Hayat keskin virajlar demek bazen; bir günden diğerine çok farklı şeyler yaşatabiliyor bize.
2022'nin ilk ayından itibaren başlayan yağmurlar, ilk kez Israel'in klasik kış havasından çıkıp neredeyse Avrupa kara ikliminin sert günlerini getirir gibi oldu bu sene. Belki Israel'in merkezinde Avrupa'daki karları görmesekte, değişen iklimin yansımalarımıydı bu kışın nemli, rüzgarlı ve yeterince soğuk havası bilmem. İlk kez yağmur duasına çıktığımız kurak günleri özletmeye varacak bir sonu gelmez yağışlara dönüştü bu yılki kışımız Israel'de. Yeterince üşüten ayazıyla birlikte, güneşi artık çok özlediğimiz haftalar geçerken baharı bir anda dört gözle beklemeye başlamıştık geçen güne kadar.
Alışkanlığımızı yeterince yitirdiğimiz zorlu kışlar, Israel'in soğuklara hazır olmayan şartlarıyla birleşince hayatımda bu kadar üşüdüğümü hatırlamadığım koca bir mevsimi belki de ilk kez artık geride bırakmak üzere olduğumuzu hissediyorum.
Bir anda bastıran hamsinlerle....Bir günden diğerine ters yüz olan havalarla...
Ayrıca zor geçen kışın ardından gelen bir de zorlu güvenlik şartları daha bir kaç gün evvel hepimizi bir umutsuzluğa itti sanki bir an.
Ama yine de bu ülkenin her durumuna alışkın olan insanları bir günden diğerine kendilerine gelmeye başlamış gibiler.
Hayat sizi, kimi zorlu şartlarla bile yaşamaya alıştırıyor sanki.
Bir taraftan hala tam olarak sona erdiği söylenemez bir virüs'ün getirdiklerini daha arkamızda bile bırakamadan, geçen baharda yaşadığımız zorlu çatışmaların yeni bir round'unun evvelinde olduğumuz olasılığı fikri bile yıpratıcı..
Karanlık ve soğuk bir bahar haftasında bir kez daha silahların patladığı Ortadoğunun merkezindeki karmaşık bir problemin tam ortasında bir kez daha insanların hedefte olduklarını bilmek ne kadar korkutsa da, bu kördüğümün nasıl çözüleceğini bile bilmediğiniz bu sokaklarda size vahşi batıyı andıran görüntülerden sadece iki gün sonra yeniden farklı bir ruh haliyle uyanmayı başarmak.
Sonu gelmez bir sorunun çıkmazında bile günü gününe yaşamayı öğrenmiş insanlarıyla birlikte aynı sele kendinizi bırakmak....
Küçücük ve gayet karmaşık denebilecek bir toprak parçasında bir oraya bir buraya dağılan insan kitlelerine birlikte yaşamayı öğretememenin imkansılığı ile yola devam ederken... yeniden, karanlık bir gecenin yerinde bu kez yağmur yerine kurşunlar yağdırmak için etrafta dolaşan kimi insan kılıklı şeytanlarla yaşamak zorunda olduğunuz bilinciyle bile ertesi gün yeniden parlayan güneşle birlikte güzel bir haftasonunda yataktan kalkıp bisikletinizi alarak yola çıkabilmek. Köpeğinizle bir sabah turunuzu daha gülümseyerek tamamlamak...çocuklarınız ya da torunlarınızla bir defa daha sahilde içinize çektiğiniz nefesle yeniden hayata gülümsemek için sebepler bulmak.... Çaresiz kaldığınızda elinizdekiyle mutlu olmayı seçerek sağlıklı olmak zorunda olduğunuzu bilmek.
Üçüncü saldırının ardından Tel Aviv sokakları bir anda koronanın ilk günlerine dönmüşse de ertesinde gelen cuma'yla birden kış bitti.. kışla beraber karanlık fikirler de silindiler sanki. Güneş yeniden pırıl pırıl parlarken sokaklar bir günden diğerine yeniden doğuşa geçti.
Sadece bir günde insanların ruh hali 180 derece değişmiş gibiydi bu cuma öğleden sonra. Sahilde dolaşırken, bikinili kızlar, genç erkekler, yürüyüş yapan insanlar size terörü unuttururlarken...kumsallar yeniden her yaştan insanlarla doluydu. Kemikleri yeniden ısıtan sıcacık hava kimsenin kendisini eve kapayarak bir yere varamayacağını anımsatır gibiydi.
Yaşamak isteği kişilerin içindeki en güçlü duygulardan biri.
Her cafe'den, her noktadan kulağınıza gelen müzikler, dondurma yiyen insanlar, bisiklete binenler ve hatta kimi denize girenlerle bir tatil beldesi güzelliğindeki muhteşem kumsallar, daha iki gün evvel yağan kurşunları unutmayı tercih eden insanlar bu ülkenin dinamiği olmaya devam ediyorlar.
Bir daha böyle şeyler yaşanabileceğini bilmek dahi kimseye yaşarken ölmek isteği vermiyor.
Tüm yaşananlara rağmen hedef güçlü olmak.
Hep derim, neyi kutsadığınız çok önemli. Kimileri yaşamı kutsuyor bir diğerleriyse ölmeyi :(.
Bu dünya'da kendinize olumlu hedefler seçtiğiniz sürece, yaşamı sevdiğiniz müddetçe, kendinize devam etmek için mutlaka yeniden şans vereceksinizdir.
Bazense gelecek hayattaki hayaller ya da idealler adına ölümü aramaya itilenler de olabilir. Sağlıksız bir düşünceyi kocaman kitlelerin ortak hedefi haline getirdiğinizde insanları kendilerini gelecek hayattaki "güzelliklerin" peşinde koşmaya da ikna edebilirsiniz. Böyle düşünmeye itilen insanlara karşı savaşmaksa çok daha karmaşık bir soruna dönüşür. Bir hiç uğruna ölmeye hazır olanlarla yaşamı tercih edenler arasında ortak bir gelecek kurmak fikri erişilmesi en zor şeylerden birine dönüşebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder