26 Temmuz 2021 Pazartesi

Insanların olimpiyata, spora yakışacak şekilde, tüm politik fikirlerden kendilerini arındırmış olarak gelmelerini beklerdim..

Olimpiyat minderine yetişemeyen barış!


Geçtiğimiz sene Covid-19 yüzünden ertelemek zorunda kalınan en büyük, en önemli Uluslararası müsabakalardan olan Olimpiyatların açılış töreni vardı 23 Temmuz'da!

2020'de virüsün tüm dünyayı sardığı, herkesin evlere kapandığı zaman ilk etapta Eurovision daha sonra da Olimpiyatlar ( Olimpiyat tarihinde belki de  ilk kez ) ertelenmişti.

2021'de, yani geçtiğimiz aylarda, bu defa Olimpiyatlar için umutlar daha fazlaydı. Aşılar sonrası ilk zamanlar bir çok ülkede pandeminin yavaşlayacağı izlenimi vardı. Japonlar herşeyin planlandığı gibi gideceğinden neredeyse emindiler.  Fakat 2019'da Çin'de başlayan salgının kolay kolay yakamızı bırakmayacağı çoktan belli oldu. Büyük tartışmaların ardından, bu kez tarihte ilk kez seyircisiz Olimpiyatları izlemek zorunda kalmış bulunuyor bütün dünya.

Bunca harcamadan sonra Japonya turizminde büyük bir patlama yapacak olan turistleri karşılamak için hazırlıklarını tamamladktan sonra,  yapılan tüm masrafları karşılayacak ve ülkenin tanıtımına katkıda bulunacak olan koca bir seyirci kitlesine, milyonlarca turiste kapılarını kapatmak zor bir karar olmalı. Kocaman bir şölen, muhteşem bir açılış  yerine sonunda  seyircilerin yokluğuyla olayın tüm güzelliği bir anda sönmüş gibiydi. Stadyumda geçit yapan sporcuların kameralara verdikleri selamlara karşılık binlerce boş koltuk onları gerisin geriye selamlar gibiydi.

Üç gündür başlayan müsabakalarda yine belli ülkelerin bayrakları gururla dalgalanırırken, bu ülkelerin spora verdikleri önem ve yatırımları sayesinde madalyaların çoğunu toparlamalarına alışık olduğumuz yeni bir olimpiyatı daha yaşıyoruz. Ancak hangi ülkeden gelmiş olurlarsa olsunlar ve basarıları ne olursa olsun bu boyutlarda bir yarış içinde yer alan tüm sporcular şüphesiz saygıyı hakkediyorlar.

Ben her ülkenin sporcularına aynı derecede şans dilerken, Japonya'da karşı karşıya gelen sporcuların bazılarıysa gerçek bir sportmen gibi, centilmence  davranamayabildiklerini gösteriyorlar. 206 ülkeden 11.000 sporcunun katıldığı bu uluslararası podyumda,  insanların spora yakışacak şekilde, tüm politik fikirlerden kendilerini arındırmış olarak gelmelerini beklerdim..

Ancak kimi moral değerler,  insanca fikir ya da davranışlar her toplum ya da her birey için aynı standartlarda, aynı ölçülerde olmayabiliyor.

Geçtiğimiz gün  Cezayirli Judocu Israelli sporcu Tohar Butbul'la karşı karşıya gelmemek için müsabakadan çekilmişti. Ertesi gün Sudanlı sporcu da aynı şeyi yaparak, Sudan'ın Israelle imzaladığı barış antlaşmasının hiç bir değeri olmadığını kanıtladı.

Körfez Ülkelerinden Arap Emirlikleri ve Bahreyn'in Israelle imzalamış olduğu "Abraham Accords" (İbrahim Antlaşması) sonrası, Israelle uzun senelere dayanan düşmanlığına son veren Sudan da geçen Ocak ayında, barış sürecine katılarak Israelle antlaşma imzalamıştı.

Arap ülkeleriyle yapılan barışın meyvelerini toplumsal anlamda beklemek şu an için boşa ümitlenmektir.

Çünkü İbrahim antlaşmasını yapanlar bu ülkelerin yöneticileridir, halkları değil. Genelde politika ayrı  insanların kişisel dostlukları ayrı denirse de burada durum farklıdır. Çünkü demokratik yollardan seçilmemiş yöneticilerin Israelle yaptıkları barış antlaşmasının halkları nazarında bir hükmü yoktur. Arap Ülkelerindeki Şeyhlerin, Trump'la biraraya gelerek kendi kişisel çıkarları çerçevesinde kabul ettikleri barış sadece bu ülkelerdeki dikta rejimlerini ellerinde tutan kişileri ilgilendiriyor. Bu şeyhlerin hüküm sürdükleri ülkelerin kabile üyelerini İbrahim Sözleşmesi ilgilendirmez. Hele Sudan'da açlıktan nefesi kokan halkı güdümünde tutan bir diktatörün kiminle barış yaptığı halkı niye bağlasın ki?

Yüzyıllardır nefret ettikleri Yahudiyi şimdi niye sevsinler? Filistinli kardeşlerine karşı olan tarafla neden el sıkışmak istesinler?  Senelerdir dinledikleri nefret masallarını şimdi birden niye unutsunlar?

Sadece Israelliler Bahreyn'e gezmeye gidebilirler. Israelliler mantıkla düşünen taraf olarak düşmanlıktan değil barıştan daha karlı çıkabileceklerini farkedebilirler. Şimdilik buraya gelen Arap turistler görmedim. Aynı Araplar Japonya'da Israelli Judocularla aynı midere çıkmamak için kaybetmeyi tercih edecek kadar nefret dolular. Kısacası gerçek bir barış için sanırım daha çok zaman beklemek gerekiyor.


Batya R. GALANTI





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder