22 Kasım 2021 Pazartesi

Sonu gelmeyen bir hikaye, yeniden başlatılan olaylar ve cinayetler

Geçtiğimiz hafta bir arkadaşım plan yapmaya başlamıştı. Hannukah yaklaşıyor, Yerusalayim'e gidelim bir gün seninle....Bize rehberlik yap sen!!! Ama Israel'de rehberlik yapmadım ki ben. Olsun sen buraları tanıyorsun,  gel bize de bildiklerini anlat diye fikirlerle heyecanlanıyordu. Peki o zaman hazırlanırım, kısa bir rehberlik denemesine.  Eski şehire gideriz...Oradan Yad Vashem Müzesi'ne.... Ve ne varsa gezeriz hep birlikte. Tam güzel fikirler dönüyor aklımızda ki, yeniden olaylar başladı.

Günlerdir etrafta devam eden bir gerginlik var. Birilerinin canı sıkılmış gibi yeniden etraf kaynamaya başlar. Anlamazsınız neler oluyor...

Burada yaşadığınız sürece hissettikleriniz enteresandır. Bir zaman her taraf hiç olmadığı kadar sessizliğe bürünür.. Bir sükunet kaplar sanki... Daha geçen cuma  onbinlercesini biraraya getiren Al Aksa'nın avlusunda,  huşu içinde namaza duran müslümanlar vardı. Dua edenler.... ve ne arkalarından koşan askerler, ne polisler, ne taşlar, ne çatışmalar vardı. Sadece dua etmek için gelen insanların, Tanrı'yla aralarına kimsenin giremeyeceği anlarda herşey olması gerektiği gibi devam ediyordu.

Yahudiler de Al Aksa'nın hemen bitişiğinde, aşağıdaki duvarda,  kendi yerlerinde vecde ederken, o büyük, o kutsal  kuvvete yüzlerini dönmüşlerdi aynı dakikalarda. Kimsenin kimseye karışmadığı anlarda gizlidir, o kelimenin anlamı.. : Şalom !"  Yeterki birileri bunu bozmaya karar vermesin. Hep söyleriz aynı şarkıyı biz.. Şalom  aleihem, malahei Ha-Şalom. Malahei ha-elyon.  mimmeleh malahei ha-melahim Ha-kadoş baruh Hu. !! Şalom kelimesi biz Yahudilerin,  ağzımızdan hiç düşmeyen kelimelerden biridir. Şalom sadece barış demek değildir. Şalom, Tanrı'nın adlarından biridir de! Tanrı demek barış demektir. 

Tanrı kullarının barış içinde yaşamasını bekliyor. Amaç ona inanıp, sonra onun adıyla kaos yaratmak değildir ! Ancak bazı insanlar bunu tanımıyorlar. Bazıları için kimi  şeyleri elde etmek,  Tanrının adıyla, Tanrı'nın karşı olduğu şeyleri yapmaktan geçiyor. Bu toprakta, Sh'ma Yisrael diyerek yakaranlara, dua edenlere, kilise çanlarına karşı cihad olgusuyla ortaya çıkarak bir anda  kutsallığı kıyamete çeviriyorlar. Duaları kurşun sesleri bastırıyor. Sessizliğe bir an "Atsilu!!" Yardım edin diye bağıran bir gencin çığlıkları karışıyor.  Eski çarşının daracık sokaklarında yere yığılan genci öldürüyor birisi!!!

Son bir haftadır sessizliği delen o huzursuzluk yeniden başladı.

Önce, geçtiğimiz hafta çarşının içinde gezen iki güvenlik kuvvetine saldırdı 16 yaşındaki bir bıçaklı terörist. Eyleme geçmeden evvel sosyal hesabından arkadaşlarıyla bir yazı paylaşmış. Dilerim beni iyi şeylerimle hatırlarsınız!! (?) İyi şeyler diyor. 16 yaşında elinde bıçakla yola çıkan bir genç.

Bu yaşlarda insanların idealleri hep vardır. Herkesin ideali farklı olsa da!

Çarşıda. güvenliği korumak için görevli olan biri kız diğeri erkek olan iki askere direk saldırıya çıktığı anın görüntüleri var. Kendisine belki de kolay gelen hedefi seçiyor Filistinli genç. Kıza bıçakla saldırırken kız gayet soğukkanlı bir şekilde direniyor gence karşı.  Kolundan elinden, bir kaç defa aldığı bıçak darbelerine rağmen vazgeçmiyor, ona karşı savaşmaya devam ediyor. sonunda çarşının orta yerinde onu vurana dek, arada çığlıklar, bağırışmalar ve oluşan bir hengame içindeki mücadele son bulana dek. İki gün sonra polisle hastanede konuştuklarında, karşımıza minyon bir genç kız çıkıyor. 

Ne tuhaf, bir çok defa geldiğimde Yeruşalayim'e,  buraları hiç olmadığı kadar barış içinde görünür gözlerime.  Etraftaki Arap çarşısında gezerken bile aynı hisleri duyarım. Ta ki birden bir olay patlayana dek. Yanıltıcı bir sessizliktir bu. Sanki barışla kıyamet arası sadece saniyeler vardır buralarda.

Dün iki terör olayı birden gerçekleşti yine!! Birisi yine aynı yerlerde..  Yeruşalayim'deki çarşının içinde.  diğeriyse Yafo'da. Yafo'da birisi bıçak darbesiyle hafif yaralanmış.

Yeruşalayim'de daha sabah saatlerinde geldi yine bir olayın haberi. Beş yıl evvel Güney Afrika'dan Israel'e göç etmiş 26 yaşındaki bir genci vurdular çarşıda.  Batı Şeria'dan yani ( Yehuda ve Şomron'dan) buralara gelen, bilinmiş bir provakatör, hamasın içinden gelen bu adam.

Yehuda ve Şomron'da durum gergin. Abu Mazen, kendisine karşı gelen Filistinlileri zor tutuyor bu ara. Filistin Polisi yükselen Hamas'a karşı kontrolu elinde tutmaya çalışıyor. Batı Şeria'da Hamas gittikçe daha da kuvvetleniyor. Israel'in Hamas'a karşı desteklediği Abu Mazen'e ileteceği 155 milyon dolarlık yardım buradaki huzursuzluğu teskin edecek gibi görünmüyor. Israel'in inancına göre Filistin Otoritesi güçlü olduğu sürece Hamas'ın şansı olmayacak. Fakat eğer Filistin Otoritesi halkına adil davranmazsa bu yardımlardan bir sonuç beklemek zor. Hamassa gençleri terörist faaliyelere itiyor.

Dün meydana gelen olayı anlatıyordum. 26 yaşında, Kotel'in yanındaki tarihi tünellerin içinde rehberlik yapıyordu. Çarşıda karşısına çıkan genç adamı kurşunlayan terörist, yaralı halde yerde yatarken üzerine ikinci kez kurşun sıktığında onun öldüğünden emin olmak istedi 42 yaşındaki Abu Şikhaydam ( Doğu Kudüs'teki bir Filistin kampından geliyor )

Tanrı ve Şeytan, gelecek dünyada değil, burada bizim içimizdeler. Bu savaş o ikisi arasında canlı ve aramızda gün gün gerçekleşiyor. 

Bir genci öldürüp kalan kurşunları etrafa sıkarak dört kişiyi de yaraladıktan sonra çarşıda bulunan güvenlik kuvvetlerince imha edilen terörist sonunda durdurulabildi.

Bu kişinin güvenlik birimlerince takipte olması gerekiyordu. Çünkü adamın Doğu Kudüs'teki müslümanlarca bir hayli tanınmış olduğu yazan bilgiler içinde. Hamas'ın buradaki en kuvvetli kişiliklerinden biri, Doğu Kudüs'teki camilerde verdiği vaazlerle tanınıyor ve Al Aksa'da da etkin bir rolü varmış. Yahudilerin buraları ziyaretine karşı çıkan ve her fırsatta inananların namaz sonrası protesto yürüyüşlerini provoke ettiği de yazılı.

Beş çocuğunu ortalıkta bırakarak cennetteki hurilerine gitmeyi tercih etti bu cübbeli terörist. Karısı ise kocasının işledigi cinayetten bir gün evvel Ürdün'e kaçtığı yazılı. Bu insanlar çocuklarının gelecekleri için onlara farklı bir dünya hayal ediyorlar. Kafalarındaki Tanrı hayaliyse bambaşka bir şekil almış.

Genç bir adam hayatının daha başında öldürüldügünde tek suçunun yanlış zamanda yanlış yerde bulunmuş olması insanı üzüyor. 

Olaydan sonra Doğu Kudüs'lü binlerce Filistinli imha edilen teröristin evinin bulunduğu yere giderek protesto gösterilerine ve polisle çatışmaya başladılar. Bağıranlar vardı aralarında; "Milyonlarca Arap Kudüs yolunda "Şahid" olacak !!" 

Keşke gelecek için kurduğumuz hayaller ortak olsaydı. Keşke Cihad yerine Şalom..yani  Selam demeyi becerebilseydik.. Olmuyor.. olmadı ve galiba da hiç olmayacak!!


Batya R. Galanti



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder