ISRAEL'DE SEÇİMLER
Israel'de 9 Nisan'da yapılan seçimlerden dördüncü kez üst üste zaferle çıkan Netanyahu iki aya yakın bir sürenin sonunda hükümeti kuramayınca dün geceyarısı Israel'de Knesset meclisi dağıtarak tarihinde ilk kez tekrardan seçime gitmek kararı aldı.
Bu geçtiğimiz seçimlerin sonuçlarına göre, Israel'in kuruluşundan bugüne David Ben Gurion'dan sonra en uzun süre görevde kalan Netahyahu dördüncü kez Hükümeti kurmaya hak kazanırken bir evvelki hükümet içinden gelen iç hesaplaşmaların kurbanı olan Israel Devleti kısa bir süre içinde yeni bir seçimin getireceği stresi, harcamaları ve yıpranmayı yüklenmek zorunda kalacağa benziyor.
Kurulduğundan beri koalisyon hükümetleriyle yönetilmenin sancılarından biri de hükümeti kuran partilerin aralarındaki görüş farklılıkları yüzünden anlaşmakta zorlanmalarıdır. Sekiz milyonluk bir ülkede otuzdan fazla parti olursa sanırım koalisyon hükümetlerinden ve bunun getidiği çıkmazlardan kurtulmak zor.
Israel'deki çok partiliğin getirdiği karmaşayı gösteren güzel bir karikatür.
Diğer taraftan, laikler, dindarlar, harediler ( ultra ortodox'lar ) , yine yüzde yirmi civarındaki arap azınlık, liberaller, ultra liberaller ve daha bir çok kesimden insan kitlelerini barındıran bir ülke içinde farklı sosyal kitlelerin , ideolojilerin seslerini , ihtiyaçlarını meclise taşıyacak partilerin varlığının sürmesi demokrasinin en temel şartıdır. Fakat en baştan Amerika'daki sistemin benzeri bir şekilde iki büyük parti arasında yapılacak seçimlerde temel hak ve özgürlükleri korumak daha doğruydu belki de . Ve kanımca aynı adayın iki kereden fazla görevi üstlenmemesi daha doğru olurdu. Zaten benim yeni kurulan partiye şans tanımamız gerektiıği fikrim de Netanyahu'nun artık gereğinden fazla görevde kaldığı inancımdan kaynaklanıyor. Bu ülkeye yaptığı katkıları ve kimi hatalarıyla artık yıprandığına ve kimi açılardan da yeterince yıpratıldığına inanıyorum. Ve bu bağlamda bugünden sonra , ülkenin sorunlarını üstlenecek yeni bir adayın görevi üstlenmesinin yanlış olmadığını sanıyorum.
Her ne kadar Israel dışında hiç sevilmeyen bir politikacı olsa da aslında Netahyahu'nun Israel'e verdiği on yıllık hizmetin ardından bu ülkenin geldiği noktada farkında olduğum bir çok kusurlara rağmen olumlu şeyler de görüyorum. Mükemmel olmaktan uzak olduğunu bildiğim durumu değerlendirdiğimde başka bir partinin Netanyahu kadar başarılı olacağından emin olmak zor.
Israel gibi bir ülkede ne yazık ki seçtiğiniz politikacıdan beklediğiniz sosyal , ekonomik, eğitim ve sağlık standartlarının hemen yanında güvenliğin de hayati bir öneme sahip olduğu çok açıktır.. Ülkenin kurulduğu günden beri savaşmak zorunda bırakıldığı şartları göz ardı etmek galiba çok fazla iyimser düşünmektir. Bu yüzden ne yazık ki özellikle yaşam standartlarının seçimi birinci derece etkilediği kadar Israel'de kuvvetli bir lider arayışı da en ön planda gelmektedir. Avrupa'da son yıllarda artan terör olaylarının bir çok seçmenin görüşlerini radikal şekilde değiştirmesi gibi.
Fakat Netanyahu'ya saçmenin oy vermeye devam etmiş olması sadece güvenlik konularında diğer adaylara göre daha güçlü bir aday izlenimi vermesi değildir . Bunun yanında bir çok önemli faktörler daha vardır. Israel Halkı her ne kadar OECD ülkeleri arasında , gelir kaynakları dağılımındaki eşitsizlikte çok iyi bir noktada olmasa da , işsizlik oranında tarihinde hiç olmadığı kadar olumlu bir yerdedir. Bunun yanında uluslararası bir çok ekonomik durgunluk dönemlerini ve krizleri Israel neredeyse zarar görmeden atlatırken yüksek teknolojideki gelişimi hızla devam etmektedir. Startup şirket sayısı ile Amerika'dan sonra ikinci sırada yer alırken, yine kaliteli iş gücünde çalışan insan sayısı ile de dünya'da dördüncü durumdadır. Dünya ekonomisi sıralamasında 16. sırada olan Israel halkının en uzun yaşayan halklardan biri olduğunu da unutmamak lazım. Yüksek öğrenim veren kurumlarının çoğunun dünya'da ilk yüz içinde oldukları gerçeği de reddedilemez.
Tabii KI hala daha varolmaya devam eden, mükkemelden uzak olan, düzeltilmesi gereken yanlışlar , kusurlar ve kimi devam eden Ortadoğu zihniyetinin getirdiği kusurlar Israel'in daha çok çalışmasını gerektiren şeyler ilerideki hükümetlerin önündeki büyük sorumluluklardır.
Son bir kaç yıldır Israel solunu ve Israel basınını en çok meşgul eden şeyse Netanyahu'nun kendi hırsları peşinde Israel'in demokratik yapısına verdiği zarardır.
Netanyahu'ya toptan muhalefettte olan sol media'nın ona karşı verdiği savaş ta ne kadar demokratiktir bu da ayrıca tartışılır aslında. Bir ülkede basın tek sesli ise , o da sorundur. Türkiye'de olduğu gibi yönetimin güdümü altında olduğu kadar yönetime karşı tek ses olmak ta pek demokratik değildir sanırım . Israel'de basın büyük anlamda sol görüşün güdümü altındadır. Bu da sağ partileri zaman zaman demonize etmeğe varacak kadar karşı bir durumu getirmektedir. Bu Israel dışındaki anti-siyonist medya'nın işine gelmektedir mutlaka.
Netanyahu'yu devirmek için elinden geleni ardına koymayan basının, başbakan hakkında çıkan ilk suçlamaların hemen ardından suçu kanıtlanmış bir zanlı gibi onu infaza götürmeğe hevesli duruşu halkta son derece ters tepkilere neden olmuştur. Halbuki Israel demokrasisi bugüne kadar gerekiyorsa Cumhurbaşkanını dahil görevinden alarak hapse sokmasını bilmiştir. Bugüne dek, ( ne yazık ki yolsuzluklar yüzünden ) bir çok Israelli politikacı ki bunların içinde eski başbakanlardan Ehud Olmert ve kimi bakanlar yeri gelince hapis yatmıştır. Bu bir yandan Israel demokrasisinin işlediğinin kanıtı iken diğer taraftan yolsuzluğun Israel politikasının içindeki büyük bir sorun olduğunun da ayrica göstergesidir.
Seçimlerle deviremedikleri başbakanı yolssuzluk suçlamalarıyla devrimek kararı alan media kimi saçmasapan suçlamaları da televizyon'da ve diğer basın kanallarında öğütmekten vazgeçmediler. Zengin bir arkadaşından gelen pahalı puroların ya da şarapların bir başbakanın görevine son vermek için yeterli sebepler olduklarını sanmıyorum. Ayrıca karısı ya da çocuğunun yaptıkları üzerinden haber programlarını saatlerce işgal edenler kitlelerin beyinlerini de adeta kemirmektedirler.
Netanyahu hakkında Bezeq ve Walla gibi medya kurumlarına kendisi hakkında daha olumlu şeyler yazmaları hususunda antlaşma yapmaya çalıştığı iddiaları üzerine adına açılan mahkeme sonuçlanmadan kesin suçlu ifadeleri basının objektifliğine bence uzun zamandır gölge düşürmüştür.
Bugün Netanyahu ile ilgili esas sorun , dokunulmazlık yasasını 2005'teki eski haline getirmek için sunduğu önergedir. Soruşturma sonlanana dek dokunulmazlık, görevde kaldığı sürece dokunulmazlık! Neden buna ihtiyaz duyuyor acaba? Israel'de 2005 ylından beri yapılan bir düzeltmeyi neden değiştirmek istiyor? Eğer sol basının kendisini sürekli yıpratmasından yorulduğu ve Israel Yüksek Mahkemesinin meclis tarafından çıkarılan yasaları zaman zaman kendi dilediğince değiştirebildiğini gördüğü için mi acaba? Bilmiyorum. bazı şeyler başından yanlış gibi.
Israel Yüksek Mahkemesi ile ilgili kendince , meclisin çıkardığı yasaları kendi başına değiştirmek sorumluluğunu üzerine alan yani halktan ve halkın istek ve kararlarından uzaklaşabilen halkın seçtiği yargıçlar tarafindan değil, kapalı bir kulüp ( sol'un sesi! ) gibi kendi kendini seçenlerden kurulu ve tek bir görüşün güdümü altında olan devletin bu en önemli merciinin bugünkü haliyle ne kadar demokratik olduğunu anlamak zor.
Netanyahu'yu Tanrılaştıranlar ne kadar yanılıyorslarsaa tek sesli basını demokrasinin temsilcisi görenler de bir o kadar yanılıyor.
Gönül isterdi ki bu kez oy verdiğim o büyük generallerin partisi olan Mavi Beyaz Partisi iddia ettikleri kadar halka hizmet aşkı ile dolu olsalardı halk tarafından seçilen Netanyahu'yla ilgili suç iddiaları kanıtlanana kadar, tekrar seçimlere gitmek zorunda kalmamak için Likud Partisiyle birlikte daha ılımlı bir hükümetin yolunu açarlardı.
Batya R. Galanti
Israel'de 9 Nisan'da yapılan seçimlerden dördüncü kez üst üste zaferle çıkan Netanyahu iki aya yakın bir sürenin sonunda hükümeti kuramayınca dün geceyarısı Israel'de Knesset meclisi dağıtarak tarihinde ilk kez tekrardan seçime gitmek kararı aldı.
Bu geçtiğimiz seçimlerin sonuçlarına göre, Israel'in kuruluşundan bugüne David Ben Gurion'dan sonra en uzun süre görevde kalan Netahyahu dördüncü kez Hükümeti kurmaya hak kazanırken bir evvelki hükümet içinden gelen iç hesaplaşmaların kurbanı olan Israel Devleti kısa bir süre içinde yeni bir seçimin getireceği stresi, harcamaları ve yıpranmayı yüklenmek zorunda kalacağa benziyor.
Kurulduğundan beri koalisyon hükümetleriyle yönetilmenin sancılarından biri de hükümeti kuran partilerin aralarındaki görüş farklılıkları yüzünden anlaşmakta zorlanmalarıdır. Sekiz milyonluk bir ülkede otuzdan fazla parti olursa sanırım koalisyon hükümetlerinden ve bunun getidiği çıkmazlardan kurtulmak zor.
Israel'deki çok partiliğin getirdiği karmaşayı gösteren güzel bir karikatür.
Diğer taraftan, laikler, dindarlar, harediler ( ultra ortodox'lar ) , yine yüzde yirmi civarındaki arap azınlık, liberaller, ultra liberaller ve daha bir çok kesimden insan kitlelerini barındıran bir ülke içinde farklı sosyal kitlelerin , ideolojilerin seslerini , ihtiyaçlarını meclise taşıyacak partilerin varlığının sürmesi demokrasinin en temel şartıdır. Fakat en baştan Amerika'daki sistemin benzeri bir şekilde iki büyük parti arasında yapılacak seçimlerde temel hak ve özgürlükleri korumak daha doğruydu belki de . Ve kanımca aynı adayın iki kereden fazla görevi üstlenmemesi daha doğru olurdu. Zaten benim yeni kurulan partiye şans tanımamız gerektiıği fikrim de Netanyahu'nun artık gereğinden fazla görevde kaldığı inancımdan kaynaklanıyor. Bu ülkeye yaptığı katkıları ve kimi hatalarıyla artık yıprandığına ve kimi açılardan da yeterince yıpratıldığına inanıyorum. Ve bu bağlamda bugünden sonra , ülkenin sorunlarını üstlenecek yeni bir adayın görevi üstlenmesinin yanlış olmadığını sanıyorum.
Her ne kadar Israel dışında hiç sevilmeyen bir politikacı olsa da aslında Netahyahu'nun Israel'e verdiği on yıllık hizmetin ardından bu ülkenin geldiği noktada farkında olduğum bir çok kusurlara rağmen olumlu şeyler de görüyorum. Mükemmel olmaktan uzak olduğunu bildiğim durumu değerlendirdiğimde başka bir partinin Netanyahu kadar başarılı olacağından emin olmak zor.
Israel gibi bir ülkede ne yazık ki seçtiğiniz politikacıdan beklediğiniz sosyal , ekonomik, eğitim ve sağlık standartlarının hemen yanında güvenliğin de hayati bir öneme sahip olduğu çok açıktır.. Ülkenin kurulduğu günden beri savaşmak zorunda bırakıldığı şartları göz ardı etmek galiba çok fazla iyimser düşünmektir. Bu yüzden ne yazık ki özellikle yaşam standartlarının seçimi birinci derece etkilediği kadar Israel'de kuvvetli bir lider arayışı da en ön planda gelmektedir. Avrupa'da son yıllarda artan terör olaylarının bir çok seçmenin görüşlerini radikal şekilde değiştirmesi gibi.
Fakat Netanyahu'ya saçmenin oy vermeye devam etmiş olması sadece güvenlik konularında diğer adaylara göre daha güçlü bir aday izlenimi vermesi değildir . Bunun yanında bir çok önemli faktörler daha vardır. Israel Halkı her ne kadar OECD ülkeleri arasında , gelir kaynakları dağılımındaki eşitsizlikte çok iyi bir noktada olmasa da , işsizlik oranında tarihinde hiç olmadığı kadar olumlu bir yerdedir. Bunun yanında uluslararası bir çok ekonomik durgunluk dönemlerini ve krizleri Israel neredeyse zarar görmeden atlatırken yüksek teknolojideki gelişimi hızla devam etmektedir. Startup şirket sayısı ile Amerika'dan sonra ikinci sırada yer alırken, yine kaliteli iş gücünde çalışan insan sayısı ile de dünya'da dördüncü durumdadır. Dünya ekonomisi sıralamasında 16. sırada olan Israel halkının en uzun yaşayan halklardan biri olduğunu da unutmamak lazım. Yüksek öğrenim veren kurumlarının çoğunun dünya'da ilk yüz içinde oldukları gerçeği de reddedilemez.
Tabii KI hala daha varolmaya devam eden, mükkemelden uzak olan, düzeltilmesi gereken yanlışlar , kusurlar ve kimi devam eden Ortadoğu zihniyetinin getirdiği kusurlar Israel'in daha çok çalışmasını gerektiren şeyler ilerideki hükümetlerin önündeki büyük sorumluluklardır.
Son bir kaç yıldır Israel solunu ve Israel basınını en çok meşgul eden şeyse Netanyahu'nun kendi hırsları peşinde Israel'in demokratik yapısına verdiği zarardır.
Netanyahu'ya toptan muhalefettte olan sol media'nın ona karşı verdiği savaş ta ne kadar demokratiktir bu da ayrıca tartışılır aslında. Bir ülkede basın tek sesli ise , o da sorundur. Türkiye'de olduğu gibi yönetimin güdümü altında olduğu kadar yönetime karşı tek ses olmak ta pek demokratik değildir sanırım . Israel'de basın büyük anlamda sol görüşün güdümü altındadır. Bu da sağ partileri zaman zaman demonize etmeğe varacak kadar karşı bir durumu getirmektedir. Bu Israel dışındaki anti-siyonist medya'nın işine gelmektedir mutlaka.
Netanyahu'yu devirmek için elinden geleni ardına koymayan basının, başbakan hakkında çıkan ilk suçlamaların hemen ardından suçu kanıtlanmış bir zanlı gibi onu infaza götürmeğe hevesli duruşu halkta son derece ters tepkilere neden olmuştur. Halbuki Israel demokrasisi bugüne kadar gerekiyorsa Cumhurbaşkanını dahil görevinden alarak hapse sokmasını bilmiştir. Bugüne dek, ( ne yazık ki yolsuzluklar yüzünden ) bir çok Israelli politikacı ki bunların içinde eski başbakanlardan Ehud Olmert ve kimi bakanlar yeri gelince hapis yatmıştır. Bu bir yandan Israel demokrasisinin işlediğinin kanıtı iken diğer taraftan yolsuzluğun Israel politikasının içindeki büyük bir sorun olduğunun da ayrica göstergesidir.
Seçimlerle deviremedikleri başbakanı yolssuzluk suçlamalarıyla devrimek kararı alan media kimi saçmasapan suçlamaları da televizyon'da ve diğer basın kanallarında öğütmekten vazgeçmediler. Zengin bir arkadaşından gelen pahalı puroların ya da şarapların bir başbakanın görevine son vermek için yeterli sebepler olduklarını sanmıyorum. Ayrıca karısı ya da çocuğunun yaptıkları üzerinden haber programlarını saatlerce işgal edenler kitlelerin beyinlerini de adeta kemirmektedirler.
Netanyahu hakkında Bezeq ve Walla gibi medya kurumlarına kendisi hakkında daha olumlu şeyler yazmaları hususunda antlaşma yapmaya çalıştığı iddiaları üzerine adına açılan mahkeme sonuçlanmadan kesin suçlu ifadeleri basının objektifliğine bence uzun zamandır gölge düşürmüştür.
Bugün Netanyahu ile ilgili esas sorun , dokunulmazlık yasasını 2005'teki eski haline getirmek için sunduğu önergedir. Soruşturma sonlanana dek dokunulmazlık, görevde kaldığı sürece dokunulmazlık! Neden buna ihtiyaz duyuyor acaba? Israel'de 2005 ylından beri yapılan bir düzeltmeyi neden değiştirmek istiyor? Eğer sol basının kendisini sürekli yıpratmasından yorulduğu ve Israel Yüksek Mahkemesinin meclis tarafından çıkarılan yasaları zaman zaman kendi dilediğince değiştirebildiğini gördüğü için mi acaba? Bilmiyorum. bazı şeyler başından yanlış gibi.
Israel Yüksek Mahkemesi ile ilgili kendince , meclisin çıkardığı yasaları kendi başına değiştirmek sorumluluğunu üzerine alan yani halktan ve halkın istek ve kararlarından uzaklaşabilen halkın seçtiği yargıçlar tarafindan değil, kapalı bir kulüp ( sol'un sesi! ) gibi kendi kendini seçenlerden kurulu ve tek bir görüşün güdümü altında olan devletin bu en önemli merciinin bugünkü haliyle ne kadar demokratik olduğunu anlamak zor.
Netanyahu'yu Tanrılaştıranlar ne kadar yanılıyorslarsaa tek sesli basını demokrasinin temsilcisi görenler de bir o kadar yanılıyor.
Gönül isterdi ki bu kez oy verdiğim o büyük generallerin partisi olan Mavi Beyaz Partisi iddia ettikleri kadar halka hizmet aşkı ile dolu olsalardı halk tarafından seçilen Netanyahu'yla ilgili suç iddiaları kanıtlanana kadar, tekrar seçimlere gitmek zorunda kalmamak için Likud Partisiyle birlikte daha ılımlı bir hükümetin yolunu açarlardı.
Batya R. Galanti