26 Ocak 2024 Cuma

Gazzelilere ağlayanlar..peki ya diğerlerine neden üzülmüyorlar?

 

Dünyanın kimi bölgelerine şöyle bir göz attığımızda, Radikal İslam'ın hakim olduğu grupların sebep olduğu ölümler yeterince büyük rakkamlara ulaşırken, bu sayılardan genel anlamda kimsenin haberi bile yok bugünlere kadar.
Örneğin; SON 20 yıldır süregelen kıyımlara bazı örnekler vermek istersek: Nijerya, Boko Haram'a karşı 350.000 ölü Sudan, JEM/Darfur'a karşı 300.000 ölü Yemen ve Husiler 233.000 ölü Pakistan İslamcılara karşı 50.000 ölü Suriye iç savaşında 400.000 ölü Güney Sudan'daki iç savaşta 400.000 ölü Etiyopya ve Eritre, Tigray'e karşı 600.000 ölü Bütün bu ölüler için dünyanın hiç bir yerinde protesto eden kimseler yok. Yani, yerlerini bile zor bildiğimiz Afrika'nın kimi ücra köşelerinde ya da Ortadoğu'da yılda kaç kişinin kafasını kestiklerinden büyük çoğunluğun haberi bile yok.
Peki bu insanların diğerlerinden farkları nedir?
Mesela beyaz bir Avrupalıdan ya da bir Türkten ve bir Gazzeliden?? Renkleri mi? Bulundukları konumları? Fakirlikleri? Evet, çoğunluk tarafından ağıza bile alınmayan ölümler bunlar...
Ortadoğu'da da birbirlerini, din yüzünden katleden insanların yaşadıkları bu yerlerden ve olanlardan kimse bahsetmiyor... Kimse etnik kıyımlar var demiyor...sayılar sadece kayıtlara geçirilirlerken, bu insanların kimliklerinin arkasındaki hayatlarının kimsenin gözünde değerleri yok.. Onlarca yıldır devam eden katliamlar... Ve tabii, bu savaşlardan her fırsatta, Avrupa kıtasına kaçak yollardan ulaşan göçmenler var... Ya da bir çok ulaşamayanların da kayıtları var... Yollarda telef olan kaçak göçmenlerin sayısını da kaç kişi takip ediyor?? Ve en sonunda bu göçmenlerin kimileri, geldikleri ülkeleri de bildikleri gibi yapma yolunda olduklarının hala farkedemeyenler hala Ortadoğu'daki tüm anlaşmazlıkların, çıkmazın Filistin sorununa dayandığına inanabiliyorlar.

Aydın ve demokrat Israel'e karşı Radikal İslam'ın arkasında duranlar, bir kez daha Gazze derken hala daha geçirdikleri metamorfozu göremeyenler yakında bambaşka bir dünyaya uyandıklarında belki de hepimiz için çok geç olacak.


Paraların yatırıldığı tünellerin uzunluğu yaklaşık 500 kilometreye varıyor

  


25 Ocak 2024 Perşembe

Hague'tan çıkacak bir karara doğru kimi ana notlar

Güney Afrika'nın Hague Mahkemesine sunduğu iddiaları reddeden İsrael ekibi,  mahkemenin bu dava üzerinde yargı yetkisine sahip olmadığını savundu. 

Pretoria, Gazze'deki durumun görüşülmesi için İsrail büyükelçiliğine çok sayıda talepte bulunduğunu ancak herhangi bir yanıt alamadığını iddia ediyor. 

İsrail hukuk ekibine liderlik eden İngiliz uluslararası hukuk uzmanı Malcolm Shaw, Güney Afrika'nın mahkemeyi yanılttığını, İsrael'in aldığı diplomatik notalara verdiği yanıtların kesin tarihlerini ve Güney Afrikalı ve İsrailli yetkililer arasında bu konuda konuşmak üzere toplantı yapılması yönündeki teklifleri öne sürdü.  

İsrael ekibi ayrıca, İsrael'in Gazze sakinlerine insani yardım sağlama çabaları göz önüne alındığında, soykırım iddialarının tamamen inandırıcılıktan yoksun olduğunu savundu. Bu çabalar arasında İsrael'in Gazze Şeridi'ne sınırsız miktarda yakıt, yiyecek, su ve tıbbi malzeme girmesini sağlaması da yer alıyor.

Doktor Galit Raguan, İsrail askeri operasyonunun başlangıcından bu yana IDF'nin Gazze halkına nereye kaçmaları ve kendilerini bombalamalardan nasıl korumaları gerektiği konusunda talimatlar içeren milyonlarca broşür bıraktığını kaydetti. Ordu tarafından Gazzelilere 70.000 telefon görüşmesi yapıldı ve benzer açıklamalarla bu hamlelerin İsrail'in soykırım politikaları benimsediği iddialarıyla tamamen çeliştiği vurgulandı.

“Hala daha şaşırtıcı bir şekilde davacı taraf bu çabaların bizzat soykırım niteliğinde olduğunu iddia etmektedir. 

Hague'a Başvuran devlete göre, sivillere verilen zararı hafifletmeyi amaçlayan bu tedbirler, İsrail'in soykırım yapma niyetinin kanıtıdır....(!)  

Oysa gerçekte Israel'in çabaları iddiaların tam tersini kanıtlamaktadır" dedi Raguan.

Ayrıca, İsrael mahkemeye, "Hamas" 'ın, Israel'in  insani çabalarının aksine, ihtiyaç sahipleri için Gazze Şeridi'ne aktarılan yardım malzemelerini çaldığını ve istiflediğini hatırlattı. 

İsrail hukuk ekibi ayrıca, Güney Afrika Cumhuriyeti;nin Hamas'ın 7 Ekim'den bu yana yaptığı her şeyi göz ardı ettiğini, sanki terör tünelleri yokmuş, sivil kılığına girmiş teröristler yokmuş, güvenli bölgeleri, okulları ve camileri istismar eden Hamas ajanları yokmuş gibi davrandığını da hatırlattı.

Israelli masum, sivillerin, bebeklerin rehine olarak tutuldukları gerçeğinin unutulduğu belirtildi. 

Güney Afrika'nın şikayetinin İsrail hükümetinin vatandaşlarını savunma hakkını ve yükümlülüğünü reddettiği söylendi.

''Şaşırtıcı bir şekilde Mahkemeden, İsrail'i askeri operasyonlarını askıya almaya çağıran geçici bir tedbir belirtmesi istendi. Ancak bu, İsrail'in kendi vatandaşlarını, rehineleri ve evlerine güvenli bir şekilde dönemeyen ülke içinde yerinden edilmiş 110.000'den fazla İsrailliyi savunmaya yönelik yasal yükümlülüklerini yerine getirme yeteneğini reddetme girişimi anlamına geliyor'' diye belirtti Becker.

Israel Dışişleri Bakanı Israel Katz Hague'taki  bu duruşmanın, Güney Afrika'nın gerçek yüzünün, bebekleri, çocukları, kadınları ve yaşlıları insanlık dışı bir şekilde katleden bir terör örgütünün nasıl  sadık bir temsilcisi olduğunu ortaya çıkardı.” dedi.

22 Ocak 2024 Pazartesi

Yoksa bir bilmediğiniz mi var?


"İSRAİL" öylesi bir büyüteç altında tutulmasına rağmen " NEDENSE" (!??) kimseyi umursamıyor.

Bütün dünya  soluğunu tutmuş onu izlerken, bile bile " canlı yayında"  Gazze'deki  " Shifa Hastanesi'ni" vuruyor.. .

Yani göz göre göre...

Aklını kaçırmış gibi.

Sanki herkesin nefretini üzerine biraz daha üzerine çekmek ister gibi, onu bir kez daha boykot etsinler, ilişkilerini kessinler ..şeytanlastırsınlar, nefret etsinler diye.

Bundan çok memnun gibi!!!

Tüm uluslara karşı gelmek?!!

Kimse duruma bir kez olsun farklı taraftan bakmıyor!

Israel'in Gazze'de verdiği mücadelenin, düştüğü çaresizliğin bir sonucu olabileceğini?

Bu durumun; ya siz ya onlar gibi bir çaresizlik olabileceğini?

Siz olsaydınız ne yapardınız, diye sorayım mı?

"Israil" değil!!!!!!!!! SİZ?

Yaklaşık 9 milyarlık bir dünya nüfusu içinde tüm ulusların yeniden ve bir kez daha en çok konuştuğu bu bitmez mevzunun baş rol oyuncusu: " Zalim İsrail" 'in belki de düşündüğünüz gibi olmadığını, o çok adil düşüncenin, bildiğinizi sandığınız tarafların rollerinin yanlış algılanmış olabileceğini??

Mazlumun o kadar da mazlum olmayabileceği kimsenin aklına gelmiyor.

Hastaneler, okullar, yuvalar, hatta mezarlıklar.....alelade insanların yaşadıkları tüm mekanlar ve bu yerlerde eğitim gören, öğrenen, uyuyan, gezinen, koşuşan çocuklar, birilerine karşı  saldırı amaçlı olarak kullanıldığı andan itibaren, bu yerler ve masum olarak kabul edilen ve nitelenenler hedef olarak vurulduklarında dünyanın hangi tarafı gerçekten suçlaması gerektiğini şaşırması ilginç bir durum oluşturuyor.

Moral değerleri sıfır olan vahşilerin burada çevirdikleri oyunları anlamaz gibi yapan bir diğerleri tarafından, yaşananları, gelişmiş toplumların  kriterleriyle değerlendirenler sorumluluğun tümünü, " ölmemek için öldürmeye mecbur bırakılan" tarafa atarken,  yargıda yapılan bu hataların  çoğu kez bilinçsizlikten değil kasıtlı oldukları açıktır.

Dinleri ve ırkları ne olursa olsun, tüm ulusların ortak düşmanına, radikalizme karşı durmak yerine, kendisini en zalim koşullarda  savunmak zorunda bırakılan bu ülkeye  kendisini savunmasına bile izin vermeden her Allahın günü giyotine gönderenler ve maruz kaldığı açık haksızlıklara çanak tutanlar, Yahudileri yok etmek için kutsal kitaplarına yemin edenlere karşı mücadelesinin yanında onu bir kez daha yanlızlaştıran ve zayıflatanlar hiç bir hak ve hukuktan bahsedemeyecek kadar insanlıktan uzaktırlar.

Tüm ulusların önünde  yargılanan tek toplum olan Israel,  2000 yıllık diaspora'da yaşanmışların sonunun hala gelmediğinin bilinciyle ve ensesinde soluyan antisemizm rüzgarıyla savrulmamak ve ayakta kalmak için hala mücadeleye devam ediyor..


 Batya Ruso Galanti

21 Ocak 2024 Pazar

AM ISRAEL HAY

Herkesin gözlerinin önünde bir ülkede meydana gelen bir kıyım tüm dillerde...

Amerika, Rusya ya da Çin gibi süper güç olmayan bir ülke bu.

'Irak'ta, Uygur'da ya da Suriye'de eline geçirdiğini istediği gibi cezalandıran güçte ve büyüklükte olan diğerlerinden biri değil.....

Arkalarından kimsenin iz sürmediği süper güçlerin istedikleri gibi at koşturdukları dünya arenasında devam eden bir çok uluslararası çekişmelerin, toplumsal kavgaların ve iç çatışmaların arkasında kimin haklı kimin haksız olduğunu bile bilmeyen, çoğu cahil insan kitlelerinin, menfi durumların ışığında belirlenen politik çizgiye göre tutulan taraflara verilen haberlerin istenildiği gibi yutturulduğu dünya...

Oysa senelerdir ölen yüzbinlerce Suriyeli için  Champs-Elysées'de kimselerin gösteri yapmadığının farkında değiller.

Paris'teki cafe'lerde croissants'larını yiyenlerin, kaldırımdaki günlük konuşmalarının içinde Yemen'de her gün birbirlerinin boğazlarını kesen Araplar yer almıyor. Ancak konu Gazze olunca nereye gitseniz insanlar kahrolma modunda, Barcelona'da, Madrid'te, Londra'da...  

Kahvaltıdaki Corn Flakes kasesinin içindeki gevrekleri kaşıklayan Amerikalı  genç, sabahın ilk saatinde gireceği dersten evvel, eğitim gördüğü.  dünyanın en nitelikli eğitim kurumunun  görkemli kompleksindeki kocaman avluda bir diğerleriyle biraraya gelerek,  Afrika'da milyonlarca çocuğun hakları için kendini yormuyor.

O çocukların açlıktan ölmemesi için küçük parmağını bile kımıldatmıyor Harvard ya da Colombia

Afrikalı yatırımcılar Amerika'daki üniversiteleri besleyecek kadar kuvvet ve itibar sahibi değiller daha..

Katar gibi, petrol zengini ülkelerse, sadece direk olarak İslamist terör örgütlerine değil dünyanın en ( ?! ) saygıdeğer yüksek öğrenim kurumlarına da bol maddi destek vermekteler.

Hal böyle olunca, bu kurumların nasıl da bu ülkelerin karanlık çıkarlarının maşaları haline geldiklerini anlamak zor olmuyor..

Tüm bu kayıtsızlığa karşı,  dünyanın en büyük haber sitelerinin,  her an,  dakika dakika izlediği, adım adım takip ettiği, her hatasını, her kusurunu, hiç bir ülkeyi gözlem altında tutmadığı kadar tuttuğu, Ortadoğu haritasında bir noktadan bir parça daha belirgin büyüklükte olan bir ülke var ya işte o ve onun mücadelesi her Amerikan öğrencisinin, her insan hakları savunucusunun en büyük ilgi noktası durumunda.

Bu insanlara göre, bu ufak ülke, böylesi bir büyüteç altında tutulmasına rağmen, kimseyi umursamıyor.

Bütün dünyan  soluğunu tutmuş onu izlerken, bile bile " canlı yayında"  Gazze'deki  " Shifa Hastanesi'ni" vuruyor.. .

Yani göz göre göre...

Aklını kaçırmış gibi.

Sanki herkesin nefretini üzerine bir parça daha çekmek ister gibi, onu bir kez daha boykot etsinler, ilişkilerini kessinler diye...

Tüm uluslara karşı gelmek istermiş gibi

Kimse duruma bir kez olsun diğer taraftan bakmıyor

Israel'in Gazze'de verdiği mücadelenin, düştüğü çaresizliğin bir sonucu olabileceğini?

Ya siz ya onlar gibi bir çaresizlik olabileceğini?

Yaklaşık 9 milyarlık bir dünya nüfusu içinde tüm ulusların yeniden ve bir kez daha en çok konuştuğu bu bitmez mevzunun baş rol oyuncusu: " Zalim İsrail" 'in belki de düşündüğünüz gibi olmadığını, o çok adil düşüncenin, bildiğinizi sandığınız tarafların rollerinin yanlış algılanmış olabileceğini??

Hastaneler, okullar, yuvalar, hatta mezarlıklar.....alelade insanların yaşadıkları tüm mekanlar ve bu yerlerde eğitim gören, öğrenen, uyuyan, gezinen, koşuşan çocuklar, birilerine karşı  saldırı amaçlı olarak kullanıldığı andan itibaren, bu yerler ve masum olarak kabul edilen ve nitelenenler hedef olarak vurulduklarında dünyanın hangi tarafı gerçekten suçlaması gerektiğini şaşırması ilginç bir durum oluşturuyor.

Moral değerleri sıfır olan vahşilerin burada çevirdikleri oyunları anlamaz gibi yapan bir diğerleri tarafından, yaşananları, gelişmiş toplumların  kriterleriyle değerlendirenler sorumluluğun tümünü, " ölmemek için öldürmeye mecbur bırakılan" tarafa atarken,  yargıda yapılan bu hataların  çoğu kez bilinçsizlikten değil kasıtlı oldukları açıktır.

Dinleri ve ırkları ne olursa olsun, tüm ulusların ortak düşmanına, radikalizme karşı durmak yerine, kendisini en zalim koşullarda  savunmak zorunda bırakılan bu ülkeye  kendisini savunmasına bile izin vermeden her Allahın günü giyotine gönderenler ve maruz kaldığı açık haksızlıklara çanak tutanlar, Yahudileri yok etmek için kutsal kitaplarına yemin edenlere karşı mücadelesinin yanında onu bir kez daha yanlızlaştıran ve zayıflatanlar hiç bir hak ve hukuktan bahsedemeyecek kadar insanlıktan uzaktırlar.

Tüm ulusların önünde  yargılanan tek toplum olan Israel,  2000 yıllık diaspora'da yaşanmışların sonunun hala gelmediğinin bilinciyle ve ensesinde soluyan antisemizm rüzgarıyla savrulmamak ve ayakta kalmak için hala mücadeleye devam ediyor..


 Batya Ruso Galanti


    

16 Ocak 2024 Salı

Bana düşmanımın kim olduğunu öğretmeyin

 Gazze'den Israel'e 7 Ekim sabahı yapılan saldırının çok daha geniş çaplışının bu ülkenin merkezini baştan başa sınırlayan Batı Şeria'dan  gelebileceğini biliyorduk.

Arapların akıllarında Israel'i gafil avlayacakları, süpriz  ve " çok cepheli " bir savaş olduğu konuşulup yazılmıştı bir çok defa...

Son yıllarda şekillenen, Batı Şeria, Güney Lübnan ve Gazze'den gelecek bir saldırıyla Israel'in sonunu hazırladıkları büyük çaplı bir savaş.

Ancak 7 Ekim'de Hamas, İran ve Hizbullahla koordine bir saldırı yerine kendi başına buyruk bir saldırı başlattı.

3000 kişilik bir grup militanı  bombalar, makineli tüfekler ve yakıcı maddelerle donanmış bir şekilde, kamyonetler, motosiklet ve paraşütlerle sınırdan geçerek burada bulunan yerleşimlere saldırdılar.

( Hamas'ın bir yan kolu gibi davranan İslamist Türk Hükümeti ve onun borazanı Türk gazetelerindeki iddia edildiği gibi  Hamas'ın 7 ekim saldırılarında sanki sadece Israel askeri üstünün hedef alınmış olduğu hilayelerinin de yalan olduğu gerçeği bir yana, son yirmi yılda eskilerin dost Türkiyesinin dibimizde  geçirdiği mutasyon akıllara durgunluk vericidir )

Arada, Hamas'ın, son dönemde Arabistanla Israel arasındaki yakınlaşmadan çok rahatsız olduğu biliniyordu. Ve büyük bir ihtimalle, onları bu saldırıya hazırlayan en büyük sebeplerden biri de bu yakınlaşmaydı.

Suudi Arabistan-Israel normalleşmesine engel koymak.

Ve 7 Ekim'de aldıkları riskin olası sonuçlarını düşünmemiş değillerdi mutlaka.

Uzun yıllar Katar'dan, Avrupa Birliği ve diğerlerinden gelen milyarlarca doları büyük bir kararlılıkla bu saldırıya yatırırlarken olasılıklar yeterince düşünülüp tasarlanmıştı.

Gazze'yi dünyanın farklı şehirlerinden yöneten Hamas Liderleri için çocukların hayatlarını riske atmak  ya da buradaki küçük piyonları kaybetmek sorun değil, hatta hedeflerden biriydi

Gazze'de yaşanan dram ve kameralara yansıyan senaryo planlarının büyük bir parçasıydı.

Böylelikle dünya Israel'i sivillere büyük zarar vermekle suçluyor, köşeye sıkıştıryor ve yanlızlaştırıyorlar.

Sivillerin Israel'e yapılanlarla ilgili olmadıklarıysa ayrı bir hikayedir.

Doğal olarak ölen çocuklar tepki uyandırsa da, Gazze halkının yaşam kültüründen haberi yok dünyanın.

Gazze halkının,  düşünülen anlamdaki masumiyetleri  ufak bir yüzde için doğru olabilir.....(  bu masumiyet kılıfı  Filistin meselesi içinde genel anlamda yalandır ne yazık ki )

Batı Şeria'daki Hamas desteği Gazze'den bile daha fazla.

Ve hala Batı Şeria'daki Araplarla barıştan bahsedenler var.

Hala onlara bir şans daha vermemiz gerektiğini iddia edenler var.

Peki bugün artık biz  onlarla Rus ruleti oynamaya hazırmıyız?

Bizi Batı Şeria'da yaşayan Arapların Gazze'dekilerden farklı olduklarına inandırmaya çalışanlar ya gerizekalıdırlar ya Polyanna ülkesinde yaşıyorlar ya da Israel'in varlığı onları gerçekten  rahatsız ediyor.

Bence Yahudileri HİÇ çekemiyor bu insanlar... Belki de Ortadoğu'da neler döndüğünü bugünlere dek anlamadılar

Halbuki Ortadoğu'da insan gibi yaşamak isteyen tek ülkeydi; " Israel".

Geri kalanlar içinse tek gerçek var... Savaş...

İşin içinde Yahudiler varsa, onlarla savaşırlar, Yahudiler yoksa, o zaman kendi içlerinde savaşmaya devam ederler.

Suriye'de, Yemen'de, Irak'ta ve diğer yerlerde

Ancak Araplar Yahudilerle savaştıklarında  bir anda, masumlar, çocuklar ve ölümler dikkat çeker olur,

İşte bunu bilen  Arapların, bu iki yüzlülük çok işlerine geliyor, böylelikle bol puan topluyor, dünya şefkati ve para görüyor elleri..

Peki daha sonra onlar bu paralarla ne yapıyorlar?

Ellerindeki küçük adamlarını  öldürtüyor onlar da Dubai'deki lüks otel odalarında sefa sürüyor...

Diğer Arap Liderleri gibi...

Filistin sorunu diye adlandırılan bu karmaşa açık bir çıkar kavgasının bahanesi bir çokları için...

Mesela Erdoğan Türkiyesi için iyi bir oyalayıcı, zihin dağıtıcı ilaç gibi geliyor.

Yahudi nefreti ve yaratılan yapay düşman her derde deva!!

https://bgalanti968.blogspot.com/2022/02/haritadaki-gercekler_19.html


Batya Ruso Galanti


11 Ocak 2024 Perşembe

Israel'i Hague'da yargılamak

Dünya Israel'in, Hamas'a karşı,  varlığını tehtid edecek ödünlerde bulunmasını bekliyor.

Gazze'de hala var olan tünellerde silahlar saklayanlara, ve bize karşı daha fazla 7 ekimler söz verenlere karşı devam eden operasyonları yarı yolda bırakarak, evimizin dibindeki canavarı yarı yaralı bir halde serbest salmamızı istiyor dünya...

Kendi çocuklarını bilerek ve isteyerek, kendi politik çıkaraları peşinde kurban etmeyi hedef edinenlere bize tekrar saldırmaları için yeniden şans tanımamızı istiyor dünya.

Nasıl olsa Yahudileri kamplara gönderirken de herkes susmuştu.

Heryerde aynı nakarat, Israel " Genocide "  yapıyor, yani Soykırım. Kendimi bildim bileli, Türkiye'de Filistine'e karşı yapılan katliam ya da soykırım diye başlayan mitinglere karşın Gazze'de, Batı Şeria'da Filistinlilerin nüfusları sürekli artıyor (?!)

Amerika'nın 9 Eylülü'ünün yanında çok daha büyük bir facia yaşamış olan bu küçük ülkenin 7 Milyonluk Yahudi nüfusunun içinden yarım gün içinde 1200 insanını parçalayan ya da ateşe verenlere nasıl bir tepki verirdi diğerleri?

Sınırınızda,  evinizin hemen dibinde aynı şeyleri size yapmak için tekrar hazırlananlar olsaydı siz nasıl tepki verirdiniz???

Israel'in durumunda, onun yerinde olacak hiç bir normal ülkenin farklı bir tepki vermesi mümkün değildi. İşte bu gerçek görmezden geliniyor.

Ancak yerinizde olmayanlar, ve kendi politik çıkarları farklı olanlar sizi eleştirmek lüksüne sahiptirler!

Hamas'ın ya da Hizbullah'ın temel amaçlarını, neye ve nasıl bir mantaliteye hizmet ettiklerini görmezden gelen " aklı başındaki " önderler ve önemli kişilikler sokaktaki basit adama, bu tipleri" kötülüğe, kolonizasyona karşı direnen" kahramanlar olarak lanse ediyorlar.

Ve böylece çoğunluk mutlak bir yanılgının içine çekiliyor.

Son olarak Güney Afrika Cumhuriyeti, Israel'in Hague'da yargılanmasının önünü açan bir öneri sundu.

Tüm iğrenç taktikleriyle; Hamas'ı değil, Israel'i yargılamak istiyorlar.

İnsan Hakları ihlallerinin günlük yaşamlarının bir parçası olan, çoğu üçüncü dünya ülkelerinden oluşan Birleşmiş Milletler;  başını örtmek istemeyen kadınları,  kendini ezen erkeğe ya da  topluma karşı temel haklarını savunmak isteyenleri yaşatmayan, üç yaşından itibaren çocuklara normal bir eğitim yerine silah kullanmayı, adam öldürmeyi, kafa kesmeyi öğreten, sadece karşı taraftaki masumların değil, hastalıklı bir amacın peşinde kendi evlatlarının ölümlerini bizzat destekleyenleri değil, Bilim ve Teknoloji'de dünya liderleri içine girmiş, Arap kadınlarının araba kullandığı, doktorluk yaptığı, kendilerini savunmak hakkına sahip oldukları yegane Ortadoğu ülkesini yargılamak istiyorlar.

İnsanların yaşam haklarını bile ellerinden alabilen, homoseksüelleri evlerin damlarından atan, muhaliflerini motosikletlerini arkalarına bağlayarak  sokaklarda süründürenleri; Birleşmiş Milletler Kadın Hakları Savunucuları, Amerika'daki İnsan Hakları Dernekleri, LGBT''yi topluma kabul edebilmek  için çaba harcayan liberal kurumlar bile bu insansı yaratıklara destek yürüsyüslerine katılıyorlar.

İnsan gibi yaşmaktan başka amacı olmayan bir ülkeye karşı tüm insanlığı yok etmeğe yemin edenleri destekliyor, diğer insansılar!!

Aklım tamamen durdu artık!!!

 Batya R. Galanti