Kimi aşk hikayeleri sıradışıdırlar...
Seneler önce bir psikoloğun konuştuğumuz bir konu üzerine verdiği bir örneği unutmam..
Bana; "Şimdi şu caddede bir hadise meydana geldiğini varsayalım, ve bu olaya on kişi tanıklık etsin.. bu on kişiden her birinin meydana gelen olayı algılayış ve sindiriş şekilleri birbirinden farklı olacaktır.. demişti. Yani her insan hayatı, olayları, durumları, insanları ve insan ilişkilerini farklı algılıyor farklı yaşıyor.. ve sonuçta farklı tepki veriyor..
Hepimizin kendimize göre bir dna'miz var.. Bu dna sadece bizim esmer ya da sarışın olmamızın sebebi değildir, genlerimiz sadece fiziksel ve bedensel olarak bizim ne olduğumuzu ya da olacağımızı belirlemiyor, karakterimizi de büyük oranda çiziyor.
Bununla birlikte çevresel etmenlerle birlikte yaşadığımız olayların da üzerimizde direk ya da endirek etkileri yine bizi biz yapan etmenler..
Son bir aydır, arada bir You Tube üzerinden seyrettiğim bir fransızca program var.
Hayatlarının belli bir yerinde yaşadıkları bir bozgunluk ve istenmeyen bir ayrılık sonunda senelerce konuşmadıkları insanları arayıp buldukları, bazen yirmi senedir görmedikleri kardeşlerini, bazen unutamadıkları sevgililerine seneler sonra geri dönmek için başvurdukleri bir program bu..
Bu programı izlerken, aklıma geçmişte o psikoloğun bana verdiği örnek geliyor.
Herhangi bir olay karşısında verdiğimiz tepkilerin kişiden kişiye değiştiği örneğini bu programı izlerken anımsıyorum .
Kardeşini kaybettikten sonra yıllarca acı çekmiş bir genç kadına karşılık, program yapımcıları tarafından aranıp bulunan kardeşin bazen ne kadar daha serinkanlı ve mesafeli kalabildiğini görebiliyor insan.. Birinin yaşadığı büyük psikolojik travmaya, sarsıntıya, özleme ve kimi belki suçluluk duygularına karşılık diğer taraf kendi hayatına daha sorunsuz, daha rahat devam edebilmiş görünüyor..
Bir ayrılığın bir tarafın hayatını tamamen olumsuz etkilerken bir diğerinin kaldığı yerden neredeyse hiç bir şey olmamış gibi devam etmiş olduğunu görebiliyorsunuz..
Bu program'da en ilginç örneklerden biri de, kimi insanların yaşadıkları tek taraflı büyük aşklar oluyor. Çocukluklarında, gençliklerinde yaşadıkları kimi sevgileri uzun senelerden sonra unutamamış kimi insanların karşılarına sevdikleri kişiyi getirdiklerinde bazen karşı taraf onları hatırlamıyabiliyorlar bile.. Bu ne kadar üzücü bir şey.. Kimilerinin kalplerinde taht kurmuş insanların onları hatırlamakta bile zorlanmaları üzücü..
Bazı insanların ilk görüşte aşık oldukları kişilerin onları hiç farketmemiş olabilmeleri de ayrı bir durum..
Elli yıl aradan sonra aşık olduğu güzel genç kızı arayan seksen yaşındaki adamın hala daha yüreğinde taşıdığı o sevgiden aslında geriye bir şey kalmadığını izlerken şahit olduğunuz hayalkırıklığı ..
Bir taraf için o güzel yüz hayat boyu zihninden silinmemişken, programa getirilen kadının , tüm anlattıklarına ve yaşadıkları şeylerden verdiği örneklere rağmen karşısında artık aynı olmayan o insanı hiç anımsamaması...
Genç bir kadın aylar önce trende tanıştığı erkeğe deli gibi aşık olup, milyonların karşısında aşkını ilan etmek için onu programa getirtebilirken adamsa onu hatırlamak için dakikalarca kafasını yormak zorunda kalabiliyor
Tüm bu örneklerden sonra geçen sene Israel televizyonu'nda izlediğim , gerçek ve çok güzel bir aşk hikayesi geldi aklıma...
Israel'de gencin, bir Kibbutznik'ken ( Kibutzlu ) hayran olduğu güzel mankeni uzun senelerden sonra Amerika'da buluş hikayesiydi bu..
Kimi aşk hikayeleri sıradışıdırlar. Kimi aşk hikayeleri kimsenin aklına gelmeyecek türden olurlar. Kimi aşk hikayeleri romanlara , filmlere konu olabilecek türdendirler. Ve sıradışı olan aşk hikayelerinin güzel sonla sonuçlanmaları da bir o kadar ender ve heyecan vericidir..
Bu Kibutznik gencin daha on yedi yaşında iken ilk kez gazetede rastladığı resmine aşık olduğu manken kızla bir gün hayatını güzel bir sonla bağlayabileceği kimin aklına gelirdi acaba?
Hiç tanımadığı bir genç kıza duyduğu hislerin, o erkeğin seneler sonra bile duygularının, peşinden koşabilecek kadar yoğun yaşanmış olması ne kadar sık rastlanır türden bir örnektir bilmiyorum..
Israel'de ünlü bir manken olduktan sonra, bir süre yine modellik yapmak için Amerika'ya yerleştiğinde tanıştığı bir doktorla evlenip oraya yerleştikten sonra, kendisini her daim hor gördüğünü söylediği kocasıyla yaşadığı mutsuz yıllara rağmen, kocasının vefaat ettiği güne dek ondan ayrılmayan bir kadın bu..
Kibutzlu genç adam da aynı yıllarda yine doktor olarak Amerika'ya yerleşip, o da aşık olduğu manken kadının bulunduğu yere uzak olmayan bir şehirde bir aile kurmuş..
Eşinden ayrıldıktan uzun bir zaman sonra bir gün arabasıyla giderken radyo'da tesadüfen bir röportaj duymuş. Röportaj'da gençliğinde hayran olduğu mankenin adını duyunca ne yapıp ne edip telefon numarasına ulaşmış..
Belki otuz yıl aradan sonra, ilk kez hayran olduğu kadınla telefon'da konuştuğunda onu hiç tanımayan kadın tabii onu reddetmiş. Ama o hiç usanmamış.. Onu bir kaç kez daha ısrarla arayıp onunla sadece bir kez tanışmak için bir şans istemiş..
Yıllarca kocası tarafından hor görülmüş olan kadın telefondaki ısrarcı sesin kendine özgü tatlı ifadesiyle, yalvarışına karşılık sonunda birden neden olmasın deyivermiş !!
İşte deyiş o deyiş!!
Son onbeş yıldır Haifa'nın eteklerinde birlikte yaşadıkları güzel bir evleri var bu çiftin. Amerika'dan birlikte Israel'e dönmüşler. Ve onlar yıllardır son derece mutlu ve uyumlu bir hayat paylaşıyorlar birlikte.
İlk görüşmelerinden sonra bir daha hiç ayrılmamışlar ...
Bazen insan ilk görüşte karşısındaki kişinin kendisi için yaratılmış olduğunu hisseder..
Bu çok özel bir duygudur. Her zaman doğru olmasa da!
Bugün yaşlı olan bu eski kibutzlu doktor adam , on yedi yaşında gazetede resmini gördüğü genç kızın onun ruh ikizi olduğunu hissetmiş ve yanılmamış..
Sanırım bu da bir şans.. Bir kez tanıdıktan yıllar sonra sevdiğiniz kişiyi yeniden bulmak ve bir daha ayrılmamak..
Batya R. GALANTI