Ben, Tel Aviv' in yaklaşık 12 km güneyindeki, Rişon Le Tsion şehrinde oturuyorum. Yaklaşık 250.000 nüfusuyla Israel' in dördüncü büyük şehri olan Rişon, Akdeniz kıyısında bir ticaret kentidir. Güzel sahilleri, altın rengindeki kumlarıyla, her tür imkana sahip plajlarıyla, her gün daha çok gelişen iş alanlarıyla Israel' in ilgi gören şehirlerinden biri sayılır Rişon.
Ve bu şehir, Israel' in metropolitan alanı içinde, merkezi bir konumda sayılır.
Ve Rişon' dan sadece 20-25 dakika uzaklıkta, Modi'in Şehri bulunur. Son yıllarda nüfusu gittikçe artarak büyüyen bir yer olan Modiin, bir taraftan merkeze çok uzak olmaması, diğer taraftan yeterince bir yaşam kalitesi vermesi açısından, yeni evlilerin tercih ettikleri, bir çok yeni ve gelişen semtleri olan modern bir yerleşim yeri sayılır.
Geçtiğimiz günlerde bir işimiz düştüğü için buralara gittik. Genel olarak şehrin kendi bünyesinde çok fazla iş alanları olmamasıyla birlikte kimi fabrikalar var yine de o bölgede.
Rişon genel anlamda düzlük bir alanda kurulmuşken, doğuya doğru yol gittikçe yükselmeye başlar. Kıyı kentlerine göre yukarıda kalan Modi'in şehri Uluslararası Cemiyet tarafından Israel' in işgal altında tuttuğu yerlerden biri olarak sayılmaktadır.
Bir tarafımızda, bize son derece yakın Akdeniz sahilleri bulunurken, biraz sağımızda, birz daha içerilere doğru, Filistin Toprakları olarak kabul edilen, Yahudilerin uluslararası kanunlara karşı gelerek kurduklarına inanılan bu yerler bulunuyor.
İlk zamanlar ben Modiin' in Israel' in problemli bölgelerinden biri olduğunu bile bilmiyordum. ( Belki tuhaf!!) Düşünsenize yaşadığınız ülkenin hemen orta yeri işgal toprakları kabul ediliyor!!! Benim evimden sadece yirmiş beş dakika uzaklıkta bir yer!! Yaşadığım şehrin sol tarafında insanların yürüyerek denize vardıkları yerin biraz sağında işgal toprakları olarak kabul edilen yerler! Hemen biraz ötede ve tepemizde.
Filistin Kurtuluş Örgütünün Arafat tarafından, " İşgal topraklarını" (?!) Israel' in ellerinden kurtarmak amacıyla kurulmasından üç yıl sonra, 1967' de kendisini bir defa daha Araplara karşı savunmak zorunda kalan Yahudi Devleti, Batı Şeria' yi kendisini yok etmek isteyenlerin ellerinden geri almıştı. " Filistin " değil, Ürdün' ün ellerinde olan bu yerler, kendilerinin istemedikleri bir savaşta kaybettikleri şehitlerin arkasından Yahudilerin ellerine geçti...
...................
Intikamın, boş hayallerin, cehaletin toplum yapısından uzak olduğu, savaşların son çare olarak görüldüğü bir bölgede barış karşılığı toprak ödünü makul bir şeydir.
Bu toprakları son metresine kadar alacağımız gün, burada sadece bir Filistin Devleti kurulacağı zaman onlarla savaşımız bitecek demeselerdi mesela....
Eğer bu iki halk birlikte ticareti ve kültürel ilişkileri geliştirmeyi hayal edebilselerdi ...
Çocuklar ve gençler ölmeyecekse...minik varlıkların yüzleri gülecek ve parklarda serbest oynayacaklarsa eğer!! Her tür ödünün verilmesi makuldur!!!
Herşeyden önce, kendi içlerinde barıştıklarını gördüğümüz gün belki bizimle de barışma şansları olduğuna inanmak mümkün olabilir. Kendi çocuklarını, kendi eşlerini gerçekten sevmeyi öğrendikleri gün.. Kendi içlerinde daha müsamahali, daha anlayışlı daha ılımlı olabildikleri gün. Kendi karılarına el kaldırmadıkları gün, kendi eşlerine, ataerkil kuralları, kendi erkekçe yasalarını zorla dayatmakdıkları gün.. Demokrat bir toplum olduklarında..ölüm yerine hayatı tercih edecekleri günler geldiğinde. Kendilerinden farklı düşünenlerin hayatlarına kastetmekten vaz geçtiklerinde.. Kuran' a laf söylediler diye birilerinin kafalarını kesmediklerinde... Kadın kendi başına sokağa çıktığı için kocaları onları vurmadığında... homoseksüelleri infaza götürmekten vaz geçtiklerinde.. Yahudiler cehennemliktir demediklerinde!! Daha fazla okuyup, daha fazlasına açıldıklarında.. Bağnazlıklarından kurtulldukları günler geldiğinde onlarla bir şeyleri konuşmak çok daha kolay olacak.
Yoksa bugün, Ürdün' den alınan ( Yehuda ve Şomron) Batı Şeria' yı kimlere geri verebiliriz???
Bizi ertesi gün Rişon' dan denize sürmeyi hayal edenlere mi??
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder