7 Aralık 2021 Salı

Bir bayramı daha arkada bırakırken

 

Geçen gece yine dışarılarda. bizim şehrin merkezinde bir yerlerdeydik eşimle. Heryer ışıl ışıldı ve etraf insan kaynıyordu. Dükkanların vitrinlerine konulmuş Hanukkiya'lar, bayramın sekizinci ve son günü sayesinde tüm sekiz mumun beraber yandığı şekilde etrafa küçücük ışıklar yansıtıyorlardı. ..

O anlarda kendi kendime hatırlattım....geçen sene ilk kez duyduğum bir şeyi bu sene yeniden yapacağımı düşündüm. Son kez yakacağımız Hanukkiya'nın kollarının arasına,  yine bir kağıda bir dilek yazacağım, küçücük bir dua ile.. Gelecek seneye dek o kağıda elimi sürmeyeceğim. Hanukkah mucizelerinin bir parçası olacak bu defa benim kişisel mucizem. (Amen! ) 

Ağlama duvarına iliştirilen kağıtlar gibi olacak  :).   Her sene, Ağlama duvarında milyonlarca kağıt iliştirilir gelen ziyaretçiler tarafından.Çoğu Yahudi olanlar ya da böyle şeylere inanan birileri tarafından, bazen de laf olsun diyen dilenen dilekler durur bu iki bin yıllık duvarda.  Bir çoğu sağlık, ya aşk ya da maddi sorunlar için konulmuş küçücük kağıtlar duvarın her yanını sarmışlardır burada. Yerlere taşarlar çok kez....Senede bir,  sanırım Rosh Ha Shana'da bütün bu kağıtları bir dua eşliğinde yakarlar. Benim dileğimse seneye kadar Hanukkiya'nın kollarının arasına iliştirilmiş olarak kalacak. Geçen sene ilk kez yaptığım bu şey yürümedi, çünkü evde tadilat olduğunda kağıt bir şekilde güme gitti. Kayboldu...

Bizim şehrin Belediye binasının hemen önüne kurulmuş olan  kocaman Hanukkiya'nin yakılması için bekleyen bir kalabalık vardı. Devam eden müziğin eşliğinde ilerideki sahnede bembeyaz bir kuğuyu andıran kız son derece elastik olan bedenini  bin bir sekle sokarak degisik danslarla hareketler yaparken, daha ötede yiyecek satan stand'lerde kuyrukta duranlar doluydu..... ve büyük küçük bir sürü  çocuk etraftaydılar.. Hele ellerinde, içlerinde ampuller yanan rengarenk çemberleri çeviren ufaklıklar parkın ortasında geceyi aydınlatan bir hula hoop partisine gelmişizcesine çeşitliydiler...bu görüntü bana, elimden uçup giden çocukluğumu hatırlattılar yine. Şimdi koysam belime bir tanesini çevirsem ben de dedim. Nereden aldıklarını bilmiyorum ki halkaları.

Kısacası etrafta Hanukka'nın son gününde hala karnaval havası esiyordu. Bir başka tarafta vitrinlerde Noel ağaçları da konulmuştu. Yaklaşan Noel ve Yeni Yılı kaçırmak istemeyenler de var...

Derken karnımın acı ktığını farkediyorum yine.  Elinde birer küçük üçgen pizza'yla giden insanlar gördüm ya iyice midemin guruldadığını hissettirdi bu bana. Yan yana dizili, çoğu pizza'cılardan gelen kokular iştahımı kabartıyorlar. Hamburgerciler ve diğerleri de az değiller. Bir tarafta da McDonalds var. Geçenlerde çok uzun bir zamandan sonra ilk kez McDonalds'dan  hamburger aldım. Alışveriş merkezinde dolaşırken birden yanımdan kaybolan eşim ve oğlumu telefonla aradığımda, onları Hamburger ısmarlarken buldum. Gal sever tabi. Bütün gençler gibi. Otist çocuğu bile bu pis şeyleri yemeğe ikna etmek için çok uğraşmıyorsunuz. İlk kez ben de yedim. O yabani köftenin üzerine koydukları o güzel soslar ve turşusu olmasa bunun da bir şeye benzemeyeceğinden emindim.

Bu ara sabah saatleri hiç bir şey yemek istemiyor canım. Bütün iştahımı akşama saklar oldum. O zaman da yatana kadar iştahıma yenik düşmemek için bir savaş başlıyor. Bu iş yine kadınlar ve hormonlarıyla ilgili!!! Hayatımızı çeviren, bizi biz yapan, sağımızı solumuzu şaşırtabilen hormonların etkisi bambaşka.  

Eşime diyorum, en iyisi evde yiyelim, daha sağlıklı. Ama yine de aklıma falafel geliyor birden.  O da aslında en zararlılarından, ama yine de en lezzetlilerinden... Çünkü bir ekmek içinde bir çeşit lezzet cümbüşüdür falafel. Nohut ve kişniş otuyla karıştırılan köftelerin yanında, pita ekmeğinin içine konulan limon, salatalık ve lahana turşusu, tahin ve yine hıyar ve domates karışımından olan Arap salatasıyla ağzınızda güzel bir tat kombinasyonu yaratıyor bu 1000 kalorilik sandwich. Evet, 1 lokmada neredeyse bir günlük kalori ihtiyacınızı yemek demektir Falafel!!

Bu aralar insanların akılları sürekli yemekte sanki. Kızım ve arkadaşlarına bakıyorum, sosyal media'yı etkisine alan bir yemek çılgınlığı var. Bu çılgınlığa kendilerini kaptırmamaları biraz zor görünüyor.

Her an yepyeni yemek tarifleri en çekici şekillerde cep telefonlarının ekranlarında. İkide birde Danielle bana gösterir. Akıllara durgunluk veren bir şey bu. İnsanların yemeyi sevdiğini bilirdik ama şimdi her önüne gelen kendine yemek blogu açar oldu. En kolay yoldan para kazanma seçeneği gençleri cezbediyor sanırım. Çok çekici yemek tarifleri, iştah açan menüler hiç durmadan karşısınızda..Nasıl hazırladıklarını anlattıkları görüntülerden her an iştahınız yeniden kabarıyor.

Bazen arkadaşlarıyla odada oturduklarında, gençlerin gecenin geç saatlerinde Wolt Kuriye firmasından bir sürü saçmalık ısmarladıklarını gördüğümde hayretlere düşüyorum. Ben gençliğimde o saatlerde yermiydim hiç bilmiyorum. Korona zamanı iyice alışkanlığa dönüşen, eve yemek ısmarlamak bambaşka bir akıma dönüştü artık.

Neyse, bir bayramı daha arkamızda bıraktık. Yediklerimizle, içtiklerimiz ve gördüklerimizle. Keşke etraf biraz daha sakin olsaydı. Oysa bir gece Yeruşalayim'e gitmeyi ne kadar istemiştim. Orada biraz daha fazla hissedilen kış ortamını hissetmek, o şehrin kutsallığıyla daha bir anlamlaşan bayramla, eski şehrin duvarlarını aydınlatan ışık festivalini yerinde görmeyi istedim, Gecenin bir vakti aydınlanan kiliseleri ve Ağlama duvarını ve buraların kendine özgü büyüsünü solumayı düşledim bir an. Yine sessizlik bozulunca rüyalar gelecek yıla ertelendiler. Bir defa daha.. Ümitler kaybolmadıkça , yeni bir yılda .. 2022'de daha çok mucizeler için dua etmeye devam edeceğiz. Kendimiz için, sevdiklerimiz için, bizi hatırlayan belki kimi unutanlar için de hep güzel dileklerimizi göndereceğiz..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder