Birleşmiş Milletler Hamas'ın verilerine güveniyor.
Gazze'den, sık sık açıklanan sayılar tüm insanlığın kanını donduruyor.
10.000'lerce Filistinli katledildi.
Savaşın nasıl başladığı daha aynı gün geçerliliğini kaybetti.
Hamas teröristleri Yahudi düşmanlarınca kahraman direniş savaşçılarına dönüştürüldüler.
Bir kaç saat içinde 1200'den fazla masumu nasıl öldürdükleri göz ardı edildi.
Ve hemen proporsyon arama çalışmaları başladı.
Israelliler çok ölmezken Gazze'de siviller gidiyor dediler!!
Ancak bir kez olsun Hamas'a dur demek hiç birinin akıllarından geçmedi.
Sivillerin içinde saklanarak her iki taraftaki masumların ölümüne neden olanları suçlamak akıllara gelmedi.
Bile bile ölmelerini istedikleri için halkın binalardan çıkmalarına izin vermeyen Hamas'ın acımasız taktikleri basına hiç yansıtılmadı.
Sivilleri serbest bırakmaları beklenmedi.
Kadınların, çocukların aralarından çekilmeleri, tünelleri boşaltmaları, rehineleri serbest bırakmaları beklenmedi.
Tecavüz ettikten sonra kafalarını kestikleri kadınların hesapları bir kez bile sorulmadı.
Ezelden beri katiksiz bir Israel karşıtlığıyla birlikte şahsi ve menfi yaklaşımlarıyla birlikte aldığı haksız kararları, son derece yanlı çıkışlarla kendisine gösterilen saygıyı hakketmediğini gösteren Birleşmiş Milletler Kurumunun, bu savaşın en başından beri hiç bir soru işareti yokmuşçasına, acımasız bir terör örgütünün yasa dışı hareketlerini tanımayarak bu örgütü meşru bir devletin yasallık standartlarıyla ele alacak şekilde, Hamas tarafından keyfi açıklanan; çatışmalarda zarar gören sivil rakkamları resmi kayıtlar olarak açıklayan BM'nin anti Israel hareketlerinin nasıl doğallık kazandığına bir kez daha şahit oluyoruz.
Bu şekilde açıklanan verilerin resmi ya da gayri resmi kişiler tarafından direk kabul edilmesiyle uluslararası kamuoyundaki etkileri gözlerimizin önünde...
Savaşın nedenlerini tamamen göz ardı edenler, soykırım etiketini ilk haftadan başlıklara taşımışlardı bile.
Sky News'un bugünkü baş haberindeyse yine Hamas Sağlık Bakanlığının (!) verileri sunulmuş.
Haber Israel'in Gazze'ye gelen yardimler için bekleyen 29 sivili öldürdüğünden bahsediyor.
Israel Gazze'ye siviller için gönderilen yardımların geçişini sağlayan tarafsa eğer burada bekleyen masumları herkesin gözleri önünde öldürecek kadar delirebilir mi?
Olayların nedenleri biraz daha ayrıntılı biraz daha tarafsız araştırılabilseydi keşke..
Yaratılan kaos ortamının, sivillerin ellerinden çalınan yardımların adamlarını beslemek için kullanıldığını, halkın sefaletinin en büyük propaganda aleti olduğunu Israel kimseye anlatmayı beceremiyor.
Savaşın merkezi olan Gazze'de, sivillerin arasında bulunan teröristlerin, insanı yardıma engel teşkil edenlerin saldırıya hedef olması kadar doğal ne olabilir?
Ayrıca Birleşmiş Milletler, Israel'in elindeki kamera görüntülerini yalanlayarak UNRWA'nın terörist aktivitelerinin bir parçası olduğunu da kabul etmiyor ve Yahudi Devletini, UNRWA çalışanlarını zorla itiraf ettirmek yoluyla dünyayı şaşırtmaya çalıştığını iddia ediyor.
Israel'e göre bugüne dek en az 13.000 terörist öldürülürken, Uluslararası basından yayınlanan verilerde öldürülen Filistinlilerin kimlikleri genelde yayınlanmıyor.
Örneğin 100 Filistinli öldürüldü dendiğinde bunların kim oldukları söylenmiyor.
Bunun karşısında, şu kadar Israelli öldürüldü dendiğinde çoğu zaman bu insanların çocuk, kadın masum oldukları da basına yansımayabiliyor.
Bilindik ezberler....
Kamuoyunun cehaleti üzerine anti Israel yayınlar bir oya gibi işleniyor, sistematik bir beyin yıkamayla, akademik çevrelerden başlayarak basın yoluyla sokaktaki küçük adam zehirleniyor.
Yalanlar doğru gibi lanse edilirken ulusların sorgusuz sualsiz verdikleri Hamas desteği Gazze'deki kötü niyetli insanların Israel'i yok etme hayallerini büyütürken esasen barış umutlarını tamamen yok ediyor.
Zaten Hamas'in gercek hedefi de budur.
Onlar savaşla beslenip semizlenirlerken barış onların tüm varlıklarını ortadan kaldırabilecek en büyük engeli teşkil etti bugünlere dek.
Israel yerine kurulacak İslam devletinin ilk adımı için en çok radikal sol destek veriyor..
Bugün el verdikleri terörist akımlarla İslam bayraklarının sallanacağı büyük şehirlerde, solun tüm kalelerini sahip olduğu tüm değerleriyle birlikte ortadan kaldıracakları günler çok uzak olmayabilirler.