8 Mayıs 2019 Çarşamba


ŞEHİTLERİN GÖLGESİNDE BAYRAMLAR!


Geçtiğimiz hafta Soykırım'da ölenlerimizi hatırladık.  Her yıl Yahudi takvimine göre farklı tarihlere denk  gelen bu anma haftası Israel'de belli bir duygu rüzgarı gibi hafiften eser. Önce Soykırım anılır , ardından gelen Şehitler Günü ve hemen çıkışında kutlanan Cumhuriyet Bayramı.  Binlerce yıldan sonra  kavuşulan özgürlüğün bedelini hiç unutmadan yaşamanın ne demek olduğunu bilen bir halkın bugüne dek devam eden varoluş savaşının bir özeti gibidir bu hafta Israel'de....

Bugün Şehitler Günü!! Ne tuhaf . 24 saat boyunca ölenlerine ağlayacak olan bu halk yirmi dört saatin sonunda havai fişekler atarak sevinecek. Arkada kalan şehitlerin gölgesinde var olmaya devam eden umutla . Belki bir gün toprak için ölmek zorunda kalmayacakları günler için çabalayarak, umut ederek ve daha ileri gitmek için hiç durmadan çalışmaya devam ederek..Barışa olan sonsuz özlemle.



Dün gece bayrakların yarıya indirilişiyle, her sene olduğu gibi hüzünlü bir törenle başlayan bu anma gününde aklıma gelen ilk şey daha geçtiğimiz haftasonu şehit edilen masum insanlarımız oldu.
Hamas tarafından başlatılan ateşle bir anda ortalığı yangın yerine çeviren teröristlerin yaklaşık üç gün içinde verdikleri büyük zararı düşündüm .
                                                                                                                                                      

Nefeslerini her an ensemizde hissettiğimiz teröristlerin dünyada bilinmeyen , anlaşılmayan karanlık, kapkaranlık yüzleri yine buranın kaderini çizmek için iş başındaydı. . İki tarafta ölenlerin en büyük sorumluları. Bunu kimsenin bilmemesi ya da kabul etmek istememesi gerçekleri değiştirmedi ve değiştirmeyecek. Ceplerine girecek olan 480 milyonluk Katar yardımının arkasından çevirdikleri oyunlar ve hedef aldıkları siviller.. Bir iki gün içinde üzerimize düşen yüzlerce roket. Zarar gören sayısız ev , onlarca yaralı ve sonuçta dört masum sivilin ölümü.. Bu dört kişi de son anda Şehitler Gününün uzun listesine dahil oldular.  Onlarla birlikte bu yıl, 23.741 Şehiti  ( Savaslarda ve teror saldirilarinda kaybettiklerimizi ) anıyoruz!!! Hamas'ın Gazze'deki despot yönetimi altında ezdiği Filistin halkının hakları bahanesiyle yarattığı kaos ve bitmeyen saldırganlığının  hesabını  Israel tarafında da ödeyen  masum insanlar.

20'li yaşlarımda iken artık bitsin bu savaş diyordum.  Israel'de iktidardaki sol  hükümet barışa şans vermeye hazırdı.  Her iki tarafta bunu isteyen  insanlar vardı .  1987 yılından itibaren başlayan sivil ayaklanmanın yani I,İntifada'nın sonuçları, ödenen bedel belki de bu ihtiyacı daha da belirgin hale getirmişti.  Bu doğrultuda Uluslararası cemiyet iki tarafı bir barış için biraraya getirmişti. 1993'te  Oslo Barış Antlaşması çerçevesinde Arafat ve Rabin Camp David'te  Bill Clinton'un iki yanında yer alıp el sıkıştıkları gün televizyon'da gördüklerime inanmakta zorluk çekiyordum. Gözyaşlarıma hakim olamadığımı anımsıyorum. Kalbim ilk kez barış umuduyla çarpıyordu.

Oslo Antlaşmasıyla  1994 Nobel Barış ödülüne layık görülen taraflar içinde  bu önemli törene general kıyafeti ile gelen Arafat'ın gerçek niyetinin silahı elinden bırakmak olmadığını anlayamamak galiba saflıktı. Bir yanda barış konuşan diğer tarafta hiç olmadığı kadar teröre gaz verenler dünya kamuoyu karşısında hala en büyük desteği görenlerdi.   Israel'de ise tarihinde hiç görülmemiş intihar saldırıları Oslo ile başlamıştı!!! Uluslararası sahnede barıştan bahsedenler içeride farklı bir dil konuşuyorlardı . Sağ'ın yükselişi Oslo'nun getirdiklerinin bir sonucudur.

Anma günü, Cumhuriyet Bayramı ve arkasından Uluslararası alanda en büyük müzik organizasyonu olan Eurovision Şarkı yarışmasının yine Israel'de düzenlecek olması durumları ile Hamas'ın bunu değerlendirerek  istediklerini elde etmek için Israel'e geçtiğimiz günlerde hiç yoktan yüzlerce roket atması  artık Hamas'ın  kimi çok tehlikeli şeyleri basit bir oyun haline geltirdiği izlenimi yaratıyor bende.  Şimdilik ara verilen çatışma ise sanırım Eurovision sonrasına kadar ertelenmiş görünüyor.!

Sadece 71 yıl evvel kurulan Israel'e baktığımda  bugün karşımda  bir  çok hususta dünyanın sayılı ülkeleriyle boy ölçüşebilecek seviyeleri yakalamış olan  gencecik bir ülke görüyorum.. Doğduğu günden beri savaşmasına rağmen, eğitim, teknoloji ,bilim ve tıpta yüzümüzü güldüren Israel , her gün yeni yeni buluşlara imza atan Israelli bilim adamları, akademik başarılarıyla dünya'da parmak gösterilen değerli insanlarımız bizim için en büyük gurur kaynaklarıdırlar. Tarihimiz boyu geçirdiğimiz şeylerden sonra bugünler bir mucizedir! Etrafımızda muatap olmak zorunda kaldığımız mantalitenin bölgede ürettiği onca karanlık ülkeler içinde  parlayan bir güneş gibidir Israel. Keşke bilimin, eğitimin önemini onlara da anlatacak insanlarcıkıp karşımızdaki toplumu uyandırmayı başarabilseler. Keşke karanlık zihniyeti aydınlatmaya hazır insanların önlerindeki engelleri kaldıracak mucizeler olsa. Çünkü biliyorum ki her toplumda bunu yapabilecek insanlar vardır. Birilerinin bazı şeyleri değiştireceği günleri bekliyorum.

Daha fazla şehitler vermemek için. Çocukların bir karış toprak uğruna babasız büyümemeleri için, annelerin ağızları daha süt kokan evlatlarını toprağa verdikleri günleri görmemeleri için. Kardeş sevgisinden mahrum kalmamak için. Sağlıklı ve mutlu bir toplum olmak için.

Daha güzel bir ISRAEL için.. .  " CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN! "...



Batya R. Galanti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder