Gal'in asansör maceraları!!
Sabah sabah evden çıkarken, Gal ; " Anne sen çık, kapıyı ben kilitlerim !" diyor bana..
Son zamanlarda Gal daha bir olgunlaştı. Bazen beni himaye etmeye çalıştığını bile hissediyorum. Dün sabah, birlikte servisi beklerken kolunu omzuma koydu, sırtımı sıvazladı birden, kocaman bir adam gibi.. Beni hafif düşüncelerime dalmış görünce sanki , " Anne çok düşünme, bak ben yanındayım!" der gibiydi o an.. Bazen sözlerden çok şefkatiyle ifade eder kendini.. Duyguyla bakan gözlerinde görürüm en çok, bana olan sevgisini.
Ama bu ara çok fazla emir verme eğilimi de gösteriyor .. Yönetmek istiyor herkesi. Sen çık, sen otur.. Arada onu uyarıyorum. Gal sen kendi işine bak lütfen diye.
Sabah sabah kapıyı kapatıp tam asansöre binecez, Anne asansörlerin ikisi de çalışmıyorlar galiba .." dedi.
O an dikkat ettim, ikisinin de çağırma düğmesinin ışıkları sönük duruyorlar..
Sorun değil, Hadi gel merdivenden inelim..
Lobby ve parkla birlikte 19 katlı olan apartmanımızın sadece iki asansörü olmasıyla problem başlıyor dedi bugün tesadüfen konuştuğum teknisyen..Bu tip bir binada en az üç asansör olmalıymış.
Bu apartmana 20 sene evvel taşındığımızdan beri asansörler biraz problemliydiler..
İlk günden, çok fazla şey taşındığı için zarar görmüşler sanırım. Motorları belkide değiştirmek gerekiyordu., Kısaca esaslı bir bakım yapılması gerekirken sanırım devamlı hafif tamirlerle bu iş hep geçiştiriliyor. Bu yüzden de Gal, senelerden beri asansör korkusunu yenmek şöyle dursun, yaklaşık dokuz kat her gün merdivenlerden ine çıka epey bir kondisyon yapmaya devam ediyor..( Aslında ben işin merdiven inip çıkma tarafından şikayetçi değilim)
Okuldan bana mesaj çekti bugün bir ara; " Anne ne dersin problemi hallettiler mi?"
Aklıma bundan bir kaç sene evvel Gal'le birlikte eşim ve benim küçük asansörde geçirmek zorunda kaldığımız yarım saatlik maceramız geldi. O gün bugündür asansöre sadece yanında biri varken binmeye razı Gal.
Bir yaz günüydü ve hava sıcaklığı yaklaşık 37-38 derece civarında nemse yüzde seksenlerde idi..Kısaca klasik bir temmuz günü ortasında tam eve çıkıyorduk ki asansör bir anda şöyle bir zıplar gibi olup olduğu yerde kalakalmıştı. Göstergede bulunduğumuz kat numarası yerine iki çizgi belirirken şimdi yandık dediğimi hatırlıyorum, içimden..
Galínse " Ne oldu? " demesiyle durumu kavrayarak saniyeler içinde.." Ben burada kalmak istemiyorum! " diye çığlıklar atmaya başlaması bir olmuştu.
Bense bir çok korkularımı, bir çok sıkıntılarımı Gal'e yardım etmek için, ya da yardım ederken yenmeyi öğrendim . O asansörde yaklaşık bir buçuk metre karelik bir alanda kapalı kaldığımızı bilmek bir an için benim de içimi daraltırken, Gal'e ; Lütfen şu anda asansörde değil, odanda olduğunu hayal et ve emin ol sonunda bir süre sonra buradan çıkacağız derken , sadece onu değil o an hızla atan kalbimi de yatıştırmaya çalışıyordum.. Gal, gürültüsünden rahatsız olduğu havalandırmayı sürekli kapatırken, çıldırmış gibi bluzunu elleriyle çekiştiriyordu. Girdiği panik hali gözümün önünde hala. Benimse ; " Gal lütfen havalandırmayı kapatma!" derken girdiğim sıkıntı da unutulmaz. Asansörün içinde sanki hiç oksijen yoktu. Bir yandan alarm düğmesine basarken, diğer taraftan asansörde kayıtlı duran telefon numarasını arayan eşime telefonun diğer ucunda cevap veren teknisyen; " Tel Aviv'deyim ve çok yoğun bir trafik var..size varmam en az yarım saatimi alır dediği an, tüm soğuk kanlılığımı kaybederken ben ; " Lütfen şu an İtfayiye falan arıyorsun!" Ben burada , bu sıcakta yarım saat teknisyen falan bekleyemem " derken bu defa benim girdiğim paniği Gal'den gizleyemediğimin farkındaydım..
O gün, sonunda deri ceketinin üzerinde Pizza reklamı olan kuriye kılıklı bir teknisyen, iki kat arasında kalan asansörün kapısını açtığında dördüncü katın zeminine atlayan ben baya şaşırmıştım. Bize belki bir kutu da Pizza getirmiştir diye sorarken sonunda gülüyordum..
Teknisyenin ikinci işi de Pizza Kuriyeliği idi.
Bu olaydan uzun bir zaman sonra Gal sonunda asansör korkusu olmayan bir arkadaşıyla tam cesaret edip asansörle inmek isterken şansına bu defa arkadaşıyla en az beş dakika içeride takılı kalmışlardı..
Bu hafta bu kez okuldan bir öğretmeni okulun asansöründe yarım saat boyunca kapalı kalmış !!
Derken, Gal'in asansör korkusunu yenememesini anlamamak mümkün değil.. Galiba zaman zaman kimi şansızlıklar bazı insanların peşini bırakmayınca yaşadıkları korkuları aşmaları daha da zorlaşıyor..
Batya R. Galanti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder