Biz Yahudilerin en çok yediğimiz et tavuktur. Hem beyaz et daha az yağlıdır denir, hem de kaşer'dir. Kısaca, sığır eti, balık ve tavuk, Yahudi sofralarında en sık bulacağınız protein çeşitleridir.
Özellikle her Shabat sofrasında bulunan bir klasiktir tavuk. Bir sebzenin yanında, kendinize göre pişirdiğiniz tavuk sofradan pek eksik olmaz. Ya da Yom Kipur'da da, ağır ve daha yağlı kırmızı et yerine, daha hafif olduğuna inanılan tavuk eti uygun görülür.
Ancak, ister sığır, ister tavuk olsun, bugün masamızda görmeğe alışkın olduğumuz protein kaynaklarının, sözde kaşer olarak nitelenen etin bile geçirdiği işlemlerin neler olduguna biraz baktigimizda, insan denen varlığın, insafsızlığının bir daha farkına varmak zor olmaz.
Acı gerçeklerden çoğu zaman uzak kaldığımız sürece bizler, nasıl bir kıyımın bir parçası olduğumuzu reddetsekte gercekleri değiştiremeyiz.
Eskiden, doğal ortamlarda yetiştirilen hayvanların geçirdikleri işlemler bugünkü kadar sofistike değildi. Ancak bizim için, sözde en fazla verim ve kazancı sağlamak için gelişen ve geliştirilen sanayi hayvanlara karşı uygulanan acımasızlığı da azaltmadı arttırdı.
En basit örnek olarak tavukları verirsek; kesime gittikleri ana kadar geçirdikleri eziyet, küçücük kafeslerde tıkış tıkış tutulan bu hayvancıkların bulunduukları, tutuldukları hallerini görmek zordur.
Sadece tavuklar değil sığırlar ve diğerlerinin, etlerinin yumuşak olması için, daha fazla sürüm elde etmek için geliştirilen, insanlıktan çok uzak bir çok işlemlere tabii tutulmaları zaman zaman konuşulan şeyler.
Sadece tüketmek amacıyla beslenilen tavukların yumurtalarından çıkan erkek civcivlerin, işe yaramadıkları sebebiyle aynı gün imha edilişleri...hep korkunç şeyler.
Hayvanlara karşı çok fazla eziyetin söz konusu olduğu bir endüstri alanıdır hayvancılık.
Son yıllarda, aynı paralelde, çevre ve hayvanlara olan duyarlılık artmakta yine de. İnsanoğlunun geçmişte hiç olmadığı kadar bazı gerçeklere uyanışları, bu insafsız hareketlere bir anlamda dur demek için büyük çaba harcamaya hazır kitleleri harekete geçiriyor. Bu hareketler, bu endüstri alanının daha insancıl yöntemler geliştirmek için arayışlara girmelerine sebebiyet veriyor.
Bunlardan biri, erkek civcivlerin, sanayi tarafından kitleler halinde imha edilmelerini sonlandırmak için aranan yollardır. Şu ana kadar, dünya genelinde senede ortalama yedi milyar erkek civciv yumurtadan çıktığı gibi, özel makinelere sokulmak üzere ortadan kaldırılıyorlar.
Bu insafsız işleme bir son vermek isteyen, Almanya, Hollanda gibi ülkelerde, erkek civcivlerin yumurtadan çıkmadan evvel yok etmeyi, daha da doğrusu doğmalarını engellemeyi hedefleyen kimi yollar deneniyorlar. Ancak, özel ekipmanların gerekli olduğu sistemler masraflı oluşları yüzünden pek tutulmuyorlar.
Şimdi bir İsrael'li İnovasyon Şirketiyse, çok farklı bir yol geliştirmiş. Bu sistem hem çok etkili, hem zararsız hem de masrafsız. ( Sonuçta, insanlığın doğanın kendi gelişimine ve gidişine ille de ellerini atmalarını saymazsak tabi )
Dünya'da, tüm protein tüketimin % 30'unu oluşturan tavuğun daha insancıl koşullarla sofralara ulaşımını sağlamak için geliştirilen bir işlemden bahsediliyor. Sözü edilen şey, erkek fetüslerin oluşumunu engelleyen basit bir genetik modifikasyon. Fetüsün gelişiminin daha çok erken safhalarında, erkek civcivlerin gelişimini durduran bir genetik mod ekleniyor. Dişi fetüslere aynı genetik değişim uygulanmadığı için onların çoğalmalarına olanak veriliyor. Ve böylece, dişi civcivlerin sağlıklı ve genetiği modifie edilmeden çoğalmaları sağlanıyor.
Yaşadıkça, çoğaldıkça, doğanın tüm mükemmel özelliklerini kendi elleriyle denetlemeye çalışan insanın, Tanrısal özellikleri kendi ellerine alarak, hayvanları, doğayı yeniden kodlamaya çalışarak, modifie ederek, kendi şartlarına uydurmak için savaşmaya başladıkları bir çağda, yeryüzünün hala bize isyan etmemesini beklemek komik gibi aslında. Ne kadar dikkatle yapılsa da, ne kadar bilinçle uygulandıkları iddia edilse de, insan elinin değdiği doğadaki tüm teknik dokunuşlar ve değişiklikler, bir yerden sonra dengede yürüyen bir şeylerin uyumunu bozacaktır diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder