Yeni bir hükümete doğru gidildiği bu günlerde Israel'de hayat...
2020 başlarında Korona'yla gelen belirsizlikleri hatırladım geçtiğimiz haftalarda. Görünmeyen bir düşmana karşı duyduğumuz tedirginliği yazmıştım o günlerde. Savaşın bile bundan daha az korkutucu olabileceğini. Karşınızda gördüğünüz somut bir düşmana karşı strateji geliştirmenin kimi anlamda daha kolay olabileceğini. Elle tutulan bir düşmanla ateşkesin mümkün olduğunu. Covid-19 sa bilinmezlikleriyle ürkütüyordu. Kimsenin size net ve somut ve kesin cevaplar veremediği çok şey vardı. Ve ilk günler hijyene ve sosyal kurallara yeterince dikkat edilmediği takdirde bu küçücük ülkede bir kaç hafta içinde binlerce insanın ölebilmesinin olası olduğunu söylemişlerdi.
Geçtiğimiz haftalarda Yeruşalayim'de Araplarla başlayan çatışmaların ardından Hamas'ın Batı Şeria'daki kardeşlerine destek mesajı olarak buraya füzeler atmasıyla bu kez Gazze'yle başlayan şiddetli çarpışmalarda ilk aklıma gelen şey yeniden hangisinin gerçekten daha korkutucu olduğuydu. Korona mı yoksa Hamas'ın dakikalar içinde üzerimize attığı onlarca füzenin tepemizde patladığı anlar hissettiklerim mi? Bitmeyen patlamalar esnasında hangilerinin demir kubbenin yok ettiği füzelerhangilerinin olası bir düşüş olduğunu anlayamadan daracık merdivenlerde, korunmasız oturduğumuz anlarda binayı yerinde titreten imha sesleriyle Gal'in geçirdiği strese karşı o anlar hiç bir şey yapamamanın çaresizliği mi daha zordu?
Aşkalon ve Sderot şehirlerinde günlerce çocuklar sığınaklardan hiç çıkmadılar. Günlerce bitmeyen alarmlar ve patlamalar sonunda, iki hafta evvel okullarına, sıralararına geri döndüler. Öğretmenler bu savaş öncesindeki çocuklarla, Gazze çatışmaları sonrası okula dönen öğrencilerin aymı olmadıklarını söylüyorlar. Psikolojik olarak bir çok çocuğun gerçek anlamda desteğe ihtiyaçları var.
Alarmların son bulduğu günlerden bugüne benim bile hala kulağımda kalan sirenlerin hatırasıdır sanırım..bir motosikletin ya da uzayan bir sesin başlayan sirenler olduğunu zannetmek.
Dün mutfakta bir şeyleri halletmek için uğrayan marangozun kapının rüzgardan aniden çarpmasıyla öyle bir havaya sıçrayışı vardı ki! Adam, patlama oldu zanettim derken ben bir kez daha insanların hala daha son yaşananların tesirinde olduklarını düşündüm. Danielle de ateşkesin ardından, gece arkadaşıyla çıktığında, ya aniden bir şeyler olursa diye korktuğunu söylüyordu..
Sanırım travmatik, ekstrem olan her olayın insan üzerinde bıraktığı etkiler ayrı ayrı.. Ve hiç biri hoş değil. Ne Korona yüzünden sosyal ortamlara girmekten korkacak durumlara gelen insanlarla karşılaştığınız bir dünya hoş ne de her kapı vuruluşunda bir yerlerde patlama olduğunu zannedenlerden meydana gelen bir toplumun yaşadığı hayat idealdir..
Son bir senede psikiatrik ilaç tüketiminde yüzde otuzlara varan artışa, Israel'de son on günde yaşananların da eklenmesiyle birlikte görülen rekor ilaç satışları toplumsal sağlığımızı normale geri döndürmenin ne kadar zor olabileceğini gösteriyor.
Bir şeyi bozmak çok kolay. Düzeltmekse yıllar alabiliyor. Son haftalarda Gazze çevresinde yaşayan çocuklarda, konuşma ve uyku bozukluklarında büyük bir artış gözlenirken, kendilerine ve çevrelerine olan güvenlerinde görülen düşüşü düzeltebilmek için devlete çok fazla şey düşecek gibi görünüyor.
Bizler Israel'de Koronayı geride bırakana dek güvenliğimizi başka yönden tehtid edenlerin hiç bitmeyecek savaşıyla karşı karşıya olduğumuzu bir defa daha anımsadık.
Dün kurulma yolunda ilk açıklamalarla bize yeni başlangıçlar için umut vermek isteyen yeni hükümetse bir anlamda başka türlü bir korkuyu getiriyor bir çoğumuz için.
Farklı ideallerin, farlı görüşlerin biraraya gelebilmesi kadar umut verici bir şey yoktur aslında. Bu bizim için söylenenlerin tam tersini başarabileceğimizi de ispatlıyor belki de. Eğer gerçekten başarabilirlerse.
Fakat her tür politik görüşe açık olmakla beraber, bu hükümete sokulan Israel düşmanı bir partinin ülkemiz için gerçekten bir tehdit olmayacağının güvencesini kim verecek?
Teröristlere destek veren, bu ülkede yaşayan Arapların sorunlarıyla ilgilenmenin çok ötesinde bir ajandaya sahip oldukları herkes tarafından bilinen, temeli Israel'e karşıt olan, antisiyonist bir partiyi devlet yönetimi içinde görmekten mutluluk duyduğumu, bunun içimi rahatlattığını söylemem yalan olur. Teror destekçisi, İslamist, radikal bir ortakla ülkeyi yönetmek fikriyle kendi sonumuzu kendi ellerimizle hazırlıyor olmadığımızı umut ediyorum..
Dilerim sözde aşırı milliyetçi diye adlandırılan Bennett'in de desteğiyle kurulan bu hükümet, her iki tarafın haklarını eşit derecede koruyabilecek bir orta yolu bulmayı başarabilir.
Aslında, temelleri tamamen farklı olan bu kadar çok fikrin birlikte kararnamelere imza atabilmeyi başarabileceklerine inanmakta çok zorlanıyorum.
Sanırım Netanyahu'yu düşürmekten başka birleştirici hiç bir ortak yönleri olmayan bu bir kaç partinin kurduğu hükümet gerçekten sonunda başa geçmeyi barabilirse yapması gereken ilk şey seçim sistemini değiştirmek olmalı. Bu hükümet dağılmadan evvel eğer bunu başarabilirlerse belki farklı sonuç alabileceğimiz bir seçime gitme şansını kazanırız. ( Bu da tamamen benim görüşüm )
Batya R. Galanti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder