Pandemiyle gelen şiddet!
(Geçtiğimiz haftalarda yazdığım bu yazıyı , 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yeniden paylaşıyorum.....)
Pandeminin getirdiği en olumsuz şeylerden biri de aile içi şiddette görülen artış sanırım...
Alt üst olan istatistikler içinde aile içi şiddette ilk sıralarda.
Zorlaşan hayat koşullarıyla artan ailevi problemler, depresyon, kaygı sorunu ve tüm bunların getirdiği alkol, uyuşturucu gibi şeylerde olan büyük artış insan davranışlarını yeterince olumsuz etkilemiş gibi görünüyor..
Son bir senede Israel'de cinayete kurban giden kadınların sayısında da bu yüzden belli bir artış gözleniyor..
İşte bu son sene yaşanan hadiselerden bir tanesi de geçen ay ülkeyi yeterince sarsan bir cinayete teşebbüs olayıydı..
Beer Şeva şehrinin 85 kilometre güneyinde , Negev Çölünün tam orta yerinde küçücük bir yerleşim yeri olan Mitzpe Ramon'da meydaha gelen olay insanların kanını donduracak nitelikteydi...
Eşi tarafından sürekli horlanan, dayak yiyen güzel bir genç kadının hikayesi..
Uzun süredir ( bir çokları gibi) herkesten sakladığı şiddete sonunda dayanamayarak kocasına boşanmaל isteğini belirten kadının yüz yüze geldiği ölümün nasıl da korkutucu olduğu gerçeği!!
Son aylarda yaşanan aile içi şiddet olaylarından biri daha sadece ..
Her şiddet içeren olay özellikle yaşayanı bağlarken , , artış gösteren böylesi olayların nedenlerini, niçinlerini araştırıp çözüm aramak devlete düşen görevlerden bir tanesi..( Ben şiddet uygulayanlara da tedavi ve terapi yollarının önünü açmak önemli diye düşünüyorum..)
İnsanlık, ulaşabildiği en ileri noktada en primitif hayvandan bile daha acımasız, daha vahşi olabiliyor..
Kendisinden boşanmak istediğini söyleyen eşinin canını alarak ondan intikam almak isteyen koca, karısını sevdiğini söyleyebilecek kadar hasta olabiliyor..
Kadını kendi mülkiyeti altında gören bir erkeğin ona köleliği layik gören ruh halinin in bir uzantı, bir yansıması bu...
Aşık olarak evlendiği insanın kendisinin katili olabileceğini düşünemeyecek kadar saf olan kadınların varlığı ise ayrıca şaşkınlık verici.
Nasıl olur da bir kadın, kendisini istismar eden bir erkekle evlenir. İşte bu hep beynimi kurcalıyor..
Bir kadın nasıl olur da böyle bir erkeği kendine eş olarak seçer?
Eminim ki bu tip erkekler ne mal olduklarını ilişkilerinin daha ilk günlerden bir şekilde gösterirler..
Belki ilk zamanlar, basit bir kıskançlık krizi gibi başlar herşey
Bu da belki de güçlü bir erkek arayışında olan kadınların önce gururlarını okşar..
Eşlerinin sevgilerinin bir işareti olarak algılarlar bu kıskançlığı.
Sanırım , her kadın belli bir kıskançlığı hoş karşılayabilir. Ama bunun gerçekten normal bir sınırı olmalı...
Sonra bu kıskançlıklar yaşanmaz , yaşatılmaz bir hal alır ve derken hakaret başlar ve bir gün bir tokat gelir ve tabii sonrası ...
O gün Şira'nın bir buçuk yaşındaki bebeği olay yerinde çığlık çığlığa ağlarken aynı anlarda oradan geçen yan komşularının beş yaşındaki çocuğu annesine koşmuş hemen..
Çocuk bir şeylerin yolunda gitmediğini hissetmiş adeta..
Bu hikaye'de böylece, bir tarafta insanın tüylerini diken diken eden bir adamın korkunç eylemi söz konusu ama diğer taraftan daha beş yaşında olan bir çocuğun etrafına olan duyarlılığı. hassasiyeti ve zekası..
Çocuk koşarak ; " Anne karşı evdeki bebek çok ağlıyor !" diye annesine haber verdiğinde.genç kadın, bebeklerin ağlamasının normal olduğunu, anne ve babasının mutlaka ona baktıklarını söylediği halde çocuk bebeğin ağlamasının doğal olmadığında inat ediyor ve annesini olay yerine gitmeye ikna ediyor..
İşte o an o evde bir erkeğin bir kadına darbeler indirdiğini duyuyor kadın!!
Tüm cesaretiyle, insanlığı, hassasiyetiyle ve o an ona göklerden gelen güçle korkmadan kapıya yumruklar indirererek bağırıyor.. " Bırak onu!!" diye.. Elinde bıçakla üstü başı kan içinde kapıyı açan erkeğe bağırmaya devam ediyor: " Bırak onu!!
"Lütfen yardım edin ! diye yardım isterken etraftan, elinden geldiğince başkalarının kendisini duymasını sağlıyor..
Genç Şira kocası tarafından, bir çoğu yüzüne olmak üzere, 20 bıçak darbesi almış.. Görüşünün yüzde yetmişini kaybederken..yüzünü normal bir hale getirebilmek için bir çok estetik ameliyatlar geçirmesi gerekeceğini yazdı basın..
Korkusuzca onu kurtarmak için elinden geleni yapan komşusuna hayatını borçlu olan Şira dilerim yaşadığı travmayı atlatmayı ve kendine normal bir yaşam kurmayı başarır..
Dilerim bu krizi atlattığımızda iyice karmaşaya dönen yaşamımızı sonunda normal istatistiki verilere çekerek yeniden toparlamayı başarırız..
Bir taraftan pandemi yüzünden artan şiddet, diğer taraftan politik çıkmaz..ekonomik sorunlar..toplumsal karmaşa, uzaktan eğitimle, öğrenim kapasitesi düşen çocuklar, işsizlik yüzünden evde kalan, şimdilik kayıp giden gençler.. artan alkol, uyuşturucu kullanımı ve bir çok şey daha!!
Batya R. GALANTI