BİZE SIRT ÇEVİRENLER
Uzun yıllar öncesinde , üniversitenin ikinci sınıfına gittiğim zamanlarda akşam turlarında otellerden toplama turistleri Kervansaray gece kulübüne götürürdüm. Benim için hep aynı olan ancak her gün oraya ilk kez gelen insanlar içinse farklı bir gösteriyedi bu. Türk kültürünü, müziğini, folklorunu ve arada biraz endüstriyel tadda da olsa yemeğini tanıtan bu eğlence kulübünde sahne alan Alagöz Kardeşlerin sundukları neşeli ve renkli bir müzik şöleniydi bu. .
Alagöz kardeşler Kervansaray'da her akşam bir çok dilde şarkıyı da seslendirirlerdi. İnsanları memnun etmenin bir yolu da onlara kültürünüzü tanıtırken karşınızdakine kendilerinden de bir şeyler verebilmektir. Örneğin popüler Fransızca, Almanca şarkıları onlar için seslendirmek.
Her gece Amerika'dan, İngiltere'den Almanya'dan turistler bulunurdu ..
Aynı senelerde Türkiye'ye , Israel'den de çok turist geliyordu.. Mutlaka her akşam Kervansaray'ın bordo renkli salonunun yüksek tavanına erişen kolonlarının orta yerindeki sahnenin çevresini dolduran insanların arasında .. " We are from Israel!" diye bağıran Israelliler de vardı . Ve aynı salonda , Israellilerin yanında Ürdün, Arabistan, Kuweit gibi ülkelerden gelen Arap turistler de olurdu ... Ve orası sadece bir eğlence kulübüydü, turistik bir gece kulübü..insanların kültürlerini, müziklerini tanımak için toplanmış gruplarla dolan bu mekanda nefret değil müziğin sesi vardı sadece.
Alagöz Kardeşler sordukları zaman.. Kimler var ? Français??? " Ouiii!!! , evet..O an salonda alkış kopardı, her bir millete adeta tezahürat yapılırdı, Almanlara, Amerikalılara vs...
Araplar olduğu zaman Israelliler ıslık çalar alkış tutarlardı. Belki de herkesten fazla.. Hani, farklı bir ortamda iken aslında hepimizin insan olduğumuzu anımsamak için bir şanstı bu. Israelliler belliki bu duyguyu hissediyorlardı ..
Bazen bu herşeyden büyük bir ihtiyaçtır insan için. Kimseyle kişisel bir sorununuz olmadığını anlamak ve anlatmak . Politikanın işin içinde olmadığı an ve yerde, kimsenin dövüşmek durumunda olmadığı bir ortamda dost olabilmenin mümkün olduğunu kendinize ve karşınızdakine göstermek ... İnsanın içtiği, yemek yediği, şarkı söylediği bir gece kulübünde hep beraber şarkılar söyleyebilmek.. Kimisinin bir kadeh içkiyle kendini unuttuğu bir yerde.. Israelliler sevinmeye ve hep beraber eğlenmeye hazır görünürlerdi ..
Bir kez bile görmedim, Arap gruplardan bu beklentiye olumlu karşılık verenini.
Böylesi bir tepkiye hiç bir gece tanık olmadım.. Lübnan'dan , Kuweit'ten ya da Mısır'dan , Tunus'tan ya da Arap Emirliklerinden geleninin Israellilere alkışla ya da basit bir şekilde olumlu cevap verdiklerini görmedim.. Çıt çıkarmazlar, bir anda çekilip susar, adeta her defasında bir çeşit boykot tepkisine girerlerdi.. Bunu ben hep bekledim. Bu küçük şeyler büyük göstergelerdi benim gözümde !!
Sanırım geçen yıl düzenlenen Dünya Güzellik Yarışmasında Iraklı güzelle Israelli genç kız birbirleriyle dost olmuşlar.. Yarışma gününe kadar bir araya gelen genç kızların arasında doğal olarak arkadaşlıklar kurulur. Bu iki genç kız da bu şekilde birlikte resim çektirip medya'da paylaşmışlar. İki saf, temiz kalpli genç kızın birlikte çektikleri selfie Israel'de televizyonlarda ve haber sitelerdinde yayınlandı ve bu resim çok büyük bir ilgi uyandırdı . Herkes buna çok olumlu tepki verdi.. Aynı günlerde Iraklı güzelin ailesi ise, Irak'ta bir anda ölüm tehditleri almaya başladılar .. Durum genç kız için o kadar vahim hale geldi ki ülkesine geri dönmeyi düşünemedi bile. Sonunda Amerika'ya iltica etmek durumunda kaldı. Belki bu onun için en iyisiydi sonuçta...
Geçtiğimiz hafta Israelli Judo'cu ile finalde aynı mindere çıkması men edilen sampyon İran'lı altın madalyayı Israelli rakibiyle karşılaşmadan terk etmek zorunda bırakıldı. İran'ın Israelle ilgili probleminin ne olduğunun bilinmemesi konusu bir tarafa hayatlarında sporun, müziğin , kültürün ve tüm insanı aktivitelerin savaşların dışında kaldığını anlayamayan bir rejimin kurbanı olmuştur İran'lı sporcunun bizzat kendisi!!
Mısırlı güreşçiyle de benzer bir olay yaşanmıştı geçmiş yıllarda..İster istemez Israelli sporcuyla güreşen Mısırlı genç müsabakanın sonunda kendisine elini uzatan Israelli güreşçiye elini vermeyi reddetmişti..
Yakın zamanda yine Malezya Hükümeti sakatlar olimpiyatlarında Israelli sporcuları ülkesinde ağırlamayı kabul etmediği için olimpiyatların başka bir ülkede düzenlenmesine razı oldu !!
Bütün bu örnekler uzar gider..
Israellilerinse ne Araplarla ne Müslümanlarla kişisel bir nefreti hiç olmadı.. Her barış yapılan Müslüman ülkeyi mutlaka ziyaret eden Israelliler Arap yemeklerini, Arap kültürünü dışlamadılar. Yeri geldi bu kültürü benimsediler, müziklerini dinlediler ve dinlerler ..
Barıştan bahsettikleri zaman, sadece toprak alıp toprak vermek dışında bir şeyler daha var.. Anlaşılmayan
Hala birilerinin değişmeyen zihniyetinin ne derece büyük bir sorun olduğunu olduğunu anlamayan çok insan var.. Büyük çoğunluğuyla toprak sorunumuz olmadığı halde yine de var olan nefretlerini görmeyenler var.... Sadece savaşılanlarla değil sorun hiç savaşılmamış toplumların da bunların içinde olmasında..
Bu şey birilerinin daha çocuk yaşta içlerine sokulmuş kindedir. . Hiç bir neden de olmasa yine var olacak bir duygu bu.. Bir kitabın satırlarında yatan nefret. Hala bugüne dek dokunulmaz sayılan bir kitap..hayatlarında her şeyden daha çok yere ve söze sahip bir rehber kitap bu. Değiştirilmeyen. Tanrının ağzından çıktığına inandıkları sözlerin, yazıların arkasındaki kör inançlarda yatan olumsuz duygular..
Bu kitabın ötesindeki diğer tüm şeyleri reddedenlerin başvurdukları tek lügat ..
Bilimden. matematikten, felsefeden, müzikten, spor ve dahası düşünme ve konuşma özgürlüğünden yani kısaca her şeyden uzak tutulmuş kitlelerin daraltılmış dünyalarına sığdırılan sabit fikirlerin yetiştirdiği insanlara elimi uzatmak onlara kendimi açmak istiyorum.. Farklı şeyleri..farklı düşünceleri, inanışları, gerçekleri anlatmak istiyorum..Sadece bana içten gülümsemelerini istiyorum..
Onlarla barışmak istiyorum....bana sırt çevirmiş kitleler görüyorum...
Batya R. Galantı