Geçmişte çok kez Ortadoğunun kızgın ve bozgun ortamına karışan Filistinli cenazelerinden bahsettiğim olmuştu. Kutsallığın şiddetle iç içe geçtiği, ateşin çok yüksek seyrettiği insanların o ilginç cenaze kavramını bir kaç defa anlatmıştım. Filistin sokaklarında çoluk çocuğun eşliğinde, silahlı adamların ellerinde götürülen sedyelerde yatan ölüleri anlatmıştım ben. Düşman hedefin ateşi altında, sloganlar eşliğinde götürülenleri....
Bu sabah bir kez daha dünya mediasının Israel polisine olan tapkilerinin bizleri utandırma noktasına getiren söylentileriyle birlikte uyandık yeni bir güne daha. Her zaman, her gün söylenecek çok şey var. Buradaki olaylar ve gelişmeler bir gün bile susmaya elverişli değil.
Bu kez kendinizi nasıl savunacaksınız diyeceklerse çok eminim. Görüntüler son derece açık ve meydanda sanki ... Dünya baştan başa kınama modunda. Herkes Israel'e karşı bir kez daha...
İlk bakışta çok haklılar; "Aman Tanrım, bu ne!!"dedirten bir cenaze var ekranlarda.. Şu bir kaç dakika içinde dayanamayarak karaladığım satırlar, yarın yazacaklarımla tamamlanacaklar... Söyleyeceklerim hep var. Media'nın Israel linci devam ettikçe biz de susmayacağız. O "gazeteci"kadının cenazesini, insafsızca kullanan, ölüye bile saygıları olmayan insanlar hakkında yazılması gerekenler var...
Haftasonu mahmurluğuna kendimi teslim etmek isterken yine dayanamadım bir an. Çünkü üzgünüm. Hem olanlara üzgünüm hem girdiğimiz bu nahoş duruma!! Bir kaç kelimeyle bu konuda ne düşündüğümü dile getirmek isterim ben de. Hani elit Türk insanın kullandığı bir söz vardır; "Naçizane fikrimi "açıklamak isterim..bildiklerim ve gördüklerimle, duyduklarımı kendi tecrübe ve düşüncelerimle analiz ettikten sonra ve bir kez daha... Beni ne kadar kişi okursa fark etmez. Damlaya damlaya göl olur misali...bizi batırmaya niyet eden tüm düşmanlara karşı, her gün bir damla da benden, kendi fikrimi, kendi savunmamızı bir şekilde yapmaya hazır olan, kimi bizden insanlardan sadece biri olarak. Kendi gerçeğimi söylerken, hataları da yeri geldiğinde kabul ederek..eğriye eğri demeyi de bilerek..kimsenin hatasız olmadığını da kabul ederek...ancak bizi şeytanlaştırmaya yemin eden herkese karşı, bizim de onlar gibi insanlar olduğumuzu hatırlatmanın her birimize düşen bir görev olduğu bilinceyle yazmak önemli diyorum. Bizi susturan, bize söz hakkı tanımayan, bizi her an yargılamaya ve infaza götürmeye hazır olan çoğunluğa karşı kendimizi anlatmak bir zorunluluktur...bu bir görevdir
Shabbat Shalom!!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder