1 MAYIS 2019 Tarihli Yazım
6 Milyon ANISINA! 🙏
Bu akşam Soykırım'ı anıyoruz.
Yad Vashem'e ilk ziyaretimi dokuz yaşımda iken yapmıştım.
Holocaust müzesini gezdiğim o günle ilgili bir an hep aklımda kalmıştır. Annemlerle beraber müzeyi gezerken girdiğimiz odalardan birinde bir vitrinin arkasında koyu krem renginde hatırladığım bir iki kalıp sabun duruyordu.
Annem bana gayet sakin " Bunları insan derilerinden yaptılar !" demişti.
Anlamamıştım. Nasıl yani? İnsan derisinden sabun yapmak ne demek?
Neden ? Niye? Nasıl yapmışlar? Bu sorular kafamda dönmüşsede de sanırım şaşkınlığımdan o an kimseye sonuçta bu soruları yöneltmemiştim. Kafamın içinde kalmış sorular...
Hiç cevaplanmamış...
Seneler sonra 27 yaşımda idim, Yad Vashem'e yeniden gittiğimde. İnsandan sabun nasıl yapmışlar sorusunun cevabını aramamıştım hala ama bir insanı sabun yapacak kadar zalim nasıl olunur sorusunun yanıtını yine insanoğlunun kendisinden öğrenecek kadar büyümüştüm artık.
Ben Holocaust'un pek konuşulmadığı bir ülkede büyüdüm. Çocukken Holocaust'u sadece kendi büyüklerimden duymuştum. Annemden , babamdan..
Yaşadığim ülke ve insanının bu konuyla uzaktan yakından pek ilgileri yoktu. Zaman zaman televizyonda ya da sinemada yayınlanan bir filmin içinden bir kesit olarak karşımıza çıkabilse de Holocaust bir müslümanı neden ilgilendirsindi ki?
Peki tarih bilgisi olarak ta mı okutulmamıştı bu olay? ..diye doğal bir soru sorsak onun da cevabı bellidir. Türkiye'de içinde Türkler'in adı geçmeyen tarih'in yeri yoktu.
Hani Türklerin dedikleri gibi " Ateş düştüğü yeri yakar ".
Yad Vashem'i ikinci ziyaretimde beni en çok etkileyen şey, hani o çizgili pijamaların içinde bir deri bir kemiğe dönmüş, açlıktan avurtları çökmüş yüzleri korkunç bir hal almış insan resimlerinden başka, yüzlercesi bir yığın halinde bir vitrinin içinde duran ayakkabılardı. Holocaust sonrası toplanmış ayakkabılardı bunlar; ölenlerden geriye kalan, bir çoğunun tabanı yok olup gitmiş.... geçirilen eziyetlerden kalan parçalar gibi... Katledilen insanlar gibi onlar da bir yığın olarak duruyorlardı vitrinde...
Orada sergilenen her resim, her nesne, her şey insan yüreği taşıyan her normal kişiyi etkileyecek kadar büyük bir acıyı yansıtıyorlardı
Tek tek büyük bir dikkatle baktığım sergilerin ardından, geçtiğim son koridorun sol tarafında, tüm duvarı kaplayan kocaman bir fotoğrafsa bir anda yerimde kalakalmama neden olmuştu.
O güne dek hiç görmediğim bir resimdi bu. Halbuki ne kadar da ünlüymüş! Daha sonra öğrendim bunu. Eh, söyledim ya Soykırımı neredeyse tanımayan bir ülkede büyüyen bir Yahudi o zamanlar yaşanılanları ne kadar öğrenmek ve tanımak istese de bu konuda eline geçecek yazı ve kitaplar ya da filmler çok azdı.
Resimde karşılaştığım bir çift göz. sekiz yaşlarında bir çocuğun korku dolu bakışları idi...Herşeyi bir anda özetleyen bakışlar.... Arkasındaki Nazi askerinin doğrulttuğu silahtan her an çıkacak kurşunun dehşetiyle ellerini havaya kaldırmış, çaresizlik içindeki bir Yahudi çocuğu..
Milyonlarca insanın yaşadığı kaderin bakışlarıydı bu.
Dünyaya sayılı yıllar evvelinde gelmiş, kendisine yapılanları kavrayamayacak kadar küçük bir varlığın masumiyetinde gizlenen dehşeti anlatan fotoğraf.
O gün o fotoğrafın önünde dakikalarca durdum.
O gün o fotoğrafın önünde dakikalarca durdum.
Ne tuhaf.. 74 yıl evvel Avrupa'da altı milyon insanı sistematik bir şekilde yok ettiler. Ve bugün bize yapılanları andıkça Yahudilere daha da sinir oluyorlar. Yeter diyenler çok var!! .Yalan söylemeyin o kadar kişi ölmedi diyenler yığınla. Hatta gittikçe daha fazla insan şimdiden Soykırım'ın yaşanmamis oldugunu iddia ediyorlar. Onca belgeye, kanıtlara, dokümanterlere, ve hala hayatta olan şahitlere rağmen...
Holocaust'tan kurtulmayı başaran ve hala hayatta olan insanların kollarındaki numaralar çok şeyi anlatsa da dünyanın dört bir tarafına yayılmış antisetizmin gözü kör olmaya devam ediyor.. .
Bu dehşetten kurtulanların torunlarına kadar yansıyan psikolojik sorunlar ise toplumumuzun içinde bugüne dek var olan bir problemi teşkil ediyor..
1939-45 yılları arası yaşananların izleri Yahudi toplumunun özünde kendini hissettiren bir olgudur hala
Bir çok soru işaretinin cevabıdır Holocaust.
Soykırım çoğu zaman sadece Yahudileri ilgilendiren bir konu olsa da bir milleti kökünden temizleyecek kadar vahşileşebilen sözümona dünyanın en gelişmiş toplumlarının bile içlerindeki katıksız nefretin sonucu kendilerini ne kadar kaybedebileceklerinin açık bir kanıtıdır Holocaust.
Bir hiç yere milyonlarca kişiyi gözlerini kırpmadan ortadan kaldıracak kadar korkunçlaşabilen Avrupa'nın gerçek yüzüdür Holocaust!!
Bu yüzden o şık giyimlerinin arkasında, o entel ve ileri görüşlü, o güzel görünümlü insanların , o lafta demokrat ve hümanistlerin aslında Ortadoğudaki vahşi görünümlü, simsiyah sakallarının arasından Allahuakbar diyerek kafa kesen barbarlardan hiç farklı olmadıklarını hatırlatıyor bana tarih!!
Bir hiç yere milyonlarca kişiyi gözlerini kırpmadan ortadan kaldıracak kadar korkunçlaşabilen Avrupa'nın gerçek yüzüdür Holocaust!!
Bu yüzden o şık giyimlerinin arkasında, o entel ve ileri görüşlü, o güzel görünümlü insanların , o lafta demokrat ve hümanistlerin aslında Ortadoğudaki vahşi görünümlü, simsiyah sakallarının arasından Allahuakbar diyerek kafa kesen barbarlardan hiç farklı olmadıklarını hatırlatıyor bana tarih!!
Içlerindeki gercekleri ifade etmek icin ağızlarını açmaktan çekinmeyenler dolu ...Açıkça ifade ediyorlar bugün her yerde, her zaman.
İnsanların değiştiklerine inandığımı söylüyorum bazen. İçimde hala bir yerlerde yaşayan o küçük saf kız başını kaldırıyor kimi zaman beni kandırmaya çalışır gibi oluyor. Hayat değişti, insanlar aynı değiller diyorum bazen. Sonra yeniden kendime geliyorum. Herşey sadece bir rolden ibaret diyorum.. Hiç bir şey değişmedi ve değişmeyecek !
Her yerde iyi insanların olduğunu hic unutmasam da masif kitlelere baktığımda, ya da Antisemitizm'in kalkan burnunu yere sürtecek neredeyse kimsecikler olmadığını hissettiğim anlarda yeniden moralim bozuluyor.
Bir yerlerde biri kalkıp beyaz ırkın üstünlüğünden bahsederek sinagog'da dua eden 60 yaşındaki kadına kurşun sıkarak katlettiği an nasıl bir dünyada yaşadığımı tekrardan hatırlıyorum!
Batya R. Galanti
Batya R. Galanti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder