GERÇEK BİR DOST
Aylardan sonra çalan telefonda eski bir dost ses duydum..Ruth...Son bir kaç yıldır zaman zaman yaptığımız telefon konuşmalarıyla süren eski bir dostluk bizimkisi.. İstanbul'dan Israele uzanan ve yirmi yıllık bir geçmişe dayanan gerçek bir dostluk ....
Bana hatırımı sordu, çocuklar iyi mi? esin nasıl , herşey yolunda mı? her zamanki olumlu sıcak haliyle...onu son zamanlarda arayamadığım için çok üzgün olduğumu söyledim, çok şey olmuştu son bir yılda, bazen insan en sevdiği dostlarını bile ihmal edebiliyor bu yüzden..
Ağır bir ingiliz aksanıyla konuştuğu ibranice ona hala zor gelirken neredeyse yarım asır yaşadığı bu ülkede bana kucak açan ilk insanlardan belki de en vefalısı....
Tekrar yıllar evveline gittim, onu tesadüfen tanıdığım 1996 yılına, sanırım Mayıs ayıydı...
O yıllarda İstanbul'da şehir içi turist rehberliği yapıyordum. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen birbirinden değişik kültürde insanları tanımak fırsatı bulduğum bu meslek içinde çok renkli bir dünyayla karşılaşmak mümkündü..
İşte o gün de diğer günler gibi sabah farklı otellerden toplanan turistler beni beklerlerken otobüse bindim, her sabah olduğu gibi insanlara tek tek nereden geldiklerini sordum, bu şekilde hangi lisanlarda rehberlik yapmam gerektiğini anlamanın dışında müşteriyle ilk iletişimimi kurmuş oluyordum.
Otobüsün en ön koltuğunda oturan ortayaşlı çifte de nereli olduklarını sordum, bana ingiliz olduklarını söylediler. Herkesle tek tek konuştuktan sonra mikrofonu alarak ismimin Batya olduğunu ve gün boyunca kendilerine rehberlik yapacağımı söyledim. Bu arada otobüs Mısır Çarşısına gelmişti. Herkes otobüsten inerken otobüsün ön koltuğunda oturan güler yüzlü İngiliz bayan yanıma yaklaşarak bana , " Özür dilerim, isminizin Batya olduğunu söylediniz değil mi? diye sordu, Ben
" Evet! ", "Fakat bu bir yahudi ismi dedi". Ben de doğrudur çünkü ben yahudiyim dedim. Benim ismim Ruth, biz aslında Israel'den geliyoruz dedi.. Ona gülümseyerek çok memnun olduğumu söylerken çarşıya varmıştık bile..
O gün Ruth ve en az onun kadar sempatik koca göbekli uzun boylu eşi beni tanımaktan çok memnun görünüyorlardı.. Rumeli Hisarında çok sevdiği fotoğraf makinesiyle hisarin en tepesine çıkmayı tercih eden Ruth bizi aşağıda bırakırken böyle şeyleri fazlalık olarak gören eşi İtzhak yanımda kalmıştı. Sigarası elinden hiç düşmeyen bu sevimli adam mavi gözleri boğazın karşı yakasına dalmış bir şekilde İngiltere'den Israel'e göç hikayelerinden bahsetti kısaca . Alında çok sevdikleri İngiltere'yi bırakmalarının tek sebebinin içlerindeki Yahudi inancı olduğunu ve bu inancı en doğru şekilde yaşayacakları tek ülkenin Israel olduğunu düşündükleri için göç etmeye karar verdiklerini anlattı.
O günün sonunda Ruth'a sonbaharda Israel'e gitmeyi planladığımı söylediğimde bana adresini yazarken ısrarla bizi mutlaka ara demişti..
Hayatımda çok insan tanıdım. Çok sevdiğim halde geçmişe gömmek zorunda kaldığım , kalbimde özel yeri olan insanlar oldu fakat hayat kimi yerde bu insanları benden kopardı, kimisi vefaakar çıktı, kimisi kısa bir zaman sonra unuttu. Ruth bana hayatım boyunca insan olmanın, sadakatin , iyiliğin dürüstlüğün ve her durumda herşeye rağmen olumlu olabilmenin örneği bir dost oldu.
1996 yılında Israel'e geldiğimde tek başıma bir oda tuttum. Aslında hayatımda ilk kez bu kadar özgür, bu kadar rahattım bu dönemde.. Bazen insan kendiyle kalmak isteyecek kadar yorulur hayattan ve insanlardan.. O dönem Israel'deki akrabalarımın hiç biri beni pek arayıp sormadılar ( aslında bunu çok ta önemsemedim) , kimisiyle bir iki kez görüşmüşlüğüm olduysa da bir ideal uğruna çıktığım bu yolda yanlız olduğumu en başından biliyordum.
İşte bu dönem içinde bir kişi beni ilk günlerden arayıp sormuştu.
O kişi Ruthtu.
Sadece bir kaç saatlik tanışıklığımızın ardından bana gösterdiği ilgi inanılmazdı.
Yıllarca koruduğumuz samimiyetin temelinde onun kişilinde bulduğum insana insan olarak verdiği değer vardı. Yeni geldiğim bu ülkede atıldığım macerada yanlız olmağımı hissettirmek için kendi adına gösterdiği çaba inanılmazdı.
Çok kez akşamüstleri buluşup bir cafe'de sohbet ettiğimizi hatırlarım.
Her fırsatta beni aramanın dışında bir çok Sabat yanlızsan bize gel daveti bu hayatta kendi için yaşamayan insanların da olduğunun bir örneği oldu Ruth..
Sevgisini , ilgisini sözle ifade eden insanlar çok vardır fakat gerçek dostluk yapılanlarla ölçüldüğünde hayatımızda böyle kaç insan bulabileceğimiz ayrı bir gerçektir.
Haredi ( Dindar yahudiler ) kökenli bir aileden olan Ruth ve İtzhak Israel'e geldiklerinde önce çocukları sonra kendileri seküler yaşamı tercih etmişler.
İngiletere'de maddi sorun yaşamayan aile burada da bir şirket kurmuş ve ilerlemeyi başarmışlar. Ruth'un hayat felsefesi olmak istediğin gibi ol ama başkalarına hep saygı duy. Bu yüzden yeri geldiğinde domuz eti de yiyen bu insanlar kardeşlerini ve ailenin diğer bireylerini evlerinde ağırlamakta problem yaşamamak için kendi mutfaklarında kaşeruta ( yahudi kurallarına göre yemek yemek sistemine ) uymaya devam etmişler...
Onunla yıllar evvel bir cuma gittiğimiz yaşlılar yurdunda teyzesini ziyaret etmiştik.
Ruth işinden kalan vaktinde her cuma öğleden sonrasını teyzesine ayırmıştı.. O öğle yemeğinde hayatımda ilk kez Gefilte fish'in ( Ashkenaz yahudilerinin hazırladıkları bir balık yemeği ) tadına bakmak fırsatım olmuştu.. Her yemeği sorunsuz yiyen ben hayatımda ilk kez bu kadar tatlı bir balık yemek şansını yakalamıştım (!)
Evlendiğimin ertesi haftasında bana postaladığı iki küçük albümde beni kendi kamerasından, kendi gözünden gördüğü şekilde görüntülediği resimlerde bana olan içten dostluğunu yeniden ifade etmeyi bilmişti..
Doğum yaptığımdaysa elinde çiçeklerle hastaneye ilk gelenler arasında yine o vardı..
Her yıl doğum günlerinde süslediği güzel kart postallarla sevindirdiği çocuklarım da Ruth'un ne kadar özel bir insan olduğunun farkındadırlar..
Ruth iki yıl evvel hayat arkadaşı İtzhak'ı kaybetti.. En iyi çocukluk arkadaşı ile birleştirdiği hayatı, aralarındaki tüm farklılıklara rağmen ömür boyu mutlulukla , herşeye rağmen büyük bir uyumla sürdürmeyi başarmış olan bu iki insan bana farklılığın mutluluk için bir engel teşkil etmediğinin ispatı oldu..
Ruth eşinin son yılında ona büyük bir özveriyle ve sevgiyle bakarken bana en kötü günde geçmişte yaşanılmış her şeyden insanın nasıl şükredebileceğinin örneği oldu yeniden. Eşiyle geçirdiği her güzel yıl için ne kadar şanslı olduğunu hiç durmadan bugüne dek tekrar eden ve bugün onu herşeyden çok özlediğini bildiğim bu harika insan yaşadığı hayatın ve tüm insanlığın belki de her zaman en güzel taraflarını görebilmeyi bilmiş örnek biri.
Hayatımıza çok insan girer; kimisi belki girdikleri gibi çıkarken gerçek dostlar bir ömür boyu yanımızda kalır . Ruth gibileri ise bize kötülüğün ağır bastığı bu dünyada hala daha iyinin de varolduğunu hatırlatırlar...