Her insan bitlenebilir!
Hayatında hiç bitlenmemiş insan varmıdır bilmiyorum. Benim çocukluğumdaki Türkiye'de bit yeterince yaygın bir sorundu.
Aslında bugünlere dek Israel'de de ana okullarıyla ilkokullarda bit salgınları olur ve aileler çocuklarını kontrol edip, tedavilerini yapmaları konusunda sürekli uyarılırlar.
Eskiden en anlamsız tabulardan biri de bitlenmek konusuyla ilgiliydi.
Bitlenmeyen çocuk yoktu ama sorarsanız tek bitli sizsiniz zannedebilirdiniz. Bitin iğrençliği yetmemiş gibi bir de işin yerin dibine girmek tarafı vardı. Sosyal normlar sizi böyle konularda çok fazla sır saklamak zorunda bırakırlardı.
Bu yüzden bir çokları gibi sizin de başınıza bu nahoş durum geldiğinde, kendinizi zaten yeterince huzursuz hissettiren bu korkunç yaratıklardan bir an önce kurtulmaya çalışırken bir de çevrenizdeki insanların sizde ya da yanlışlıkla çocuğunuzda bit olduğunu bilmemeleri için gayretlere girerdiniz.
Aslında siz istemeden bir yerden bitlenmişseniz yapmanız gereken esas şey, sizinle muhatap olmuş diğer insanları bir an önce uyararak saçlarına büyük ihtimalle sıçramış olan tek bir bitin bile kafalarında bir kasabaya dönüşmeden bir an önce tedaviye başlamaları için uyarmak olmalıydı. Hiç kimse pis olduğundan bitlenmez . Ve bu konu herkes tarafından biliniyor olmalı. Bu sadece bir salgındır.
İşin ilginç tarafı ben okulda değil de yazları adada bitlendiğimi anımsıyorum. Acaba sıcak yerlerde, ve sıcak ortamlarda daha çok mu bit salgını oluyor, onu da bilmiyorum. Çünkü Israel'de de bu konuda baya problemler oluyor.
Bir başka bilinen gerçekse kimi insanların bu yaratıklara daha cazip göründükleridir. Bunun sebebi kan grubunuzla ilgili bir şey mi? Ciltle mi alakalıdır bilmem ? Ancak çocukluğumda bitlere çok çekici görünen insanlardan olduğumdan eminim.
Bir yazı hatırlarım, kuzenlerimle beraber üçümüz de bitlenmiştik. Annemler panik, büyük kuzenimi ezcaneye bit ilacı almaya göndermişti teyzem. O zaman Kwell Şampuan vardı. Arada tek tek bizi taramaya başlamışlardı. Başımızda gördükleri küçücük yaratıklardan dehşete düşmekle meşgullerken birden kapının çalındığını hatırlıyorum. Kuzenimin arkadaşı gelmişti. Kardeşiyse, ufaklık daha, ne yapsın; "Ağbim yok, bit şampuanı almaya gitti deyince!"Çocuk tabana kuvvet bir an önce olay merciinden uzaklaşmıştı bile.
Aynı günlerde, annemlerin arkadaşları gelmişlerdi bir akşam. Kuzenimin Down Sendromlu amcası evde bütün gün bit temizleme işlemlerini izlemekten çok etkilenmiş olacak, annemlerin arkadaşlarının küçük oğlunu yanına çekerek iki yaşındaki oğlanın başında bit aramaya başlamıştı.. Kadın birden durup. "Beto ne yapıyor, oğlumun başında bit mi arıyor? " derken annemler ne tepki vereceklerini bilememişlerdi. Allahtan biz artık temizlenmiştik.
Senelerden sonra artık 17 yaşımda bir genç kızken Israel'e gelmiştim annemle beraber. Aynı günlerde Amerika'da seyahatte olan kuzinimin evinde amcam ve eşiyle birlikte kalıyorduk. Onlar torunlarıyla ilgilenirken, bizde onlarla birlikteydik. Kuzinimin iki oğlu çok tatlı çocuklardı. Küçük olan daha ilkokula yeni başlamıştı. Beni çok seviyordu ve sürekli yanımda oturup omzuma başını koyuyordu.
Onlarla birlikte kaldığımız iki haftanın sonunda İstanbul'a dönmüştük. Ve Israel'den İstanbul'a döndüğümüz uçakta annem benim kaşınmaya başladığımı farketmişti. Alerjik bir tip olduğumu bildiği için, kaşıntıların başladı yine senin derken, aklımıza Israel'den İstanbul'a bit nakliyatı yaptığımız gelmiyordu bile. İstanbul'da bir kaç gün içinde kaşıntım iyice artınca annem, "Gel ben senin başına bakayım, çocukluğundaki gibi tuhaf tuhaf kaşınıyorsun sen! " demesiyle, kafamda Israel mahsulü sevimli yaratıklar bulduğunda ne derece mutlu olduğumu anlatamam.
Seneler sonra Israel'de, Danielle'in ilk yuva günlerinde , sürekli uyarılar olurdu. Yuva'da bit var, çocuklarınızı kontrol edip gerekeni yapın lütfen diye bildiriler konulur ve öğretmenler uyarı yapardı. Ancak Danielle ile bu konuda çok şanslı olduğumu anlamıştım. Kızım kesinlikle benim gibi değildi. Hiç bir defasında Danielle'de bit çıkmamıştı.
Bu şekilde okul zamanına aylar kalaydı. Bir gün bir tanıdığım, eşi yolculuğa çıkınca koca bir villa'da yanlız kaldığı için benden onu bir kaç günlüğüne evimde ağırlayabilip ağırlayamayacağımı sormuştu. Ben de tabii neden olmasın diyerek, aynı gün bana gelmesini söylemiştim.
Genç bayanın bana gelmesinin ertesi gününe ilk defa Danielle'in kafasını birden iyice kaşımaya başladığını farkettiğimi hatırlıyorum. Buna rağmen hala Danielle'ın kafasında bit olacağına inanmıyordum çünkü o nice salgınları tertemiz kalarak atlatmıştı o günlere dek.
Ancak bu kez yanılıyordum. Hayatında tek bir kez bitlenen kızım, tam eve misafir kabul ettiğimiz o günlerde bitlenmişti. Üstüne üstlük misafire de anında bulaştırmıştık. Bense tam Türk kafasıyla; " Şimdi ne diyecek?! "fikirleriyle kendi kendimi ekstradan sıkıntıya sokuyordum. Biz böyle bitli bir aileymişiz gibi şeyler düşüneceği fikirleri nasıl beni huzursuz etmişti. Birine iyilik yapmak isterken zarar vermişim gibi bir his yaşıyordum.
Neyse bir şekilde hepimiz temizlenmiştik sonunda.
Şu satırları yazarken klavyeye mi basayım yoksa bit mevzusunu açmışken kafamda hissetmeye başladığım kaşıntılar yüzünden kafamı mı kaşıyayım bilemedim.
Artık en büyük umudum torunlarımdan yapışacağım günlerde 😂.
Batya R. Galanti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder