21 Mart 2022 Pazartesi

Büyük bir Rav'ın cenazesi vardı dün

Dün Israel tarihinin en büyük cenazelerinden birinin, ülkeyi bir kaç saatliğine felç ettiği bir gündü.

Geçtiğimiz Cuma, evinde ani bir şekilde ölen, Rav Haim Kanievsky'nin cenazesi, burada hafta başı olan Pazar gününde,  Israel'in Merkezinde, kuşların bile daha yeni yeni gözlerini açtıkları saatlerden itibaren, normal hayatı öğleden sonraya kadar bir anda susturdu... 

Yüz binlerce insan, Yahudi Ülkesinin en dindar şehirlerinden biri olan Bnei Brak'ta, Kanievsky'nin evinin bulunduğu mekandan  defnedileceği mezarlığa kadar olan caddeleri hınca hınç doldururlarken tüm basın sadece bu konuyu konuşuyordu.

Yüzbinlerce Ultra Ortodoks genç ve yaşlı erkekler meydanlardaydılar. Sadece erkekler!!

Tek amaçları, bu çok saygın insanın son bir defa olsun braha'sını alabilmekti herhalde.

Yukarıdan yapılan çekimlerde, Israel'in fakir nüfusunun en yoğun olduğu bu şehrin, yıpranmış evlerinin ortasından geçen caddelerinde görülen manzara simsiyah bir kalabalıktı...

Aynı kıyafetin yüzbinlercesinin birlikteliğiydi bu. En gencinden en yaşlısına kadar her birinin kafasında aynı siyah şapka ve aynı paltonun tek bir bütün oluşturduğu anlardan biriydi bu.

Bu üniformanın temsil ettiği şey, Tora'dan başka her şeye kendilerini kapayan tek bir görüş, tek bir nefes olmalıydı.. Her ne kadar kendi içlerinde bir sürü kollara ayrılsalar da!!!

Pecere kenarlarında, balkon aralıklarında oturtulmuş küçücük çocuklar yukarılardan bir yerlerden seyrediyorlardı aşağıdaki büyük cenazeyi. Kadınlar ve çocuklar

Peki kimdi bu Kanievsky?

1928 yılında, bugünkü Bielarus'ta olan Pinsk Şehrinde doğmuş bir Rav'di Haim Kanievsky. Kendisi gibi, ravların olduğu bir aileden gelen ve daha küçük bir çocukken, o dönem Polonya sınırlarında bulunan  şehrinden ailesiyle birlikte Israel topraklarına göç etmiş. İlk günlerden, Tel Aviv'in hemen bitişiğinde olan bu dindar bölgeye yerleşen Kanievsky ailesi ve mütevazi yaşamına 94 sene sığdıran Haim Kanievsky'nin bir çok  mitzvot dolu olan, uzun denebilecek yolculuğu...

Hayatı Talmud öğretisiyle geçen bu Rav, insanlara karşılık beklemeden iyilikler yapmasıyla tanındı. Tek amacı, sadece Talmud  okumak ve öğrenmek olan bir adam.

2011'de Sakat Çocuklar için kurduğu Yardım Kuruluşu dışında, hasta, fakir, ona gelen insanlara elinden geldiğini yapmasının dışında, son derece fakir ve yalın bir yaşam sürmüş.

Eski ve bakımsız evinin salonunda, plastik bir iskemlede, tek yaptığı şey bütün gün kitapların içine gömülmek ve ona gelenleri kabul etmek olmuş. Evinin duvarlarının her köşesini kaplayan ciltlerin ne olduğunu soruyorum eşime!! Tora'yı yorumlayan büyük hahamların eserleri diyor bana.

Bu insanların,  yaşam, doğa ve evren hakkında çok değişik ve ilginç yorumları vardır genelde. ve bir çoklarının derin felsefeleri...

Bu Rav hakkında bildiğim tek şey, Israel'in en basit insanlarından en büyük politikacılarına kadar çok saygı görmüş bir lider olmasıydı.

Benim fikrimse, yaşadığı mütevazı hayatında parayı ve gücünü sadece yardım için kullanmış olması takdir edilmesi gereken yönüydü mutlaka.

Evinin ve yaşantısının bunu ispatladığını görmek mümkün.

Zaten bütün Bnei Brak çok mütevazı bir şehir. Mütevaziliğin ötesinde, yaşamın sadece belli bir noktada kapadığı insanların, diğerlerinden soyutlanmış varlıklarının, bugüne ait hiç bir şeyle karışmayan bambaşka bir anlayışla yoluna devam eden kişilerin,  gözlerini sadece belli bir noktaya dikerek hep aynı şeyleri tekrarlayan bir kitlenin hala farklı bir boyutta kalan benliklerinin herşeye direnişinin bir sembolü  bir şehir bu.

Ayrıca, estetikten, bakım ve güzelliklerden tamamen uzak kalmış, çok farklı bir anlayış ve mütevazilik tarzıdır bu. Sanki kendilerinden geçmiş bir topluluk bu.

Hayata kazandırılmaları gereken bir sürü çocuğun, gencin sadece bir tek şeyin arkasında harcandıkları bir şehir.

Sadece Tora'nın arkasında gizlenen bir hayat. Sadece tek bir şey için soluyan ve geçen zamanın tüm getirdiklerine ve götürdüklerine kendilerini kapayan insanlar...

Aralarından bir çokları bir şekilde buraları ve bu hayati terk ederlerken, kimileri de onların arasına katılmayı tercih edebiliyorlar.

Neyse derken ben Kanievsky'nin son yolculuğuna uğurlanışındaydım.

Binlerce, yüzbinlerce kişinin bir anda birbirlerini ezebilecek kadar sıkış sıkış biraraya gelişlerinden , hengameden korkuldu bir kez daha. Geçtiğimiz sene Har Meron'da olduğu gibi.

Neyse ki pek bir olay olmadan bu büyük cenaze olup bitti sonunda. Sanırım bu defa akılları başlarındaydı. Çok fazla itişip kakışanlar olmadı.

Birde bir şeylere koru körüne inananlar, büyük Ravların sözlerini, polisten, yasalardan daha çok dinlerler. Dini liderler bu kişiler için Tanrının elçileri gibidirler. Bu yüzden akılları donma noktasına gelmiş, kimi dindarları ancak, akıllı liderler kendilerine getirebilirler.

Aklı başında liderler bu durumlarda önemli bir role sahiptirler.

Kanievsky'nin bu görevi zaman zaman yerine getirirken, doğru yönlendirdiği kitleler olmuş. Ancak bazen verdiği kararlar, yasalarla bir kez daha ters düşebilmiş.

Din ve seküler devlet anlayışı her zaman birbiriyle örtüşmüyor.

Üç bin yıl evvelki yasaları yorumlayanlar, bugünün şartlarına göre alınan kararlara uymakta zorluk çekebiliyorlar.

Israel'se din ve laik unsurları birlikte götürmeye çalışan ilginç bir devlet. Yahudilikle modern yaşamı beraber götürmek her zaman mükemmel sonuçlar vermiyor.

Mükemmel olan ne var ki deseniz?

İnsanların dini inançlarını belki de kendi şahıslarına saklamaları olabilirdi.  Bu da Yahudi Devleti olmak ilkesiyle tam olarak el ele gitmiyor.

Dedim ya, bu ülkenin var  olmak amacıyla demokratik kanunları arasında incecik bir çizgi var.. Birbiriyle ayrı düşenleri uyumla barıştırmak sorununu yaşayan bambaşka bir devlettir Israel.

Bu açıdan da tektir!!

Neyse bu konu daha çok uzar!!

Güle güle büyük Rav. Umarım yerine, yine mütevazı ve iyiliklerle gelecekler yerleşsin. İnsanlara biraz da akıl ve fikir de versin!!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder