9 Mayıs 2022 Pazartesi

Sabahki yazıma karşı olan cevaba benim cevabım

Bu akşam, sabah yazdığım yazıyı okuyan birisinden bana bir mesaj geldi. Yazdıklarıma karşılık;  "Sana cevap niteliğinde bir yazı gönderiyorum. Belki sen bu yazıyı yazan gibi düşünmüyorsun ama yine de okumanı tavsiye ederim" diyordu.  Eski bir İDF askeri, bugünse gazeteci olan birisinin elinden çıkmış olan yazıda askerlerin yakaladıkları teröristlere neden sigara verdikleri anlatılmış. Gazeteci, onlarla bizim aramızdaki farkın, bizim onlar gibi vahşi olamayacağımız gerçeğidir demiş. Biz onlar gibi davranamayız. Onları gördüğümüz yerde vurabilirdik, ancak biz bunun yerine onlara sigara ve su verdik.

Benim öncelikle sabah yazdığım yazıya bakılırsa yeterince sağcı fikirlerle ortaya çıkan satırlarımı biraz açmam gerekecek.

Ben bu insanlara neden su verdiler demedim. Onları neden öldürmediler diye sormadım. Onları öldürmeleri gerektiğini de düşünmedim. Eğer ateşle karşılık verselerdi o an, mecburen öldüreceklerdi. Benim yazımda tek söylediğim şey, teröristlerin yakalanış haberini veren muhabirin, bu iki katili buldukları anlarda onları nasıl bir halde olduklarını anlatışıydı. Benim anlayamadığım şey buydu. İnsanlardan teröristlere acımalarını bekler gibi bir durum yaratılırken, bu tip "yapmacık "dozdaki insancıllığı ve saçmalıkları anlamam mümkün değil.

Benim her zaman üzüleceğim tek şey Gazze'de, Hamas'ın sivilleri kullanması yüzünden aramızda çıkan her savaşta ölen çok sayıdaki masum insanlardır. Kimse, çocukların ve savaşı istemeyen sivillerin ölmelerini istemez. Kimse bu kayıplara sevinmez ve sevinmiyor da. ( Burada ölenler olduğunda Gazze'de her defasında baklava dağıtsalar da!!!)

Kendi çocuğum gibi, her ölen çocuk, anne olan her insan için bir yürek acısıdır. Hamas'a olan nefretimiz de burada başlayıp burada bitiyor. Sorunu zora sokmak için, iki taraflı verdiği zararla Filistin davasının bitmemesini sağlamaktalar. Sözde Israel'e karşı savaş palavralarıyla, Gazze'deki insanları esir alan bir örgüt bu. Ve aynı propagandalarla kendilerine yeni yetişen gençler arasından ölmeye hazır olanları topluyorlar, Beyinleri yıkanan bu tiplerin ellerinden çıkabilen sonsuz vahşeti anlamak mümkün değil.

Yaşadığımız bu son terör dalgası yüzünden geçirdiğimiz zamanlar, belirsizlikler ve yarın öbür gün bu ülkeyi nelerin beklediğini bilememek, çevremizde yaşayan bu insanlarla aramızda gittikçe derinleşen çatlakları gidermenin imkansızlığı. Bir  taraftan korumak istediğimiz demokrasi ve modern ve aydınlık bir ülke kavramı, diğer yandan tüm bu kavramlara ters düşen olaylar....

İki farklı kültürün çarpıştığı bu toprakların bizleri sürekli bir köşeye kıstırdığı hissiyle yaşıyoruz... İnsan ne düşüneceğini, soruna nasıl çare bulacağını bilemiyor. Mantık hiç bir şeyin bugünkü haliyle devam etmesinin mümkün olmadığını söylerken,  karşı taraftan bize yönelen vahşetiyle mücadele ettiğimiz halkın bizi yok etmekte kararlı olduklarına dair sözleri.... güven vermiyor!!!

Bir yerde sabah SuperPharm'da karşıma çıkan sevimli eczacı dururken, başka bir yerde birbirimize içtenlikle konuşurken bulduğum aynı halktan insanlar varken ertesi gün baltayla, kalaşnikovlarla ya da bıçak ya da baltalarla .... Tel Aviv'de, Hedera'da, Beer Sheva'da, El'Ad'ta önlerine çıkan Yahudileri öldüren gözü dönmüşler var!!!

Ellerinden düşmeyen bu aletleri bir bıraksınlar ki artık konuşmaya başlayalım diyorum....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder