26 Ocak 2021 Salı

En büyük sorunsa yaşadıkları topraklarda onlara yer olmadığında karar kılan kocaman uluslararası cemiyetin karşısında olmaları..

Şomron'daki cinayet ne ilki ne de sonuncusu


Geçtiğimiz ay Şomron 'un  Kuzeyi'nde Tal Menaşe  ismindeki Yahudi Yerleşim yeri'nde  ( Uluslararası Hukuka göre, işgal topraklarında )  faili meçhul bir cinayet işlendi.

Yehuda ve Şomron 'da bu tip bir cinayet ilk kez işlenmiyor.

Tüm güvenlik önlemlerine rağmen bu bölge'de yaşayan insanlar her an bu tip saldırıların hedefinde  olduklarının farkındalar.

Bu insanlar bir yerde kendi kaderlerini kendileri çizerlerken hayatlarını riske atmanın o çok inandıkları Tora' ya göre nasıl bir anlam taşıdığını da bilirler mi acaba? 

Bu ayrıca tartışılacak bir mevzudur mutlaka!

Bu cinayet bana bundan bir kaç yıl evvel üst üste, bu bölgede acımasızca öldürülen çocukları da anımsattı.

2016'da  13 yaşındaki Hallel Yaffa Ariel ( Z"L ) yatağında uyurken,  evine pencere'den giren teröristin sayısız bıçak darbeleriyle katledilmişti.


Israel merkezini Yehuda ve Şomron' a bağlayan yollarda sık sık Israel arabalarını hedef alanların sebep oldukları cinayetlerde çok çocuk öldü bugüne dek...

Geçen ayki cinayet te ilk haber  olduğunda.."faili meçhul"dendi fakat bu cinayetin de sebebi ilk başından belliydi.


Çok zaman geçmeden  milliyetçi akımların etkisinde yapılmış bir eylem olduğu ( Israel'de bu tip teror eylemlerini bu şekilde tabir ediyorlar genelde ) ortaya çıktı.

Altı çocuk annesi, dindar bir kadın Esther Horgen..

Bu bölge'de ikamet eden bir çok Yahudi gibi.

Resimleri yayınlandı media'da.

Hayatı seven, insanlara yardıma koşan, dürüst ve iyi bir kadındı diye nitelediler onu.

Zaman zaman kendi kendine doğaya çekilmeyi severdi diye anlattı birileri.

Ormanlık alanda yürüyüş yaparmış..

Meditasyon ve yoga gibi şeylerden hoşlanıyormuş..

Bu bölge her ne kadar, doğal ortamı ve sakinliğiyle insanı kendine çekse de aynı çevrede Yahudi Yerleşimcilerin varlığına karşı olan bir halk  olduğunu unutmak mümkün mü?

Böylece Esther'in gezindiği orman yerine yakın bir köyden ( Tura Al Gharbiya'dan ) gelen bir Arap,  kadını tek başına gördüğü an hiç düşünmeden saldırıya geçmiş.

Yerdeki kayalardan birini eline aldığı gibi kadının başına defalarca vurarak öldürmüş onu.

Günler sonra Shin Beth'in aramaları sonunda, Muhammad Muhr Kabha ele geçirildi.

Daha evvel yine güvenlik birimleri tarafından tutuklanmış bir eski suçluymuş Muhammad.


Bu defaki cinayetinin sebebi, geçtiğimiz aylarda yine Israel Güvenlik birimleri tarafından yakalanmış başka bir terör zanlısı , Filistinli  Kamel Abu Waer'in Israel hapishanesi'nde kanserden ölümünün intikamı imiş.

Israelín merkezinde yaşamaktansa bu yerleri kendilerine yuva seçenlerin çoğu "idealist" ( Tabi kimine göre idealist olan başkasına göre birer işgalci )

Kimileriyse bazı açılardan daha rahat, daha huzurlu bir yaşam arayışındaki insanlar. 

Bazılarının Tanrı'ya yaklaşım biçimleriyse  bizlerden değişik.

Kendi seçimleri her ne olursa Kutsal gücün onları koruyacağına inanan kişiler bir çoğu...

Kendilerini uçurumdan atarken o kuvvetin hala onları koruyacağına inanacak kadar büyük bir teslimiyet içindeki insanlar bunlar

Onlar için Israel'in 3000 yıllık rüyasını gerçekleştirmenin tek yolu buralara yerleşecek Yahudilerle gelişip büyüyecek bir yaşam.. Tora'da, tarihte nasıl yazılıysa..

Yeniden başlamak!

Maşiah'ın  gelmesi için tamamlanması gereken koşullardan biri de bu..

Bu topraklara dönüş!

İnsan bir şeye inanmaya görsün! Kimse, hiç bir kural, hiç bir yasa hiç bir Uluslararası güç önlerinde duramaz. Kimsenin!!

Diğer taraftan Israel Hükümetinin, tabii ki sağ ve orta sağ tüm hükümetlerin desteklediği bir "Yerleşim Politikası "bu.

Sadece Tanah, din, Tanrı, Maşiah ve gerisi değil..

Bugün yaşayan Israel'in güvenliği için Israel'in sınırlarını kalkan gibi koruyacak yerleşimler bunlar..

Barışı isteyenlerin hayallerini yıkan yerleşimler.'

Uluslararası Arena'da zayıfın yanında olduğuna inananlara karşı duran yerleşimler..

Bir tarafta birileri diğer taraftan bir diğerleri.

Bu insanların bu manevi ruhu,  bir yerde bu şartsız  koşulsuz inanç Israel'in kalkanı aslında.

Bu manevi güçle bu ülkeye farkında olmadan siper olanların kendilerini feda etmeleridir sanki.

Bu insanlar bu topraklarda yaşayan bir diğerlerinin koruyucu melekleri gibiler bir yerde..

Çoğunun  büyük, kocaman aileleri, bir sürü çocukları var.

Çocuklarını  Yahudi mistisizminin ışığında büyüten, bambaşka bir felsefe ile hayata bakan tipler.

Bağlarda, bahçelerde çoğu zaman yalınayak gezen çocuklarının diğer komşularla aralarında hiç bir ayrım olmayan büyük bir aile niteliğinde, ortak bir yaşamı paylaşan yerleşimciler..

Kendi sebzelerini yetiştiren, kendi iş yerlerinde çalışan ve din ve geleneklerin dışında çok fazla şeye yer bırakmayan sessiz bir hayat süren insanlar.

En büyük sorunsa bunu yaşadıkları topraklarda onlara yer olmadığında karar kılan kocaman uluslararası cemiyetin karşısında olmaları..

Tüm bu sükunet, kocaman bir karşı duruşla çatışma halinde..

Tüm bu sessizlik ve huzur arayışı, Tanah'ın peşinde inancını yaşamak isteyenlerin karşısında başka insanların da aynı topraklarda kendilerine bir yaşam arayışında olmaları...

Koca bir dünya'da iki millet küçücük bir toprakta bitmeyen bir kavgada

---------------------

Muhammad Abu Waer'in tutuklanmasının ardından Mahmud Abbas, bir kadın katilinin ailesine, her zamanki gibi maaş bağlamayı ihmal etmemiş..

Her ay onun gibi Yahudi katillerinin ailelerine binlerce şekel aylık ücret veriyor Batı Şeria'daki Hükümet.

Uluslararası Yardımları doğru yerlerde kullanmak her zaman önemli (!)

Bu arada Strasburg'da BDS son günlerde yeniden Israel mallarını boykot için görev başındaymış...



Batya R. GALANTI 








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder