31 Temmuz 2021 Cumartesi

 Akdeniz kıyıları yanarken........


Geçtiğimiz günlerde Türkiye birden bire bir çok yerde çıkan yangınlarla boğuşmaya başladı. Bir çoğu güney kıyılarında olan bu yangınlar 70  farklı noktaad başlarken, sahil boyu yer alan otellere varan ateşler ülkenin en güzel turistik bölgelerinde doğayı, hayvanları ve tüm canlıları tehtid edecek büyüklükte bir faciaya döndü ...

Türk insanının bu durumdaki sıkıntısını, üzüntüsünü anlamamak mümkün değil. Dünyanın en güzel köşelerinden biri olan Akdeniz Kıyılarındaki muhteşem doğal güzelliklerin böylesi büyüklükte yangınlarla yok olmalarını seyretmek insanı üzer mutlaka. Kömür olan ağaçların yanında, köpekler, kediler, kuşlar, sincaplar ve bilimum bir çok canlıların telef olmalarına seyirci kalmak zor.

Çoğu insanın elleri kolları bağlı kalırken  dua etmekten başka bir şey yapamadıkları bu doğal afet karşısında beklenilense dünyanın bu olayda göstereceği birliktir.

BBC, CNN ya da diğerlerinin bu olay üzerinde hiç durmamaları tuhafima giderken, Türkiye'nin kimlerden yardım isteyip istemediğini, hangi ülkelerin şu ana kadar yardım teklifi gönderip göndermediklerini bilmiyorum. Ancak böylesi bir doğal felakete dünya basınının daha duyarlı olmasını beklerdim,  Düne  dek büyük basın kuruluşlarının ana sayfalarında bu konuda neredeyse hiç bir başlığa rastlamadım. Bugün de hala daha genel  başlıklarda yangınlar hakkında bir haber bulamadım . Bu da ayrıca dikkat çekici bir şey.  Dünyanın bir yerinde insanların evlerini, tarlalarını, barınaklarını kaybettiklerinin bir başkalarını hiç ilgilendirmiyor olması anlaşılır dibi değil..

Dünyanın herhangi bir yerindeki  güzelliklerin, ya da herhangi bir ülke ya da şehirde masum insanların hayatlarının tehlikede oluşunu kayıtsızlıkla izlemek nasıl mümkün??  

Bu tip felaketlerde karşı tarafta hangi ülke olursa olsun, buna İran da dahil olmak üzere, Israel elinden gelen yardımları yapmaya hazır olduğunu açıklar ve ilk yardım ekiplerini gönderen ülkelerin başında gelir fakat bu defa şimdilik bu konuda burada da hiç bir  haber görmedim. Sadece birisinden, Türkiye'nin Israel'in yardım teklifini reddettiğini yazdığını okudum. Bu haberin doğruluğunu ıspatlayan bir yazıya da daha rastlamadım.

Bu insanlar sizin dostunuzdur ya da değillerdir. Bunun hiç önemi yoktur. İnsan ya da canlı olan her varlığın acısı herkesin acısıdır.  Yeri geldiğinde size lanet okusalar da böyle bir anda tek düşündüğünüz, sizden bilinçsizce nefret eden o insanların da aslında tek amaçlarının çevrelerine karşı çoğu zaman iyi insanlar olmak, ailelerine bakmak, yaşadikları toplumda başkaları için yardıma koşmak olabilir. 

Elinizden tek gelen, sizi hiç sevmediklerini bir kenara bırakıp Tanrının bu insanlar için bir şeyler yapması dileklerinizle dua etmektir yine de.

Ancak sosyal medya'da olayla ilgili geçmiş olsun mesajlarının altına kimi insanların yaptıkları temeli olmayan suçlamalar olayı hem kişileştirirken, söylenilen sözler, kimi yerde lanet okuyanlar insanı bir defa daha şaşırtırıtyor. Lanet olsun sizlere gibi sözler, Türkiye'de beyinlere sokulan komplo teorilerinin toplumdaki etkilerini göstermektedir.. Mantığınıza yatan her teorinin, ispatı olmayan iddiaların gerçekliklerine inanıp, paranoik tepkiler vermek budur!!!  

Büyük bir ihtimalle,  Amerika, Kanada, Avustralya gibi ülkelerde de yaşanmış yangınlar benzeri  bir durumdur bu da. Kırk derecelere varan sıcağın esen rüzgarların  birlikteliği sonucu çıkan orman yangınlarının kısa sürede büyümeleri sonucu gelinen facianın  arkasında  düşman odakları aramak insanların akıl sağlığının ne derece bozulduğunun bir işaretidir bence.

Geçen akşam yazılan nefret dolu kimi kişisel görüşlerin arkasından dün duygularımı döktüğüm bir yazı yazdım, İstanbul için... 

Dilerim karşılıklı daha güzel bir dünya yaratmayı başarırız sonunda, dilerim ön yargıları, teorileri, nefretleri bir kenara bırakabiliriz.. düşmanlıkları ve politikaları kişileştirmeden yaşamayı öğreniriz en sonunda....


Batya R. GALANTI



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder