26 Mayıs 2020 Salı






                                                    Şavuot




Dün akşam bir toplantıya katılmak için giyinip yola çıktığımda binamızın arka tarafındaki küçük parktan geçerken ellerinde kocaman şu tabancaları, birbirleriyle su savaşı yapan çocuklara rastladım. Her Şavuot Bayramı öncesinde olduğu gibi.. Kimisi beş altı, kimisi on yaşlarında çocuklar akşam üstü olmasının getirdiği serinliğe rağmen çimlerde yalın ayak birbirlerini hedef almaya devam ediyorlardı. Ne sırılsıklam olan saçları ne şortlarından damlayan sular onları rahatsız etmeden gülüyor, birbirlerinden kaçıp ağaçların arkasından şu fışkırtmaya devam ediyorlardı. Arada bir tanesinin hedefi olmaktan kurtulamamışken içimde onların yaşadığı özgürlüğün, keyfin kıpırtılarını hissettim  ben de bir an...

Binlerce yıl önce , Mısır'da yaşanılmış esaretten bizi kurtaran Tanrı'nın ( Yahudilerin Peygamberi ) Moşe Rabenu'ya Sina Dağı'nda verdiği On Emir'le Israelloğulları ile yaptığı Antlaşmayı andığımız Bayrama bir kaç gün kala içimde yeniden bir sevinç pırıltısı hissettim . Her Şavuot su tabancalarıyla birbirlerini ıslatan çocukların  sahip oldukları özgürlüğü tattım senelerden sonra .....

Çimlerde yalinayak koşuşturan,  başlarını iki yana sallayarak saçlarındaki şu damlalarını  etrafa savurarak eğlenen yaramazların kahkahalarında hissettimTanrı'nın üç bin yi evvel Sina Dağı'nda bize verdiği şeyin anlamını.


Diaspora'ya (Galut ) dağıldıktan sonra  bir yerden diğerine göç ettikten 2000 yıl sonra geri geldiği evinde " diğerleri " gibi yaşamanın nasıl olduğunu bilmekte varmış kimilerimiz için.

Geçenlerde Türkiye'de son senelerde bizim cemiyetten geriye kalanların nasıl yaşadıklarını anlattı bir arkadaşım. Osmanlı'da 250.000 kişilik bir toplumdan bugün kalan 10.000 'den az bir nüfusu her fırsatta rehin alan bir hükümetin sopası altında yaşamayı tercih edenlerin neler yaşadıklarından bahsetti biraz.. Her fırsatta tehdit mektupları alan Yahudilerin cenazelerini bile kaldırırken yaşadıkları tedirginliği.. Dönem dönem,  sabah ( Yahudi Okulundaki ) çocuklarını korkudan okula gönderemeyen annelerin paniklerini... Cemiyete ait dernek, sinagog, okul ya da hastanelerinin birinin kapısında her an patlatılabilecek bir bombanın korkusuyla uykuları kaçan insanların yaşadığı Türkiye'yi anlattı bana uzun bir zamandan sonra.

Topraklarında yaşayan bir azınlığa Erdoğan'ın nasıl ideal bir yaşam kalitesi sunduğunu hatırlattı ..

Dünya'da Yahudileri yaşadıkları ülkeye yeterince " sadık " olmamakla suçlamak klasik Antisemitik suçlamaların başında yer alır hep.. Halbuki, mesela tüm bu yaşadıklarına  rağmen buraya göç eden Türk Yahudileri " nedense" Türkiye'yi ağızdan düşürmezler.  Bu ülkeye tarih boyunca bir kez olsun ihanet etmemiş olan Yahudilere hiç bir zaman yeterince saygı ve sevgi duymamış bir millete yine de yeterinden fazla sevgi besler burada yaşayan Türk Yahudileri. Orada kalanların tüm esaretlerine rağmen Türkiye'yi yere göğe sığdıramamaları ise hayretlere düşürür beni . İçimde yine de var olan bir nostaljiye rağmen söylüyorum bunları.. Tüm sevdiğim kimi dostlarıma ( ki bir çok, çok sevdiğim müslüman Türk arkadaşım var ) , anılarıma, çocukluğuma ve bir çok şeylere rağmen yazdığım şeyler bunlar...

Perşembe günü akşamı bayram yemeğine davetliyiz. Pizza ve bilimum peynir yemekleri ve yine Cheesecake 'ler yani peynir pastaları yiyeceğiz yeniden, bir Şavuot  geleneği olarak..

Şavuot, ibranice'de haftalar demek. Pesah'ın ikinci gününden başlanarak yedi hafta sayılır. Savuot'a gelene dek..

Moşe'nin Dağa çıkıp 10 Emir yazılı levhalarla dönmesini bekleyen halkına, Tanrı'nın onunla yaptığı antlaşmayı getirmiş.. Yahudi inancına göre ,  Israel halkı Tanrı 'nin seçtiği halk olarak anlatılır Tora'ya göre Israel Halkına Yahudiliği vermiş. Onunla ebediyete kadar süreceğine inandıkları bir antlaşma yapmış. ( Hıristiyanlığa göre  ise bu antlaşma daha sonra yeni bir antlaşmayla İsa'nın yolunu seçenlerle yapıldı )

Yahudi olmayanların, Yahudi karşıtı görüşlerinde hep bir suçlamaya dönen bu inancı diğer milletler,  çoğu zaman Yahudilerin kendilerini başka insanlardan " üstün görmeleri " olarak algılasalar da , bu seçilmişliğin üstünlükle bir ilgisi yoktur. Bu seçilmişlik sadece verilen din olaraktır. ( Tora'ya, Yahudi inancına göre tabii )  Tanrı bu dini bu halka vermiş. Ve bence bunun da getirdiği tüm yükleri de üstlerine yüklemiştir aslında. Ve inanıyorum ki buradan ortaya çıkan şey, Yahudi İnancıyla birlikte bu halk ezeli bir  mücadele içine sokulmuştur. Ve Yahudiler, " tüm insanlar gibi "  yaptıkları hatalarla, doğruları, günahları ve sevaplarıyla  kimsenin  sorgulanmadığı kadar sorgulanmışlık ve suçlanmışlık içinde bırakılmışlardır her zaman. Yeri geldiğinde başkalarının günahlarını üzerlerinde taşımak ta buna dahildir. Çünkü hep çoğunluğun içindeki azınlık olmuşlardır. Buda mutlaka zordur.
Ve bu antlaşma Yahudiler için aslında büyük  bir sınav demek olmuştur!!

Sonuçta bu seçilmişlik esasen ırksal, üstünlük taşıyan bir seçilmişlik değil!!!..

Tanrı'nın bir ırkı diğerinden üstün tutacağı nasıl düşünülebilir?

Kim böyle bir şeyi hayal edebilir?

Tanrı'nın insanları ayırt etmek isteyebileceği nasıl düşünülebilir?

Tanrı insanlara iyi ve doğru yolu gösterir...

Tüm dinlerin temeli olan 10 Emir  Yahudilere bir Cumartesi günü verildiği için,  hayvan kesimiyle uğraşmaları yasak olan bu dinlenme günün'nde Yahudiler sadece sütlü şeyler yemişler..Ve bu yüzden Şavuot peynirli şeylerin yendiği bir bayrama dönmüş Israel'de..

Beyazlar giyinerek, 'İlk Hasat meyvelerini " Tanrı'ya sunan Yahudiler Kibutzlarda, Moşav'larda gelenlere sundukları meyveler , buğday ve arpadan yapılan ekmeklerle özellikle çocuklara yönelik eğlenceler, şenlik ve festivallerle , bol bol peynir yiyerek, dans ederek kutlarlar bugünü.




Aile kavramının önemli bir yer tuttuğu  Israel'de bu bayram da yeniden genç, yaşlı tüm aileyi biraraya getirir bir kez daha....




Batya R. Galanti


























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder