Bugün barış için biraz daha umutluyum
İki akşam evvel Israel basınında bir haber geçti. Netanyahu Corona'yla ilgili girdiği konsey toplantısından acilen ayrılımıştı ve kısa bir süre sonra televizyonda Israel halkına çok önemli bir konuşma yapacaktı.. Son aylarda Corona yüzünden Başbakanı ekranlarda daha sık görmeğe alıştıysakta sanırım bunun farklı bir durum olduğu hemen belliydi.
Konuşmanın tarihi nitelikte olacağı ekranın alt tarafında geçtiğinde birden heyecanlandım;
" Tarihi bir konuşma, ne olabilirdi?"
Son senelerde Körfez Ülkeleriyle içten içe aramızın ısındiğını Israel'de bilmeyen pek yok. Zaman zaman basına yansıyan kimi yazılarda, kimi haberlerde özellikle başta Umman olmak üzere Bahreyn'le ve kimi diğer Arap ülkeleriyle bir süredir sessizden değişen bir şeyler hissediliyordu buralarda. Türk Diktatör Erdoğan'ı deli etmeye yeten bir tutum değişikliği olduğunu anlamamak mümkün değildi.. Israel-Filistin konusunda gelişen olaylara karşı bir çok kez Avrupa'nın bile verdiği sert tepkilere rağmen Körfez ülkeleri Israel'e karşı daha sessiz. daha mülayim bir duruş sergilemeye başlamışlardı.
Sonunda anlaşılan şuydu!! Körfez ülkeleri artık Israel'i tanmamak bir yana, 1948'de kurulduğu günün ertesi günü Israel'i yok etmek için kutsal topraklara birlikler gönderen Araplar artık Israelle dost olmak istiyorlar!! Netanyahu'nun açıklaması beklenen önemli haber buymuş!!
Kimin , hangi çıkarlar çerçevesinde bugünlerin gelişinde rol oynadığından çok bunun bizler ve bu bölge için neler ifade ettiği önemlidir..
Trump, özellikle son aylarda ülkesinde ne kadar puan kaybetmişse de, her ne kadar Batıda her Amerikan Başkanına verilen saygıdan pay almayı pek becerememişse de , bugün kime ve neye hizmet ederek bunu yapmışsa da farketmez. Sonuçta bugün Arap ülkeleriyle Israel arasında böylesi bir yakınlaşmanın altına imzasını atmış bir Başkan olduğu açıktır. Ve bu Israel ve bölge için gerçekten çok büyük ve olumlu bir gelişmedir ve bu gelişme mutlaka tarih kitaplarına kocamaman başlıklarla geçecek büyüklüktedir..
Geçen akşam televizyonda Israel'in Birleşik Arap Emirlikleriyle Barış Antlaşması yaptığını duyduğumda tüylerim bir anda diken diken olurken, gözlerim doldu.. Hayat boyu beklediğim bir haber almış gibiydim o an!!
Israel tarihte bugüne dek sadece iki Arap ülkesiyle barış antlaşması yapmıştı. 1979'da Enver Sedat'ın imzaladığı ve Israel'in Sina Yarımadası'ndan çekildiğini de tasdikleyen antlaşma ki ne yazık ki bu barışın bedelini Sedat çok kısa bir zaman sonra canıyla ödemişti.. O zamanlar çocuk olmama rağmen o suikastla ilgili görüntüler aklıma saniyelerine kadar yer etmişti. Sanrım küçücük bir insan olarak bile böylesi bir bedel ödeyen bir başkan için çok sarsılmıştım.. İkinci barış antlaşmasıysa Oslo görüşmeleriyle birlikte gelen, Ürdün Kralı Hüseyin'le Başbakan Rabin'in yaptığı barıştı. Bu kez de Israelli bir fanatiğin kurşunlarıyla öldürülen Rabin, her defasında barışın böylesi ağır bir bedele karşılık olabileceğinin hissini yaşatmıştı hepimizde.
Ve o gün bugündür, Filistin meselesi hallolmadan diğer bölge Araplarıyla bir barışın yapılamayacağı düşünüldü. Israel, bu yıllar içinde bir çok farklı çatışmalardan, savaşlardan geçmeye devam etti. İkinci İntifada, İkinci Lübnan Savaşı ve Gazze'den çekilişin ardından gelen roketler ve bunun getirdiği operasyonlar ve ölen siviller... Ve Israel'in uluslararası alanda gittikçe yıpranan ismi ve girilen açmaz!!
Peki Arap ülkelerini tüm bunlara rağmen Israel'e yaklaştıran ne oldu??
İlk olarak , sanırım tüm karmaşalara ve devam eden çatışmalara ve bitmeyen antlaşmazlıklara rağmen bunlara rağmen Körfez ülkeleri artık Filistinli Arapların Israelle barış yapmalarını bekleyemeyecek kadar sabırlar dolmuş. Sanırım; Önce kendi çıkarlarımız ! " demeye geliyorlar artık!
Son senelerde Netanyahu'nun akıllı girişimleriyle , Arap ülkelerine doğru yerde, doğru mesajlar ulaştırılmış olduğu açıktır.
Ortadoğu'da gittikçe herkesi tedirgin eden bir ülke vardır. Sünni-Şii çatışmalarının başrol oyuncusu olan İran , sadece Israel'e karşı değil, bölgedeki güçlü sünni devlatlere karşı da büyük bir tehdittir!
Bundan üç gün önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Amerika'nın isteğini reddederek İran'a karşı konulan silah ambargosunun bittiğini ilan etti.
Bu dünyada hakkın , hukukun olduğunu iddia edenlerin gözüne gözüne girmesi gereken bir karardır bu. Bölgedeki savaşların, sivil ölümlerinin , teroru destekleyen, Ortadoğudaki savaşların başrol oyuncusu olan, kendi ülkesinde kadınları asan,. yazarları infaz eden bir molla rejimi olan İran'a silah satışlarına tekrardan başlanacakmış!!
Avrupa şu an girdiği Korona Kriziyle de mutlaka öncelikle ekonomisini canlandırmayı hedef alıyor. Ve İran'la devam edecek alışveriş onlar için daha önemli şu an..
Arap ülkeleriyse , Israel gibi İran'dan tedirgin. Arap Ülkelerinin Israel'e yanaşmasının birinci sebebi sahip oldukları bu ortak düşmandır.. Araplar kendi İslam dinlerinden olan bir ülkeden daha çok Yahudilere güvenebileceklerini anlamış görünüyorlar ( Dilerim uzun vadede biz de onlara bu şekilde güvenmeye devam edebileceğizdir!)
Ayrıca Araplar Israel'den teknoloji ve bilim öğrenebileceklerini biliyorlar. Israel'in dünyaya sattığı teknolojiden daha fazla faydalanmak istiyorlar. Birlikte araştırmask, Israel'den daha fazla faydalanmak istiyorlar!! Araplar sonunda Israel'den kazanacaklarının kaybedeceklerinden fazla olduğunu anladılar.
Türklerin, yabancı güçlerden korktuğu neden Israel için geçerli değildir bu da buna da bir cevaptır. Burada bu açıkça ortadadır! Başkalarından almaya muhtaç olmamak en önemlisidir. Eğer satacak biliminiz , teknolojiniz varsa sonunda herkes sizin ayağınıza gelir! Bu Türklere de bir derstir bence. Siz başkasına muhtaç olduğunuz sürece kaybedersiniz!! Eğer sizden alacak şeyleri varsa bunu her zaman lehinize çevirebilirsiniz!
Ve Uluslararası alanda Israel'i sıkıştırarak, onu yanlızlaştırarak, ve ona ambatgo koymakla tehdit ederek bir yere gelemeyeceklerini de ispat edecektir bu barış. Çünkü şu an Netahyahu Körfez ülkeleriyle yapılacak antlaşma üzerine Batı Şeria'daki toprakları Israel'in Egemenliğine almak fikrinden belli bir zaman için vazgeçmiştir. Bu da demek oluyor ki, barış ve birlikte ortak , güzel bir gelecek adına insanlar çok daha fazla ödün vermeğe yaklaşırlar. Eğer karşınızdakinden alacaklarınız varsa, karşılıklı istifade söz konusu ise ödün vermek daha kolaydır. Ben eminim ki uzun vadede Filistinliler de bu birlikten sadece karlı çıkacaklardır. Gazze'de Arap Emirlikleri Bayraklarını yakacaklarına bu barış için sevinmelilerdir diyorum. Çünkü onların bu bölgede gelişmeleri, zenginleşmeleri için bir adım olacaktır bu. Karşılıklı yapılacak antlaşmalar Arapları kapsayacak çok daha fazla yatırımların da önünü açabilir!!
Bugün bu yüzden, Arap sorununa baktığımda ilk kez daha bir umutluyum!
Batya R. Galanti
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder