Geçtiğimiz günlerde Israel Savunma Bakanı Benny Gantz, Batı Şeria'da yani Yehuda ve Şomron'da faaliyet gösteren 6 sivil "activist" grubu terörle ilintili oldukları gerekçesiyle kara listeye aldıklarını açıkladı.
Bu altı sivil organizasyon yıllardır insan hakları için Filistin'de mücadele verdikleri bilinen ve Avrupa Birliğiyle Amerika'nın yakından tanıyarak çokça para yardımı yaptıkları organizasyonlar.
Bu açıklamanın hemen ardından ABD Hükümeti, böyle bir adım atmadan evvel İsrael'in kendilerini haberdar etmesinin şart olduğunu bildirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, Cuma günü yaptığı açıklamada, "İnsan haklarına, temel özgürlüklere ve güçlü bir sivil topluma saygının sorumlu ve duyarlı yönetim için kritik öneme sahip olduğuna inanıyoruz" dedi.
Israel Hükümetinin kendi içinde de sürtüşmeye yol açan bu son karar hakkında hükümette yer alan, Radikal Sol Parti Meretz'ten seçilen Çevre Bakanı Tamar Zandberg, en çabuk zamanda Gantz'la bir görüşme yapıp açıklama isteyeceğini açıkladı.
Meretz Partisine göre, Filistin'deki halkın yaşam şartlarını iyileştirmek için, Filistin Halkının insanca yaşam şartlarında yaşayabilmeleri için mücadele eden bu organizasyonların kendilerinin bir parçası olduğu bir hükümet tarafından kara listeye alınmaları kabul edilemezdir ve bunun nedeninden haberdar edilmeleri şarttır.
Avrupa ve Amerika'nın Israel'in bu son kararına tam olarak nasıl bir tepki verecekleri konusunda hazırlıksız yakalandıkları söyleniyor. Ancak buradaki hükümet bunun tersini iddia ederek, böyle bir karar çıkaracakları konusunda Amerika'yı önceden uyardıklarını belirtti.
Uzun yıllardır, Amerika ve Avrupa'dan büyük yardımlar alan bu "insani"(?) kurumların, Israel tarafından terörle bağlantılı organizasyonlar olarak ilan edilmeleri, Israel Güvenlik Birimlerinin bu kurumlara ait ofisleri diledikleri gibi basıp, onlara ait her tür araç gereçe ve paralara el koyup gerekirse aktivistleri tutuklayabilecekleri anlamına geliyor.
Tamar Zandberg'in bu konuda açıklama istediklerine cevap olarak Güvenlik Bakanı Gantz Zandberg'e kendisinden çok daha fazla "bilgi ve deneyim" sahibi olan orduya ülkenin güvenliğini sağlamak konusunda karışmamasını ve ordunun işini yapmasına izin vermesini söyledi.
Terörle ilintili oldukları ilan edilen gruplar içinde Al-Haq ve Adameer gibi tanınmış Filistinli Sivil İnsan Hakları Kurumlarının olduğu söyleniyor.
Gantz bu grupları, meşrulaştırıIan isimlerle akladıkları yardım paralarını Israel'e karşı savaş için kullanan gayrimeşru kurumlar olarak nitelendirdi. Israel'i tanımayan ve Israel'in Yahudi Devleti olarak yaşamasına karşı çıkan ve yıkılmasını destekleyen bu grupların terörle olan ilişkilerini kanıtlayan belgeler olduğu açıklandı.
Bu gruplar, sözde Filistinlilerin insanca var olma hakları için mücadele veren kurumlar kılığına girmiş olsalar da onların en büyük mücadeleleri Israel'e karşı kampanyalar için bağış toplamak, Israel'e "sözde" barış filoları düzenlemek. ( Bilindiği üzere, bu filolardan bir tanesi 2010 yılında, içinde bir çok teröristin de bulunduğu radikal islamcılarla, Israel kıyılarına varan filoydu. Israelli askerlere demir sopalarla saldıranlardi.)
Bu organizasyonların başlarında özellikle etkili konumlara sahip kişilikler Hizbullah, Hamas ve Filistin Kurtuluş Hareketiyle ilintili kişilerdir. Bu insanlar Israel'de sivil hedeflere saldıran, Israelli sivilleri hedef alan teröristlerdir.
Aralarından bir tanesi, üç sene önce Batı Şeria'da babası ve ağbisiyle birlikte gezerken, uzaktan kumandalı bir bombanın patlatılmasıyla öldürülen 17 yaşındaki Rina Shnerb'tir...
Israel'in son dönem güvenlik kaygıları gittikçe artarken kimi alınan kararlar uluslararası platform'da rahatsızlık vermeye devam ediyor ve edecek.
Batı Şeria'da yeni yerleşim yerlerine yeniden yeşil ışık yakıldığı bugünlerde Israel'ín Amerika dahil bir çok "dost" ülkeyle bir kez daha zorlu zamanlardan geçeceği bellidir. Ancak öncelikli sorumluluğumuz güvenliğimizdir!. Bu bilincimiz yerinde olduğu sürece bütün dünyayı karşımıza alacağımız anlar olsa da öncelikle ayakta kalabilmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam etmemiz şarttır. Çevremizde bu kadar çok düşmanla yaşarken böylesi küçük bir ülkenin kendini şansa bırakmak lüksü olamaz!!!
Batya R. Galanti