Al Jazeera muhabiri Shereen Abu Aqlah'nin Cenin sokaklarında, bir duvar dibindeki vuruluş hikayesi bir kez daha, yeni bir Filistin destanına döndü. Shereen'in vuruluşu, kötülerle iyilerin savaşında, kaybedilen bir kahramanın hikayesi olarak dünya ekranlarında yerini buldu. Her defasında, bu tip tek taraflı hikayeler insan beyinlerinde gittikçe netleşen bir masala dönüşüyor. Çocuk romanları ya da Kızıldereli filmlerindeki gibi iyiler ve zalimlerin karşı karşıya geldikleri bir masala döndü Filistin Sorunu.
Bu masaldaki roller birileri tarafından çoktan dağıtılmış zaten. Sahneye konulan temsilin tercümanları piyesi kendi dillerine çevirirlerken, senaryoyu çok defa istedikleri gibi yazabilmek şansına da sahipler. Görüntüler bile nasıl isteniyorsa o şekilde kullanıma açıklar. Video çekimlerinin istenilen bölümleri yayınlanırken, gerçekleri ört pas etmeye gelenleri denetleyen kimse yok!!
Cenin sokaklarında makineli tüfekleriyle, yaşayan her canlıyı tehlikeye atan sadırganları, teröristleri görmezden gelenler " Israel bilerek ve isteyerek bir gazeteciyi soğukkanlılıkla öldürdü" diyorlar.
Haftalardır, bıçaklarla, makineli tüfekler, baltalar ve her tür yolla Israel sokaklarını kana bulayan teröristler için, öldürülen 19 Israelli için kimsenin söylecek hiç bir şeyi yoktu. Günlerdir olanlara susan dünya birden yine ayağa kalktı.
Cenin'den çıkan terör dalgasına karşı başlatılan operasyonlar dünyayı rahatsız ediyor.
Çünkü taraflara verilen, kişi başına biçtikleri fiyat çok farklı. Ölen Israelli olduğu sürece pek problem çıkmıyor..( Dünya Yahudilerin ölmelerine ses çıkarmıyor, geçmişte zaten onlar da bizi öldürmek istememişlermiydi?? ) Burada bizim yaşadıklarımızı duyanlar ya da bilenler az. Filistin terörünü en alt satırlardan duyurulanlar, kısık sesle bildirenler, duruma ve yerine göre ses tonlarına ayar vermeye devam ediyorlar.
Ukrayna'da ölen hiç bir gazeteci için böylesi ses çıkarmayanlar konu Israel olduğu için farklı tepki veriyorlar.
Genç kızları, yaşlı erkekleri, masum insanları, silahsız kişileri gözlerini bile kırpmadan öldüren teröristler hakkında susanlar, yıllardır " Israel düşmanlığı üzerinden "( bir çoğu yalan ve anti Israel propagandalarla) para kazanan bir muhabirin kendisini bile bile tehlikeye atarak, çatışmanın hemen ortasından çekimler yaparken öldürülmesinin hesabını, olay hakkında soruşturma açılmasını beklemeden Israel üzerine atmaya çalışanlar hukuğun ne demek olduğunu bile unutmuş görünüyorlar.
Geçtiğimiz gün aynı gazetecinin cenazesinde yaşanan hengame de dünyanın tepkisini çekti. Israel polisinin cenazeye katılan binlerce Filistinliye gösterdiği sert muamele, böyle bir anda polisin insanları tartaklaması, yaralananlar oluşu, "insan gibi yaşayanların" ülkelerinde tepkiyle karşılandı.(!)
Bu insanlara şimdi gelin, Ortadoğu'nun, Doğu Kudüs'ün, Filistinlilerin bulundukları bu yerlerdeki ortamı bir defa daha anlatın. ( Aslında bence gayet iyi biliyorlar)
Filistin'de cenazenin ne demek olduğunu bilmem hiç mi görmediler ekranlarda...
Ölüleri sedyelerde taşıyanları... Yerlere devirenleri... Israel'e ölüm diye bağıranların "Allah- u Akbar"haykırışları arasında ellerindeki silahlarla havaya kurşun sıkanları duymadılar hala!!
Belki kilisedeki sessizliği, saygıyı hayal ediyorlar. En güzel kıyafetleriyle son görevlerini yerine getiren aile üyelerinin sessizden ağlayanların göz yaşlarıyla mukayese ediyorlar geçtiğimiz günkü cenazeyi...
Gazetecinin ailesinin, hissettikleri sevgi ve arkasından döktükleri göz yaşı, tuttukları yas mutlaka aynı olsa da, bu cenazeyi bir gösteriye çevirenlerin niyetleri pek öyle değildi. Binlerce kişinin bu cenazeye el koymuş oldukları açıktır. Kimi radikal faksyonlar tarafından cenaze olmaktan çıkaranların yarattıkları bir gösteriydi geçen günkü.
Hıristiyan olan gazetecinin ailesi, cenazeyi morgdan teslim aldığında tabutun ellerde taşınmasını arzu etmemişti. Kendi geleneklerine göre direk cenaze arabasına koyarak, mezarlığa kadar bu şekilde götürülmesini istedilerse de Müslüman radikallerin olaya el koyduğu törenin şekli şemali bir anda tamamen değişti. Ortalık yeniden karıştı. Cenaze sloganlarla, taşlar ve taşkınlıklarla saygın bir konumdan çıkarılarak kaotik bir ortama dönüştürüldü.
Yahudilere ölüm sloganları ve kimi cisimler ve taşlarla çevre güvenliğini tehlikeye attıkları bir ortamda polisle sürtüşenlerin bulunduğu bir cenazeden ne beklenirdi?? ( Ayrıca Israel İç Güvenlik Bakanı bu olayda da bir soruşturma başlattığı biliniyor)
Dünyanın bizi de anlamasını bekliyoruz. Bu hiç bir zaman olmayacak. Çünkü bunu istemiyorlar.
Yahudi ve Israel nefretinin, nefeslerinin, yaşamlarının doğal bir parçası olan bu insanlar bizim yanımızda, güvenli sınırlarda ( ?!) sessiz ve sakin bir hayat arzu etmiyorlar. Bu anlamda bu soruna bir çözüm bulmak son derece zor görünüyor!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder