17 Haziran 2020 Çarşamba








Her yerde hep aynı nefretin susmayan sesi  




 
Son haftalarda Amerika'da yaşanan olaylar, insanlığın tekrardan tarih yazıp yazmayacağını zihinlerimizde soruşturmaya başladığımız kadar genişleyip büyüdü birden..

Geçtiğimiz haftalarda bir çok yerlerde yağmalamaya dönüşen gösteriler , yeniden haklıyı haksızlaştıran bir psikoloji yarattı kimilerinde.. İlk başta üzülenler, zencilerin hakları için konuşanlar ve savunanlar kimi yerde çok çabuk fikir değiştiren beyanlar sunmaya başladılar. Gerçek yüzler bir yerden sonra hep kendini gösterecek şekilde renk mi değiştiriyor acaba?..

Bu tip şeyler aslında her zaman , her yerde yaşanıyor.. Tüm toplumların kalbinde, insan denen varlığın o ayırımcı yüreği çarpıyor ve bir şekilde mutlaka semtomlar dışa vuruyor. .. Israel'de de bu sorun sürekli gündeme geliyor.. Geçen yıl burada da hiç yoktan bir Etyopyalı genci tek kurşunla öldüren polise karşı açılan soruşturma Israelli siyah insanların bu topluma olan kızgınlığını, kırgınlığını aşmalarına pek yardımcı olmadı.. Siyahların haklarını savunmak için burada da gösteriler oldu. Ve kimileri burada da dozu kaçırdı.

Son bir iki gündür zencilere yönelik ayırımcılık karşıtı gösterilerle haberlerde olan azalma olayların yavaş yavaş durulmaya başladığının bir işareti gibi de olsa, belki tarihte ilk kez, ne zencilerin ne de bir çok beyazların aynı şekilde devam eden ayırımcılığı, varolan ırkçılığı kabul etmeye hazır olmadıklarının işaretini veriyor gibi..  Hiç bir şeyin saklı kalmadığı günümüzde... kapalı kapılar ardında örtülü olmayan şeyler eşitliğin, gerçek demokrasi ve özgürlüklerin tarihte hiç olmadığı kadar korunmasının beklentisini de artırıyor. Yapmacık, iki yüzlü özgürlükler değil aranan. Her insanın , rengi, cinsiyeti, yaşı , kökü ve statüsü ne olursa olsun hakkettiği, gerçek özgürlükler için insanlar sokaklara çıktılar. İlk kez bu sadece Amerika'yla sınırlı kalmadı. Amerika'da yaşananlar Norveç'te, Fransa ya da İngiltere'de de ses getirdi. Gösteriler oldu. Korona'ya rağmen!! Virüs'e , hastalık korkusuna rağmen, özellikle gençler sokaklara çıkıp bir başkası için de olsa sözlerini, düşüncelerini esirgemediler..  Daha iyi bir dünya'da yaşamak sadece, beyaz adamın, kimi Avrupalı etnik grupların hakkı değil..

İnsan, bir çok etnik gruba ayrılıyor.. Ve sonuçta bu grupların hepsinin damarlarındaysa yine aynı kırmızı kan akıyor. Tüm insanların temel ihtiyaçları da aslında aynı. Her sabah yatağından kalkan siyah ya da beyaz insanın kaygısı da aynı.. İçimizde var olan  yaşama iç güdüsü, aşk, nefret. çocuklarımız için yaptığımız fedakarlıklar ve bir çok şey renk ya da ırk gözeten şeyler değil.. Duygularımız bire bir aynı.. Aşık olduğumuzda kalbimizin çarpıntısı hep aynı ...

Tüm bunların aynılığı karşısında rengimiz neden bu kadar fark yaratsın ki?.

Bütün bunlar bir yandan düşündürücü, bir diğer taraftan üzücü ve tepkilerin bir bölümüne baktığımızdaysa kimi yanlışlıkların artık değişebileceği  günler belki de artık çok uzak değil dedirtiyor bugünlerde,  Londra'da , Oslo'da ya da Berlin'de ayaklanan insanların dürüstlüğü üzerine düşünüyorum..taa ki İnternette yeni başlıklar görene, video'da bazi seyleri izleyene dek! ; " Paris'teki Anti-Faşist gösterideki binlerin içinden aralardan yükselen kimi tanıdık sloganları duyana dek!"

Aşırı sağcılar, aşırı solcular, radikaller. Anti faşistler, Anti-sionistler ve tüm antilerin olduğu her yerde hep aynı nefretin susmayan sesi  ..... " PİS YAHUDİLER!" ....



Batya R. Galanti
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder