2 Mayıs 2022 Pazartesi

Adeta bir takıntıdır saçlarımız!

 


Biz kadınlar ve saçlarımız...adeta bir takıntıdır sanki.

Kendimi bildim bileli çevremde tanıdığım kadınların en büyük tutkularından biri saçları olmuştur.

İyi görünmemizin ilk şartlarından biri saçımızın parlaklığı, canlılığıyla birlikte doğru dürüst bir kesimden çıkmış olmasına bağlıdır. En azından kadınlarda bu konu gerçekten büyük bir meşguliyet içerir.

Ve galiba bu konuda pekte hatalı sayılmazlar.

Bir kadın istediği kadar güzel olsun, şık giyinsin, saçları eğer iyi durmuyorsa bu bir anda herşeyi bozabilir.

Geçenlerde ben bir arkadaşımın saçlarının ne kadar güzel olduğunu söylüyordum. O ise kendinden hiç memnun görünmüyordu.  Saçının renginden, kesiminden şikayet edip duruyordu. Onu, düşündüklerinin yalnış olduğuna bir türlü ikna edemezken, aklıma çocukluğumda annemin her berber dönüşü, aynanın karşısında dikildiği halleri geldi.

Her kuaför'den dönüşünde dakikalarca ayna karşısında durup durup,  arkadan, önden, yandan...bitmeyen bir kontrolün sonunda, alışmam gerekecek derdi. Neye alışacaksa??! Al tarafı aynı formda  kestirdiği saç bir milimetre daha kısa çıkmış olurdu, büyük ihtimalle!! Ama o an dünya sonuydu!!

Demek ki bu hassas bir konu!

Benimse saçımla ilk tanışıklığım 11 yaşımda olmuştu.  Tanışıklığım derken, ne demek istiyorum diye sorsak??

Babam beni ilk kez berbere görürdüğünde, ( annemden habersiz ) 11 yaşımdaydım.

Büyükada'da, iskeleye yakın, Çınar caddesi üzerinde bulunan ufak bir berber dükkanına girdiğimizi anımsıyorum. ( Bu konuda kimin onun kafasını doldurduğunu kendime saklayayım!!) . O yaz etrafta çok bit var diye, ve benim kıvırcık saçlarıma bit gelirse sorun olur kafasıyla, iki olgun (!!)  adam tarafından berbere götürülmüştüm.) 

İlginç olan, ilk başta  ben hayatımdan gayet memnundum. Sanki büyük bir değişiklik oluyordu bu benim için. Saçımı kestiriyordum. Bakalım nasıl olacaktı?!...

Eve girdiğimizdeyse annem beni gördüğünde öyle bir şok olmuştu ki, bir an kapının ağzında düşüp bayılacak gibi bir hallere girmişti.

- Bu neeee? Ne yaptın çocuğa??

Saçlarını kestirdim diye cevap veren babamı annemin bir dövmediği kalmıştı. Çocuğu mahvettin, güzelim saçlarını erkek gibi kestin!!. Ne yaptığını sanıyorsun sen!!

Evin erkek Marikasının şimdi bir de erkek gibi kesilmiş saçları olmuştu!!

O anları hiç unutmuyorum. Ben de birden başlayan hayalkırıklığını!  İlk andaki hevesim gitmiş, kendimi çok kötü hissetmeye başlamıştım. Demek ben artık çirkin bir ördeğe dönmüştüm. Hem de erkek bir ördek!!!

Ertesi sene hala yeterince uzamamış saçlarım olduğu halde, kuzenimle birlikte oturduğumuz balkondan, onun  aşağıda geçen güzel bir genç kızın upuzun saçları için gösterdiği ilgiye karşılık nasıl da kızgınlıkla; "Uzun saçlı kızları hiç sevmem, kendilerini beğenmiş olurlar hepsi!!"diye tepki gösterdiğim anlar aklıma geliyor...

Daha sonraları kendi kendimi çokça analiz etmiştim. Ve anlamıştım ki, elinde çantası denizden dönen o güzel kız bana hiç bir şey yapmamıştı. Ve ben başkalarına genelde böyle tepki vermeye alışkın değildim. Genelde pek öyle kıskanç bir yapım olmamasına rağmen, hiç tanımadığım bir genç kızın  beline kadar, inen kıvırcık ( benimkiler gibi)  saçlarını ve onun gibi tüm diğer kızları bir anda kıskanır olmuştum. Çünkü annem bana, babamın genç kızlığımı ellerimden aldığını, beni erkeğe çevirdiğini söylediği andan itibaren, saçlarım yeterince uzayarak  diğerleriyle olan farkı kapatacakları günlere dek artık çirkin bir bir çocuğa döndüğüme inamıştım.

Seneler sonra benimle kızımın aramızda da bu konuda bir olay geçmişti. Okuldan upuzun saçlarının tam ortasında kocaman bir çiklet yapıştırılmış olarak eve döndüğünde benim açımdan onun canını acıtmadan bu işi halletmemin tek bir yolu kalmıştı, saçlarını tam çikletin yapıştırıldığı yerden kesmek...

Böylece, o dönem 8-9 yaşlarında olan Danielle'ın  saçı uzundan kare bir kesime dönmüştü.

Ertesi gün okula gittiğinde bazı çocuklar onunla Dora diye dalga geçmeye başlamışlardı. ( Dora, televizyonda bir çocuk dizisindeki küçük kızdı. Çizgi filmdeki kızın saçları da "kare" kesilmişti)

Yahudilikte (dindar) bir kadının dişiliğini,  çekiciliğini elinden almanın birinci yolu saçını ya kökünden kesmektir ya da kafasını bir bez parçasıyla örtmek. Bu şekilde, Yahudilik ya da İslam kadının  güzelliğini elinden alır... erkeğin ona bakmaması sağlanmaya çalışılır!

Yahudilikte baş örtülürken boyun açıkta bırakıldığı için bir derece daha az rahatsızlık veren bu kapanma İslam dininde total bir örtünmeye gittiği için kadını tamamen yok sayar/ ( belki de yok eder demeliyim ) 

Saç kadında da ve erkekte de en büyük tutku olabilir gerçekten....

Benim içinse hayatım boyunca görünümümden yeterince emin olamamama neden olan şeydi saçım. Hep fazla kıvırcık ve  kabarıktı. Annemin bu konuda bitmeyen uyarıları sanırım kafama yeterince yer etmişti. Halbuki çok senelerden sonra, insanların benim sevemediğim kıvırcıklarıma bayıldıklarını anlamıştım. 

Seneler sonra ise ilk defa bu kez kendim gidip kendi ellerimle  saçlarımı kestirdiğimde annem bir kez daha şoka girmişti. Güzelim saçını niye kestin derken!!( ???)  20 yaşımı geçtiğim halde, kendi bedenimin patronu olduğumu anlamıyordu!!

Kızım da nefret eder kısa saçtan. Anne sakına kesme der!!  

Ve derken malum yaşlar gelir; " orta yaş! "  Erkekte olsun, kadında olsun yaşla gelen çoğu olumsuz değişimlerden bir şekilde en çok etkilenen taraflarımızdan biri genelde saçlarımız olur. Ya birden dökülüverirler ya da hormonal dengesizliklerle canlılıklarını kaybederler.

Son iki senedir ne yaptıysam iyice berbat olan saçıma bir türlü çare bulamıyordum. Annem doktora git derken. Ben ; "Bırak istemez!!"Onlar ne biliyorlar, bir şey bilselerdi, bu kadar erkek kel dolaşmaz, bu kadar kadın güzelliklerinden kaybetmezlerdi derken.. denediğim bütün şeylerin sonunda D vitaminin bana yardımcı olduğunu anladım. Zaten. orta yaşa gelen bir bayanın ( ve erkek te)  kemik sağlığı için mutlaka alması gereken vitaminlerin başında geliyor D Vitamini.

Ve en önemlisi, sezonu gelipte bol avokado yemeğe başladığımda cildimde ve saçımda inanılmaz bir değişim gördüm. Günde yaklaşık yarım avokado yemenin cildi yenilemeye yarayarak,  saça açık bir canlılık getirdiğini de farkettim. Ve ben bundan fazlasını da yaptım. Satın aldığım avokado yağını, bir sürü kimyasallar içeren kremler yerine saçıma koymaya başladığımdan beri, uzun senelerden sonra ilk kez bana saçın ne güzel duruyor diyenler olmaya başladı.

Derken, sağlığımızla beraber  moralimiz için estetiğin de  hala daha büyük bir önemi olduğunu unutmuyoruz.

Hala yeterince iyi görünmek istediğimiz açık. Ve bunun için keyfimiz ve sağlığımız el verdiğince maksimum çaba harcamaya hazır olduğumuz da belli bir şey!!

Saçımızsa, kadın olsun erkek olsun en çok üstünde durduklarımızdan biri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder