Dün Israel'de Yom Atsmaut yani Cumhuriyet Bayramıydı. Gezilere çıkılan, parklarda piknikler yapılan bir gün oldu yine bu Cumhuriyet Bayramı da! Biz de sabahtan sahilde yapılan uçak gösterilerine gittik. Binlerce insan Israeli boydan boya geçen kıyı şeridinde toplandı. Kıyılar hınca hınç dolduğunda göklerden üzerimize doğru inişler yapmaya başlayan f16'ların akrobasilerini izleyen kalabalığın alkışları bayram sevincini orada bulunan insanlara taşıyordu ...
Zamanın çoğunu olasılıkları düşünmeden geçirsem de, Hamas'ın yinelediği tehtidler ve kutlanan günün hassasiyetini beynimin bir yerlerinde ister istemez unutmadığım açıktı. Kafam sözde anı yaşarken, bilinçaltımda beni uyaran bir ses vardı. Ve bu şekilde karşımda beliren bir adam bir an öylesine durup bakındığında, sadece Arapça konuştuğu için acaba terörist mi diye düşündüğümde durumun bizi nasıl bir paranoya içine soktuğunu görebiliyorum.
Ancak bu son günlerde yaşanan saldırıları bilen biri acaba bizi suçlayabilir mi??
Herşeye rağmen Arap ya da Yahudi herkesin birbirinin yanında piknik yaptığı ortam, yarı bulutlu ve bol rüzgarlı bir güne rağmen insanlara keyif veriyordu mutlaka.
Büyük çoğunluğun istediği tek şey, solumak, yaşamak, aileleriyle sade ve güzel bir gün geçirmekti... Olabildiğince eğlenmekti. Yemek yemekti, gülmek ve dostlarıyla birlikte olmaktı. Uçakları izlemek, hayatın keyfine en basit yoldan varabilmekti.... Ve kalabalıktı her taraf. Çoğu Yahudi olsa da, daha bir iki gün öncesine dek bayramlarını kutlayan Araplardan da vardı aramızda. Onlar da aileleriyle ve arkadaşlarıylaydılar....
Üzülüyorumben!! Kendini korumak isteyen insiyaki yönümün hümanist, sevecen, insanları kucaklayan tarafımı yok etmesinden korkuyorum bazen. Nefret etmekten korkuyorum. Çoğunluğun kaos istemediğini anımsatıyorum kendime. Böyle zamanlardır insanları en çok karşı karşıya getiren, Toplumları birbirine daha da çok düşüren...daha fazla nefret tohumları eken. sadece belli insanlara değil de ( mesela teröristlere değil de ) birdenbire bütün genele.... Hepsi aynıymış gibi gelir bir an... Ve o gün yenik düşersiniz... sizi içten bitiriverir... Çok iyi düşünmek önemlidir böyle anlarda. Soğukkanlılığı korumak.
Bir süre sessizlik çöktü mü etrafa, tamam diyorum, artık herşey yolunda... Ama sonra bir daha oluyor.. ve zaman geçmeden..bir gün bir yerde ertesi gün başka....Çocuklarım korkuyor; kızımın arkadaşı Jerusalem'deki Müzik okuluna her gidişinde kabus gibi geliyor ona o yolu tepmek.
Bugünlerde terör içimizde bir defa daha!! 2000 yıllarının başlarında olduğu gibi...
Dün Yom Atsmaut daha bitmeden bir defa daha haberler gelmeye başladı. Israel'in merkezinde bulunan El'Ad sehrinde iki Filistinli önlerine çıkan insanlara acımasızca saldırarak üç kişiyi öldürdü.
Üç genç adama baltayla saldırarak katlettiler. Bir tanesinin 8 yaşlarındaki oğlu babasının balta darbeleriyle yere yığılışına tanıklık ederken gelen ambulansa, "Babamı öldürdüler!"diye bağırıyordu!!! Üç ölünün dışında bir kişi hala ölümcül durumdayken iki kişi de ağır yaralı.
Ve olaydan sonra kaçmayı başaran iki terörist hala yakalanamadı.... Evet nerede oldukları bu kez bilinmeyen teröristlerin bize yeni bir süpriz yapmadan evvel yakalanmaları için dua ediyoruz.
Dünkü saldırı bu kez gayet sessiz bir mahallenin içindeki bir parkta oldu...Sokakta Pitziyi gezdirirken bile saldırıya uğrama şansım olduğunu hiç düşünmemiştim.