Panik Atakları Tanımak
Ne zaman Pitzi'yi indirmek için yerimden kalkıp mutfak çekmecesine giderek onun özel naylonlarından çantama koymaya başlasam, köpek saatlerdir hiç kımıldamadığı yastığından hemencecik başını kaldırır ve gerine gerine bana doğru gelir ve benden gözlerini hiç ayırmadan beklemeye başlar..
Çekmecenin içinden gelen naylon sesi ona inme vaktinin geldiğini hatırlatmıştır. Aynen Pavlov' un köpekleri gibi.. Hani Pavlov her zili çaldırdığında köpeklere yemek ( sanırım etti! ) vererek bir deney yapmıştı.. Köpeklerin bir süre sonra sadece zil sesini duyduklarında tükürük salgılamaya başladıklarını görmüştü. Köpekler çalan zille yemek arasında bağlantı kurmayı öğrenmişlerdi. Bir süre sonra sadece zili duyduklarında, zilin beyinlerine gönderdiği uyarı köpeklerin tükürük bezlerini çalıştırmaya yetiyordu. Aslında biz insanlar da Pavlov' un köpeklerinden farklı değiliz.
Öncelikle geçmişte yaşamış olduğumuz kimi ufak tefek tecrübelerin bile belli tepkiler geliştirmemize neden olması buna benzer bir durumdur.. Örneğin limonun ekşi olduğunu bilmemizin sonucu olarak birisinin bize sadece limondan bahsetmesi ile ağzımızın sulanması gibi. Ya da bit konusunun açılmasıyla hemen herkesin kafasını kaşımaya başlaması da Pavlov Köpeklerinin tepkileriyle benzer bir durumdur. İkisinde de yaşanılanların öğrettiği bir hatırlama vardır.
Beynimiz, geçmişte yaşadığımız bir tecrübenin bize yaptığı hatırlatmalarda Pavlov benzeri bağlantılar yapıyor ve şuur altımızda oluşan uyarı biz farkında olmasakta aynen köpeklerdeki gibi belli tepkiler oluşturmamıza neden oluyorlar.
Bilinçli olarak yapmadığımız bağlantıları bilinçaltımız yapıyor.. Pavlov'un köpekleryle panik atak bozukluğu arasında kurduğum bağlantıyı anlatmak istiyorum ben.
Panik Atak problemiyle uzun yıllardır yaşamaya alışkın biri olarak. Otomatik öğrenmenin getirdiği sonuçları aynen Panik Atak sorununda yaşadığımı farkettim çok uzun yıllar önce. Panik Atak, kesinlikle yaşadığınız geçmiş tecrübelerin beyninize gönderdiği uyarılar sonucu şuur altınızda oluşan kimi hatırlamalarla yakından ilintili bir problemdir.
Örneğin ben ilk panik atağımı Fransız Edebiyatı sınavında yaşamıştım. Görünürde böyle bir panik atağı o an tetikleyen hiç bir şey yoktu. Fakat belki uzun bir psikoanaliz yapılsa, o gün o anda yaşanan bir şey.. bir kelime, bir görüntü, bir koku, ortamın bana genel olarak hatırlattığı bir şey belki de o ilk atağı tetiklemişti. Belki o an , çocukluğumda, geçmiş yıllarda bende psikolojik bir sarsıntı yaratmış ve şuuraltıma yerleşmiş bir durumu hatırlatan bir şeyler olmuştu. Belkide tüm paniğim sadece genç bir kızın bedenindeki kimi doğal olan hormonal değişimlerin yarattığı fizyolojik semptomlara karşı benim gösterdiğim anormal bir tepkiydi. Ama hiç kuşkusuz o saniyeler, dakikalar aynı şeyin tekrarlanması endişesi beynimin içinde bir anda yer etmişti.
Çoğu zaman Panik Atak hastaları durumu oluruna bırakmaktan korkarlar. Bunun yerine her zaman tetikte olarak aniden gelecek bir atağa karşı daha hazırlıklı olmak istersiniz. Çünkü hazırlıksız yakalanacağınız her atak sizi alt üst edecek gibidir. Bu da panik atak probleminin bir parçasıdır.
Hiç yoktan şeyler en olmadık zamanlarda panik atağı tetikler. Bir renk, bir görüntü, bir ses, bir koku..bir yol, bir düşünce, bir yemek..her şey olabilir. Beş duyunuzdan birini uyaran herhangi bir şey şuuraltınızdaki öcüyü her an uyandıracak gibidir. Bu da sizi daha da tedirgin eder.
Mesela arkadaşınızın evindeyken tam size portokal verildiğinde bir atak geçirebilirsiniz. Bir başka ortamda yine portokal gördüğünüzde bilinç altınızda geçen seferki tecrübenizi hatırlayacağınız için tekrar bir atak yaşayabilirsiniz. Bu yüzden panik atağın tetiklerini öğrenmek ve bilinç altınızın size yaptığı bu tip oyunları çözmeniz ve kendinize stratejiler geliştirmeniz gerekir.
Korkulardan korkmamanın en etkili yollarından biri onları nelerin tetiklediğini bilmek ve tanımaktır. Yani onlara karşı bilinçlenmektir. Bu şekilde onlarla savaşmanız da daha kolaylaşır. İnsan sorununu tetikleyen şeyin ne olduğunu bildiğinde sorunuyla yüzleşmesi daha kolay olur. Her zaman korkuyu beklemek yerine ki bu onları daha fazla davet edecektir, aniden gelecek bir korkuyla başedebilecek kadar farkındalık önemlidir. Kendinizi tanımak, tetikleyen şeyleri bilmek ve onlarla yüzleşebilecek kadar tecrübelenmek önemlidir. Bu da korkularınızla yaşamayı öğrenerek oluyor. Korkularla yüzleşmek adım adım olan bir şey. Küçücük adımlardan, kocaman bir koşuya kadar insan kendi mücadelesini genişletebilir. Ufacık başarılardan sevinerek ilerlemek önemlidir. Zamanla korkular size vız gelene kadar. İlaçlarla, kolay yoldan (?! ) mucizeler aramak yerine kendi hayatınızı kendi kontrolünüzde değiştirmek çok daha emindir.
Batya R. GALANTI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder