelerinin sonu gelmedi..
Bu halkın beyni sistematik ve bilinçli bir şekilde senelerce  zehirle yüklendi..
Türk insanının aklı antisemitik bir programla full dolu.

Erdoğan'ın Müslüman Kardeşlerin bir uzantısı olduğunu, Hamas'ın da aynı örgütle ilişkileri bilinen gerçeklerdir; hal böyle olunca Türkiye sınırları içinde basılan tüm gazetelerin birilerinin denetimi altında olduğunu anlamamak imkansız.
Devam eden ticari ilişkilere rağmen...
Ki paranın geldiği yerden, tüm husumete rağmen ticaretten feragat etmemeleri doğal.
Israel'e Türkiye'den gelen malların haddi hesabı olmadığını bilmeyen yok.

Ve yine de birileri, bu durumu, en basit şekliyle ortak maddi çıkarlar olarak değil de yine Mossad'ın Erdoğan'ı desteklemesinin bir işareti olarak görebiliyor. Şeriatçılara da bakarsanız Yahudiler Türkiye'de İslamcılara karşı olan tüm akımların arkasındadırlar.

Kısaca bir parça mantığa  uygun gördükleri her fikir şekillenen yeni bir Yahudi komplosu olarak bizlere geri dönüyor, ve tabii bu şeyler her daim belli grupları ihya ediyor.

Yeni Akit ya da Yeni Şafak gibi İslamcı basının dışında,  CHP'lilerin, solcu ve Anti-İslamcı takımın haber siteleri tarafından çıkan  haberleri gördüğünüzde bu koca ülkede farklı bir düşünceye yer olmadığını farkediyorsunuz.

Evet belki Israel karşıtlığı global bir düzeyde, uluslararası anlamda bir sorun ancak herşeye rağmen, Fransız televizyonlarında, İngiliz basınında, yine belli bir çoğunluğa karşı Israel gerçeklerini dile getiren kimi düşünür yazar ve gazetecilerin fikirleri de yer almaktadır.

Israel'deki savaş yeniden gündeme geldiği günlerden bugüne, sadece Israel'le sınırlı kalmayan bu korkunç karşıtlıkla beraber  Yahudilerin, düşünce şekilleri hayat biçimleri  ve onlarla ilgili her tür şeyi tamamen uydurma ve yalan yanlış fikirlerle ağızlarına dolayan sosyal medya kullanıcıları, gazeteciler ve hatta  politikacılar.....kısaca bu toplumu, şahsi menfaatleri ya da kimi zaman popülerliklerini artımak için kullanan  insanlara karşı duracak, kin ve nefrete itilen basit insanlara işin doğrusunu anlatacak, kendileri gibi, bir diğerleri gibi, yaşamaktan başka amaçları olmayan Yahudileri, onlara karşı düşmanlaştırılan bir toplumun içinde yaşamak zorunda bırakılmış oldukları duruma karşı savunacak kimsecikler yoktur.

En temel hak olan,  huzurlu bir hayat hürriyetlerini ellerinden almaya kalkanlara hadlerini bildirecek bir tek adam kalmamıştır.

Tora'daki metinlerin orasından burasından alıntılar yaparak, sadece  kimi kesitleri, eksiklerle getirerek, metnin, cümlenin arkasında ve önünde gelenleri eklemeden, tam anlamadan,  hikayenin geneline, tam sunumuna girmeden, kendi kişisel yorumlarıyla iyice çarpıtarak, bir defa daha Yahudileri,  inançları üzerinden hedef haline getirenler, Gazze savaşıyla daha da çoğaldılar.

Yahudilerin bu ülkeye bugüne kadar dek zarar verecek hiç bir şey yapmadıklarını söylesem ona da bin bir yalan uydururlar.

Üç aydır Israel'de devam edenlerin Türkiye'deki Yahudilerle en ufak bir ilgisi olmadığını bu millete anlatacak tek bir insan hakları savunucusu kalmamış anlaşılan.

Bu şekilde bu ülkede demokrasiden eser bile kalmadığını bir kez daha tescillemiş oluyoruz. 

Yoksa tüm televizyonlarda, tüm basında ve tüm sosyal medya'da aynı söylevler, aynı karanlık fikirler, aynı eksik haberler, aynı bakış açısı ve sonuçta aynı şeyler duyulmazdı.

Bir parça farklı düşünenler o farklıyı dile getirmeye korkmazlardı.




27 Ocak 2024 Cumartesi

Jerusalem Post Gazetesi'nin bugunku yazisindan bir alinti

UNRWA,  7 Ekim Katliam'ına katılan çalışanları üzerine ateş altında;

Cuma günü UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini, İsrail'in UNRWA'ya örgüt çalışanlarından bazılarının 7 Ekim katliamına karıştığı iddiasıyla ilgili bilgi sağladığını söyledi.

Lazzarini, "Teslis'in insani yardım sağlama  gorevini korumak amacıyla, bu personelin sözleşmelerini derhal feshetme ve gerçeğin gecikmeden ortaya çıkması için soruşturma başlatma kararı aldım" dedi. "Terör eylemlerine karışan herhangi bir UNRWA çalışanı, cezai kovuşturma da dahil olmak üzere sorumlu tutulacaktır."

26 Ocak 2024 Cuma

Gazzelilere ağlayanlar..peki ya diğerlerine neden üzülmüyorlar?

 

Dünyanın kimi bölgelerine şöyle bir göz attığımızda, Radikal İslam'ın hakim olduğu grupların sebep olduğu ölümler yeterince büyük rakkamlara ulaşırken, bu sayılardan genel anlamda kimsenin haberi bile yok bugünlere kadar.
Örneğin; SON 20 yıldır süregelen kıyımlara bazı örnekler vermek istersek: Nijerya, Boko Haram'a karşı 350.000 ölü Sudan, JEM/Darfur'a karşı 300.000 ölü Yemen ve Husiler 233.000 ölü Pakistan İslamcılara karşı 50.000 ölü Suriye iç savaşında 400.000 ölü Güney Sudan'daki iç savaşta 400.000 ölü Etiyopya ve Eritre, Tigray'e karşı 600.000 ölü Bütün bu ölüler için dünyanın hiç bir yerinde protesto eden kimseler yok. Yani, yerlerini bile zor bildiğimiz Afrika'nın kimi ücra köşelerinde ya da Ortadoğu'da yılda kaç kişinin kafasını kestiklerinden büyük çoğunluğun haberi bile yok.
Peki bu insanların diğerlerinden farkları nedir?
Mesela beyaz bir Avrupalıdan ya da bir Türkten ve bir Gazzeliden?? Renkleri mi? Bulundukları konumları? Fakirlikleri? Evet, çoğunluk tarafından ağıza bile alınmayan ölümler bunlar...
Ortadoğu'da da birbirlerini, din yüzünden katleden insanların yaşadıkları bu yerlerden ve olanlardan kimse bahsetmiyor... Kimse etnik kıyımlar var demiyor...sayılar sadece kayıtlara geçirilirlerken, bu insanların kimliklerinin arkasındaki hayatlarının kimsenin gözünde değerleri yok.. Onlarca yıldır devam eden katliamlar... Ve tabii, bu savaşlardan her fırsatta, Avrupa kıtasına kaçak yollardan ulaşan göçmenler var... Ya da bir çok ulaşamayanların da kayıtları var... Yollarda telef olan kaçak göçmenlerin sayısını da kaç kişi takip ediyor?? Ve en sonunda bu göçmenlerin kimileri, geldikleri ülkeleri de bildikleri gibi yapma yolunda olduklarının hala farkedemeyenler hala Ortadoğu'daki tüm anlaşmazlıkların, çıkmazın Filistin sorununa dayandığına inanabiliyorlar.

Aydın ve demokrat Israel'e karşı Radikal İslam'ın arkasında duranlar, bir kez daha Gazze derken hala daha geçirdikleri metamorfozu göremeyenler yakında bambaşka bir dünyaya uyandıklarında belki de hepimiz için çok geç olacak.


Paraların yatırıldığı tünellerin uzunluğu yaklaşık 500 kilometreye varıyor

  


25 Ocak 2024 Perşembe

Hague'tan çıkacak bir karara doğru kimi ana notlar

Güney Afrika'nın Hague Mahkemesine sunduğu iddiaları reddeden İsrael ekibi,  mahkemenin bu dava üzerinde yargı yetkisine sahip olmadığını savundu. 

Pretoria, Gazze'deki durumun görüşülmesi için İsrail büyükelçiliğine çok sayıda talepte bulunduğunu ancak herhangi bir yanıt alamadığını iddia ediyor. 

İsrail hukuk ekibine liderlik eden İngiliz uluslararası hukuk uzmanı Malcolm Shaw, Güney Afrika'nın mahkemeyi yanılttığını, İsrael'in aldığı diplomatik notalara verdiği yanıtların kesin tarihlerini ve Güney Afrikalı ve İsrailli yetkililer arasında bu konuda konuşmak üzere toplantı yapılması yönündeki teklifleri öne sürdü.  

İsrael ekibi ayrıca, İsrael'in Gazze sakinlerine insani yardım sağlama çabaları göz önüne alındığında, soykırım iddialarının tamamen inandırıcılıktan yoksun olduğunu savundu. Bu çabalar arasında İsrael'in Gazze Şeridi'ne sınırsız miktarda yakıt, yiyecek, su ve tıbbi malzeme girmesini sağlaması da yer alıyor.

Doktor Galit Raguan, İsrail askeri operasyonunun başlangıcından bu yana IDF'nin Gazze halkına nereye kaçmaları ve kendilerini bombalamalardan nasıl korumaları gerektiği konusunda talimatlar içeren milyonlarca broşür bıraktığını kaydetti. Ordu tarafından Gazzelilere 70.000 telefon görüşmesi yapıldı ve benzer açıklamalarla bu hamlelerin İsrail'in soykırım politikaları benimsediği iddialarıyla tamamen çeliştiği vurgulandı.

“Hala daha şaşırtıcı bir şekilde davacı taraf bu çabaların bizzat soykırım niteliğinde olduğunu iddia etmektedir. 

Hague'a Başvuran devlete göre, sivillere verilen zararı hafifletmeyi amaçlayan bu tedbirler, İsrail'in soykırım yapma niyetinin kanıtıdır....(!)  

Oysa gerçekte Israel'in çabaları iddiaların tam tersini kanıtlamaktadır" dedi Raguan.

Ayrıca, İsrael mahkemeye, "Hamas" 'ın, Israel'in  insani çabalarının aksine, ihtiyaç sahipleri için Gazze Şeridi'ne aktarılan yardım malzemelerini çaldığını ve istiflediğini hatırlattı. 

İsrail hukuk ekibi ayrıca, Güney Afrika Cumhuriyeti;nin Hamas'ın 7 Ekim'den bu yana yaptığı her şeyi göz ardı ettiğini, sanki terör tünelleri yokmuş, sivil kılığına girmiş teröristler yokmuş, güvenli bölgeleri, okulları ve camileri istismar eden Hamas ajanları yokmuş gibi davrandığını da hatırlattı.

Israelli masum, sivillerin, bebeklerin rehine olarak tutuldukları gerçeğinin unutulduğu belirtildi. 

Güney Afrika'nın şikayetinin İsrail hükümetinin vatandaşlarını savunma hakkını ve yükümlülüğünü reddettiği söylendi.

''Şaşırtıcı bir şekilde Mahkemeden, İsrail'i askeri operasyonlarını askıya almaya çağıran geçici bir tedbir belirtmesi istendi. Ancak bu, İsrail'in kendi vatandaşlarını, rehineleri ve evlerine güvenli bir şekilde dönemeyen ülke içinde yerinden edilmiş 110.000'den fazla İsrailliyi savunmaya yönelik yasal yükümlülüklerini yerine getirme yeteneğini reddetme girişimi anlamına geliyor'' diye belirtti Becker.

Israel Dışişleri Bakanı Israel Katz Hague'taki  bu duruşmanın, Güney Afrika'nın gerçek yüzünün, bebekleri, çocukları, kadınları ve yaşlıları insanlık dışı bir şekilde katleden bir terör örgütünün nasıl  sadık bir temsilcisi olduğunu ortaya çıkardı.” dedi.

22 Ocak 2024 Pazartesi

Yoksa bir bilmediğiniz mi var?


"İSRAİL" öylesi bir büyüteç altında tutulmasına rağmen " NEDENSE" (!??) kimseyi umursamıyor.

Bütün dünya  soluğunu tutmuş onu izlerken, bile bile " canlı yayında"  Gazze'deki  " Shifa Hastanesi'ni" vuruyor.. .

Yani göz göre göre...

Aklını kaçırmış gibi.

Sanki herkesin nefretini üzerine biraz daha üzerine çekmek ister gibi, onu bir kez daha boykot etsinler, ilişkilerini kessinler ..şeytanlastırsınlar, nefret etsinler diye.

Bundan çok memnun gibi!!!

Tüm uluslara karşı gelmek?!!

Kimse duruma bir kez olsun farklı taraftan bakmıyor!

Israel'in Gazze'de verdiği mücadelenin, düştüğü çaresizliğin bir sonucu olabileceğini?

Bu durumun; ya siz ya onlar gibi bir çaresizlik olabileceğini?

Siz olsaydınız ne yapardınız, diye sorayım mı?

"Israil" değil!!!!!!!!! SİZ?

Yaklaşık 9 milyarlık bir dünya nüfusu içinde tüm ulusların yeniden ve bir kez daha en çok konuştuğu bu bitmez mevzunun baş rol oyuncusu: " Zalim İsrail" 'in belki de düşündüğünüz gibi olmadığını, o çok adil düşüncenin, bildiğinizi sandığınız tarafların rollerinin yanlış algılanmış olabileceğini??

Mazlumun o kadar da mazlum olmayabileceği kimsenin aklına gelmiyor.

Hastaneler, okullar, yuvalar, hatta mezarlıklar.....alelade insanların yaşadıkları tüm mekanlar ve bu yerlerde eğitim gören, öğrenen, uyuyan, gezinen, koşuşan çocuklar, birilerine karşı  saldırı amaçlı olarak kullanıldığı andan itibaren, bu yerler ve masum olarak kabul edilen ve nitelenenler hedef olarak vurulduklarında dünyanın hangi tarafı gerçekten suçlaması gerektiğini şaşırması ilginç bir durum oluşturuyor.

Moral değerleri sıfır olan vahşilerin burada çevirdikleri oyunları anlamaz gibi yapan bir diğerleri tarafından, yaşananları, gelişmiş toplumların  kriterleriyle değerlendirenler sorumluluğun tümünü, " ölmemek için öldürmeye mecbur bırakılan" tarafa atarken,  yargıda yapılan bu hataların  çoğu kez bilinçsizlikten değil kasıtlı oldukları açıktır.

Dinleri ve ırkları ne olursa olsun, tüm ulusların ortak düşmanına, radikalizme karşı durmak yerine, kendisini en zalim koşullarda  savunmak zorunda bırakılan bu ülkeye  kendisini savunmasına bile izin vermeden her Allahın günü giyotine gönderenler ve maruz kaldığı açık haksızlıklara çanak tutanlar, Yahudileri yok etmek için kutsal kitaplarına yemin edenlere karşı mücadelesinin yanında onu bir kez daha yanlızlaştıran ve zayıflatanlar hiç bir hak ve hukuktan bahsedemeyecek kadar insanlıktan uzaktırlar.

Tüm ulusların önünde  yargılanan tek toplum olan Israel,  2000 yıllık diaspora'da yaşanmışların sonunun hala gelmediğinin bilinciyle ve ensesinde soluyan antisemizm rüzgarıyla savrulmamak ve ayakta kalmak için hala mücadeleye devam ediyor..


 Batya Ruso Galanti

21 Ocak 2024 Pazar

AM ISRAEL HAY

Herkesin gözlerinin önünde bir ülkede meydana gelen bir kıyım tüm dillerde...

Amerika, Rusya ya da Çin gibi süper güç olmayan bir ülke bu.

'Irak'ta, Uygur'da ya da Suriye'de eline geçirdiğini istediği gibi cezalandıran güçte ve büyüklükte olan diğerlerinden biri değil.....

Arkalarından kimsenin iz sürmediği süper güçlerin istedikleri gibi at koşturdukları dünya arenasında devam eden bir çok uluslararası çekişmelerin, toplumsal kavgaların ve iç çatışmaların arkasında kimin haklı kimin haksız olduğunu bile bilmeyen, çoğu cahil insan kitlelerinin, menfi durumların ışığında belirlenen politik çizgiye göre tutulan taraflara verilen haberlerin istenildiği gibi yutturulduğu dünya...

Oysa senelerdir ölen yüzbinlerce Suriyeli için  Champs-Elysées'de kimselerin gösteri yapmadığının farkında değiller.

Paris'teki cafe'lerde croissants'larını yiyenlerin, kaldırımdaki günlük konuşmalarının içinde Yemen'de her gün birbirlerinin boğazlarını kesen Araplar yer almıyor. Ancak konu Gazze olunca nereye gitseniz insanlar kahrolma modunda, Barcelona'da, Madrid'te, Londra'da...  

Kahvaltıdaki Corn Flakes kasesinin içindeki gevrekleri kaşıklayan Amerikalı  genç, sabahın ilk saatinde gireceği dersten evvel, eğitim gördüğü.  dünyanın en nitelikli eğitim kurumunun  görkemli kompleksindeki kocaman avluda bir diğerleriyle biraraya gelerek,  Afrika'da milyonlarca çocuğun hakları için kendini yormuyor.

O çocukların açlıktan ölmemesi için küçük parmağını bile kımıldatmıyor Harvard ya da Colombia

Afrikalı yatırımcılar Amerika'daki üniversiteleri besleyecek kadar kuvvet ve itibar sahibi değiller daha..

Katar gibi, petrol zengini ülkelerse, sadece direk olarak İslamist terör örgütlerine değil dünyanın en ( ?! ) saygıdeğer yüksek öğrenim kurumlarına da bol maddi destek vermekteler.

Hal böyle olunca, bu kurumların nasıl da bu ülkelerin karanlık çıkarlarının maşaları haline geldiklerini anlamak zor olmuyor..

Tüm bu kayıtsızlığa karşı,  dünyanın en büyük haber sitelerinin,  her an,  dakika dakika izlediği, adım adım takip ettiği, her hatasını, her kusurunu, hiç bir ülkeyi gözlem altında tutmadığı kadar tuttuğu, Ortadoğu haritasında bir noktadan bir parça daha belirgin büyüklükte olan bir ülke var ya işte o ve onun mücadelesi her Amerikan öğrencisinin, her insan hakları savunucusunun en büyük ilgi noktası durumunda.

Bu insanlara göre, bu ufak ülke, böylesi bir büyüteç altında tutulmasına rağmen, kimseyi umursamıyor.

Bütün dünyan  soluğunu tutmuş onu izlerken, bile bile " canlı yayında"  Gazze'deki  " Shifa Hastanesi'ni" vuruyor.. .

Yani göz göre göre...

Aklını kaçırmış gibi.

Sanki herkesin nefretini üzerine bir parça daha çekmek ister gibi, onu bir kez daha boykot etsinler, ilişkilerini kessinler diye...

Tüm uluslara karşı gelmek istermiş gibi

Kimse duruma bir kez olsun diğer taraftan bakmıyor

Israel'in Gazze'de verdiği mücadelenin, düştüğü çaresizliğin bir sonucu olabileceğini?

Ya siz ya onlar gibi bir çaresizlik olabileceğini?

Yaklaşık 9 milyarlık bir dünya nüfusu içinde tüm ulusların yeniden ve bir kez daha en çok konuştuğu bu bitmez mevzunun baş rol oyuncusu: " Zalim İsrail" 'in belki de düşündüğünüz gibi olmadığını, o çok adil düşüncenin, bildiğinizi sandığınız tarafların rollerinin yanlış algılanmış olabileceğini??

Hastaneler, okullar, yuvalar, hatta mezarlıklar.....alelade insanların yaşadıkları tüm mekanlar ve bu yerlerde eğitim gören, öğrenen, uyuyan, gezinen, koşuşan çocuklar, birilerine karşı  saldırı amaçlı olarak kullanıldığı andan itibaren, bu yerler ve masum olarak kabul edilen ve nitelenenler hedef olarak vurulduklarında dünyanın hangi tarafı gerçekten suçlaması gerektiğini şaşırması ilginç bir durum oluşturuyor.

Moral değerleri sıfır olan vahşilerin burada çevirdikleri oyunları anlamaz gibi yapan bir diğerleri tarafından, yaşananları, gelişmiş toplumların  kriterleriyle değerlendirenler sorumluluğun tümünü, " ölmemek için öldürmeye mecbur bırakılan" tarafa atarken,  yargıda yapılan bu hataların  çoğu kez bilinçsizlikten değil kasıtlı oldukları açıktır.

Dinleri ve ırkları ne olursa olsun, tüm ulusların ortak düşmanına, radikalizme karşı durmak yerine, kendisini en zalim koşullarda  savunmak zorunda bırakılan bu ülkeye  kendisini savunmasına bile izin vermeden her Allahın günü giyotine gönderenler ve maruz kaldığı açık haksızlıklara çanak tutanlar, Yahudileri yok etmek için kutsal kitaplarına yemin edenlere karşı mücadelesinin yanında onu bir kez daha yanlızlaştıran ve zayıflatanlar hiç bir hak ve hukuktan bahsedemeyecek kadar insanlıktan uzaktırlar.

Tüm ulusların önünde  yargılanan tek toplum olan Israel,  2000 yıllık diaspora'da yaşanmışların sonunun hala gelmediğinin bilinciyle ve ensesinde soluyan antisemizm rüzgarıyla savrulmamak ve ayakta kalmak için hala mücadeleye devam ediyor..


 Batya Ruso Galanti


    

16 Ocak 2024 Salı

Bana düşmanımın kim olduğunu öğretmeyin

 Gazze'den Israel'e 7 Ekim sabahı yapılan saldırının çok daha geniş çaplışının bu ülkenin merkezini baştan başa sınırlayan Batı Şeria'dan  gelebileceğini biliyorduk.

Arapların akıllarında Israel'i gafil avlayacakları, süpriz  ve " çok cepheli " bir savaş olduğu konuşulup yazılmıştı bir çok defa...

Son yıllarda şekillenen, Batı Şeria, Güney Lübnan ve Gazze'den gelecek bir saldırıyla Israel'in sonunu hazırladıkları büyük çaplı bir savaş.

Ancak 7 Ekim'de Hamas, İran ve Hizbullahla koordine bir saldırı yerine kendi başına buyruk bir saldırı başlattı.

3000 kişilik bir grup militanı  bombalar, makineli tüfekler ve yakıcı maddelerle donanmış bir şekilde, kamyonetler, motosiklet ve paraşütlerle sınırdan geçerek burada bulunan yerleşimlere saldırdılar.

( Hamas'ın bir yan kolu gibi davranan İslamist Türk Hükümeti ve onun borazanı Türk gazetelerindeki iddia edildiği gibi  Hamas'ın 7 ekim saldırılarında sanki sadece Israel askeri üstünün hedef alınmış olduğu hilayelerinin de yalan olduğu gerçeği bir yana, son yirmi yılda eskilerin dost Türkiyesinin dibimizde  geçirdiği mutasyon akıllara durgunluk vericidir )

Arada, Hamas'ın, son dönemde Arabistanla Israel arasındaki yakınlaşmadan çok rahatsız olduğu biliniyordu. Ve büyük bir ihtimalle, onları bu saldırıya hazırlayan en büyük sebeplerden biri de bu yakınlaşmaydı.

Suudi Arabistan-Israel normalleşmesine engel koymak.

Ve 7 Ekim'de aldıkları riskin olası sonuçlarını düşünmemiş değillerdi mutlaka.

Uzun yıllar Katar'dan, Avrupa Birliği ve diğerlerinden gelen milyarlarca doları büyük bir kararlılıkla bu saldırıya yatırırlarken olasılıklar yeterince düşünülüp tasarlanmıştı.

Gazze'yi dünyanın farklı şehirlerinden yöneten Hamas Liderleri için çocukların hayatlarını riske atmak  ya da buradaki küçük piyonları kaybetmek sorun değil, hatta hedeflerden biriydi

Gazze'de yaşanan dram ve kameralara yansıyan senaryo planlarının büyük bir parçasıydı.

Böylelikle dünya Israel'i sivillere büyük zarar vermekle suçluyor, köşeye sıkıştıryor ve yanlızlaştırıyorlar.

Sivillerin Israel'e yapılanlarla ilgili olmadıklarıysa ayrı bir hikayedir.

Doğal olarak ölen çocuklar tepki uyandırsa da, Gazze halkının yaşam kültüründen haberi yok dünyanın.

Gazze halkının,  düşünülen anlamdaki masumiyetleri  ufak bir yüzde için doğru olabilir.....(  bu masumiyet kılıfı  Filistin meselesi içinde genel anlamda yalandır ne yazık ki )

Batı Şeria'daki Hamas desteği Gazze'den bile daha fazla.

Ve hala Batı Şeria'daki Araplarla barıştan bahsedenler var.

Hala onlara bir şans daha vermemiz gerektiğini iddia edenler var.

Peki bugün artık biz  onlarla Rus ruleti oynamaya hazırmıyız?

Bizi Batı Şeria'da yaşayan Arapların Gazze'dekilerden farklı olduklarına inandırmaya çalışanlar ya gerizekalıdırlar ya Polyanna ülkesinde yaşıyorlar ya da Israel'in varlığı onları gerçekten  rahatsız ediyor.

Bence Yahudileri HİÇ çekemiyor bu insanlar... Belki de Ortadoğu'da neler döndüğünü bugünlere dek anlamadılar

Halbuki Ortadoğu'da insan gibi yaşamak isteyen tek ülkeydi; " Israel".

Geri kalanlar içinse tek gerçek var... Savaş...

İşin içinde Yahudiler varsa, onlarla savaşırlar, Yahudiler yoksa, o zaman kendi içlerinde savaşmaya devam ederler.

Suriye'de, Yemen'de, Irak'ta ve diğer yerlerde

Ancak Araplar Yahudilerle savaştıklarında  bir anda, masumlar, çocuklar ve ölümler dikkat çeker olur,

İşte bunu bilen  Arapların, bu iki yüzlülük çok işlerine geliyor, böylelikle bol puan topluyor, dünya şefkati ve para görüyor elleri..

Peki daha sonra onlar bu paralarla ne yapıyorlar?

Ellerindeki küçük adamlarını  öldürtüyor onlar da Dubai'deki lüks otel odalarında sefa sürüyor...

Diğer Arap Liderleri gibi...

Filistin sorunu diye adlandırılan bu karmaşa açık bir çıkar kavgasının bahanesi bir çokları için...

Mesela Erdoğan Türkiyesi için iyi bir oyalayıcı, zihin dağıtıcı ilaç gibi geliyor.

Yahudi nefreti ve yaratılan yapay düşman her derde deva!!

https://bgalanti968.blogspot.com/2022/02/haritadaki-gercekler_19.html


Batya Ruso Galanti


11 Ocak 2024 Perşembe

Israel'i Hague'da yargılamak

Dünya Israel'in, Hamas'a karşı,  varlığını tehtid edecek ödünlerde bulunmasını bekliyor.

Gazze'de hala var olan tünellerde silahlar saklayanlara, ve bize karşı daha fazla 7 ekimler söz verenlere karşı devam eden operasyonları yarı yolda bırakarak, evimizin dibindeki canavarı yarı yaralı bir halde serbest salmamızı istiyor dünya...

Kendi çocuklarını bilerek ve isteyerek, kendi politik çıkaraları peşinde kurban etmeyi hedef edinenlere bize tekrar saldırmaları için yeniden şans tanımamızı istiyor dünya.

Nasıl olsa Yahudileri kamplara gönderirken de herkes susmuştu.

Heryerde aynı nakarat, Israel " Genocide "  yapıyor, yani Soykırım. Kendimi bildim bileli, Türkiye'de Filistine'e karşı yapılan katliam ya da soykırım diye başlayan mitinglere karşın Gazze'de, Batı Şeria'da Filistinlilerin nüfusları sürekli artıyor (?!)

Amerika'nın 9 Eylülü'ünün yanında çok daha büyük bir facia yaşamış olan bu küçük ülkenin 7 Milyonluk Yahudi nüfusunun içinden yarım gün içinde 1200 insanını parçalayan ya da ateşe verenlere nasıl bir tepki verirdi diğerleri?

Sınırınızda,  evinizin hemen dibinde aynı şeyleri size yapmak için tekrar hazırlananlar olsaydı siz nasıl tepki verirdiniz???

Israel'in durumunda, onun yerinde olacak hiç bir normal ülkenin farklı bir tepki vermesi mümkün değildi. İşte bu gerçek görmezden geliniyor.

Ancak yerinizde olmayanlar, ve kendi politik çıkarları farklı olanlar sizi eleştirmek lüksüne sahiptirler!

Hamas'ın ya da Hizbullah'ın temel amaçlarını, neye ve nasıl bir mantaliteye hizmet ettiklerini görmezden gelen " aklı başındaki " önderler ve önemli kişilikler sokaktaki basit adama, bu tipleri" kötülüğe, kolonizasyona karşı direnen" kahramanlar olarak lanse ediyorlar.

Ve böylece çoğunluk mutlak bir yanılgının içine çekiliyor.

Son olarak Güney Afrika Cumhuriyeti, Israel'in Hague'da yargılanmasının önünü açan bir öneri sundu.

Tüm iğrenç taktikleriyle; Hamas'ı değil, Israel'i yargılamak istiyorlar.

İnsan Hakları ihlallerinin günlük yaşamlarının bir parçası olan, çoğu üçüncü dünya ülkelerinden oluşan Birleşmiş Milletler;  başını örtmek istemeyen kadınları,  kendini ezen erkeğe ya da  topluma karşı temel haklarını savunmak isteyenleri yaşatmayan, üç yaşından itibaren çocuklara normal bir eğitim yerine silah kullanmayı, adam öldürmeyi, kafa kesmeyi öğreten, sadece karşı taraftaki masumların değil, hastalıklı bir amacın peşinde kendi evlatlarının ölümlerini bizzat destekleyenleri değil, Bilim ve Teknoloji'de dünya liderleri içine girmiş, Arap kadınlarının araba kullandığı, doktorluk yaptığı, kendilerini savunmak hakkına sahip oldukları yegane Ortadoğu ülkesini yargılamak istiyorlar.

İnsanların yaşam haklarını bile ellerinden alabilen, homoseksüelleri evlerin damlarından atan, muhaliflerini motosikletlerini arkalarına bağlayarak  sokaklarda süründürenleri; Birleşmiş Milletler Kadın Hakları Savunucuları, Amerika'daki İnsan Hakları Dernekleri, LGBT''yi topluma kabul edebilmek  için çaba harcayan liberal kurumlar bile bu insansı yaratıklara destek yürüsyüslerine katılıyorlar.

İnsan gibi yaşmaktan başka amacı olmayan bir ülkeye karşı tüm insanlığı yok etmeğe yemin edenleri destekliyor, diğer insansılar!!

Aklım tamamen durdu artık!!!

 Batya R. Galanti

6 Ocak 2024 Cumartesi

Liberal dünyanın menfi çıkarları peşindeki  İKİ YÜZLÜ politikasının çanak tuttuğu Israel düşmanlığı Ortadoğu'daki ölümlerin suçlularını ödüllendirmeye devam ederken kimse masumları korumuyor, tersine onları kullananları desteklerken, barışı her gün biraz daha uzaklastırıyor. Bölgedeki tek güvenilir rejimi zayıflatmak ve sonunda nihai emellerine ulaşmak için ellerinden geleni yapan zalimlerin sırtlarını sıvazlayanlar gelecekte bu yaptıklarından çok pişmanlık duyacaklar.

5 Ocak 2024 Cuma


Batı, kendi içindeki Araplardan ve Müslüman nüfustan çekinmeye devam ettikçe, " Palestine Free" diye bağıran binlerce insan Berlin'de, Paris'te sokaklarda Hamas'ın zalimliklerine destek vermeye devam ettikçe, Birleşmiş Milletler  Ortadoğu'da olan her sorunun altında Israel varmış gibi davranmaya, bir çok savaşları ve insan hakları ihlallerini görmezden gelmeye devam ederken Israel'i bir günah keçisi olarak kullanmaya devam ettikçe buradaki çıkmazdan kurtulmamız mümkün olmayacak; çünkü liberal dünya izlediği çarpık politika ve Israel düşmanlığı ile Ortadoğu'daki ölümlerin gerçek suçlularını ödüllendirmeye devam ediyor.

4 Ocak 2024 Perşembe

You Tube kullanıcılarının serbest yaydığı yalanlar


Antisemit milyonlardan biri, bir You Tube kullanıcısı tarafından hazırlanmış bir düşmanlık ve ırkçılıkla bezeli video'nun altına kendimce bir cevap vermeği uygun gördüm.

Büyük ihtimalle kendisi bu yorumu silecektir.

Yazık ki video'nun altında yazanlardan biri bile çıkıp kendisine eleştiri yapmamış herkes sadece övgüler yağdırmış........

Bense oradaki yorumumu blogumda paylaşmak istedim...

YORUMUM VE ALTTA  BAHSETTIGIM VIDEO'NUN LINKI:

900 sayfalık Tevrat'ın kıyısından köşesinden sunduğun kimi hikayelerin üzerine kendinden  eklediğin bolca ve kötü niyetli yorumlarınla, kimsenin bilmediği konular olduğu için rahat rahat ahkam keserek doğup büyümüş olduğun Türkiye'de neredeyse Allahın emri bir düşmanlıkla insanlara sözde Yahudiliği anlatıyorsun.

Tabii buradaki herkeste çok memnun kalmış verdiğin son derece ırkçı aşağılıyıcı söylevinden.  Ne diyeyim, yüzde doksanı antisemit olan bir ülkedeki milyonlardan birisin sen de.

Çok bilmiş bir hallerde bir sürü yanıltıcı bilgiyle insanların düşmanlıklarına tuz biber ekleme gayretine diyecek yok. Bense söylediğin zırvalıklardan bir iki tanesini düzeltmek isterim. 

Tabii yorumumu silmezsen iyidir!!!!

Tanrı'nın seçilmiş halkı olduğumuz inancı, diğer milletlerden kendimizi üstün,  ya da daha yukarıda gördüğümüz anlamında falan değildir. Bu sadece Tanrı'nın, Tevrat'ı  vermek için aradığı halklar içinde  bu dinin emirlerini yerine getirmeğe hazır olan tek halkın Yahudiler olduğunu görmüş olmasıyla ilgili bir seçimdir. bu seçilmişlik sadece bu anlamdadır.

Örneğin Yahudilikte, cennete gitmek için bir Müslüman ya da bir hıristiyan ya da budistin iyi birer kul olmaları yeterken Yahudiler için cennete gitmenin koşulu sadece iyi bir kul olmakla bitmez,  Tanrının onlardan beklediği tüm hükümleri yerine getirmeleri gereklidir. 

Ve Yahudilikte on emir tüm insanları içine alır.

Örneğin, senin video'da söylediğinin tam tersi olarak; Karşındakini kendin gibi sevmek, yani tüm insanları aynı şekilde sevmek en önemli kurallardan biridir,

Çalmamak, öldürmemek, başkasının karısına göz dikmemek te!!

Ve Israel bayrağındaki sembollerin video'da söylediklerinle ilgisi yoktur...sadece Yahudilerin her gün dua ederken koydukları" dua şalı" nin bir örneği ya da benzeridir Israel bayrağı.

Ve tüm dünya'daki 15 milyonluk Yahudi nüfusunu buralara gelmeğe ikna etsek diyelim o koca topraklar bu kadar az insan için çok bol gelmez mi??

Biz burada iki karış toprağın çevresindeki yamyamlarla zor baş ediyoruz.

Ve son olarak, Israel nüfusunun ortalama aylık kazancı  yaklaşık 4000 dolardır. Yani bu konuda da yalan yalnış bilgi vermişsin.





3 Ocak 2024 Çarşamba

İster inanın ister inanmayın

İster inanın ister inanmayın
Israel'in Gazze'de yürüttüğü savaş bir seçim değil. Yani Israelliler bir sabah uyanıp, Aaa biz gidip bugün Filistinlileri öldürelim demediler.
Ama yine de Gazze'de Hamas'ın çıkardığı savaşta trajik bir şekilde ölen sivillerin hesabı Israel'den soruluyor!!
Çünkü media olayları insanlarda belli bir algı yaratacak şekilde sunmaya devam ediyor.
Savaşın insanı dehşete düşüren malzemesini istediği gibi servis etmek lüksüne sahip olan medya ...
İnsanların ağızlarına altın kaşıkla servis edilen, yahudi ve Israel düşmanlığının en büyük kaynakların başında,  kendi pişirdiklerini halka sunan medya!!
Israel'in Soykırım'a bir son vermesi gerektiği söyleniyor, neredeyse tüm basın'da
Durun bir dakika,
Esas, soykırım 7 Ekim'de yarım gün içinde 1200 Israelliyi, sabahın erken saatlerinden kadın, çocuk, bebek ayırt etmeden yataklarından çekerek canlı canlı yakan, kafalarını kesen canavarların yaptığı şeydir.
Hamas, aynı günlerde durdurulamasaydı bu topraklarda yaşayan her bir insanı aynı yöntemlerle haritadan silmeye devam edeceklerdi.
Amaçları buydu ve bunu kimseden gizlemediler ve hala gizlemiyorlar.
Bunu kabul etmek istemeyen milyonlarca geri zekalıya rağmen.
Hamas'ın kendi ağzından çıkan gerçekleri duymayan, reddeden embesillere rağmen.
Biz Israel'e aynı kıyımı bir daha ve bir daha yapacağız diyen Hamas Büyüklerinden birinin Beyrut'ta verdiği röportaj'ta da duyduk bunlar
ı

İşte Soykırım budur.
Israel, 7 Ekim ertesinde hiç istemediği, hiç arzu etmediği bir savaşa sürüklendi ve evet, bu savaş çok fazla insanın hayatına mal oluyor. ( bunu istediğimizden değil)
Ancak bunun sorumluluğunun Hamas'a ait olduğunu bile kabul etmiyor büyük çoğunluk,
Yerimizde olmayan, keyiflerine göre yorum yapmakta serbest olanlar, Ortadoğunun kana susamış vahşilerinin yarattıkları şartlarda nasıl hareket etmemiz gerektiğini bize dikte ettirmeye çalışıyorlar.
Sıkışık bir yerleşim yerinde, sivillerin içinde ve onlarla birlik içinde bize karşı hareket eden teröristlerle savaşmayı sınırda askerlerle mücadele etmekle karıştıranlarla dolu her yer.
Kimsenin bizi teröristlere karşı kendimizi savunmak zorunda kaldığımız için soykırımla suçlamaya hakkı yoktur,
Kimsernin bizi, karşı tarafın insan haklarını tamamen hiçe sayan savaş taktiklerinin cezasını bize çıkarmaya hakkı yoktur.
Kimsenin size bir daha aynı kıyımları tekrarlayacaklarını söyleyerek tehtid eden canavarları yok etmeğe çalışırken hemen ateşkes yapın, savaşı durdurun  diyerek varlığınızı tehtid edenlere adeta destek çıkmaya hakları yoktur.
İlk gün sözde kendimizi savunma hakkımız olduğunu itiraf edenler iki gün içinde ağız değiştirdiler..
Dünya'da kendini savunmak zorunda kaldığı için suçlanan tek ülke olan Israel'e insanlık dersleri veren bir sürü  ikiyüzlü hükümet, politikacı, gazeteci vs ..... Hepsinin tek bu derece delirmesinin gerçek sebebi Israel'in yahudi kimliğidir.. Eğer Israel bir Hıristiyan, budist ya da müslüman ülke olsaydı bu savaş kimsenin aklını bu kadar meşgul etmeyecekti... hiç bu kadar spekülasyon olmayacak..bu kadar yalan, dolan ve politik çıkar işin içine girmeyecekti.

Batya Ruso Galanti


https://www.youtube.com/watch?v=5UpClxURrSc&t=10s

  Vahid Beheshti @Vahid_Beheshti In spite of all the propaganda by the regime of the Islamic Republic, the people of Iran continue to risk t...