4 Eylül 2018 Salı

                                                   ARAP ÇOCUĞUN KADERİ



Kadere inanırmısınız bilmem..

 Bu bölgede yaşayan insanların çogu  kadercidir. Iyi , kötü her şey kaderimizin bir oyunudur. Yaşam bir kader oyunu gibidir..

Örneğin Türkiye'de çoğu zaman çocuklar kaderci bir anlayışla  büyürler.. Bu yüzden Allah verdi  Allah aldı sözünü çok sık duyarsınız ..Bu tip insanların kafalarında  üstün bir gücün denetimi altındaki hayatları için kendilerinin yapacakları fazla bir şey yoktur. .Bu anlayışa göre bize hediye edilmiş olan yaşamın tüm şartları tamamen Tanrının kudretinde gibi algılanır...

Kadercilik zihniyeti, anne babanın, toplumun, devletin elinden tüm sorumlulukları  alıp  daha serbest , daha oluruna bir yaşam şansı tanır insanlara. Eğer olanlardan ben sorumlu değilsem üzülecek bir şey de pek yoktur sanki,. Kimse kimseye karşı sorumlu değildir.  Çocuk bu kaderci zihniyetle büyüyebildiği kadar büyür. Şansı varsa erişkinliğe erer ve kendince aynı yolda hayata devam eder...

Bu bölgede yaşayan halkların büyük bir bölümünün yaşamları bu anlayış içinde şekillenir.Türkiye'de, Mısır'da, Yemen'de Irak'ta yaşayan insanların kadercilik anlayışları birbirlerinden çok uzak değildir.En iyi şartlarda dış güçler sizin hayatınızdaki hataların sorumluları olarak görülür.

Geçenlerde Ahed Tamimi adında bir genç kız Israel Hapishanesi'nden özgürlüğüne geri salındı..17 yasındaki bu genç kız Filistin Halkı için bir Özgürülük Mücadelesi Simgesi olmuş son yıllarda!!

Ahed Tamimi'yi ilk kez  11 yasındaki bir kız çocuğu olarak kamera önüne geçtiği zaman tanımıştık.. 11 yasında bir çocuk Israel askerlerine kafa tutarken annesi tarafından videoya çekilmişti. Ahed Tamimi Batı Şeria'nın Nabi Saleh kasabasında yaşayan bir ailenin küçük üyelerinden bir tanesi. Bu aile Batı Şeria'da Israel ordusuna ve Israelli sivillere karşı terör faaliyetlerinde üstlendikleri öncü rolle isim yapmış bir aile olarak özellikle ikinci intifada yıllarından beri Israel güvenlik birimleri tarafından sürekli izlenmektedirler.

Batı'da medya bu kişileri aktivist olarak isimlendirirken.  teröristle aktivist arasındaki ince kelime   farklılıklariyle suçlu ve masum arasındaki algı oyunları Batı medyasının bilinçli propagandalarının bir parçasıdır.

Batı Şeria'daki Israel yerleşim yerlerine karşı sürdürdüklerini iddia ettikleri propaganda için kullandıkları yolların insanı tarafları kesinlikle tartışılır. Bu ailenin pasifist bir aktivitenin parçaları olarak görülmesi ise Batı'nın iki yüzlü politikalarına bir kez daha çok küçük bir örnektir.

"Aktivist " Tamimi ailesinin kendi haklarını savunmak adına ettikleri mücadeleye ilişkin   kimi örnekler vermek gerekirse;  Ahed Tamimi'nin kuzini  Ahlam Tamimi 22 yaşında iken Yeruşalayim'de Sbarro restoran'a yapılan  ( bu intihar saldırısında 7'sı  çocuk 19 kişi öldürülmüştür, ağır yaralanan 130 kişiden kaçının sakat kaldığını ise bilmiyorum) intihar saldırısının planlayanlarından  ve uygulamaya geçirenlerinden olduğunu biliyoruz. Diğer bir amcası geçmiş yıllarda yine masum bir Israelli sivili öldürmüştür.

Ahed Tamimi'nin annesi Nariman Tamımı 2015 yılında başlayan bıçaklama terörünün zirve yaptığı günlerde çocukları,  gençleri   sokaklara çıkıp insanları bıçaklamaya teşvik ettiği video çekimleri ile biliniyordu. Yaptığı video kliplerde bıçağı insan vücudunun hangi bölgelerine saplanmalarının ölümcül olabileceğini dahi açıklaması kayda değer bir aktivizm örneği idi.

Dünyanın  Ahed Tamimi'nin Ağustos başlarında Israel hapislhanelerinden salındığı günlerde büyük bir alkışla heyecanla onu karşıladığını biliyoruz. Kendi anne babası tarafından tehlikenin içine daha 11 yasında iken atılan sarışın mavi gözlü Ahed'i... Pembe kıyafetlerinin içinde bir Arap kızından çok bir Almanı, bir Fransızı hatırlatan Ahed'i politik ve terörist akımların içine iterek  alet eden başta kendi öz anne babası ve tüm yetkili Arap büyüklerini de alkışlayan Batı..

Evet belki özgürlük mücadelesi kutsal bir savaştır.. Özgürlüğünüzü elde etmek için neleri vermeye hazırsınızdır.. Her şeyi değil mi?.Bunda ters bir şey yok... Örneğin Israel  Ortadoğunun göbeğinde, bir milyar düşmanın ortasında varlığını sürdürmek için kurulduğu günden bugüne özgürlüğü için savaşıyor..

Israelin buradaki varlığına sonuna kadar karşı çıkarken, karşılıklı süren savaşta en azından daha adil bir şekilde rol alabilirlermiydi acaba Arap kardeşlerimiz  Öncelikle çocuklarını koruyarak, onlara güven duyabilecekleri bir dünya için daha adil bir şekilde savaşarak.. Onların önünde giderek, belki kimi şeylerden gerekirse ödün vermeğe hazır olarak.. Kimi yapabilirliklerini, kimi zayıf yönlerini kabul ederek.. Gerçek kahramanlar gibi davranaraak.. Ortadoğu'da dedim ya en başta.. İnsanlar kadercidir. Bu kadercilik sorumlulukları da reddeder.. Kadercilik yaşamla ölümü içi içe kılar.. Ölüm hayatın normal bir parçası gibi algılanır.. Çünkü sorumluluğun olmadığı yerde hayatımıza olan kontrolümüz de azalır.  Ölümler daha sık daha normal algılanır olur.. Biri gider diğeri gelir şeklinde bir anlayış şekillenir toplumda, ailede ..  Ne yapalım der.. Toprak için, Tanrı için ve bilinmedik güçler için çocuklar ölür, büyükler ölür.. Hayatın doğal akışıdır bu.. İşte bu yüzden bu bölgede çocuklar tehlikelerin içine  kolayca itilirler, kullanılırlar ve ölürler..  Sonuçta kimi şeyler kontrolden çıkar.. Çıkarılır. Ve ölüm vaz geçilmez olur..

Gelişmiş ülkelerde ise çocuğunuzun başına olmadık bir şey geldiğinde polis ilk iş anne babayı soruşturmaya alır. Eğer bir ihmal söz konusu ise anne baba suçlanır ve gerekirse cezalandırılırlar.. Toplum bu tip insanları kınar, affetmez.

Gelişmiş ülkelerde  insan yaşamı  , hak ve özgürlükleri kurallarla, yasalarla güvence altındadır. 18 yasin altındaki çocuk öncelikle anne babasının güüvencesi ve sorumluluğu altındadır. Ve devlet bunu sağlamak için ayrıca sorumludur..

Gazze'de, Batı Şeria'da yıllardır Israel'e karşı mücadele veriliyor. Bu topaklarda bir tek yahudi kalmayacağı güne kadar süreceğine yemin ettikleri bir mücadele..

2018 yılında hala daha Israel'in varlığını tanımaya hazır olmayan  Hamas , Al-Aksa tugayları, selefiler, Daaş ve diğerleri hiç bitmeyen planların içindeler..

Batı Ahed Tamimi'nin Israel askerine kaldırdığı yumrukla özdeşleşti.. Yıllardır televizyonlarda izledikleri Israel askerine kafa tutan küçük kız onların gözünde kahramanlaştı.. Kendilerinden biri sanki o askere kafa tutuyordu..

O an Ahed'in annesinin tek istediği şey, Israel askerini yeterince provoke etmeği başarabilirse kızına kalkacak eli filme almaktı.. Bir annenin çocuğunu askere tekme tokat girmesine izin vermesini anlayabilmek normal bir zihniyet için nasıl mümkün? Hele çocukların el bebek gül bebek büyütüldüğü Batı'da bu davranışın alkışlanmasını anlamak??

Daha sonra bu küçük kızı " Brave Girl!" ( Cesur Kız )  olarak niteleyerek gelecek Tamimilere kapıları açmak... Onları ödüllendirmek..Bu çarpık politikanın  Ortadoğudaki kanlı zihniyetin içinde devam etmesine açıkça destek vermek.

Bu Arap dostluğu değildir, sadece  Israel karşıtlığının geldiği son noktadır..

Bu savaşta Israel'de neden siviller ölmüyor diyenlerin beyinlerinin basmadığı şey ise Israel'in her zaman koruduğu çocuklarına karşı Arapların çocuklarını kendi elleriyle ölüme ittikleri gerçeğidir... Israel'de devlet  çocuklar ölmesin diye onlara sığınaklar yaparlarken , Hamas liderleri çocukları terör tünellerinde çalıştırmaktalar, Israel, Hamas'ın attığı roketler çocuklara isabet etmesin diye onlara özel korunma odaları inşaa ederken, Hamas çocukları zorla okulların, evlerin , cephanelerin çatılarına çıkarmaktadır.. Israel'de çocuklara yaz okullarında yarına gülerek bakabilecekleri güzel günleri müjdeleyen şarkılar öğretilirken Hamas Gazze'de  silahlı eğitim kamplarında çocuklara Yahudilerin hepsinin köklerinin kazınması gerektiğini beyinlerine sokmaya devam etmekteler.. Israel'de çocuklar matematik , fizik öğrenirken.. Batı Şeria'da çocuklar camiilerde , şeyhlerden , imamlardan Yahudilerle arkadaş olmayın surelerini dinlemeye devam ediyorlar.. Ahed Tamimi'yi övüp kucaklayan Mahmud Abbas, her terör eylemi sonrası evlerinde ziyaret ettikleri Arapların ailelerine özel aylıklar bağlayan , El Fatah ve Hamas , Birleşmiş Milletlerden aldıkları paralarla neler yaptıklarının hesabını vermemeye devam eden Arap Liderler  sürdürdükleri Radikal İslami eğitimle yetiştirdikleri nefret dolu beyinlerle gelecekte hala daha Israel'in bu topraklardaki varlığına son vermek için çocukları feda etmeğe devam edeceklerdir..

Ortadoğu'daki tek demokratik zihniyeti insanlığın yegane düşmanı olarak nişan noktasına alan Uluslararası Cemiyet.. Birleşmiş Milletler de çoğu İnsan Haklarının yanından bile geçemeyen ülkelerin aldığı kararlarla yürüyen dünya politikası bu şekilde bu bölgede olası bir barışa şans tanımayacaktır..



Batya R. Galanti



  Vahid Beheshti @Vahid_Beheshti In spite of all the propaganda by the regime of the Islamic Republic, the people of Iran continue to risk t...