Böylesi belirsiz bir dönemde yaşadıklarımız..
Eylül ayının ortalarına doğru hızla yol alırken, Israel'de yavaş yavaş önümüzde bizi bekleyen bayramlara ve kutsal günlere doğru yaklaşıyoruz. Bir taraftan gün geçtikçe daha hızlı yayılan virüs'ün toplum içinde yarattığı gerilim, belirsizlik ve bir çeşit çıkmaz yola girmişlik hissiyle gelen depresif durum herkesi az ya da çok etkiler gibi görünüyor.. Aylardan beri evden çok fazla dışarı adım atamadıkları için sağlıkları olumsuz etkilenen üçüncü yaş grubu insanlar, diğer tarafta Zoom'dan eğitim alan çocukların yine aylardan sonra tamamen farklı bir sistemle, farklı bir ortamda başlayan yeni Öğrenim yılına kendilerini adapte etmeğe çalışırken yaşadıkları bocalamalar.. herşey bugün için sanki tarihte bir ilkmış gibi bir his yaşatıyor benim içimde..
Onlarca senelik hayatımda tanıklık ettiğim en belirsiz dönem gibi sanki bu..
Son bir kaç gündür okula gitmekte zorlanan oğlumu, çaresiz okula her sabah kendi ellerimle teslim ederken, anaokuluna ilk kez giden küçücük çaresiz çocuklar gibi omzuma başına koyarken ağlaması, girdiği panik yüzünden buz kesen ellerini boynuma sarması beni ne kadar üzsede ona bu durumun geçeceğini , sadece bazı şeylere yeniden alışmakta zorlandığını söylüyorum hiç durmadan.
Ben ona ne kadar anlayışla ve sabırla yaklaşırsam bu günleri o kadar kolay atlatacağımıza inanıyorum.. Halbuki Gal okula hep isteyerek gitti bugünlere dek. Ona gösterilen ilgi, destek ve sevgi her zaman meyvelerini verdi bu son dönemlere kadar. Sanırım pandemi yüzünden uzun aylar süren eve kapanış, yine evden zoom'la devam eden eğitim onu tüm alışkanlıklarından kopardı bu son sene...
Her sabah servise binmemek için birden bire bana yalvarmaya başladı.. Öylesi çaresiz görünüyor ki! "Anne elimde değil!!" diyor..durmadan..gözlerini kaygıyla oğuştururken , çaresizlik içindeki yalvaran bakışlarında; " Bana ne olur yardım et! " diyen oğlumu görüyorum...
Dün sabah minibüs yanımıza yaklaştığında neredeyse koşarak kaçmak isteyecek gibi olunca ona; " Gal bak ben biniyorum !" dedim. Ve bir anda daha önce aklımda olmayan bir şeyi yaptım, ondan evvel servise ben bindim...tabii o da çaresiz arkamdan.. Onunla okula vardığımızda rahatlamıştı..
Yine de umutluyum..çünkü öyle olmak zorundayım. Ayakta durmaya devam etmek için herşeyi sabırla, sevgiyle karşılamak zorundayım.. Korkusunu adım adım, yavaş yavaş atmasını sağlamalıyım..
Kim demiski hayat kolay diye.?
Belki Gal, otistik bir çocuk olarak geçirdiğimiz bu karmaşık dönemden daha da fazla etkilenmiş olsa da yapılan açıklamalarda son aylarda antidepresan kullanımında en az yüzde yirmi artış olduğunu ve çocukların başlayan bu yeni okul döneminde daha sık ve yoğun kaygı yasadıklarını duyuyor ve okuyorum..
Şimdilik Korona bizi bırakacağa benzemiyor. Belki de kocaman bir seneyi bu şekilde geçirmek zorunda kalacağız.. Bayramlar ve tüm özel günler de buna dahil..Belki yeniden karantinaya sokarlar tüm Israel'i.. Her gün üç binden fazla insan korona taşıdıklarına dair istatistikleri yükseltmeğe devam ediyor..
Rakkamlar korkutucu olsa da hayat hiç olmadığı kadar kaldığı yerden devam ediyor. İnsanlar artık bir anda bunu kanıksamış gibi de görünüyor ister istemez. İş hayatı, okul, herşey kaldığı yerden devam etmek zorunda kaldı bir süre sonra.
Bugünlerde, Rosh Hahana gelmeden edilen Selihot (sliha'dan yani özür) duaları Kipur'a kadar devam edecek .
Belki bu yıl her dileğin arkasından insanların ağızlarından çıkacak her Amen çok daha büyük yankı yapacak; göklere yükselen yakarışlarla beraber..
Bana ne kadar özür dilesek az gibi geliyor.. . Birbirimize, hayvanlara ve çevreye verdiğimiz zarar o kadar büyük ki.
Hiç bir şeyi umursamamaya devam ettiğimiz müddetçe Tanrı sessiz kalmaya devam edecek belki de....
Batya R. Galanti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder