NOTRE DAME'IN YANGINI
Dün gece tam bir haberin ortasında idik, birden son dakika gelişmesi olarak geçti muhabir; " Notre Dame de Paris" yanıyor diye! Ve ekranda Katedralin son an görüntüleri belirdi. O muhteşem Katedralin tepesinden fışkıran alevlerin görüntüleri. Tüylerim ürperdi birden. Paris'in simgesi olan Notre Dame'ın ateşlerle boğuşan hali ekranlardaydı. Avrupa'nın en güzel, en ihtişamlı yapılarından birinin bu şekilde yandığını görmek ne kadar üzücüydü. Viktor Hugo'nun kitabına konu olmuş, dünyanın her yerinden gelen turistlerin ziyaret etmeden geçmedikleri bu büyük tapınak nasıl da yanıyordu alev alev.
Peki nasıl başlamıştı bu yangın? Bunu bilmek için daha çok çok erkendi.
Paris halkının ve tüm Fransızların nasıl bir şok içinde olduklarını düşündüm o an. Kim bilir nasıl da canları acıyordur, ateşlerin içinde eriyen bir tarihe tanıklık ederken.
Bense böylesi eserlerin sadece belli bir ülkeye değil tüm insanlığa ait olduklarına inanıyorum.
Tüm insanlık için büyük bir değer taşıyan bu dev sanat eserinin ve tabii Katolikliğin Paris'teki sembolü olan böylesi bir yapının kaybı her normal insanın yüreğine acı vermesi gereken bir şey olmalı.
Dün gece France 24'ten olayı canlı olarak izlerken dikkatimi çeken studio'ya davet edilen bir konuk oldu. Polonya kökenli bir yahudi yazar olan Marek Halter'i dinledim. Notre Dame'ın hıristiyanlığın büyük bir mirası olduğunu anlatırken bu Katedral'le bir zamanlar özdeşleşmiş olan bir kişilikten bahsetti. Kardinal Lustıger'den. Sonradan Hıristiyanlığa geçen Jean-Marie Lustıger'in mezarının Katedralin hemen yanında olduğunu anlattı. Hıristiyan geleneklerine göre gömülmüş olan Kardinal'in yahudiliğini de asla unutmamış olduğu için ölmeden evvel cenazesinde ayrıca Kadiş okunmasını rica ettiğinden bahsetti.
Fransızların böyle bir anda studio'ya bir yahudi yazarı çağırmaları , Hıristiyanlığın sembollerinden biri olmuş Notre Dame de Paris'nin yokolmakla karşı karşıya kaldığı bir gecede yaşanan derin duyguları farklı bir inanca ait birisinin ağızdan,; bir yahudiden dinlemek değişen çağın farklı düşüncelere, görüşlere, dinlere nasıl eşit mesafeden bakmak için gayret gösterdiğini kanıtlıyor bir kez daha. Yanmakta olan bir Katedral olsa da studio'ya gelen konuşmacının Yahudi olması bir şey değiştirmiyor . Dinler arası harmoni sanırım böyle bir şey olmalı! .
Dilerim bu yangın sadece restorasyona bağlı bir elektrik kaçağı sorunundan çıkmıştır. Söylenenlere göre, meydana gelen hasarin büyüklüğü nedeniyle sebebi ortaya çıkaracak dellilerin yok olmuş olmaları ihtimalinin büyük olduğu ve araştırmalardan bir sonuç elde etmenin çok kolay olmayacağı yönünde.
Geçen yazdan beri restorasyonda olan yapının yeniden eski haline getirilmesi sanırım kolay olmayacak. Ama bugünün insanı zoru başarmaya alışık gibi görünüyor. Gelişen teknoloji ve süper beyinler herşeye muktedir gibiler. Ayrıca böyle zamanlarda huzur ve birlikteliğin ne kadar önemli olduğunu insanlar anlasın diye umut ediyorum.. Yıkmak, yakmak yerine birlikte inşaa etmek için birleşilmesini diliyorum. . Keşke!!!
Batya R. Galanti