15 Mart 2024 Cuma

Birleşmiş Milletler'in destek çıktığı Hamas

Birleşmiş Milletler Hamas'ın verilerine güveniyor.

Gazze'den, sık sık açıklanan sayılar tüm insanlığın kanını donduruyor.

10.000'lerce Filistinli katledildi.

Savaşın nasıl başladığı daha aynı gün geçerliliğini kaybetti.

Hamas teröristleri Yahudi düşmanlarınca kahraman direniş savaşçılarına dönüştürüldüler.

Bir kaç saat içinde 1200'den fazla masumu nasıl öldürdükleri göz ardı edildi.

Ve hemen proporsyon arama çalışmaları başladı.

Israelliler çok ölmezken Gazze'de siviller gidiyor dediler!!

Ancak bir kez olsun Hamas'a dur demek hiç birinin akıllarından geçmedi.

Sivillerin içinde saklanarak her iki taraftaki masumların ölümüne neden olanları suçlamak akıllara gelmedi.

Bile bile ölmelerini istedikleri için halkın binalardan çıkmalarına izin vermeyen Hamas'ın acımasız taktikleri basına hiç yansıtılmadı.

Sivilleri serbest bırakmaları beklenmedi.

Kadınların, çocukların aralarından çekilmeleri, tünelleri boşaltmaları, rehineleri serbest bırakmaları beklenmedi.

Tecavüz ettikten sonra kafalarını kestikleri kadınların hesapları bir kez bile sorulmadı.

Ezelden beri katiksiz bir Israel karşıtlığıyla birlikte şahsi ve menfi yaklaşımlarıyla birlikte aldığı haksız kararları, son derece yanlı çıkışlarla kendisine gösterilen saygıyı hakketmediğini gösteren Birleşmiş Milletler Kurumunun,  bu savaşın en başından beri hiç bir soru işareti yokmuşçasına, acımasız bir terör örgütünün yasa dışı hareketlerini tanımayarak bu örgütü meşru bir devletin yasallık standartlarıyla ele alacak şekilde, Hamas tarafından keyfi açıklanan; çatışmalarda zarar gören sivil rakkamları resmi kayıtlar olarak açıklayan BM'nin anti Israel hareketlerinin nasıl doğallık kazandığına bir kez daha şahit oluyoruz.

Bu şekilde açıklanan verilerin resmi ya da gayri resmi kişiler tarafından direk kabul edilmesiyle uluslararası kamuoyundaki etkileri gözlerimizin önünde...

Savaşın nedenlerini tamamen göz ardı edenler, soykırım etiketini ilk haftadan başlıklara taşımışlardı bile.

Sky News'un bugünkü baş haberindeyse yine Hamas Sağlık Bakanlığının (!) verileri sunulmuş.

Haber  Israel'in Gazze'ye gelen yardimler için bekleyen 29 sivili  öldürdüğünden bahsediyor.

Israel Gazze'ye siviller için gönderilen yardımların geçişini sağlayan tarafsa eğer burada bekleyen masumları herkesin gözleri önünde öldürecek kadar delirebilir mi?

Olayların nedenleri biraz daha ayrıntılı biraz daha tarafsız araştırılabilseydi keşke..

Yaratılan kaos ortamının, sivillerin ellerinden çalınan yardımların adamlarını beslemek için kullanıldığını, halkın sefaletinin en büyük propaganda aleti olduğunu Israel kimseye anlatmayı beceremiyor.

Savaşın merkezi olan Gazze'de, sivillerin arasında bulunan teröristlerin, insanı yardıma engel teşkil edenlerin saldırıya hedef olması kadar doğal ne olabilir?

Ayrıca Birleşmiş Milletler, Israel'in elindeki kamera görüntülerini yalanlayarak UNRWA'nın terörist aktivitelerinin bir parçası olduğunu da kabul etmiyor ve Yahudi Devletini, UNRWA çalışanlarını zorla itiraf ettirmek yoluyla dünyayı şaşırtmaya çalıştığını iddia ediyor.

Israel'e göre bugüne dek en az 13.000 terörist öldürülürken, Uluslararası basından yayınlanan verilerde öldürülen Filistinlilerin kimlikleri genelde yayınlanmıyor.

Örneğin 100 Filistinli öldürüldü dendiğinde bunların kim oldukları söylenmiyor.

Bunun karşısında, şu kadar Israelli öldürüldü dendiğinde çoğu zaman bu insanların çocuk, kadın masum oldukları da basına yansımayabiliyor.

Bilindik ezberler....

Kamuoyunun cehaleti üzerine anti Israel yayınlar bir oya gibi işleniyor, sistematik bir beyin yıkamayla, akademik çevrelerden başlayarak basın yoluyla sokaktaki küçük adam zehirleniyor.

Yalanlar doğru gibi lanse edilirken ulusların sorgusuz sualsiz verdikleri Hamas desteği Gazze'deki kötü niyetli insanların Israel'i yok etme hayallerini büyütürken esasen barış umutlarını tamamen yok ediyor.

Zaten Hamas'in gercek hedefi de budur.

Onlar savaşla beslenip semizlenirlerken barış onların tüm varlıklarını ortadan kaldırabilecek en büyük engeli teşkil etti bugünlere dek.

Israel yerine kurulacak İslam devletinin ilk adımı için en çok radikal sol destek veriyor..

Bugün el verdikleri terörist akımlarla İslam bayraklarının sallanacağı büyük şehirlerde, solun tüm kalelerini sahip olduğu tüm değerleriyle birlikte ortadan kaldıracakları günler çok uzak olmayabilirler.


11 Mart 2024 Pazartesi

 Ynet'te geçtiğimiz gün açıklanan kimi istatistikler..

Beş aydır yaşanılanların getirdiği psikolojik çöküntü, özellikle 3-7 yaş arası çocukların gelişiminlerinde yarattığı etkiler, post-travma geçiren binlerce insanı bir kenara bırakarak kaba taslak verilen rakkamlar...

Keyfi olarak Filistinlileri öldürdüğü düşünülen, canavar olarak nitelendirilen  bu ülkedeki son durum;

Ulusal Sosyal Güvenlik Enstitüsü 61.942 kişinin terör eylemi mağduru olduğunu bildiriyor. Bu mağdurların yaş dağılımı; 0-3 yaş arası 3.557, 3-6 yaş arası 3.726, 6-14 yaş arası 8.659, 14-18 yaş arası 3.586 kişi. Ve 18 yaş ve üzeriyse 42.414 kişidir. )

 

10 Mart 2024 Pazar

Bizi neler bekliyor?

Gazze bir taraftan dünyanın en yoğun nüfuslu bölgelerinden biri olarak adlandırlırken diğer taraftan Filistinlilerin etnik temizliğe uğrandıkları iddia edilir.

Israel soykırım yapıyormuş

Oysa Gazze'de 1948'de 140.000'lerde seyreden Arap nüfusu bugün 2 milyon'a ulaşmış....

Insanlar Gazze'ye acıyor.

Açmışlar diyorlar!

Araplar neden aç??

Bu soruyu onlara verilen her fırsatı yapmak yerine yıkmak için harcayanlara sormak lazım, neden?

Israel-Filistin sorununa siyah ve beyaz kadar kesin çizgilerle bakanlar, Filistinlileri ak Israel'i kara olarak niteliyor.

Ortası hiç yok!!

Bir de orası tam bir açık hava hapishanesi imiş.

Niye???

2005'lerden bugünlere Hamas politikalarını destekleyen Filistinlilere Israel cevap verdiğinde dünya kameralarına kendilerini acındırmaya başlıyorlar.

Bir gün önce Israellileri katlettiklerinde baklava dağıtanlar kimlerdi?

Batı'da İslam adına birilerinin kafalarını uçurduklarında?

Televizyonlarda İslam bize şehid olmayı emrediyor diyenler kim??

Çocuklarımızı Allah adına, İslam adına yapıyoruz, onların şehitiği bizim gururumuz diyenler onlar değil mi?

Arapça yayınları neden vermiyor dünya tv'leri??\

Gazze'den sivilleri hedef alanlar, Hamas'a alkış tutanlar, her aileden teröre bir iki çocuk armağan edenler kimler?

Masum denenler!!!

Bebekliklerinden ergenliğe ellerine silah vermeyi ihmal etmeyenler kimler??

Sivillerin üzerlerine füzeler yollamasalardı Gazze'deki limanlar kapanmazdı!!

Ya  başkaları yerimizde olsaydı ne yaparlardı??

Monako'dan Marseille'e binlerce füze atsalardı??

Öyle şey mi olur dediniz tabii ve güldünüz değil mi??

İşte biz gülemiyoruz!!

Üzerinize füzeler atanların yanında yaşamak nasıl siz bilmezsiniz.

Bunu hayal bile edemiyor belki de dalga bile geçebiliyorsunuz

Araplar kendi yaptıklarının fiyatını en ağır şekilde öderlerken ağlaşıyorlar.

Körfez Ülkelerinden, Avrupa Birliğinden ve Amerika'dan gelen yardım paralarıyla terör yapmak yerine hayırlı işler peşinde koşsalardı.

Ektilerini biçiyorlar.

Bunun başka bir açıklaması yok.

2005'ten beri buralardan tamamen çekilen Israel'in yanında bizlerle barış içinde yaşamak isteği gösterselerdi, Gazze Dubai benzeri bir yer olabilirdi.

Onlarınsa tek bir hedefleri vardı o da sadece kendi ceplerine paraları doldurmak..

Yardımların bir bölümüyle tüneller yapmak ve kalan dolarları ceplerine indirmek.

Bu paralarla Dubai'nin en lüks otellerinden Israel'e roket atılmasının emrini çıkarmak.

UNRWA'ya yardımı kesmek şöyle dursun İspanya gibi antisemitik ülkeler yardımı arttırdılar.

Bu savaş politikasıyla Hamas kazanırken küçük piyonlar şehit mertebesine yükseliyorlar,

Aynen istedikleri gibi,

Ağlamasınlar o zaman!!

Hamas ise gün geçtikçe çıtayı bir raf daha yükseltiyor.

Şımardıkça şımardılar,

Çocuklar gibi

Bugüne değin çoğunluk tarafından başları okşanan insansılar hala ödüllendirilmeye devam ediliyor

İlk zamanlar intihar saldırıları,,,, sivileri kurşunlamak, bıçaklamak ya da arabayla ezmek taktikleriydi...

Son yirmi senedir roketli saldırılarla barış umitlerini bitirmeye devam ettiler

Şimdi yepyeni bir kademeye geldiler..

Yaşadığımız her çeşit terör taktiklerinden sonra vardığımız son basamak;

Binlerce teröristi sınır yerlerinde yaşayan insanlarımızı barbarca yok etmek için üzerimize saldılar

Kendi insanlarından çok Filistinlileri destekleyenleri hedef aldılar.

Bu ülkenin en radikal solcularını, barış için teröristlere ödün vermeye hazır olan insanları, onların en yakın dostlarını hedef aldılar,,

7 Ekimin Israel'in sözde ezelden beri yaptıklarının bir sonucu olduğuna inananlar yanılıyorlar!!

Çünkü onlara sadece yardım edenleri hedef aldılar

Ne yaptıklarını, kimleri hedef aldıklarını bilmediklerini iddia edemez kimse..

Ellerini nereye attıklarını bilerek hareket ettiler.

Katliamdan hayatta kalmayı başaranlar yaşadıklarını anlattılar.

Sonuçta bilinir ki, Müslüman'a  Yahudi'den, Hıristiyan'dan dost olmaz.

Ezelden beri onların inançlarıdır bu.

Yani toprak sadece bahane.

Böylece Hamas ezelden beri Israel'e hep saldırdı ve bu saldırıları zamanla genişledi, büyüdü, hızlandı ve yoğunlaştı.

Hamas savaştıkça palazlandı

Uluslararası arenada da puan toplamanın yolu zavallı olmaktı.

Halkının sefaleti üzerinden prim yapmak!!

Bu şekilde Israel'i zulümla suçlamak

Nasıl olsa beyinsiz ve cahil insanlara cennet uğrunda cehennem palavraları satmak her daim mümkün görünüyor.

Dünya Gazze'de onbinlerce ölüden bahsediyor.

Ve olanlardan devamlı olarak Israel suçlanıyor.

Israel'in ödediği bedeldense kimsenin haberi yok

Onlara göre Israel hayatı bir mücadele vermiyor,

Sadece zayıfı bilerek ve isteyerek eziyor.

Hatta en büyük şevkleri, Yahudileri Nazilerle kıyaslamak.

Böylece bugünlere dek antisemitizmin geçmeyen bir hastalık olduğunu da görmüş oluyoruz.

Hiç bir suçları, hiç bir günahları olmayan Yahudi toplumunun sistematik bir şekilde yok edilmesini Filistin davasıyla mukayese edebilmek cürreti!!! Bu vahşilerin yaptıklarını görmezden gelerek bizleri, tarihte bize yapılanları onlara yapmakla suçlamak!!

Bundan daha aşağılık bir çıkış olabilir mi??

Bu şekilde dünya karşısındaki durumumuz bir kez daha ortaya çıkıyor.

Tarih tekerrürden ibaret, geçmişte Yahudilerin yok oluşunu karşıdan seyredenler bugün bizleri hedef alanlarla aynı safta durarak bizi suçluyorlar.

Bir kez daha sonumuzu görmek için ellerini oğuşturanlar Israel'e silah ambargosu koymak hevesindeler..

Çünkü bizim kendimizi savunmamızdan rahatsızlar.

Bu savaşı kaybetmemizi istiyorlar.

Ama yine de ben o kimsenin bilmediği ve umursamadığı kimi rakkamlar vereceğim,

Bizim durumumuz!

Ynet'te geçtiğimiz gün açıklanan kimi istatistikler..

Beş aydır yaşanılanların getirdiği psikolojik çöküntü, özellikle 3-7 yaş arası çocukların gelişiminlerinde yarattığı etkiler, post-travma geçiren binlerce insanı bir kenara bırakarak kaba taslak verilen rakkamlar...

Keyfi olarak Filistinlileri öldürdüğü düşünülen, canavar olarak nitelendirilen  bu ülkedeki son durum;

Ulusal Sosyal Güvenlik Enstitüsü 61.942 kişinin terör eylemi mağduru olduğunu bildiriyor. Bu mağdurların yaş dağılımı; 0-3 yaş arası 3.557, 3-6 yaş arası 3.726, 6-14 yaş arası 8.659, 14-18 yaş arası 3.586 kişi. Ve 18 yaş ve üzeriyse 42.414 kişidir. )

İsael savaşmak istemiyor.

Israel savaşmak zorunda bırakılıyor!!

Israelliler sadece kendi sınırlarında korkusuzca yaşamak istiyor.

Terör bu ülkenin kurulduğu günden beri en büyük sorunu oldu çünkü karşımızda yaşamı değil ölümü kutsayan bir toplumla mücadele etmek zorundayız.

Eğer gerçek sorun sadece ve sadece toprak olsaydı barış uzun zaman önce sağlanmış olurdu.

Şimdi önümüzdeki günlerde Ramazan ayı başlıyor!

Ve Hamas'ın amacı Israel'le bir anlaşmaya varmak değil, Ramazan Ayının " kutsallığını" kullanarak olayları bir kat daha alevlendirmek.

Yani bizi bekleyen daha karmaşık günler kapımızda olabilir.

Önümüzdeki hafta bu savaşın boyutları iyice genişleyebilir!!


 


 


23 Şubat 2024 Cuma

Gerçek kolonialistler Israel'e hiç bir şeyi dikte ettirecek hakka sahip değillerdir

            Asagida You  Tube'tan alinti bir video var.

Bu video'yu izleyen insanların verdikleri olumlu ya da olumsuz tepkiler, Israel'le ilgili fikirleriyle yakından ilintilidir

..........................

Burada coşan  askerler, sabah akşam Israel katliam yapıyor haberleriyle kafası doldurulmuş bir Türk için bir adım sonra Gazze'de önlerine çıkacak her canlıyı katletmeye hazır canavarlar olarak görünebilirler.

Gerçekte, son derece tehlikeli bir hizmetin evvelinde birbirlerine  cesaret veren bu askerlerin ben ve benim gibi Israellilerde yarattığı duygular mutlaka bambaşkadır..

Birinin şeytanlaştırdığı bir varlık bir diğerinin gözünde ölümsüz kahramanlar olabilirler

Çoğu insanın kin ve nefretle baktıkları genç Israel askerleri; kendi ülke sınırları içinde yaşanan bir katliamın ardından, üniformalarını üzerlerine geçirip, mecburi hizmete alındıkları günlerden beri savaşmak zorundalar....

Neredeyse beş aydır devam eden bu korkunç rüyadan uyanıp herşeyin bittiğini görmeyi istediğimiz zamanlardan geçerken, onlara yeniden sağsalim kavuşmak için dua eden anneleri olan gençler 

Yerimizde olsalardı başkalarının da farklı davranmayacaklarından emin olduğumuz  bir mücadelenin içine itilenler onlar! 

Kanada ya da Amerika'da normal hayatlarına kaldıkları yerden devam eden çoğu genç insanlar yaşıtları olan bu Israelli çocuklara kin duyuyor insaniyet öğretmeye kalkıyorlar.

Tek kelimeyle, bir varlık savaşının temel taşını oluşturan tazeciklere.

Başkalarının hayatları için kendi canlarından olanlara.

Böylece, 7 Ekimden bugüne baştan sona kuralları yeniden yazılan ağır harbin onlara biçilen bir diğer fiyatı, diğerleri tarafından alınlarına yapıştırılan  korkunç etiket!!

Onlara uygun görülen tek sıfat;

"KATİL"

Kimlerle savaştıklarından haberi olmayan milyonlar tarafından.

Salonlarının rahat koltuklarından, kocaman şirketlerin bürolarından, akşam çıktıkları yemekte, sevenlerle yenen leziz yemekleri yutar, şaraplarını yudumlarken ahkam kesenler,  ..

Onları pusuda bekleyen canavarların korkusunu enselerinde hissetmeyenler,

Iddialar korkunç!!

Binlerce kilometre uzaktan duydukları davulun sesini başka şeylerle de karıştırabilirler mutlaka

Yarım yamalak bilgiler, haberler, kulaktan dolma, yalan bir tarihle, basının onlara gösterdikleriyle yarattıkları o  canavarla mücadele eden mazlumun Holywood eserlerinin ötesinde senaryolarla, bilip bilmeden ötenler...

Peki bu işin gerçeği nedir?

Bu çocuklar Gazze'de bebekleri öldürmekle mi görevliler??

Bu ülkede her gün aynı havayı birlikte solumaya alışık olduğumuz bir halkı Gazze'de yok etmek mi amaç??

Ortadoğu'da nüfusuna oranla en büyük azınlık olan Müslüman Arapların içlerinden Yahudilerin yanlarında görev yapan savcılar, öğretmen ve doktorlarıyla Israel'deki bu ikinci büyük topluma herkesin sandığından çok daha fazla haklar sağlayan bu ülke, bölgede demokrasinin yegane temsilcisi, Arap ya da Yahudi herkese istediği gibi yaşama özgürlüğünü veren bu yer bunu mu emrediyor askerlerine? : "Önünüze kim çıkarsa öldürün! " (??)

Yoksa esas olan, Gazze'deki sivil halkın arasında, içinde, yanı başında, dibinde, her tarafında yer etmiş, serpilip kök salmış, bir virüs gibi yayılmış olan terörü yok etmekmidir?

 HAMAS'ı!!

Batı'da yaşam kuralları buralardan farklı. Bu bölgedeki acımasız kurallara tamamen yabancı kalanlar bu mantığa ters oyunun kurallarını kavrayamıyor.

Kafaları basmıyor!!!!

Kendi kültür yapılarına göre Israel'in neden hastaneleri hedef aldığını, neden okulları vurduğunu sindiremiyorlar.

Ahlak dışı!! deniyor.

Ahlak dışı olan bu alanları savaşın bir parçası haline getirenlerdir.  .

Yok anlamıyorlar..

Çünkü beyinlerinde olayları çözmelerine engel olan başka öğeler de mevcut... içlerinde taşıdıkları ezeli nefret. Algı oyununun bir parçası da bu noktada gizli..Sökülüp atılamayan patolojik seviyedeki " global antisemitizm."

Yoksa, Londra'da, Filistin yanlısı göstericilere inat, kenarda duran, İranlı (!) gencin, " Hamas bir terör örgütüdür!" pankartını gören İngilizler o gence vahşice saldırırlarmıydı??

Filistin halkına destek hikayesiyle, iğrenç bir terör grubununun, insanlık düşmanı canavarların arkasında çıkarlarmıydı?

Son haberlere göre 700 kilomtreyi bulduğu söylenen tünellerle yerin altında ikinci bir Gazze inşa ederek tüm Israel'i almak için küçücük çocukları çalıştırdıklarını bilerek.

O koca profesörler, eğitmenler bu insansı yaratıkları savunurlarmıydı?

Bizim iki seçeneğimiz var....Hayatta kalmak için savaşmak ya da öldürülmek..

Bize başka şans bırakmayanlara karşı kendimizi savunmak zorundayız!!..

Allah katına ulaşmak adına öldürmeğe inananlara karşı...

İşte bu yüzden bu çocuklar katil değiller. 

Gazze'nin çamurlu sokaklarında Hamas'ın ellerinde kimlik değiştirmiş, her biri birer tuzağa dönüştürülmüş, bugün çoğu yarı yıkık o binaların aralarında ya da içlerinde   gizlenen teröristlerle, kafa kesmeyi çok iyi bilen, çocukları, bebekleri yakan, kadınların organlarını parça parça yapan yamyamlara karşı savaşmakla görevliler.

Kimi politik akımların arkalarından sürüklenen kitleler, progresif zümrenin öncülerine kendilerini biraz daha yaklaştırmak çabası içindeyken, başka bir söz ya da sese bile izin yok .

Progresif akım radikal İslamın en büyük destekçisi haline gelirken, liberallerin, demokrasiyle bağdaşmayan o başkalarına var olma hakkı vermedikleri alanlarında, yakında kendi sonlarını görecekleri günler uzak değil.

Şimdilik elit toplumdaki yerlerini korumak için yeniden ideal bir günah keçisi olan Yahudilerin  memleketlerine olan karşıtlıklarını ortaya koymak durumundalar.

Onlar toplumsal yerlerini belirleyen etiketlerle uğraşadursunlar...

Bizler barış adına her toprak vermek istediğimizde fırsatları defalarca reddetmiş olanlar yanımızda değil yerimizde olmak için bizleri her defasında daha ahlaksız bir savaşın içine çekiyorlar.

Amerika'da ve Okyanus'taki yerlilerden neredeyse eser bırakmamış, Afrika Kıtasını soyup soğana çevirmiş  beyaz adam Israel'i kolonializmle suçluyor... her  gün bir başka makale çıkıyor, New York Times, BBC ya da Le Monde gibi " seçkin " gazete ya da haber sitelerinde... Seçkin çevreler en çok sivrilen en düşman olanlar..

300 milyon Amerikalı kendi tarihlerinin nerelere dayandığını unutmuş görünürken, Israel'in üç metre karelik toprağına bakarak bağırıyor işgalcisin diye!!!!

Belki dünyanın hiç bir toprağı için verilmemiş bir bedeli olan bu tek ve nadide ülke için canlarını vermek bir kenara, maddi ve manevi olarak ta ödenmiş bir fiyatı olan topraklar... Birleşmiş Milletlerin onayından geçirildikten sonra doğduğu gerçeği bile bugün hala kanunsuzluğunu gündeme getirilmesine engel olmayan tek ülke...

Dünyanın baştan aşağı şeklini semalını değiştirmiş milletler utanmadan bize ders veriyorlar..

3500 yıllık bir hikayenin insanlarına

Tarih boyu bizleri bir yerden diğerine kovan ya da katleden milletlerin bize ne yapmamız ya da yampamamız gerektiğini söylemelerine izin vermeyecek Israel.

Bizim sonumuzu getirecek hiç bir anlaşma ya da hükmün bizim açımızdan geçerliliği olmayacak...

Bu toprak için verilen onbinlerce şehidin kanları yerde kalmayacak .


..................................





12 Şubat 2024 Pazartesi

Gazze'nin Güney'inde, dün gece karadan, denizden..komando birlikleri ile tank ve savaş uçaklarının aynı anda, birlikte yürüttükleri karmaşık bir operasyonun ardından kurtarmayı başardıkları 70 ve 61 yaşlarındaki iki rehine dört ayı aşkın bir süre Hamas'ın esaretinde tutulduktan sonra özgürlüklerine kavuşturuldular.

İlk etapta hastaneye getirilen iki yaşlı erkek rehine sağlık kontrollerinden geçirildiler.

Tek suçları Yahudi olmak olan bu iki insan, Gazze sınırındaki Nir Oz Kibbutz'undan, evlerinden kaçırılarak, Gazze'deki tünellerde aylar boyunca bir noktadan diğerine götürüldüler.

Sonuç olarak belki de diğerlerinden daha şanslı olan bu iki insan ailelerine kavuşabildiler.

Halen Gazze'de Hamas'ın ellerinde 134 esir daha bulunmakta. Bunların içinde küçük çocuklar, en az iki bebek, kadın ve 80'ini geçmiş insanlar var. Bir çoklarının sağlık durumları çok kötü.

Dün gece, Israel askerlerinin yoğun çabaları ve saatlerce süren çatışmaların ardından yalınayak ve perişan bir halde bulunan bu iki adam ait oldukları yere geri döndüler.

Hamas'ın tehtidleri devam ederken, Gazze'de tutulan kadın ve çocuklar hala bir karabasanın içinde acı çekerlerken, teröristler silahı ellerinden bırakmazken, ateşkes için Israel'e baskı yapanlar teröristlere destek verenlerdir.

Israel'i değil sizler HAMAS'I DURDURUN!!

SİVİLLERİ HEDEF ALAN TERÖRİSTLERİ DESTEKLEYENLER İNSAN OLAMAZLAR!!

8 Şubat 2024 Perşembe

Buradaki savaşa dur diyenlere bir çift sözüm var

 Biden, Israel'e; " 7 Ekim'de yapılanlara verdiğiniz cevap aşırı!" demiş.

Savaşın ilk günü Biden, Israel'in kendini savunmaya hakkı olduğunu söylemişti.

Biden ve diğerleri.

Ve Israel Gazze'den gelecek yeni ölümlere, yeni tehliklere karşı kendini savunmak için gerekeni şeyleri  

yapmaya başladı.

Yıllardır uyuya kalan Israel ordusu, Gazze'de filizlenip  kök veren, her yeri bir salgın gibi

saran terör  yatağını dibinden söküp atmak için savaşmaya başladı.

Ve aradan daha bir kaç gün bile geçmeden Israel'e karşı sesler yükselmeye başladı. " Bu kadar değil!"

Yani kendinizi bu kadar da savunmayın

Terörü, Hamas canavarını durdurmamamızı ister gibiler!

Gazze'den üstümüze saldırmak için hazırlanan pusuya izin vermemizi ister gibiler.

Yeni 7 Ekimlere bile bile  müsade etmemizi ister gibiler.

Yaşasın Filistin!!

Gerçekten de sen yok ol Israel!!

Durum neredeyse budur!!!

Artık, sadece Filistin değil, herkes bu modda!!

Üç metre karelik toprağın tümünü savaş mevzisine çevirenleri destekler durumda dünya

Benzini, demiri ve diğer malzemeleri sivilleri hedef yapmak için kullananlara sempatiyle bakılıyor

Hamas kazansın

İnsan Hakları düşmanları, eşitlik kardeşlik, kadın düşmanları!!

LGTB ve kafir düşmanları

Kazansın

İslamcı radikaller....

Sınırımızdaki canavara destek büyük!!

Kendimizi korumaya hakkımız olduğunu söyleyenler!!!

Hepsi palavra

Sıcak yataklarında keyifle uyuyanlar,

Bizleri korumak için Gazze çamurunda şehit düşen çocuklarımıza küfür ediyorlar.

Bize bunları dileyenlere, kendimizi savunmaktan bizi resmen alıkoymak isteyen, bize çelme takmaya

çalışanlara; başınıza aynısı gelir inşallah demek istemiyorum

Sadece yerimizde olmadığınızı, bu yüzden çenenizi kapatmanızı öneriyorum.

Ya biz ya onlar durumunda kaldığımız için lanetlenmekten bıktık.

1940'larda yaşadığımız

soykırımı, antisemit takımların ağızlarına dolayarak bu acımasız şartlarda götürmek zorunda kaldığımız

mücadeleyi çok daha çirkin boyutlara getirmelerinden midemiz bulanıyor artık

Bize karşı bitmeyen bu sebepsiz nefretten bıktık artık.

Gözleri kan bürümüş şeytanlara kellemizi teslim etmemizi isteyen

düşmanlar;  " Artık vatanı olmayan o zavallı yahudi olmadığımızı her gün ispatlamak zorunda 

kaldığımız  için özür dilemeyeceğiz!!!" 

5 Şubat 2024 Pazartesi

Sydney Opera Binası'ndaki antisemit gösteriler

7 Ekim'de, Australya'nın Güney Galler Eyaleti'nin başkenti olan Sydney'in sembolü olmuş, Opera Binasının önünde toplanan kimi gençler Yahudilere yapılan vahşeti kutlamışlardı.

Bundan dört ay önce.

Ellerinde Filistin ve Lübnan Bayrakları, başlarında ve boyunlarında Filistin'in sembolü kefiyeler sarılı kendinden geçmiş gençler çığlıklarla, yüzlerinde sevinç ifadeleriyle tepinmişlerdi.

Avustralya Polisi, 4 ay boyunca  etrafı ayağa kaldıran bu göçmen oldukları belli tiplerin Sydney'in ortasında  hangi davaya hizmet etmek için gösterideydiler, anlamaya çalıştı.

Başta, "Gas the Jews!" yani Yahudileri Gaz odalarına gönderin göndermeleri yaptıkları iddia edilirken, polis uzun uzun kayıtları dinleyerek sonuçta, " Where's the Jews" diye bağırdıklarını ortaya koymuş!!!

Bu insanların, Güney Israel'de Hamas'ın Barış Aktivisti Yahudileri kesip biçmelerini kınamadıkları açıkça gözler önündeydi.

Bunlar Yahudilerin öldürülmesini büyük bir heyecanla kutlamaktaydılar.

Ve dahasını istiyorlardı.

Ve sonuçta, nasıl ve ne diye bağırdıkları çok önemli sayılmaz.

Sonuçta; "Where's the Jews?" olsun diyelim, bu daha iyi bir gönderme olabilir mi?

Bu sözler medeni bir ülkenin kabul edilebilirlik sınırları içinde mi sayılıyor?

Avustralya sınırları içinde yaşayan bir dini grubu açıkça hedef gösterenlerin aslında yanlış anlaşıldıklarına kanaat getiren polis ne yapmaya çalışıyor?

Bu tiplere,  bu sürüngenlere ve onların yavrularına modern dünyaya barbarlıklarını taşımak için gösterilen  toleransla,  kendi hallerinde hayat sürmekten başka hiç bir kabahati olmayan bir başka grup insanın huzurunu kaçırmalarına ses çıkarmamak neyin nesidir??

Söz hürriyeti demek yaşadığınız ülkedeki insanları açıkça tehtid edebilmek demek midir?

Bugün Yahudileri sözle hedef alanları tolere eden Avustralya polisi yarın aynı grupların eyleme geçeceklerini bilmelidirler.

Bugün bir grubu hedef alanlar yarın başkalarına da aynı şeyleri yapacaklardır.

Avustralya, Kanada ya da Amerika Israel-Filistin konusuyla gündeme gelen ayaklanmalara, amacından çıkan  protestolara gösterdikleri toleransın hesabının kısa süre sonra farklı fiyatlara çıkacağını hala göremiyorlar.





  Vahid Beheshti @Vahid_Beheshti In spite of all the propaganda by the regime of the Islamic Republic, the people of Iran continue to risk t...