18 Ekim 2021 Pazartesi

Ölünün arkasından konuşmak

 

Shimon Peres ve Colette Avital


Kimi politikacılar insanların zihinlerinde, beyinlerinde, kalplerinde taht kurmuşlardır. Kimi politikacılar vardır, ülkelerinde tarih yazmışlardır.

Kimi ülkelerin kuruluşlarında, savaşlar ya da kimi devrimci akımlarda rol almış politik figürler o ülke halkları için birer kahramandırlar.  Tarih kitaplarına altın harflerle isimleri geçmiş insanlardır onlar...

Her ülkenin tarihinde o ülke için çok değer taşıyan politikacılar olmuştur.

Israel için değerli ve önemli sayılacak en bilinmiş önderleri de, David Ben Gurion, Moshe Dayan gibi bu ülkeyi kuranların olduğu bilinir.

1948'lere gelmeden, İngiliz Mandası zamanlarında canlarını tehlikeye atan kahramandılar Ben Gurion Moshe Dayan ve Yitzhak Rabin gibiler... 1948'lere gelmeden Israel'deki kurulan yishuv'ların yanı yerleşimlerin güvenliklerinden sorumlu olan Hagana. 1948'de kurulacak Israel Devletinin ordusunun bir başlangıcı niteliğindeki paramiliter örgüt içinde ( İbranice'deki anlamıyla, "Koruma"), ilk savaşan  savaşçılardı bu insanlar.

David Ben Gurion'un yanında olanlardan biri de 1934 yılında, o zamanki İngiliz Mandası zamanındaki ismiyle "Palestine"'e  , Polonya'dan ailesiyle, daha 11 yaşındayken göç etmiş olan  Shimon Persky idi. Israel'e geldiklerinde bir diğerleri gibi adlarını İbranileştirmeyi tercih eden Persky ailesi, Peres ismini seçmişlerdi kendilerine.

Shimon Peres, o zamanki Polonya sınırındaki, ( bugünkü Bielarus)'taki küçük bir yerleşim yeri olan  Wiszniew'den Israel'e göç etmişti. ( Rusya'daki komünist akımların etkisinde kalan Yahudiler,  en çok Aliya'nın olduğu bu ülkelerden gelenler Israel'de sosyalist fikirlerin yerleşmesinde etkili oldular. Sosyalizmin ışığında doğmuş olan Kibutzlar o dönem ilk ortak yaşam kültürünü geliştiren en tanınmış örnektiler.) 

Aynı akımların etkisinde kalan Shimon Peres te kimi kibutzlarda yaşamış ve eşi Sonia Gelman'la birlikte bir zaman tarımla uğraşmıştı. 1941'de Siyonist Genç İşçi Hareketinin başına gelmesi Peres'in ilk politik akımların içine girdiği dönemdi. Daha sonra, Ben Gurion tarafından,  Israel Ordusuna insan gücü ve silah teminatı için görevlendirilmişti.

Fransayla ilişkilerin ısınması için çok büyük çabaları olmuşsa da sonuçta, Fransa tarafından Cezayir'de, Bağımsızlık taraftarı milisleri desteklemekle suçlanmış.

Peres, Israel'in Batı'dan  ilk silahların ithal edilmesinde büyük rol oynamış ve Dimona'daki Nükleer Reaktörün kurulmasını da sağlamıştı.

Daha sonraki yıllarda Israel-Arap barışını sağlamak için en çok çaba harcayacak liderlerin başında gelirken, Filistin Kurtuluş Örgütünün tanınması ve Arafatla 1993'te yapılan antlaşma onun insiyatifi ve çabalarıyla gerçekleşti. Bu da ona 1994 Nobel Barış ödülünü getirdi.

1997'de Peres Barış Merkezini kurdu. Arap-Israel antlamaları ve iki tarafın karşılıklı olarak birbirlerini tanımaları ve ortak bir yaşama öncelik tanıyan bu kurum hala Yaffo şehrinde faaliyet göstermektedir.

Shimon Peres tarihimizde uluslarasıalanda da en çok saygı görmüş Israelli liderlerin başında geldi.

Barışa verdiği şans ve gösterdiği çabalar onun yeterince tanınmasına neden oldu.

Israel solu, Israel Akademisi ve medyası, halk tarafından yeterince sevilmemesine karşılık onu, barışa olan katkılarından dolayı her zaman destekledi. Ancak politik hayatı, hırslı, egosentrik kişiliği yüzünden her daim olumsuz etkilendi. Peres İşçi partisinin öncüsü olarak girdiği hiç bir seçimi kazanmayı başaramadı.

1984'te yapılan seçimlerde Likud Partisiyle kurulan koalisyon hükümetinde ilk başbakanlığı aldığında, 1982 Lübnan Savaşı sonrası yüzde 400'lere varan enflasyonu indirmek için  harcadığı çabalara rağmen seçimleri kazanmadı. Hayatı boyunca kimi dönemsel başbakanlık görevlerine hiç bir zaman halkın oyuyla gelmedi. Ya Rabin'in istifası ardından görevi devraldı  ya kimi koalisyon antlaşmaları çerçevesinde başbakanlık görevinde bulundu ve yine 1996 Rabin suikastı sonrası bir sonraki seçimlere kadar mecburi olarak geçici başbakan oldu.

Israel'de tamamen sembolik bir görev olan Cumhurbaşkanlığına ilk adaylığını koyduğunda bile, popülaritesi hiç yüksek olmayan Katsav'ın karşısında dahi yenilgiye uğradı.

En sonunda 2007'de, Katzav'ın cinsel taciz suçlamaları yüzünden görevinden alındığı gün onun yerine seçildi.

Başbakanlığı zamanlarında, politik kariyerinde kendisini sevdiremeyen Peres, 2007-2014 yıllarındaki cumhurbaşkanlığında yeterince saygı gördü.

Öldüğünde, Barak Obama Amerika'da bayrakların yarıya indirilmesini emrederken, cenazesine 80'den fazla devlet adamı katıldı.

Ancak ölümünden beş yıl sonra, geçtiğimiz günlerde birden bire ortaya atılan iddialar, Israel Devletinin kurucularından, bu ülkenin tarihini ilk yazanlardan biri olan Peres'in hatırasına gölge düşürür nitelikte söylentilerin bir anda açığa çıkmasına neden oldu.

Bir ülkenin en yüksek kademelerinde görev yapmış, sevilmese de yeterince saygınlık kazanmış, yeterince bilgili ve görgülü olarak kabul edilmiş bir insan hakkında ortaya atılan cinsel taciz iddiaları yeni ve büyük bir hayal kırıklığıdır.

Shimon Peres'le uzun yıllar birlikte çalışmış bir kadın politikacının ağzından çıkanlar basında yankı yaparken belki de politik platformdaki bir çok insan duyduklarına o kadar da şaşırmadılar?

Eski Kneset üyelerinden Colette Avital tarafından ortaya atılan şeyler kimi başka kadınların da ağıizlarını açmalarına yol vermiş olmasının dışında, çok bilinmiş, Israel solunun güçlü kalemi Gideon Levy'nin; "Bunları ben Shimon hayatta iken biliyordum!! "diye teyid etmesi tamamen sansasyonel bir haberdir.

Peki insanlar bildikleri halde neden sustular?

Shimon Peres'le aynı odada yanlız kalmak istemeyen kadınların olduğu ortaya çıkarken, bu ülkenin böyle bir şeye göz yummuş olması inanılmazdır.

Ve herşey Shimon Peres'in barış için gösterdiği çabalar, uluslararası toplumdaki itibarı ve acendesine gösterilen boş bir saygıdanmış yani!!

Kadınları odasında sıkıştıran bir lidere göz yumulmuş!

Ve bunlardan biri,  o zaman değil ağzını ancak bugün açan eski politikacı Colette Avital'dir.

O zaman neden sustuğunu sorduklarında " Onun politik çizgisine duyduğum saygıdan dolayıydı!  "dedi.

Bu inanılır gibi değil. Kadının kendine olan saygısı demek ki daha az önemliydi.

Okay demek ki Katzav da daha saygın olsaydı hapise girmeyebilirmiydi?

Bu demek ki, politik acendanıza ve çizginize göre saygı görmekle hapis cezası almak arası değişen bir tepkiyle karşı karşıya kalmanız mümkündür?!!! 

Ben Shimon Peres'i severdim. Benim için örnek bir lider gibiydi ancak bu duyduklarım inanılmaz. Ve solun yeniden böylesi ikilemli davranışları yeni bir hayalkırıklığıdır.

Ölünün arkasından konuşulmaz derler ancak Colette Avital ve diğerleri daha fazla susamamışlar sanırım!!!!


Batya  R. Galanti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder