Ben gençken ne sokak serserilerinden, ne gece başıma gelebileceklerden korkmadan dışarılara kendimi atmayı bilen biriydim!! Hani erkek gibi derler ya.. Öyleydim biraz!!
İstanbul'un tüm serserilerine rağmen başına buyruk bir genç kızdım her daim!!
Gece sokağa çıkmak için kimseye ihtiyacım olduğunu düşünmeden heryere giden bir ben vardım hep!!
Hayatın korkulması gerekenlerinden pek korkmayan biriydim o zaman!!
Büyüdüğüm şehir bugün o zamanlardan belki kat kat korkutucu, kat kat tehlikeli bir yer oldu kadınlar için. Sokak ortasında öldürülen kadın sayısı dünyada en yüksek ülkelerden biri oldu Türkiye.
Israel'se bu konularda çok daha rahattı. Tam benlikti. Şehir merkezlerinde bile hep bir rahatlık söz konusuydu. Buradaki huzur, bir evinizde olmak hissi gibiydi. Rahattı her yer!!
Gece yarısına kadar genç çocuklar, kızlar sokaklarda korkusuzca gezebilirlerdi bu ülkede. Daha çok yakın bir zamana kadar. ( Belki de bir anlamda daha bir hafta öncesine dek bu böyleydi!!!)
Israel'in, tüm geçirmiş olduğu savaşlara rağmen, en belirgin en güzel şeylerinden biriydi hissettiğiniz güvenli ortamı ve beni en çok etkileyen şeylerden biriydi bu. Tüm düşünülenlerin tersine bu ülkede kızlar günün her saati rahatça sokaklardaydı.
2000'lerde başlayan ikinci intifada'da ilk kez bu olguda bir değişim oldu. İlk kez, sokaklar insanı ürkütmeye başlamışlardı. Ama bu korku geceleri değil tersine en çok gündüzleriydi. İlk defa o dönem ölüm insanı heryerde yakalayabilir hissiyle gezer olmuştuk Israel'de. Ve bu korku en az dört yıl sürdü o dönem.
Daha önce de olan kimi intihar saldırılarının sayısı arttıkça bu his birden bire çok yoğun olarak benliğimizi sarmıştı. Otobüse binmek, şehrin merkezinde dolaşmak, bir kafe'de oturmak ilk kez birden bire korkutucu olmuştu. ( her saat!! )
2004 sonrası yeniden bir rahatlama dönemi geldi. Yeniden bildiğim Israel'in o huzurlu ortamına kavuşmuştuk. Zaman zaman roketlerle başlayan kimi çok yoğun çatışmalara girdiğimiz günler dışında.2007'de başlayan, 2009'da Gazzeye ilk askeri operasyonu getiren roket saldırılarıyla Gazze sınırında değişen hayatın Israel'de yepyeni bir güvenlik sorunyla bugünlere dek bitmeyen ve her defasında bir basamak daha çıkan gerginliklerle devam eden yaşamımız.
Normal günlerde, ne kızımın gecenin bir yarısı köpeği indirmesinden ne de gece ikide eve girmesinden korkmadığımız bir atmosferden birden yeniden 2000'li yıllarını başını aratmayan, belki o dönemlerden bile daha stresli günleri getiren saldırılar bizi yeniden sarstı.
Bir günden diğerine cehennemi yeniden geri getirenlerle değişti tekrardan günlük yaşamımız.
Her duyduğunuz ses, her ambulans sireninin insanları acaba ne var? sorularına iten, kimi şeytani oluşumlarla iç içe yaşamak zorunda kalan bizler sürekli senaryolarla uğraşıyoruz.
Herkes bir panik içinde.
Dün insanların yarıya yakını günlük rutin hayatının bir çok gerekliliklerini yerine getirmemişler. Bir çokları mecbur kalmadıkça sokağa çıkmaktan bile çekinir durumdalar. Okullara çocuklarını göndermemiş çok insan var.
Bir hafta içinde gelen üçüncü saldırı insanları travmatik bir duruma soktu.
Dün ilk kez çalıştığı kursa taksi tutarak gittiğinde, arabasına bindiği şoför Danielle'e daha kemerini ilk bağladığı anda ; "Eğer bir saldırı olursa hemen kapıyı açıp karşı binaların arasına doğru koş tamam mı!" demesi onu tabi ki rahatlatmamış daha da çok strese sokmuş.
Herkes sürekli olasılıklar içinde hareket eder halde. Üniversite'ye gitmek için güzergah değiştirmek, eğer bir olay olursa nasıl kaçılabileceği ihtimallerini hesaplamak.. Son bir kaç gündür devan eden yeni hayat!!
Hükümet, yeni kararlardan, yeni önlemlerden bahsediyor. Daha çok polis, daha çok asker sevk edilecek her noktaya. Polis yeterli olmadığından Başbakan silah ruhsatı olanları bugünlerde silahlarını yanlarında taşımaya çağırdı!!( Bu da durumun zorluğunu ispatlıyor )
Her iki günde bir insanları makineli tüfeklerle tarayan teröristlerin varlığıyla normal hayat devam edebilir mi?
Daha düne kadar, güvenlik sorunları nedeniyle Gazze'den bir süredir giriş yapmayan bir sürü Gazzelinin, yeniden Israel'de çalışmaları, Ramazan ayında Al Aksa'ya girmeleri için izin verilmek isteniyordu. Hükümet. Hamas'a iyi niyet göstergesiyle, gerginliği azaltmayı planlarken, Hamas tersini yaparak yine de ve tekrardan olaylar başlatmaya çalışıyor. Bunlar bilinen klasik taktikler.
Saldırılar artarken, kısıtlamalar yeniden gündeme gelecek. Bu defa Hamas yeniden ve bir defa daha tehtid edecek. Zaten Radikal İslamın amacı bu. Kısırdöngü yaratmak. Huzursuzluk başlatarak, saldırarak karşı tarafı önlem almaya itmek. Karşı tarafı karşılık vermeye zorlamak. Ve sonra da karşı taraftan gelen cevabı dünyanın gözlerine sokarak, Israel Ramazan'da Müslümanlara zulüm yapıyor propagandasını bir kez daha kullanarak Israel'i köşeye sıkıştırmaya çalışmak.
Günlerdir burada devam eden teröre karşılık dünya yine tepkisiz ve suskun. Saldırılar dünya basınında yine satır aralarından veriliyor. Konu kimseyi ilgilendirmiyor. Kimsenin kılı kıpırdamıyor. Hamas'ın, Radikal İslamın Israel'de genç insanları kadınları öldürmesini kınayan bir kişi yok!! ( Biden ayıp olmasın diye bir şeyler söyledi ama Amerika'daki basını çok irgalayan bir şey değil bu)
Israel kendini savunmak zorunda kaldığında herkes ayağa kalkacak.
O günleri bekliyorum!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!