25 Aralık 2023 Pazartesi

Bitmeyen Savaşın suç ortakları

Israel'in, 1.9 milyar nüfuslu Müslüman dünyasının ortasında açıkça bir varlık mücadelesi içinde olduğu gerçeğini gizleyen, hiç bir zaman kendisi istediği için başlamadığı savaşlardan bir yenisi içinde olduğu,  Israel tarafında yaşayanların başlarından neler geçtiğini, hayatlarının nasıl etkilendiğini, yaşanılan travmayı ve genel olarak bu tarafta da neler olduğunu  göstermekten korkan basın, gerçekleri gizleyerek, olayları yeniden şekillendirerek,  tek taraflı yayınlara devam ederek, tüm insanlık dışı taktiklerine rağmen Hamas'ı  haklı bir direniş hareketi olarak ilan ederek, yine aynı terör örgütünün elindeki küçük askerlerini zavallı (!) siviller olarak göstermesine el vererek, hatta kendi çocuklarını katletmek ve öldürülmek için kullanmasını meşru kılarak,  o zavallı ve masum olarak nitelenen halkın çoğu kez  Hamas'ın işlediği suçların açıkça ortakları olduğunu ispat etmekten kaçınarak bu bölgedeki savaşın son bulmamasının yolunu açmaya devam ediyor.

Batı'nın,  bu topraklarda yüz yıllarca kopuk ve dağınık bir yaşam sürdüren Arapları "Filistin Halkı" olarak anmaya başladığı gün,  aynı Arapların Israel'in varlığını kabul etmemeye devam etmelerinin ve Yahudi Devleti içinde ( ki bugün halihazırda  2 milyon Arap Israel nüfusunun meşru vatandaşlarıdır)  ya da  yanında ortak ve adil bir yaşam için mücadele etmek yerine cihadist bir akım olarak bölgeye ve dünyaya yaymak istedikleri şeriat yaşamı için savaşmaya devam etmelerinin önünü açmışlardı.

New York Times, CNN, BBC, Sky News, The Guardian, LObs, Le Monde, El Pais ve diğerleri bu topraklarda yaşanılan kayıpların, bitmeyen ve bitmeyecek savaşın açıkça suç ortaklarıdırlar!!

24 Aralık 2023 Pazar

Gazze'de devam edenler etnik temizlik değil, Israel'e en acımasız şekilde saldıran, sivilleri kullanan bir terör organizasyonuna karşı yürütülen bir varoluş mücadelesidir...



Gazze'de etnik temizlikten bahsedenlere bir hatırlama; birinci listede Arap ülkelerinde 1948 öncesi ve sonrası Yahudi nüfusu...ikinci listede Israel ve Gazze'de yine 48 ve sonrası Arap nüfusu..


 

23 Aralık 2023 Cumartesi

Kimin umurunda?

Son yirmi senede, Afrika'daki  savaşlarda 'milyonlarca çocuk öldürüldü'. Afrika'da bitmeyen  çatışmalarda çocukların temiz su ve temel sağlık hizmetlerinden mahrum kaldığını ve bunun da önlenebilir ölümlere yol açtığını gösterdi. Afrika'daki tüm çocuk ölümlerinin yüzde yedisi çatışmalardan kaynaklanıyor.

 

Israel'e karşı Londra ya da New York'ta yürüyen ve slogan atanlar,  Gazze halkının arkasında durarak,  Hamas terörünü meşru kılarlarken,  bizzat anne babalarının ellerinde  esir olan  çocukların geleceğinin yok olmasına destek veriyorlar. 

Dünya Israel'i suçlarken, Gazze'de Filistinli çocuğun ölümü için çaba harcayan canavarı, besliyor, büyütüyor!!!




21 Aralık 2023 Perşembe

Hamas-İsrail çatışmasından bazı rakamlar

Hamas Sağlık Bakanlığı, savaşın başlangıcından bu yana Gazze'de 20.000'den fazla insan öldüğünü bildiridi. Unutmamak lazım; Hamas terör örgütünün açıkladığı rakamlar doğrulanamıyor ve bu rakamlar arasında İsrail ve Gazze'de öldürülen kendi teröristleri ve silahlı kişiler ile terörist grupların Gazze Şeridi'ne attığı yüzlerce roketle öldürülen sivillerin de yer aldığı bildiriliyor. 

İsrail ordusunun tahminlerine göre;  7 Ekim saldırısından beri İsrail'e sızan 1000'den fazla teröristin yanı sıra Gazze Şeridi'nde 5.000 Hamas üyesi öldürüldü.

19 Aralık 2023 Salı

İnsanlığın yargı algısı Yahudiler ve diğerleri için farklı işliyor.

"Bu savaşta iki tarafın arasında olan kuvvet eşitsizliğini bir suç olarak kabul ediyor dünya!"

 Bir tarafın sizi öldürmek için kendi çocuğunu feda etmesinin hesabını size çıkarıyor dünya, Filistinli radikal dinci hareketlerin ardından koşarken, çocukları kurban etmeye zorlamalarının kabahatini Israel'den biliyor dünya. İntihar tünellerinde  sivil ve çocuklar yerine teröristleri saklayan Hamas'ın hesabını size çıkarıyor dünya.

Okul çantalarında saklanan bombalardan, kendi öz çocuklarının yatak odalarının kundakları altında depolanan roketlerden siz mesulsünüz...

Camilerde Yahudileri öldürmek adına ölmeye teşvik edilen gençlerden, hastanelerin savaşın kaderini belirleyen merkezlere çevrilmelerinden, aynı hastanelerin Hamas'ın liderlerini barındıran sığınaklar olarak kullanılmalarından

( bu şekilde sizin her saldırınızda dünya'nın sizi yargılayacaklarını bildiklerinden!!)

Tarihin bildiği, tanıdığı en ahlaksız savaş taktiklerinin hesabı bunu ortaya koyanlara değil bunlara karşı mücadele etmek zorunda kalana çıkarılıyor.

Dünya o  hiç sevmediği Araplara karşın Israel'e kin güdüyor...

İnsan denen varlık Israel' in halkını korumak için gösterdiği çabadan memnun değil.

Karşı tarafta çok ölen ölüyormuş!!! Olmaz bu diyorlar. Biz sizin ölmenizi istiyoruz. Onların değil.

Ama Israel ölmek istemiyor. Yahudiler ölmek istemiyor. Biz ölmek değil yaşamak istiyoruz. Tüm teröre, tüm acımasızlığa, tüm saldırılara, saldıranlara ve canavarlara rağmen biz hayatta kalmak için mücadele vermek istiyoruz. Yahudiler onlar gibi ölümü teşvik etmiyor.  Çünkü bizim beynimize kimse Cihad gibi kavramlar sokmuyor, Bizim çocuklarımız barış şarkılarıyla büyüyor. Bizim çocuklarımız gelecekte doktor olmak hayali kuruyor, şahid ( şehit ) olmak değil.

Bu sizi rahatsız etse de. Kim ölmek için çaba harcıyorsa o daha çok ölür!!! Bundan dünya rahatsız olsa da.

Bu ülke kurulmadan önce başlayan  bu karşılıklı mücadele'de  Arapların taktikleri hiç değişmedi.

Evet, Yahudi Devleti kurulduğu günler, Arapların Yahudilere karşı başlattıkları savaş yüzünden buraları bırakıp gidenler oldu. Örneğin Ürdün'den gelen Araplar Ürdün' e döndüler. Kimileri Mısır'a..Suriye ve çevredeki yerlerde kendi halklarının içinde kendilerine yeniden bir hayat aramak zorunda kaldılar..

Kaçmak yerine Yahudi Devletinde Yahudilerle kalmayı kabul edenler Israel vatandaşı oldular ( bugün Israel'de 9 milyon nüfusun 2 milyonu, Israelli Arap vatandaşlarıdır...içimizdekilerdir!!)

Ve 1967, 1973...Senaryo hep aynıydı...Israel' i yok etmek için defalarca saldırdılar.. O zaman da herkes kızdı. Çünkü Israel yok olmadı. Kaybetmedi. Kazandı ve  yine ve bir daha!! 

Vay Pis Yahudiler niye kaybetmediniz' e geldik!!

Neden izin vermiyorsunuz, sizi bir kaşık suda boğmak isteyenlerin anaların belliyorsunuz!!!

Sinirimizi bozmayın...çıkın 1967'den!!! dediler. Sizin kafanızı kesmek için bekleyen canavarlara izin verin ulan.

Onların saldırdıkları, başlattıkları savaşı kaybedin ve sizi zamanında fırınlara gönderenlerin ülkelerine geri sığının... ( 2000 yıllık ana vatanınız yerine!!)

Bize ne sizin güvenliğinizden ya da adam gibi bir yaşam için mücadele vermenizden..

Ve bir aralar biz heves ettik... Oslo moslo konuşuldu... Rabin 1995'te Arafat'ın elini sıkarken zannettik ki bunlar gerçekten barışmak istiyor...Belki bu defa kanla, savaşla bazı şeylerin artık değişmeyeceğini anladılar dedik

İntihar bombacıları türedi bu defa...Heryerde. Sahne' de rol yapanlar perde arkasında yeni taktiklerle çıktılar karşımıza. İntihar komandoları her yerdeydiler....

Aralarında bombayı patlatamadan öldürülen çocuk teröristlerin hesabı Israel'e çıktı.

Çocuk teröristler askerlerin ellerinde götürüldüklerinde de görüntüler dünyayı kızdırmaya başladı.

Kimse bu çocukların neden teröre alet edildiklerini sormadı!!

Ellerinde koca koca taşlarla, bıçakla, molotov kokteyleriyle saldıran 10 yaşlarında çocukların neden babalarının yerlerine kullanıldıklarını? Neden ağızları süt kokan çocukların okula gönderilmek yerine asker taşladıkları, sivillere saldırdıkları sorulmadı.

Dünya her daim, ahlaksız bir mücadeleye karşı Yahudileri suçladı.

Antisemitizm hep tavan yaptı.

Ortaçağ'daki vebanın suçlusu Yahudiler, Bugün Cihad için Israel'i ve daha sonra tüm modern, liberal insanlığı hedef alanlara karşı bir kez daha suçlanıyor

Tarih bir gün gerçekleri yazacak.

O zaman da Yahudi nefretinin sebepları ayrı olacak mutlaka....

Halbuki bakın, bir kaç küçük olayla ( bizim yaşadıklarımıza göre tabii!!)  Avrupa sosyalist partileri bir anda  terk edip nasıl da aşırı sağa kaymağa başladı. Tarih boyu sömürdükleri üçüncü dünya devletlerinin vatandaşları kendi ülkelerini istila edip huzurlarını kaçırmaya başlamalarıyla nasıl da yavaş yavaş hümanizm palavralarını unutup göçe karşı durmak için birleşiyorlar.

Israel ise fanatizme, radikallere, canavarca taktiklere karşı savaşınca bugünlere değin kötü oluyor.

Hala o başka bu başka saçmalıklarıyla masallar anlatılıyor.

Hala antisemitizm herşeyin önünde geliyor.

İnsanlığın yargı algısı Yahudiler ve kendileri için hep farklı işliyor. 


Batya Ruso Galanti 



18 Aralık 2023 Pazartesi

Savaşın proporsiyonu!!

 

Israel'de bir çok insan bu defa dünya bizi anlayacak zannetti..( en azından 7 Ekim'de ...belki ilk saatlerde .)

Masum Gazzelinin neler yapabildği açıkça ortada!..

Canavarlar katliamı kendi elleriyle yayınlamadılar mı?

Neden bilinmez, yine anlamadılar..

Kendi başlarına geleceği gün sizin probleminiz başka bu başka diyecekler...

Avrupa o günler geldiginde bu kez olanlar sizin yüzünüzden oluyor diyecek

Holocaust inkarcılarının bir kez daha ortalığa çıktıkları gibi...

7 Ekim'i inkarlar başladı... daha ilk gün!

Nir Oz, Be'eri ya da Re'im'de yanmış bedenlerin uydurulmuş oldukları söyleniyor...

7 Ekim'de bizim kimi şahsen tanıdıklarımız dahil, bu insanlara ne oldu o zaman??!!!

Nova Müzik Festivalindeki büyük parti'yi basan Hamas teröristlerinden koşarak  kaçıp 7 kilometre ötedeki Kibutz Be'eri'de iki arkadaşıyla birlikte saklandıkları yerde öldürüldükten sonra cesedi Gazze'ye kaçırılan torununun  başına gelenleri uydurmuş olmalı eski bir dostumuz.

Kızımla bir şekilde yolları kesişmiş olan üç insan daha ..onlar da aynı gün katledilenler arasında..

Ve cenazelerine katıldıkları üç okul arkadaşlarını kaybeden eşimin yeğenleri de iddia edilen tiyatronun  bir parçası.

Ve kaybolan onca insan, ve dağılan aileler..

Hepimiz birbirimize yalan söylüyoruz belki?!! Olmayan bir katliam'dan geriye kalan herşey bir rüya belki!!!

Tüm bu yaşadığımız bir oyun, bir uydurma ve belki de dünya aslında dönmüyor.

Ekranlarda, sosyal medya paylaşımları, You Tube, Twitter, Facebook yıkılıyor....Israel durup dururken masum Filistinlileri öldürüyor!!!

Bu kocaman, masum ve iyilik dolu dünya'da,,,, ooo yazııık...

Dünyayı tek kirleten devlet Israel!

Kahrolsun ISRAEL!!

Senaryoyu yazanlar dünyaya masallar anlatıyor. dünya inanıyor,

Dünya resmen taraf tutuyor.

Ortaçağa mı döndük yoksa??

Ya da 1940'lara??

Israel'den kaçıp gitmeyi düşünenler var ..kendilerini güvende hissetmeyenler..

Buraları terk ederek kendilerine yeni bir yuva arayacak bir Israelli  için Avrupa'da ya da  Amerika'da yaşam  daha mı rahat olacak??  Dilinden ibranice düşmeyen bir Yahudi için oralar daha mı güvenlidir bugünlerde?

Bir dönem için uyuya kalan bir virüs gibi antisemitizm. Bu nefretin yeniden hortladığı çoğunluğun içinde yeni bir yaşam kurmak bir Israelliyi ne derece kurtarır??!!

Kimliğini gizleyerek mi?? Kim olduğunu, nereden geldiğini,  tüm belirgin özelliklerini kamufle etmeye çalışarak?!! Mümkünse buyrun!!

Sadece bir cenaze ya da düğünde bulunmak bile yeterli olabilir!

Ya da ağzınızı açıp konuşmanız!!.... Sizden rahatsız olanların, sizi hedef belleyenlerin gözlerine bir anda batmak için.

Çetrefilli bir tarihin ardından, binlerce yıl verdiğimiz mücadeleden yorulup kökümüze geri döndüğümüz bu yerleri elimizden geri almak istiyorlar....

Hep bir başkalarının hükmü altında yaşamış, hayvan güden Arapların, çöl bedevilerinin ortasında kurulan Yahudi yerleşimleri, moşavlar ve kibutzların ardından...bu yerdeki bereketsiz topraklarda kimsenin bir ülke kurmayı aklına getirmediği bu yerlerde Yahudiler yoktan var etmek, ve başarmak için savaştılar!!!

Öyle kocaman bir ülke de değil burası...

Devasa bir Arap dünyasının ortasında küçük bir yer Israel.

2000 yıl evvel bizi kovaladıkları ana yurdumuz!!

Bugünlere dek, içimizde barınan Arap vatandaşlarımızla beraber... hayatımızda yer verdiklerimizle kabul ettiğimiz tek ülkemiz.

Onların sahip oldukları ülkelerde, hiç bir yerde bize vermek istemeklerinden fazlasına sahip Israelli Arap vatandaşlarla birlikte.

Ve 7 ekim günü yaşananlara rağmen kimsenin ( doğal olarak)  kılına el sürülmediklerimiz... bu yerde biz hep birlikte günlük hayatımıza devam ediyoruz.

Onlar bizim yerimizde olsalardı bizim başımıza neler gelirdi düşünmek bile istemiyorum.

Aklıma Türkiye'de 6 eylül, Edirne pogromları geliyor, aslı olmayan söylentilerin bir halkı nasıl da galeyana getirmeye yettiği tarih sayfalarına geçen yağmalama olayları aklıma geliyor.. 

Rumlara, Ermenilere, Yahudilere yapılanlar!!!..

Yahudi Devletinin kurulduğu günün ardından Arap ülkelerinden mallarına el konulduğu gibi kovulan Yahudileri düşünüyorum. Irak'tan, Suriye, Lübnan, Fas, Libya..... Sahip oldukları herşeyi geride bırakarak doğdukları yurtlarını terk etmeye zorlanan Yahudileri!

Israel'in mesru bir devlet olup olmadigi her yerde tartisma konusu durumuna geldi. 1967 derlerdi eskiden, simdi o da fazla geliyor, sadece Araplara degil digerlerine de. 48 evvelinde topumuzu toplama kamplarinda yok etmek istediler,  II. Dunya Harbinde kendi topraklarindan sildiler.  

Arapların, Yahudi Devleti'nin kurulduğu günlere dek gerçekten sahip çıkmadığı süt ve bal ülkesi de bugun tum dunyanin silmek istedigi yeni hedefi...

Sene 2023, bir sabah, kendi evlerinde uyandıkları cehennemden kurtulamayanlare Nazilerin bile yapmayı akıllarına getirmedikleri türden işkencelerle öldürülenlerin ardından biz kalanlar  o  günden beri içimizdeki Israelli Araplarla günlük hayatımıza devam ediyoruz.

Onların bir suçu yok diyoruz (değil mi?!!)

Ancak bir çoğunun buradan gittiğimiz günlerin gelmesi için beklediklerini, hatta içlerinde uygun zaman geldiğinde bize karşı harekete geçmek için tetikte bekleyenler olduğunu bile bile.

Aralarında, Israel'de çok tanınmış bir oyuncu dahil,  7 Ekim Katliam'ı hakkında  neler düşündüklerini sosyal medya'da paylaşanlar oldu!!  Onlara sorduğunuzda bu ülkenin kendilerine verdiği özgürlüğün adına ne düşündüklerini ifade etmekten çekinmediklerini tüm Israel biliyor!!

Daha da fazlası, 2021'de Gazze'yle olan çatışmalar sırasında Ramla, Lod, Yaffo ve Akko gibi şehirleri günlerce yangın alanına çevirdiklerini, Yahudilere ait evleri basmaya kalkanlar olduğunu unutmak mümkün mü?!! ..

Yine de şu an için tek istediğimiz herkesi aynı genele sokmadan, kendi iyiliğimiz ve güvenliğimiz ve geleceğimiz için, bizimle yaşamayı isteyecek herkes için savaşmak.

Ve kimseyi hedef almamak..

Bu bizi onlardan ayıran fark değil mi?

Ancak  Israel'i karalamaktan başka bir meşguliyeti olmayan,  kilometrelerce uzağımızda..müslüman, hıristiyan ya da budist..dünyanın ortak nefreti aynı noktaya odaklanmış.

Gazze'nin karanlık girdabında Filistinlilerin yaşadıkları dramın hangi şartların sonucu olduğunu konuşmuyor kimse.

Amerikalılar, İngilizler çok kızgın...bilmeden, anlamadan, yaşamadan

Filistin tarafında neden çok daha fazla ölenler olduğunu soruyorlar??

Bu adil bir savaş değilmiş???

Bu savaş proporsyonel değilmiş... Israel ( Yahudi ) nefreti gözlerini kör eden insan bir defa daha uzaktan gazel okuyor.

Durun sizin anlamak istemediklerinizi anlatayım da;

Ama bizi dinlemeye niyeti olmayanlara nasıl laf anlatılır?

Mesela normal bir durumda bir ordunun çatıştığı yerin yerleşim alanı değil genel olarak" cephe" olduğunu..

Karşımızda ahlaki değerleri göz önünde tutan normal standartta,  meşru bir "ordunun" olmadığını..

Kendi çıkarları adına kendi halkını kurban eden bir terör grubu ile mücadele etmek zorunda olduğunuzu.

Cihad kavramıyla hareket edenlerin yaşamak değil ölmeyi amaçladıklarını, ve bu uğurda cennete gideceklerine inandıklarını

Daha reşit olmayan çocuk işçilerin inşaatinde calıştırıldıkları tünellerin sadece Hamas'ın savaş taktiklerine hizmet için kullanıldığını ve Gazze insanının kendi çocuklarını korumak şöyle dursun her fırsatta onları başlattıkları cihad'ın bir parçası olarak feda ettiklerini anlatmaktan yorulduk.

Israel askerinin Gazze' de sivilleri öldürmemek adına son derece büyük bir çaba harcadığı için kendi askelerinin canlarını tehlikeye attığını belgelerle ispat yetmiyor!

Sivil ölümleri azaltmak adına vurulacak yerleri önceden uyaran kaç ordu vardır sizce??? Hamas'ı hedef alırken aynı mekanda bulunan kadın ve çocuklara zarar vermemek için tanınan sürenin genelde Hamas'ın çıkarlarına hizmet verdiğini bile bile..

Bütün bunları görmeyenler hala masum Filistinli muhabbeti yapmaya devam ederken kendi ülkelerinde meydana gelen bazı olaylarla burada sergilenen senaryonun ilk perdesini yaşadıklarının farkında değiller.

  








19 Kasım 2023 Pazar

Batıdaki embesiller!!!

 " Ben Müslüman değil bir Katoliğim ve bir Katolik olarak Avrupa'nın Israel'e destek vermesine karşıyım... diyen bir Fransız,  You Tube'taki satırlarında şöyle devam etmiş;

 " Israel'in Gazze'de Filistinlilere, kendilerine Nazilerin yaptıklarının aynısını yapmasına destek verilmesine karşıyım" 

Bu yazının, 7 Ekim'deki pogromun akşamında bende yarattığı duygusal sarsıntıyı kelimelerle ifade etmem zor!!!.  Bize yapılan korkunç vahşeti, katliamı  umursamayan " antisemitlerin" yaşadığı bu dünya'da ne insanlardan, ne insanlıktan yana umudum kalmadı artık. 

Tarihi ve bölgenin şartlarını anlamak hatta bilmek istemeyen bu tiplerin gerçek sorunları bambaşkadır. Bizim varlığımızı tehdit edenleri desteklerken, bize hiç şans tanımaya hazır olmayanlar....Israel'i nazilerle kıyaslayarak, Yahudi milletini en aşağılık yoldan hedef alanların amaçları  6 milyon Yahudinin anısını kullanarak, 7 Ekim' de bize yapılan vahşeti hakkettiğimizi hatırlatmaktır..

Humanist olduklarını iddia eden vicdansızlar, iki yüzlüler!!!

Bu tiplerin söylediklerinin altında yatan tek şey Filistin ve insan sevgisi hak ve hukuk ya da insani değerler falan değil içlerinden hala silinmeyen  Yahudi nefretidir.

Dünyanın bir çok yerinde yaşanan acıları, yoksunluk, yoksulluk ve savaşları görmeyenler, diğer yerlerde ölen yüzbinler için kılları kımıldamayanlar, Israel'in en gaddar şartlar altında, vahşilere karşı sürdürdüğü "varlık savaşında"  bizi yok etmek isteyenlerin yanlarında yer alanlar, burada devam edenin, Filistinli ismi takılan Arapların istediklerinin toprak değil, hedeflerinin topyekun bir cihadışığa karşı karanlığı getirmeyi hedefleyen "radikalizm" olduğunu hala anlamak ya da  görmek istemeyenler, bu bölgede batının tek gerçek kalesi olan Israel'in kaybettiği gün sıranın kendilerinde olduğunu  farkedemeyen embesillerdir.

16 Kasım 2023 Perşembe

Sizler kimleri savunuyorsunuz ?

BBC, İngiliz televizyon kanalı'nda,  Israel'den canlı yayın yapan muhabir, Gazze  sınırındaki yerleri " işgal yerleri" tanımını kullanarak konuşuyordu. Bu köylerin ne 1967 toprakları ne de işgal yerleriyle en ufak bir alakası olmamasına rağmen.

Hamas'ın size yaptılarını hakkettiniz diyor bugün milyonlar...

Tarihten haberi olmayanlar....

Beyni yıkanmış Amerikan toplumu ve diğerleri... İspanyol, İngiliz, Endonezyalılar..

Emperyalist Israel, Koloniyalist Siyonistler diye bağırıyorlar gösterilerde...

Halkını esir alan, kadınlara, çocuklara yaşam hakkı tanımayan vahşilere  destek veriyorlar!!

Filistin Halkı adına bütün bu yırtınmalar!!!

2005'te Israel Gazze'deki yerleşimlerini, binlerce Yahudiyi, bölgede barışa şans vermek adına boşaltığında,  Ortadoğunun bu savaş bitmeyen yerlerinde, barış umuduyla yaşayan Yahudi toplumunun verdiği bu ödünü belki de kimsecikler görmemiş, farketmemişti...

2002'de Ehud Barak'ın, Batı Şeria'nın yüzde 94'dan, daha sonra 2008'de tekrardan, Ehud Olmert'in, bu kez Doğu Kudüs dahil olmak üzere yüzde 98'inden çekilmeyi önerdiklerini bilmedikleri gibi. 

Sadece barış karşılığında.

Ama karṣınızdakiler sizin sadece Batı Şeria değil tüm topraklardan silinmenizi istiyorlarsa durum kesinlikle farklıdır tabii..

Neredeyse 20 yıldır, Gazze'de ne bir Yahudi yerleşimi ne de Yahudi askeri bulunuyordu bugüne dek.

Ariel Sharon' un bir emriyle, Gazze'deki  Yahudi çiftliklerini, seraları, sulama alanlarını, yine Yahudilerin yaşadıkları evleri, tüm herşeyi olduğu gibi Filistin yönetimine teslim edip çıkmıştı Israel, taa 18 sene evvel.

Filistinliler Israel'in tek taraflı çıkışının  ardından bu medeni yerleri ellerine alarak, kendi insanları için, olumlu bir başlangıç için kullanacaklarına  onlara bırakılanları yerle bir ettiler. Sulama sistemlerini, elektriği, evleri herşeyi...

Bir gün bile vakit kaybetmediler.

2006'da  Gazze'de, El Fetih yerine seçilen Hamas, insani yardımlar, Katar'dan ve İran'dan gelen paralarla 17 yıldır Israel'i yok etmek için savaşıyor.  Tüm Gazze'yi baştan aşağı kaplayan, bir yeraltı şehri kurarak! Inşa ettikleri 1300 tünel'de binlerce roket depolayarak, kutsal mekan olarak anılan camileri, hastane ve okulları saldırı amacı için kullanarak kendi evlatlarını bilerek, isteyerek, propagandalarına alet etmek amacıyla kurban etmeye devam ediyorlar.

Filistinlileri esir alan, kendilerine karşı gelenleri  acımasızca öldüren. Israel tarafındaki sivilleri yine kendi çocuklarının yaşam alanları içinden hedef alan bu örgüte dur demek yerine,  antisemitler Israel'in her noktasını baştan aşağı işgal toprağı olarak niteleniyorlar. 

Ürdün nehrinden denize kadar.. Kudüs'ten ( Yerushalayım'den) Tel Aviv ve Hayfa'ya... Naharıya'ya..

Tüm Israel topraklarının tarih'te hiç bir zaman var olmamış Filistin Devletine ait olduğunu iddia ediyorlar...

Oysa Babillilerden Romalılara, Osmanlı'dan İngilizlere bir elden diğerine geçen bu yerler, 2000 yıldan sonra gerçek sahiplerinin ellerine geri döndü. 1948'de, Yahudiler geçirdikleri tüm pogromlardan, Şoah'dan sonra vadedilmiş topraklara yeniden geri döndüler.

23 Arap Devletinin dibinde küçücük bir Yahudi Devleti,  tüm dünyanın kıçına batan tek ülke.

1800' lerde Yahudilere bizzat kendi elleriyle sattıkları topraklar....geçen zaman içinde, birilerinin buraları yeşertmeyi başardıkları. bu toprakları seralarla doldurdukları, bereketsiz çölleri sebze ve meyve cennetine çevirdikleri günler geldiğinde ... geri almak için  topyekün  savaşanlar hala bıkmadılar....ne savaşlardan ne terörden ne de kin ve nefretten...

Yahudilerin  bu toprakları onlarla herşeye rağmen paylaşmaya hazır oldukları dönemler geride kalırken   hepimizi denize dökmeye and içen, gözleri kan ve vahşetten başka bir şey görmeyen cihadist zihniyeti bize karşı destekleyenlere hala burada kimlerle mücadele ettiğimizi anlatamıyoruz.  

Yahudileri dost bilenler onlardandır diyenlerin, ölümü yaşama karşı kutsayanların yarattığı Ortadoğudan Avrupa Kıtasına yayılan karanlığı ışığa tercih edenlere ne anlatabiliriz?

" Ben Müslüman değil bir Katoliğim ve bir Katolik olarak Avrupa'nın Israel'e destek vermesine karşıyım... diyen bir Fransız You Tube'taki satırlarında şöyle devam etmiş; " Israel'in Filistinlilere, kendilerine Nazilerin yaptıklarını yapmalarına izin verilmesine karşıyım"

Bu yazının, o pogrom günün akşamında bende yarattığı duygusal sarsıntıyı kelimelerle ifade etmem zor!!!, Bize yapılan korkunç vahşeti görmeyen antisemitlerin yaşadığı bu dünya'da ne insanlardan ne insanlıktan yana umudum kalmadı artık. 

Israel'i nazilerle kıyaslayarak, bizi en aşağılık yoldan hedef alan bu  tarihi ve bölgenin şartlarını anlamak bile istemeyen, sadece geçmişten bugüne içlerinde yer eden nefret yüzünden bize hiç bir şans tanımaya hazır olmayanların amacı 6 milyon Yahudinin anısını kullanarak, bize yapılan bu vahşeti hakkettiğimizi hatırlatmaktır...Vicdansızlar!!!

Bu tiplerin söylediklerinin altında yatan tek şey Filistin ve insan sevgisi, sözde humanizm değil  içlerinden hala silinmeyen  Yahudi nefretidir.

Dünyanın bir çok yerlerinde yaşanan acıları, yoksunlukları, yoksulluk ve savaşları görmeyen, diğer yerlerde ölen binler ve yüzbinler için kılları kımıldamayanlar, Israel'in en gaddar şartlar altında, vahşilere karşı sürdürdüğü "varlık savaşında"  bizi yok etmek isteyenlerin saflarında yer alanlar, burada devam edenin, Filistin'in gerçek savaşlarının toprak değil  ışığa karşı karanlığı getirmeyi hedefleyen radikalizm olduğunu hala göremeyen ya da görmek istemeyenler, Israel' in kaybettiği gün sıranın kendilerinde olduğunu bile anlayamayan embesillerdir.


14 Kasım 2023 Salı

7 Ekim Pogromu

Yaz sonu...sonbaharla ardı ardına gelen bayramlar...ve  Rosh Ha Shana, Kipur...sukkot...

Onumuzde yeniden beklenen aile toplantıları .kimi son seyahatlerini anlatacaklar..gördükleri yerleri, yepyeni kültürleri..uzun saatler çalışmak zorunda olan insanların okullar başlamadan çıktıkları son tatili ve  yeniden buluşmanın sevinci....

Asker gençler bayram için yeniden eve dönerlerken,  bahçeye kurulan "suka"daki akşam yemeğinde anne baba ve küçük kardeşleriyle biraraya gelecekler....kimileri daha çok kısa bir zaman önce başlamışlar vatani görevlerine... Çaylaklık dönemini aşanlar yepyeni üstlere gönderilirlerken, onlar bayram masasında askerlikteki ilk tecrübelerini anlatacaklar.. çocuk yüzlerinde çıkmaya başlayan tüyleriyle, onlar daha dünkü bebekler

Gece nöbetleri, çölde geçen eğitimde yaşanılan zorluklar...ama yine de yüzlerinden eksik olmayan o gülüş..buradaki şartlara kendini alıştırmış bir toplum...bir kabulleniş..itiraz etmeden... şımarmadan..okuldan, oyunlardan ve anne sicaklığından bir adım ötede bekleyen bir görev..

Belki 18 yaşın verdiği bir enerjidir bu...

Sonrası da çok farklı değil...miluime ( 40 yaşına dek senede bir ay devam eden askerlik görevi, ihtiyaca göre hizmete alınanlar) askere çağrılan aile babaları, hatta kimi anneler..

Aslında herkesin tek özlemi barış..diğer insanlar gibi bir yaşam

Klasik bir Batı toplumu standardında..çocukluğunu yaşamak..herkes gibi sevgiyle büyümek..gelecekle ilgili hedefler belirlemek..hayatı daha ileriye götürecek planlar yapmak..bu toplumun bu bölgeyle ters düşen gerçekleri

.........................

Neyse neredeydim ben.... Sukkot Bayramının son  Şabat'ı idi....

Bir çoklarının akıllarında büyük ihtimalle sukkot'un bu son günü  parklarda buluşmak, piknik yapmak varken...

Sabah daha altı buçuk sanırım,  günün ilk saatlerindeki o tatlı uykunun ortasında, bir yerlerden çok kuvvetli bir ses çalınıyor....Rüya mı bu??  .Hala devam eden yaz sıcaklarıyla geceden açık bıraktığım pencereden insanı bir anda korku girdabının içine sokarcasına geliyor ses

Kulaklarımdan bedenime bir anda kocaman bir çığlık gibi yankılanıyor...

Sirenler !!!

Ne olduğunu anlamadan yataktan fırlarken çocuklara bağırıyorum...sanki duymamışlar gibi...

Dairemizin hemen çıkışındaki güvenli yere koşarken, neler olduğunu soruyoruz birbirimize...

Gece yatmadan evvel herşey yolundaydı...

Merdiven boşluğundaki çelik kapının arkasında beklerken, sirenlerin ardından gelen patlamalar arasında  basamaklara çöken kızım elindeki telefondan neler olduğunu anlamaya çalışırken panik içinde; çaresiz bir insanın ses tonuyla, ağzından çıkan sözler; "Güneyde teröristler kibutzlara girdiler!"...

Evimize bir saat ötede....

.....................................


7 Ekim günü sirenlerin ardı arkası kesilmedi..

Gazze sınırındaki kibutzlara giren teröristler ellerine makineli tüfekler ve bombalar,  tender cinsi arabalar, motosiklet ve benzeri araçlarla Israel'i gafil avladılar.

Ilk etapta, en az 4 ya da 5000 kişi civarında gencin katıldığı Nova Müzik festivalinde ölüm kusan 3000 terörist, Rishon Le Tsion'a bir saat uzaklıktaki çiftliklerde, kibutz ve moşav'larda yataklarında uyuyan insanları normal bir aklın alamayacağı işkencelerle öldürdüler.

Anne babaları çocuklarının gözleri önünde vurdular, hamile kadınların karınlarını deştiler, bebekleri,   annelerine tecavüz ettikleri anlarda  canlı canlı fırınlarda koyup pişirdiler..Topladıkları minicik çocukları anne babalarının gözleri önlerinde toplu halde ateşe verdiler..

40'ı çocuk ve bebek olmak üzere, 80'leri geçmiş yaşlı kadın ve erkek 240 kişiyi Gazze'ye kaçırdılar.

Bu pogromun,  aynı günün akşamı ise Londra ve New York'ta Israel'i suçlayan binlerce insan sokaklara döküldü.(!)

Yine aynı gün içinde Colombia ve Harvard gibi Amerika'nın en prestijli üniversitelerinin öğrenci derneklerinden, korkunç bir terör saldırısına uğramış, saatler içinde 1400 insanı hunharca katledilmiş olmasının şokunu yaşayan Israeli kınadıklarını beyan ederken haklı davalarında Filistin'e destek verdiklerini açıklayanlardan ayrı,  caddelerde insanlar; " From the river to the sea Palestine will be free!" Nehirden denize Filistin özgürlüğüne kavuşacak! diye bağırıyorlardı.

Bahsedilen nehrin hangisi olduğunu bile bilmeyen binlerce cahil  Batı' da gittikçe güçlenen radikallerin oyununa gelirlerken Israel 50 sene aradan sonra yenio bir 1973'le karşı karşıya idi. 

Sınırdan ülkeye sızmayı başaran canavarların hakim olmayı başardıkları moşavları şeytanın elinden kurtarmak için Israel askeri üç gün mücadele verdi.

Rişon Le Tsion'a ) merkeze) bir saat uzaklıkta  Allahuekber  çığlıklarıyla insanları doğrayanları destekleyen İngilizler, Ispanyol ve digerlerinin bizlerden bu derece nefret ettiklerini biliyormuydum?

Belki!!

Oysa, bu kibutzlarda yaşayan insanlar Şalom Ahşav yani, "Şimdi Barış"  grubunun üyeleri, onların her biri son derece faal birer barış aktivistiydiler. Barış için herşeyi yapmaya hazır insanlardı hepsi...

Yıllarca başka kimseyle değil hep Filistinlilerle çalışan, onlara yardım eden, destekleyen, gerektiğinde onları bizzat kendi arabalarıyla sağlık kurumlarına götürüp getiren,  Filistinli çocukların, yaşlıların tedavileriyle ilgilenen, onlara yüksek maaşlarla iş veren insanlardı bunlar.

Bu pogrom'dan günler sonra, ölü olarak ele geçirilmiş teröristlerden birinin bedeninden çıkan kameraya yansıyan görüntülerde anne babasını gözleri önünde katleden canavara küçük çocuk onu da öldürmesi için yalvardığı sahneyi izleyen gazeteciler şoktaydınlar....Bulunduğu o korkunç anın bir an evvel sonlanması için yalvaran 9 yaşında bir çocuktu bu.. ( Yapılan canavarlıkların görüntüleri  Israel Devleti tarafından pogrom sonrası günlerde dünyanın ileri gelen yayın kurumlarının gazetecilerine izletildiler)

Aynı teröristin, buzdolabına içecek almak için uzandığı saniyelerde kameraya yansıyan; dolaba yapıştırılmış bir yazı; "Şimdi Barış!"

BBC'de  Israel'den canlı yayın yapan İngiliz muhabir ise, Gazze  sınırındaki bu yerden ekranlara bildiri yaparken, bu yerleri " işgal toprakları" tanımını kullanarak konuşuyordu.  Bu köylerin ne 67 toprakları ne de işgal yerleriyle en ufak bir alakası olmamasına rağmen!!

Bize, " size yapılanları hakkettiniz!"  diyor  milyonlar...Bilmeden!! 

2005'te Israel Gazze'deki tüm yerleşimlerini, binlerce Yahudiyi, bölgede barışa şans vermek adına boşaltarak Filistinlilere bırakmıştı. Gazze'de ne bir Yahudi yerleşimi ne de Yahudi askeri bulunuyordu bugüne dek.

Bu yerlerdeki Yahudi çiftliklerini, seraları, sulama alanlarını, Yahudilerin yaşadıkları evleri, herşeyi olduğu gibi Filistin yönetimine teslim edip çıkmıştı Israel, 18 sene evvel.

Onlar ne yapmıştı peki??  Israel'in bu tek taraflı çıkışının  ardından bu yerleri ele alarak, kendi insanı için,  daha iyi bir gelecek için hizmette kullanacaklarına herşeyi yerle bir ettiler. Sulama sistemlerini, elektriği, evleri,  seraları..

Medeniyete karşı duranlar bir gün bile kaybetmediler,

Ertesi sene Gazze'de, El Fetih yerine seçilen Hamas,  buraya akan insani yardımlarla, Katar'dan ve İran'dan gelen paralarla 17 yıldan bu yana hep soyledigi gibi Israel'i haritadan silmek için, binlerce tünel inşaa etti. 

Tüm Gazze'yi baştan aşağı kaplayan, bir yeraltı şehri kurdu... 1300 tünel inşaa ettiler ) ve yine binlerce roket depoladıkları evleri, cami, hastane ve okulları Israelli sivillere saldırmak için kullanarak kendi evlatlarını kurban etmeye devam ediyorlar.

Sivilleri esir alarak Israelilleri kendi çocuklarının yaşam alanları içinden hedef alan Hamas'a dur demek yerine milyonlar Israel'e karşı yürüyor. Hamas'ın Filistin'deki acımasızlığına destek veriyorlar.

Bugün sadece Filistinliler  değil tüm Israel karşıtı dünya için Israel'in her noktası, her köşesi sanki bir işgal toprağı olarak niteleniyor.. Ürdün nehrinden denize kadar.. Kudüs'ten ( Yeruşalayim'den) Tel Aviv ve Hayfa'ya... Nahariya'ya..her yer

Yeni bir akıma dönüştü bu. Sadece  1967 değil artık, her yer!! 

Sadece anti siyonist olduklarını iddia eden antisemitler tüm Israel'in, tarih'te hiç bir zaman var olmamış Filistin Devletine ait olduğunu iddia ediyorlar..

Yahudilerse Babillilerden Romalılara, Osmanlı'dan İngilizlere bir elden diğerine geçen bu topraklara, 2000 yıldan sonra,  geçirdikleri tüm pogromlardan, Shoah'dan sonra geri döndüler. Onlara vaadedilen tek yere, ufacık bir toprağa. 

23 Arap Devletinin dibinde küçücük bir Yahudi Devleti.... 

Tüm dünyanın kıçına batan bir ülke.

.........................


1800' lerde bizzat kendi elleriyle sattıkları toprakları aradan geçen zaman içinde  Yahudiler'in  yeşertmeyi başardıkları günler geldiğinde. çölü seralarla doldurdukları, bereketsiz çölleri sebze ve meyve cennetine çevirdikleri günler geldiğinde geri almak için topyekün savaşanlar hala bıkmadılar,,ne savaşlardan ne terörden ne de kin ve nefretten...

Artık Yahudilerin  bu toprakları onlarla herşeye rağmen paylaşmaya hazır oldukları dönemler geride kalırken   hepimizi denize dökmeye and içen, gözleri kan ve vahşetten başka bir şey görmeyen cihadist zihniyeti bize karşı destekleyenlere kimlerle mücadele ettiğimizi anlatamıyoruz. Tüm tarihe, belge ve filmlere rağmen.

Yahudileri dost bilenler onlardandır diyenlerin, ölümü yaşama karşı kutsayanların yarattığı Ortadoğudan Avrupa Kıtasına yayılan karanlığı ışığa tercih edenlere ne anlatabiliriz?

" Ben Müslüman değil bir Katoliğim ve bir Katolik olarak Avrupa'nın Israel'e destek vermesine karşıyım... diyen bir adam You Tube'taki satırlarında şöyle devam etmiş: " Israel'in Gazze' de kendilerine Nazilerin yaptıklarını yapmalarına destek verilmesine karşıyım"

Israel'in kendini savunmasına bile karşı olduğunu belli eden biri bu... Medeni Avrupa'daki milyonlardan sadece biri.... Bu yazının o pogrom günün akşamında bende yarattığı tepkiyi kelimelerle ifade etmem zor!!!, Biz hedef alan yaratıkların vahşetlerine göz yuman antisemitlerin yaşadığı bu dünya'da ne insanlardan ne insanlıktan yana umudum kalmadı artık.

Ve bizi nazilerle kıyaslayarak, en aşağılık şekilde hedef almaları inanılır gibi değil.  Bu aşağılık karşılaştırmalarla, tarihi ve bölgenin şartlarını bilmek istemeyen, sadece geçmişten bugüne içlerinde yer eden nefret yüzünden bize zaten şans tanımaya hazır olmayanların yaşadığı bu haksız dünyada hissetiğim şey, 6 milyon Yahudinin anısını kullanarak, bize yapılanları hakkettiğimizi alttan alta hatırlatmaktır... Bu tip karşılaştırmaların nedeni Filistin sevgisi değil bugünlere dek beyinlerinden  silinmeyen  Yahudi nefretidir.

Dünya'da yaşanan acıları, yoksunluk,  yoksulluk ve savaşları görmeyenler, diger yerlerde ölen binler ve yüzbinler için kılları kımıldamayan insanlar, Israel' in varlık savaşında onu yok etmek isteyenlerin yanlarında yer alanlar;  gerçek  amaçlarının toprak değil  ışığa karşı karanlığı getirmeyi hedefleyen radikalizm olduğunu hala göremeyen ya da görmek istemeyenler, Yahudilerin kaybettikleri gün sıranın kendilerinde olduğunu anlayamayan aptallardır.





 




  Vahid Beheshti @Vahid_Beheshti In spite of all the propaganda by the regime of the Islamic Republic, the people of Iran continue to risk t...