Otist çocuğunuzu dış dünya'ya entegre etmek
Dün akşam eve girdiğimde Gal'í sordum.. Biraz evvel aşağıya indi dedi Dandush! ,, Önce mutfağın penceresine gittim, arka taraftaki bahçeye gözlerimi dikerek karanlık havada, karşıdaki salıncaklarda sallanan çocuklardan biri o mu diye baktım.. Seçemeyince ön balkona geçtim ve aşağıdaki ağaçların altında her zamanki gibi salıncağa yatmış gökyüzünü seyreden Gal' i gördüm. .
Artık sakalı çıksa da o hala küçük bir çocuk gibi.
Bundan bir kaç sene evveline dek onu yanlız bırakmayı hiç düşünemiyordum bile ..
Onun tek başına hiç bir yere gitmek istememesi bir tarafa Gal' e kötü amaçlı insanlardan gelecek zararlar beni bir an bile bırakmayan bir kuşkuydu.
Gal' in kendine özgü yüz hatları, farklı görüntüsü, kimi repetitif hareketleri ve yeri geldiğinde kendini savunmak için sahip olmadığı bedensel kuvvet ve küçücük bir çocuğun saflığıyla birleşen savunmasızlığı beni onu sürekli korumaya itiyordu.
Ona birilerinin gülmesine, alay etmelerine tahammül edemediğim durumlar yaşadığım oldu.
Daha benim yanımda bile olabilmiş şeylerdi bunlar.
Bir kez , hiç unutmadığım bir olay hemen evimizin yanında olmuştu..
Bir öğleden sonra oğlumla çıktığımda, mahallenin içinde oynayan, gezinen kimi çocukların içinden geçerken. hemen yanımızdaki lisenin dış duvarının kenarında bir kaç çocuk oturuyordu..
13 yaşlarındaki üç çocuk Gal'e bakıp aralarında gülüşmüşlerdi birden .
Genelde tepki vermemeye alışkın olduğum halde, o gün, o an bir şeyler olmuştu bana.
İnsanın bazen farklı zamanlarda farklı tepkiler verdiği durumlar vardır.
Gal' í korumak için çocukların yaşlarına inip onların anlayacakları dilden onlarla kavga etmemin kime faydası vardı peki?
Ama bir an gelir, işte siz mantığınızla değil duygularınızla, hayal kırıklıklarınız ve isyanlarınızla tepki verirsiniz birden.
Çocuklara döndüm. " Bir sorun mu var? "dedim.
Aralarından biri susmuş, bir diğeri yine çocuk masumiyetinde "Yok hayır! "derken
Üçüncü çocuk, küstah bir ifadeyle, "Evet var! " deyince.. Bir anda kan beynime çıkmıştı!!
Yüzünde pis bir gülüşle bakan çocuğa doğru dönerek kontrolsüz bir şekilde yükselen sesimle; " Söyle nedir sorunun ben hallederim!! dedim...
Ve aynı anda; derin nefes al ve bırak o küçük serseriyi diye kendimi ikna etmeye çalışıyordum..
Gal'se olayla hiç bir ilgisi yokmuş gibiydi.
Daha küçükken onun başkalarının tepkileri yüzünden incinmesinden çok ama çok korkardım..
Esasen Otizmin bir mucizesi gibi Gal kendini böyle şeylerden soyutluyordu.
O gün, en büyük endişem yine de Gal' ín kimi kötüler yüzünden hayata ve topluma küsmesi idi.
Onun, farklılığı yüzünden acı çekmesini istemiyordum.
O gün daha sonra sanırım eczaneye gitmiştik beraber. İstediğim şeyi aldıktan sonra dönüşte aynı yoldan döndüğümüzde bana cevap yetiştiren küçük serseri bize yeniden laf atmıştı birden.. Utanmadan rövanşa girmişti bir de..
Benimse bütün sinirim yeniden tepeme çıkarken bu kez soğukkanlılığımı tamamen kaybetmiştim.
Çocuğa doğru tüm hırsımla bağırırken , "Sen çok kötü bir çocuksun!.Serserinin tekisin, çık yolumdan, kaybol burdan yoksa seni polise şikayet edeceğim!! diyordum..
Daha hatırlamadığım bir çok şey ağzımdan çıkarken etraftan çocukla aramızda ne olduğunu bilmeyen insanların benim bu yaşta bir gence bağırıp çağırmama tepki vermelerinden korkarak sonunda susup yeniden eve doğru yürümeye başlamıştım..
Bu tip olaylar başımdan çok geçmedi aslında. Çocukların oğluma baktıklarını ise hala görürüm . Bunu çoğu kez kötülükten değil , meraktan yaparlar.
Bu bakışlara da çoktan alıştım .
Gal'in yanında olmadığım zamanlar ona takılanlar hiç oluyor mu acaba diye düşünürüm ama o galiba fazla oralı olmadığı için kendi dünyası'nda gidip, istediği şeyi yapıp eve dönüyor.
Ve onu hayat boyu korumamın mümkün olmadığını da biliyorum.
Okulunda ise bugüne dek bir yumak içinde sakladılar bu çocukları.
İlkokula başlayacağı zaman, daha teşhis konulmadığından, işte bu korkum o zaman hep vardı.
Normal çocukların içinden çıkacak kötüler ona zarar verebilirmiydi diye!
Gal teşhis öncesinde öğrenme güçlüğü ve hiperaktivite sorunu olan çocuklarla bir kaç yıl okumuştu.
Onun için kısmen daha zor yıllar olmuştu.
Çünkü öğrenme güçlüğü olan çocuklar çoğu kez daha hırçın ve daha yaramaz çocuklar oluyor. Ve bu ortam ona uygun değildi hiç!!
Dokuz yaşından beri, otistlerle ( Yüksek fonksyonlu otistlerle ) birlikte daha mutlu.
Çünkü birbirlerinden farklı kapasiteleriyle birlikte aynı saflık hepsinin ortak noktası.
16 yaşını geçmiş gençlerin tenefüslerde bile yanlarından ayrılmayan yardımcılar uzaktan uzağa onları sürekli takip ederler.
Yıllar evvel. Gal'in genç bir çocuk olacağı zaman onu nelerin beklediğini, onun için nasıl bir gelecek çizmemiz gerektiğini, yanlız onu değil bizi bekleyenlerin neler olduğunu düşündüğümde strese girdiğimde tüm bunlar için biraz daha vaktim olduğuna inandırırdım kendimi.
Zamanın çok çabuk geçtiği gerçeğine göre çocuğu geleceğe hazırlamak için yapmanız gerekenleri düşünmek lazım olsa da sonuçta.
Bu ne kadar doğruysa da bugün verdiğiniz savaş sizden yeterince çaba beklerken kendinizi biraz da zamana teslim etmek ihtiyacı duyabiliyorsunuz.
Zaten izlediğiniz yol doğru ve yapıcıysa yarın bunun sonuçlarını göreceksinizdir.
Ancak yine de el bebek büyüyen. aile içinde hep koruma altında olan, okulda hep itinayla eğitilen bu çocuklar bir gün hayatın çok daha sert yüzüyle tanışmak zorunda kalacaklar.
Onlar için her daim farklı çözümler sunmaya gayret eden devlet kısmen de olsa yardıma devam edecekse de, 21 yaşına kadar bulundukları çerçeveden ayrıldıkları gün yine de onları farklı bir dünya bekliyor olacak.