19 Nisan 2022 Salı

Putin (!) Israel'in Al Aqsa'daki hareketlerini kınamış

Geçtiğimiz gün, Putin,  Ramazan ayında Jerusalem'de bulunan Al Aqsa'da namaz kılan (?!)  Filistinlilerin dini vecibelerini yerine getirmelerine engel olan (!) güvenlik görevlilerinin  camiye saldırmalarını (?!) kınadığını açıkladı.

İlginç bir dünya'da yaşıyoruz. Bir kaç haftada, Ukrayna'nın güneydoğusundaki Mariupol şehrini aralıksız bombalayarak, şehir sokaklarını hayalet bir mekana döndüren, Mart Ayı başından bugüne 10.000'den fazla sivili katleden bu adam, gayet sakin Israel'i Al Aqsa'ya saldırmakla suçlayabiliyor.

Türkler ve Araplar, Israel'i Filistinlilerin haklarını çiğnemekle suçlarlarken, Filistinliler, son senelerdeki Ramazan saldırganlıklarının bir yenisini son günlerde bir defa daha tekrarlıyorlar.

Ekranlara yansıyan görüntüleri, zavallı insanların, haklarını ve canlarını korumak için verdikleri savaş olarak yayınlamaya devam edenler,  neden özellikle Ramazan'da buraların birden bire ateş topuna çevrildiğini tartışmayı düşünmüyor?

Kimse caminin içindeki ateşli silahların nereden geldiğini sormuyor?

El bombaları, molotov kokteylleri!! Neden caminin içinde böyle ateşli silahlar olsun diyen yok.

Geçtiğimiz gün Eski Şehirde, kendi hallerinde yürüyen üç Yahudi Ortodoksun üzerlerine saldırarak tekme tokat girişen Filistinlilerin neden korktuklarını sormuyorlar?

Madem bu ülkede Filistinli zulüm içinde yaşıyor. Madem burada bu insanlar kötü muamele görüyorlar, o zaman nasıl olurda, zulüm gördükleri ülkenin insanına bu şekilde rahatlıkla saldırabiliyorlar. Korku içinde yaşayan bir toplum onların yaptıklarını yapabilirler mi acaba?

https://www.facebook.com/hnaftali/videos/509442273992857

Kimse bu soruları sormuyor. Niye sorunlar ki???

Ben Türkiye'de azınlık olarak yaşamış bir insan olarak, haddimi aşacak bir kelimeyi bile ağzımdan çıkarmaktan çekinirdim, çünkü belli bir korkum vardı. Sonuçta yaşadığımız topluma en ufak bir düşmanca harekette bulunmuş olmamamıza rağmen, kendi hakkımızı savunmak adına bile konuşmaktan çekinirdik çünkü o devletin yasaları önünde diğerleriyle aynı özgür haklara sahip olmadığımızı bilirdik.

Eğer Filistinliler bu derece korku içinde yaşıyor olsalardı, hakları tamamen ellerinden alınmış insanlar olsalardı ve  başkalarının anlattıkları şekilde bir zulüm yapan bir devlet olsaydı karşılarında böyle baş kaldırabileceklermiydi???

Böyle davranıyorlar çünkü kolay kolay korkmuyorlar!!!

Son günlerde İsveç'ten dünyaya kimi görüntüler yansıyor. Bazı Müslüman fanatikler, Kuran'ın kopyalarının kimi Neo Nazi gençler tarafından yakılmasına  tepki olarak, onlara kucak açan, onlara maaş veren, onları besleyen, iş veren, sağlık sistemlerinden faydalanmalarını sağlayan dünyanın en büyük refah ülkelerinden birinde yaşamak imkanı verenlere karşı, bu ülkenin dükkanlarını, araçlarını yağmalamaktan çekinmiyorlar. Topraklarına kabul edildikleri ülkedeki özgürlük ve insan hakları adına, bu menfi olayı adam gibi protesto edeceklerine her tarafın altını üstüne getiriyorlar.

İsveç'te olan olaylarda, fanatik müslümanların etrafa saldırılarını kınayacaklarına, Türk Hükümeti, Neo Nazilerin davranışlarının, İslam fobisini tetiklediği şeklinde, İsveç'i suçlamaya getirmiş. 

https://www.aa.com.tr/en/turkey/neo-nazi-movements-lead-to-increased-islamophobia-turkish-foreign-minister/256738

Kutsal bir kitabın yakılışı,  o ülkenin insanlarına karşı vandalizm'le cevap vermelerine vesile oluyor. ( Yakmışlarsa ne olmuş diyemeyecek kadar farklı bir anlayışa sahip bu insanlar!!)

Müslüman radikallerin, onlara din ve konuşma özgürlüğü verilmediği yerlerde, mesela Çin'de aynı şeyleri yapmalarını bekleyebilirmiydik acaba??

Ve Müslüman ülkelerin radikalleri koruyucu tepkileriyse dindaşlarının vandalizmlerine çanak tutmaya devam ediyor. 

Nasıl ki, Ürdün Başbakanı, Israel'de Al Aqsa'yı Israel'e karşı koruyan Müslümanların hareketlerini desteklediğini açıklaması da buna ayrı bir  örnektir!!

Ben de azınlıktım!! Ama  İstanbul'da Neve Şalom sinagoguna taşlar stoklamadım. Bizler molotov kokteylleriyle sinagogun dışına taşmadık, etrafa saldırmadık, kimsenin güvenliğini tehlike altına atacak hareketlerde katiyetle bulunmadık. 500 yıl boyunca sessizce dua ettik. 

Jerusalem'de,  aynı mekanda, Arapların yanında diğerlerinin de kendi dinlerini sükunet içinde yerine getirebilmelerini sağlamak, Al Aqsa'nın hemen bitişiğindeki Ağlama Duvarında, Pesah için duaya gelen binlerce Yahudinin güvenliklerini temin etmek için burada bulunan polislere kocaman taşlarla, molotov kokteylleriyle saldıranları masum göstermek çabalarına kim katılıyorsa kınıyorum.

Aynı yerde kendi inançlarını çerçevesinde dua eden başka dinden insanları hedef alanlara bu yerleri teslim etmemizi isteyen dünya'yı da kınıyorum.

Ramazan Ayını, kendi kutsal günlerini,  kendilerini acındırmak için, provokasyon yapmak için  kullananları kınıyorum.

Bu ülkede barışın gelmesine engel tüm radikal hareketleri kınıyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder