10 Kasım 2021 Çarşamba

Tarihten ders almak

 Okulda en nefret ettiğim derslerden biri tarihti. Papağan gibi tekrarlaya tekrarlaya kafamıza zorla sokulan savaşlar ve bir sürü gerekli gereksiz tarihler beni hiç ama hiç ilgilendirmiyordu. İlkokuldan başladığımız ezberlerle kafam çorba olurken,  pek anlam veremediğim andımızla başlayan, ortaokulda İnkılaplar ve Kurtuluş Savaşı ve gerisiyle devam ederken doğduğum ülkenin tarihini bir şekilde bilmemin aslında gerçekten önemli olduğunu, biraz Türkiye'deki eğitimin bende yarattığı sıkıntıdan ve biraz derslerden gelen yılgınlıktan dolayı sanırım anlamak istemiyordum. Sonuçta okulu bitirdiğimiz günün ertesine aklımızda kalmayacak bir sürü gereksiz bilgiyle dolduruyorlardı beynimizi. Belki de bunu sadece ben ya da benim gibi ezber sorunu olanlar yaşıyordu. Her öğrendiğim savaşı aklıma sokmak kavgasına girdiğimde, okuduğum savaşlardan çok aşık olduğum kişiyi hayal ediyordum.

Bugün tarih konusunu düşündüğümde, keşke bu dersi bize başka yoldan öğretselerdi derim. Çünkü aslında tarihi bilmenin ne kadar önemli olduğunun bilincindeyim. Geçmişi "tam olarak" bilmeyen nesillerin, dünden alacak dersleri olmayanların bugünü anlamalarının mümkün olmadığının farkındayım. Tarihte yaşanmış hataları tekrarlamamanın birinci şartı " insanlığın " geçmişini gerçekten sindirebilmiş olmaktan geçiyor.

Sonuçta bunun esas yolu tarihi ezberlemek değil, tarihi tartışmaktan geliyor.

Tarih dersleri tartışılmaya açık olmalı. Öğretmen tarihi bir futbol maçı anlatır gibi vermemelidir. Savaşların nedenleri ve niçinleri çok daha fazla konuşulmalıdır. Kimin kiminle nerede ve hangi savaşta karşı karşıya geldiği ve kimin hangi savaşı kazandığı ve kimin kaybettiğinin önemi olsa da, ülkelerin neden savaştıklarını bilmek ve anlamak önemli.

Dünya tarihini tamamen bir bütün olarak ele almak önemli. Ülkelerin tek başlarına var olmadıklarını biliyoruz. Bu yüzden tüm dünyanın geçirdiği dönemleri genel olarak anlamak önemli. Her ülkenin bu bütünün içinde  bir yeri olduğunu bilmek ve bu bütünü genel olarak ele almak ve menfaat çatışmalarının arkasındaki nedenleri ögrenmek önemli bence. Savaşların neleri değiştirdiğini anlamak.

Tarihi sıkıcı bir ezber bütününden çıkartıp, insanlığın yapısını oluşturan bir hikaye, toplumsal bir evrim olarak incelemeye açılmalıdır. Çocukların tarihi sevmeleri için bu dersi çok daha fazla konuşmaya açmak lazım. Bu şekilde çok daha akılda kalıcı bir eğitim sağlamakta mümkün olacaktır bence...

Yoksa, seneler önce, Sainte-Pulcherie'de ( okul dönemlerimde ) en iyi dostlarımdan 😥 birinin yaptığı hatalara düşmeye devam edecektir insanlar her defasında bir kez ve bir kez daha. II. Dünya Savaşında öldürülen Yahudiler için en ufak bir esef duymadığını ifade ettiği bir paylaşımında ne kadar aptalca konuştuğunun farkında bile değildi. ( Içinde var olan o koca nefret bir tarafa ).  Onun için Adolf Hitler sadece Yahudileri öldürmüştü. Ve bu onu ilgilendirmiyordu. Öldürülenlere öncelikle insan olarak bakmıyordu. Dünyanın bir yerinde 6 milyon insanın sistematik olarak yok edilmiş olması onun kılını bile kımıldatmıyordu. ( Ve bu insan benim zamanında en iyi dostlarından biriydi ne yazık ki!!)

Bu tip kişiler, insanlığın yapabilecekleri kötülüklerin derecesini düşünerek bile okuduklarından rahatsız olmayacak kadar fanatizmlerinin kurbanlarıdırlar.  ( Bu tip insanların kendi toplumları için bile yararlı olabileceklerine inanmakta zorluk çekiyorum. İçinde insanca duygular taşımayan birinin kendi çevresine bile zararlı olacağı açıktır aslında.) 

Türk ya da bir başka milletin, Yahudilerin yok edilme konusuna hassasiyet göstermeyi reddetmeleri hali.  akıllarınca, kendilerine yapılmamış bir zulme kayıtsız kalmaları, tarihten en ufak bir ders çıkarmayı beceremeyen insanlığın bencilliğinin bir yansımasıdır. Bu egoizmin getireceği en açık şey, tarihin her daim farklı şekillerde tekerrürü olacaktır.

Unutulan kötülüklerden çıkarılmayan derslerin yenilenmeleri kaçınılmazdır. İnsanın zaten en büyük sorunu da budur.

Sadece kendi tarihlerini daracık, eksik,  yalan yanlış öğrenmeye devam edenler hiç bir zaman objektif bir bakış açısına  kavuşamayacaklardır. Yeryüzündeki  savaşların, soykırımların sebeplerini sindirmeyenler,  bu tıp kötülüklerin yeniden ve bir defa daha başkalarının da başına gelebilceğini kavrayamayacaklardır.

Bu anlamda, 1938 yılı, 9 Kasımı 10 Kasım'a bağlayan Kristal Gece' de Almanya ve Avusturya'da yaşanmış olan pogromları sadece ve sadece  Yahudiler anımsamaya devam edecekler. 30.000 yahudi erkeğin çalışma kamplarına göndermeleriyle başlayan soykırımı sadece bizler konuştukça hiç bir şey değişmeyecek.

Bugunku bencil insanlarin  bencillikleriyle sonlandırmaya doğru götürdüğümüz yerküreye yaptığımız eziyet yine aynı kayıtsızlığın bir parçasının neticesidir.

Sonuçlarsa gözümüzün önündedir!!!


Batya R. Galanti

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder