Kimi ilginç rastlantılar
Gündeme neredeyse her gün Korona'yla ilgili farklı haberler düşüyor.
Geçen aylarla bir çok hüzünlü hikayeler birikiyor bitmeyen salgınla birlikte... Kimi zaman beklenmedik bir şekilde çok genç ve sağlıklı insanlar Korona'nın kurbanı olurlarken, bazen çok yaşlı kişiler, hatta 100 yaşlarını bulmuş hastalar bir şekilde Korona'yı yenerek media'da sansasyon yaratıyorlar..
Bugün Israel haber sitelerine yansıyan bir Korona hastasının hikayesi de okuyuculara ilginç bir hayat dersi verecek mesajlar taşıyor.
Haber, geçtiğimiz günlerde Amerika'nın California'daki Sacremento Şehri'nde bir hastanenin acil servisine yetiştirilen bir hasta ile ilgili.
Aylardan beri insanları kurtarmak için yoğun mücadele veren hastane ekibini biraz sarsan , kimi anlamda tuhaf hisler de yaşatan bir durum buradaki haber sitelerine kadar yansımış..
Bundan bir süre önce, nefes darlığı ve hayatı tehlikeyle hastanenin acil servisine gelen genç bir Amerikalıyı kabul eden doktor ve hemşirelerden ikisi hastaya yardım etmek için onu soyduklarında şaşırmışlar ..
Dr. Taylor Nichols uzun süredir gün gün, saat saat çalıştığı yoğun bakım ünitesinde yeterince hastanın hayatını kurtarmak şansını yakalamış tecrübeli bir doktor..
Diğerleri gibi bir güne daha başlarlarken acil servisteki doktorlar ve hemşireler hep beraber yoğun bir koşturmanın içindeyken, her yeni gelen hastaya tek tek müdahale etmeye çalışıyorlar. Dr Nichols acile gelen bir adamı diğerleri gibi yataklardan birine aldıktan sonra, yanında birlikte çalıştığı hemşiteyle beraber hastanın gömleğini çıkardıklarında, hayatı tehlike içinde olan adamın göğsünde gördüğü Tatoo'lar ( dövmeler ) bir an onlarda şaşkınlık yaratsa da görevlerine devam etmek zorundaydılar...
Önünde yatan hastanın, kimliği, politik düşünceleri, duyguları ya da ekstremist akımlara ait bir anarşist ya da terörist olup olmaması sağlık ekibinin ilgilenmesi gereken şey değildir mutlaka..
O an zor nefes alıp veren dazlak adamın göğsünde taşıdığı ırkçı, nazi sembollerin onda yarattığı duygular ve hissettiği karmaşık şeyler ne olursa olsun doktorluk yemini eden bir insanın serin kanlılığıyla görevini yerine getirmesi gerektiğinin bilinciyle hareket etmek zorundadır her doktor..
Onu kurtarması için yalvaran genç adam bir Neo-Nazi olsa da.. göğsünde , kollarında bir sürü SS isaretleri ve Neo-Nazi sloganlar taşısa da.. çok defa bir yerlerde, bir cadde üzerinde tüm insanlara Yahudilere olan nefretini haykırsa da doktor onun için çalşimalıdır o an.
Yahudi bir doktor ve uzakdoğulu bir hemşirenin ellerinde hayat bulan Neo-Nazi genç adamın geçirdiği bu tecrübe onun radikal fikirlerini ne kadar değiştirmiştir bilinmez.
Dr. Taylor'ın tek söylediği: ben görevimi yaptım ancak benim yerimde o olsaydı onun nasıl hareket etmeyi tercih edeceğini bilmiyorum.
" Acaba o da beni kurtarırmıydı? " diye kendine sormadan duramamış doktor.
Yeryüzünde koşulsuz, şartsız birilerinden sebesiz yere nefret edebilecek insanların sayısı ne kadardır bilmem.
Halbuki hayat birilerinden sebepsiz yere nefret etmek için çok kısa ve geçici...Anlamlı şeyler yapıp insanlığa kendinizden iyi şeyler bağışlamanın güzelliği varken, kimi gruplardan, kimi halklardan sebepsiz yere nefret ederek çocuklarınıza, gelecek nesillere kötü bir miras bırakmak size ne kazandırır?
Belki üzerine SS isaretleri kazıyan bu empotant erkek kendini böylesi agresif işaretler içinde daha güçlü ve yenilmez hissediyordur. Belki çocukluğundan beri sahip olduğu komplekslerini kimi insanlara nefretiyle bir noktaya kanalize ediyordur.
Kendi içindeki o zayıf insanı nefretle aşmaya çalışan o adam belki kendi nefretinin sembolü olmuş bir yahudi ve sarı ırktan çekik gözlü bir uzakdoğulu tarafından yasama geri dönüş ikilemi içinde devam edecek hayatına .
Belki de bu yaşadıklarının sonunda her bir bireyin eşit derecede insan olduğunu anlayarak, nefret yerine sevgiyle yaşarsa çok daha mutlu bir insan olunabileceğini kavrayacaktır o zavallı Neo Nazi de!!!..
Batya R. Galanti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder