Israel'in güvenliğini tehdit edenler
Son bir kaç senedir Israel Kuzey sınırında çıkması beklenen büyük savaşa hazırlanmakla meşgul.. Bu yüzden Suriye'de Iran rejiminin hareketliliğine karşılık Israel'in yakın takibi söz konusu. Bir kaç haftada bir basında yer alan haberlerde kimi sözde meçhul saldırılarla Israel'in gelecek savaşta verebileceği zaiyatı hafifletmeyi amaçlayan kimi tedbirler almaya çalıştığı biliniyor...... Israel'in hedef alarak yok ettiği Suriye'deki Hizbullah cephaneliklerine karşılık şimdilik kesin bir tepkiyle karşılaşmamasına rağmen devam eden bu karşılıklı çekişmenin, zamanı pek ön görülemeyen gelecek Hizbullah (İran ) - Israel savaşının işaretleri olduğunu biliyoruz...
Kuzeydeki karmaşık savaşın içinde, hiç bir devletin kesin bir hegemonyasının bulunmadığı, bir güçler savaşı içinde devam eden Suriye batağının içindeki mücadelenin tam orta yerinde Ortadoğu'ya egemen olmak için tüm enerjisini ortaya koyan İslami rejimin Israel'e karşı yürüttüğü mücadelenin uzantıları sınırımızda konuşlanan terör yatağı. ve bunu engellemek için Israel tarafından yürütülen operasyonlar. Hedefler açık ve net. İran'ın Hizbullah'a , Israel'in kuzey sınırlarına yakın bolgelere yığmakla meşgul olduğu akıllı füzeleri, ağır silahları yok etmek. Gelecekte İran tarafından planlanan savaşta Israele olası en büyük zararı vermek için gönderilen cephanenin Hizbullah terör örgütünün eline geçmesine engel olmak. Uyduyla tespit edilen her yeni sevkiyatı yok etmek hedef.
İran son senelerde Suudi Arabistan ve Batıya karşı, yani Sünni Birliğe ve onun yanındaki müteffiklerine karşı bölgede bir Şii güç olmak için mücadele veriyor. Amacı, Hitlerin rüyasında gördüklerinden uzak değil.. Bu süper güç olma savaşı içinde, en büyük hedeflerinden biri de Israel'in bölgedeki varlığına son vermek. Halkının yiyecek yemeğinin olmaması şu an başlarındaki Mollaların umursadığı bir durum değil gibi görünüyor. En son, Nükleer Güç olmak için çalışmalarına daha da hız verdiği ortaya çıkan İran , Israel'e karşı çevrede bir çok terör grubunu besleyen bir terör devleti . Batının, İran'la yaptığı ekonomik antlaşmaları askıya almamak için İran'la sürdürdüğü yalancı nükleer uzlaşma politikalarını ciddiye almayan Şeriat Devleti bugün için sadece Israeli endişelendiriyor gibi görünüyor. Gelecekte kimin , bundan ne kadar etkilenebileceğini belki de sadece yaşayıp göreceğiz.
Güney'de ise 2005'dan beri Israel'in boşalttığı son Gazze yerleşim yerlerine Hamas'ın konuşlandırdığı füze rampaları Israel'deki sivil hedefleri vurmaya başladığı günden beri, kimi radikal fraksyonlar gücü ellerinde tutmeye devam ederken bundan etkilenen siviller iki tarafta da bitmeyen bir kabusun içindeler.. Yine İran'ın arkalarında olduğu bir çok terörist gruplar var Gazze'de ve Batı Şeria'da da.. Hamas'ın yönettiği Gazze'de , Hamas dışında ondan da radikal terör grupları mevcut. . Esasen tam olarak kiminle ateşkes kiminle savaş yaptığınızın fazla bir önemi olmayan karmaşık bir durum mevcut.
15 yıldır Gazze'ye gönderilen yardımların büyük bir bölümü siviller için değil teröre yardım ve yataklık için kullanıldı ve bu hala öyle olmaya devam ediyor. Gönderilen inşaat erzakları, verilen elektrik ve su..para yardımları, yıllardır Gazze'nin altında bir yeraltı dünyası inşaa edilmesine yardımcı oldu. Yüzlerce tünel ve burada konuşlandırılan, depolanan roketler. İnsanların sağlık, eğitim ve tüm temel ihtiyaçları için her gün giren tonlarca yardımın bir çoğu kimleri besliyor tam olarak kimse tarafından bilinmiyor. Gazze'de fakirliğin yanında yer alan lüks binalarda yaşayan elit tabaka, radikal grup liderleri diğerlerini kallanıyor.
Geçtiğimiz haftalarda Gazze'den Israel'deki yerleşim yerlerine yeniden saldırılar oldu. Hamas'ın sorumluluk üstlenmediği bu saldırılarda bu kez yine başka bir grup ön plana çıktı . O da İslami Cihad'tı. İran'ın beslediği ve komutları verdiği bu örgüt son yıllarda Hamas'tan özgür hareket eden ve ardından gelen ikinci büyük grup. Selefilere yakınlıklarıyla bilinen ve tek amaçlarının mümkün olduğu kadar sivil hedefi vurmak olduğu bilinen bu grubun basındaki kişi ise Baha Abu Al-Atta idi. Israel'in en azılı düşmanlarından ve bugüne dek Israelli sivillere yapılan saldırıların bir çoğunun altında imzası bulunan azılı bir terörist.
Geçtiğimiz hafta Israel bundan evvelki son saldırılarının ardından , uzun süredir takip ettiği Abu Al Atta'yı sabaha karşı dörtte, eşi ve iki oğluyyla Gazze'de saklandığı evlerden birinde hadef alarak yok etti. Ve aynı sabah Israel'in mekezine atılan roketlerle güne başladık. Üç günde yaklaşık 450 roket atıldı. Sonuç olarak bir çok ev direk isabet alırken , güneyde iki fabrika büyük oranda zarar gördü. Onlarca kişi belli derecelerde yaralandı ve yine bir çokları girdikleri şok yüzünden hastanelerde tedavi gördüler. Senelerdir her siren sesinde saklanmaları için sadece 15 saniyeleri olan halkın bir yerden sonra kaderleriyle baş başa kaldıkları bir hayatın içinde büyüyen çocuklar var Israel'de. Böyle bir yaşamın içinde büyümelerine izin verenler var..
Son saldırılarda ilk kez Hamas yer almadı.. İlk kez Hamas Israel'e karşı sessizliğini koruyan taraf oldu. Çünkü halkına karşı yine de kimi sorumlulukları olan Hamas'ın kaybedebilecekleri şeylar var . Her defasında Israelle çatışmaya girmek örgütün işine gelmeyebiliyor. Dışarıdan bekledikleri yeni para yardımının hesapları ve içte zaten var olan ve büyüyen muhalefet yüzünden kendini bu son çatışmanın dışında tutmak tercihi Hamasin son politikalarını çizen yeni durumlar.
Belki de bu son durum Israelle karşılıklı bazı konularda bir uzlaşmayı da birlikte getirebilir. Belki de kaybetmekten korktuğu gücü ve elinden kaçırabileceği denetime karşılık Israelle ilk kez uzlaşmayı denemek için hazır olabilir Hamas. Bu kez belli bir noktada anlaşmayı becerebilirlerse , ilk kez savaşmak yerine Gazze'deki halkın ihtiyacı olan ekonomik kalkınmayı destekleyecek ortak bir çalışmayı getirebilir mi acaba bu son durum? Gazze halkına yeni imkanlar sağlayabilecek bazı ekonomik atılımları gerçekleştirmenin yolunu açabilir mi? Gazze'yi dış dünyadan koparan,
limanların yeniden açılması gibi. Bu limanlara İran'dan girmesi mümkün olan askeri yadımları engelleyecek önlemlerle beraber tabii . Yeniden serbest ticaretin sağlanması bir çok şeyi değiştirebilir mutlaka!
Batya R. Galanti