Uzuuun, sıcak ve yağışsız yazlarıyla tipik bir Akdeniz İklim ülkesi olan Israel'de bu son bir kaç haftadır devam eden ve normal derecelerin altında seyreden hava şartları bugünlerde rekor kırma seviyelerinde...
Geçtiğimiz akşam Türkiye'yi vuran "Alfis"(?) fırtınasının getirdiği yoğun kar yağışı, bugün buralara vardı.
Israel'in kuzeyinden başlayarak, Yeruşalayim ve Hevron cıvarlarına kadar yayılacağı bilinen yağışın yeterince kuvvetli olması bekleniyor. Son bir iki saattir kar yağışının Golan tepelerinde, yani kuzeyde başladığı haber veriliyor.
Sıcak havalarla boğuşmaya alışık olmayan Avrupa'da, Ağustos ayında bir anda beklenmedik yükseklikde hava şartlarıyla, klima bulunmayan bir çok mekanlarla karşılaştığınızda ne yapacağınızı bilemediğinizde nasıl zorlanıyorsanız, soğuk hava şartlarına kendini hazırlamamış olan bu ülkede de kışın kısa ancak soğuk gecelerini geçirirken de bir o kadar zorlanabiliyorsunuz.
İşin ilginç tarafı, havaların artık yeterince serinlediği sonbahar sonu dönemlerinde bile, ben artık ısınmayı ararken Israel'de bir çok dükkanlarda, ofislerde, süpermarketlerde klimalar hala etrafı serinletmeye devam eder. Bu ülkedeki uzun ve çok sıcak yazlardan kalan ısıyı hala vücutlarında muhafaza eden insanlar, artık havaların serinlediğini hissetmezler mi bilmem. Deli bunlar derim hep!!
Şu son bir haftadır, özellikle geceleri 5-6 dereceye kadar inen hava sıcaklığının, ayazlı saatlerin sonunda, evlerin ve kapalı ortamların yeterince soğumalarının ardından, gündüz çıkan güneşe rağmen kapalı ortamlardaki soğuğu biraz olsun alacak bir ısıtma sisteminin olmaması Ocak ve Şubat aylarında insanı kat kat giyinmeye zorluyor.
Tüm bunların yanında, buralara çok ender yağan karı hayatlarında hiç görmeyen çocukları için bir anda yollara çıkanlar, Yeruşalayim girişinde uzun bir kuyruk oluştururlar arabalarıyla...
Çocuklar için dünyada en cezbedici şeylerden biri olan kar ve kartopu oynamanın keyfine varana kadar karların çoğu eriyip gitsede, yarım saatlik bir yolun saatlerce uzamasına bile değdiğine inananlarla doludur burası.
Bu yıl, hala daha virüsün etkileriyle yaşamın normal haline dönememiş olması da bu seferki karı karşılamaya gideceklerin sayısını azaltacaktır eminim.
Dün en az 80.000 yeni virüslü eklenen, ülkede trafik hala normalden çok daha rahat işliyor. Bu sayı daha resmi olarak bilinen. Bir de kendilerine ev testi yaptırıp haber vermeyenleri eklersek bu rakkam en az iki katına çıkacaktır.
Neyse, şimdi aklıma geldi de, İstanbul'da özellikle kışın ve karlı günlerde kestane yemeği ne kadar çok severdik biz. Yazın arabalarda satılan kaynamış mısırların yerini kışın, ateşte, küçücük kese kağıtlarında satılan kestaneler alırdı. Annemse evde kestane şekeri (marrons glacés) hazırlardı. Mmmmmm.. ne güzeldi o kestaneler.. Burada insanlar en çok yaz aktivitelerini tanıyorlar. Denizle, deniz sporlarıyla, açık hava şartlarındaki aktiviteleri... insanları yeterince çeken parklarda, bisiklete binmek, hasta olunca bile sıcak bir şeyler yerine yaz kış dondurma yemeğe gitmek Israel'de en sık yapılan şeylerdir. Kestaneyi süpermarketlerde bulmak mümkün. Ben, kestaneyle kendimce keşfettiğim başka lezzetler hazırlıyorum. Özellikle kimi kış günleri. Sonunda bir tek kendi yediğim şeydir bu da. Çünkü kestanenin tadına alışmamış olan bizim ailenin üyeleri bunu da tenezzül etmezler hahah... Kakaolu, kestaneli toplar hazırlarım ben... Harika olurlar...
Bu gece, bol karla birlikte hava hiç olmadığı kadar soğuk olacak bir kez daha...
Tel Aviv'e tarihte en son 1950'de kar yağmış. Bir sabah yataklarından kalktıklarında yerler hafiften beyaz bir örtüyle örtülüymüş. Tabi gözlerini açıp kapayana kadar eriyip gitmiş o kar.
Bakarsınız 70 sene sonra o bembeyaz pamukçuklar havada bir kez daha uçuşurlar Tel Aviv'de de.
Geçen senelerde yağan doluyu illede kar zannedip heyecanlanmıştım 😅. Her taraf bir anda bembeyaz olmuştu, aynen kar yağmış gibiydi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder