28 Haziran 2021 Pazartesi

Tel Aviv'deki yürüyüş!


Sıkı  sıcakların hafiften bastırmaya başladığı Tel Aviv'de insanlar denizden kısmen uzakta kalan şehrin merkezinde bile yarı çıplak dolaşıyorlar artık. Özellikle son senelerde bikiniyle dolaşan genç kızlar çoğunlukta. Ya da çoğu zaman kiloda benzeyen şortlarıyla elektrikli scooter'larıyla yanınızdan geçen genç erkeklerin içinde,  bu yaz günlerinde Tel Aviv'ín rahatlığına varan insanların arasında siz de nasıl gezerseniz gezin bir sorun olmadığını anımsıyorsunuz bir daha.  Yaşınız ve cinsiyetiniz ne olursa, hangi halinizle gezmek istiyorsa gönlünüz bu sadece sizi ilgilendiyor.

İşimizi bitirdikten sonra öğlen yemediğimi hatırlatan midemin çıkardığı guruldamaları takmamaya gayret ederken Israel; Sen yememiştin diyor. Bana kalsa yine geçiştirirdim . Yok yemedim.  Hadi o zaman sahile doğru bir yerden bir şeyler al ve yolumuza devam edelim.. Bu aralar çocuklar gibi oldum. sağlıklı ve düzenli ev yemeklerini birden bire canım istemez oldu. Kendimi doğru dürüst şeyler yemek için adeta zorluyorum.  Aklım hep ıvır zıvır şeylerde. Kendimle büyük savaş halindeyim hep. 

Neyse sonunda bol salam yine bol salata ve hardalla doldurulmuş bir sandwich satın aldım. Ve acıkmış bir şekilde tıkınırken bir yandan da denize diğer tarafta da ortadaki yola baktım. Ve her yanda rengarenk bir şeylerin dalgalandıklarını farkettim birden. Tel Aviv'ín o son derece güzel sahilindeki ağaçlıklı caddenin ortasına LGBTQ  bayrakları asılmıştı kocaman kocaman. Her sene bu zamanda bu bayraklar başta Tel Aviv olmak üzere Israel'de ( Ultraortodox yerler dışında ! )  her yeri süslerler. Bütün yol, bütün şehir "Gurur Yürüyüşü" (!) için hazırlanmış yeniden.

Israel'e her yıl dünyanın çok çeşitli ülkelerinden  gay turistler de akın ederken bu sene turistler corona yüzünden  bizi bizimle baş başa bıraktılar. Eşime sordum,"Ne zaman ki yürüyüş? 

" Yarınmış! "

Kısacası, bin bir tip insanın biraraya geldiği geçen Cuma günü Tel Aviv'de 100.000 kişi gururla yürüdüler. 

Gurur duydukları şeyin ne olduğunu ben pek bilmiyorum.  Mesela ben evli olduğum için gurur duymalımıyım. Bir erkek dün bir kadınla yatağa girdi diye bunda gurur duyulacak bir şey mi vardır? Yoksa bu sadece kendi özel yaşantımızın , öyle fazla bir maharet gerektirmeyen bir yönümüdür?

Cinsel kimliğimden gurur duyup duymamak ilginç bir yaklaşımdır. Aslında bu yürüyüşün ismi farklı olabilirmiydi acaba?

İnsanların kendilerini oldukları gibi topluma kabul ettirmek için gösterdikleri çabayı tabi ki anlayışla kabul etmek lazım. Öncelikle kimse seçim yapmadığı bir şey yüzünden kınanmamalıdır.. Ve cinsel seçimleri yüzünden ayrımcılıkla, kötü muameleye maruz kalmamalıdır. Kimsenin cinselliği bir başkasını kesinlikle ilgilendirmez. Fakat "Gurur Yürüyüşü"olarak adlandırılan bu toplu birliktelik ya da eylem ya da eğlence hep bana insanların gözüne gözüne sokulmak istenen itici bir olaya dönüştürülmüş gibi gelir.   

Sanki, son senelerde birilerinin cinselliğiyle çok fazla uğraşır olmuş gibiyiz. Aklımızı bir şeylerle bozdukça sanki bu şeyler kimi değerleri kaybettirecek kadar sınırları zorlar hale gelmiş gibi. Masumiyeti yerle bir eden bir şey oldu böylesi kutlamalar. Ben iki insanın yatak odalarında ne yaptıklarıyla ilgilenmiyorum. Áncak sokaklara taşan bir dejenerasyon söz konusu olduğunda, kimlerin nelerle özdeşleşmek istediklerini sorguluyorum.

Şu anda bana Gay Pride mi yoksa radikal dincilerin toplu eylemleri mi daha rahatsız edici gibi sorular sorulabileceği aklıma geliyor Radikal olan her şey beni rahatsız ediyor. Ne dincilerin birilerini kendi bildikleri katı kurallarla sınayıp insan gibi yaşama karşı koymaları normal geliyor bana, ne de cinsel haklarını savunmak adına birararaya gelen binlerce insanın dejenerasyona giden hareketlerini kabul edebiliyorum.

Alkolün ve bir çokları tarafından  uyuşturucunun istenmediği kadar kullanıldığı  bugünde, sabahtan akşama kadar cadde ortasında neredeyse toplu seks moduna geçenlerin dışarıdaki dilleriyle, kıçlarını herkese gösterdikleri tuhaf haller ve  yaptıkları hareketlerde gurur duydukları şeyin ne olduğunu düşünüyorum istemeden. 

Çevremde eşcinsel yaşam süren çiftlerle birlikte ortak bir toplumu paylaşıyoruz ve bu insanların çok kez bir çoklarından da iyi ve dürüst insanlar oldularını biliyorum. Ama bu tip günlerde karşıma çıkan o koca topluluğun ortaya koyduğu atmosferde beni iten şeyler var.

Ama yine de  homoseksüel oldukları için asılan insanların olduğu  bir ülkede yaşamak yerine, farklı uçları aynı bayrak altında bir şekilde birleştirmeyi beceren Israel'de yaşamak çok daha iyidir!


Batya R. GALANTI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder