8 Şubat 2024 Perşembe

Buradaki savaşa dur diyenlere bir çift sözüm var

 Biden, Israel'e; " 7 Ekim'de yapılanlara verdiğiniz cevap aşırı!" demiş.

Savaşın ilk günü Biden, Israel'in kendini savunmaya hakkı olduğunu söylemişti.

Biden ve diğerleri.

Ve Israel Gazze'den gelecek yeni ölümlere, yeni tehliklere karşı kendini savunmak için gerekeni şeyleri  

yapmaya başladı.

Yıllardır uyuya kalan Israel ordusu, Gazze'de filizlenip  kök veren, her yeri bir salgın gibi

saran terör  yatağını dibinden söküp atmak için savaşmaya başladı.

Ve aradan daha bir kaç gün bile geçmeden Israel'e karşı sesler yükselmeye başladı. " Bu kadar değil!"

Yani kendinizi bu kadar da savunmayın

Terörü, Hamas canavarını durdurmamamızı ister gibiler!

Gazze'den üstümüze saldırmak için hazırlanan pusuya izin vermemizi ister gibiler.

Yeni 7 Ekimlere bile bile  müsade etmemizi ister gibiler.

Yaşasın Filistin!!

Gerçekten de sen yok ol Israel!!

Durum neredeyse budur!!!

Artık, sadece Filistin değil, herkes bu modda!!

Üç metre karelik toprağın tümünü savaş mevzisine çevirenleri destekler durumda dünya

Benzini, demiri ve diğer malzemeleri sivilleri hedef yapmak için kullananlara sempatiyle bakılıyor

Hamas kazansın

İnsan Hakları düşmanları, eşitlik kardeşlik, kadın düşmanları!!

LGTB ve kafir düşmanları

Kazansın

İslamcı radikaller....

Sınırımızdaki canavara destek büyük!!

Kendimizi korumaya hakkımız olduğunu söyleyenler!!!

Hepsi palavra

Sıcak yataklarında keyifle uyuyanlar,

Bizleri korumak için Gazze çamurunda şehit düşen çocuklarımıza küfür ediyorlar.

Bize bunları dileyenlere, kendimizi savunmaktan bizi resmen alıkoymak isteyen, bize çelme takmaya

çalışanlara; başınıza aynısı gelir inşallah demek istemiyorum

Sadece yerimizde olmadığınızı, bu yüzden çenenizi kapatmanızı öneriyorum.

Ya biz ya onlar durumunda kaldığımız için lanetlenmekten bıktık.

1940'larda yaşadığımız

soykırımı, antisemit takımların ağızlarına dolayarak bu acımasız şartlarda götürmek zorunda kaldığımız

mücadeleyi çok daha çirkin boyutlara getirmelerinden midemiz bulanıyor artık

Bize karşı bitmeyen bu sebepsiz nefretten bıktık artık.

Gözleri kan bürümüş şeytanlara kellemizi teslim etmemizi isteyen

düşmanlar;  " Artık vatanı olmayan o zavallı yahudi olmadığımızı her gün ispatlamak zorunda 

kaldığımız  için özür dilemeyeceğiz!!!" 

5 Şubat 2024 Pazartesi

Sydney Opera Binası'ndaki antisemit gösteriler

7 Ekim'de, Australya'nın Güney Galler Eyaleti'nin başkenti olan Sydney'in sembolü olmuş, Opera Binasının önünde toplanan kimi gençler Yahudilere yapılan vahşeti kutlamışlardı.

Bundan dört ay önce.

Ellerinde Filistin ve Lübnan Bayrakları, başlarında ve boyunlarında Filistin'in sembolü kefiyeler sarılı kendinden geçmiş gençler çığlıklarla, yüzlerinde sevinç ifadeleriyle tepinmişlerdi.

Avustralya Polisi, 4 ay boyunca  etrafı ayağa kaldıran bu göçmen oldukları belli tiplerin Sydney'in ortasında  hangi davaya hizmet etmek için gösterideydiler, anlamaya çalıştı.

Başta, "Gas the Jews!" yani Yahudileri Gaz odalarına gönderin göndermeleri yaptıkları iddia edilirken, polis uzun uzun kayıtları dinleyerek sonuçta, " Where's the Jews" diye bağırdıklarını ortaya koymuş!!!

Bu insanların, Güney Israel'de Hamas'ın Barış Aktivisti Yahudileri kesip biçmelerini kınamadıkları açıkça gözler önündeydi.

Bunlar Yahudilerin öldürülmesini büyük bir heyecanla kutlamaktaydılar.

Ve dahasını istiyorlardı.

Ve sonuçta, nasıl ve ne diye bağırdıkları çok önemli sayılmaz.

Sonuçta; "Where's the Jews?" olsun diyelim, bu daha iyi bir gönderme olabilir mi?

Bu sözler medeni bir ülkenin kabul edilebilirlik sınırları içinde mi sayılıyor?

Avustralya sınırları içinde yaşayan bir dini grubu açıkça hedef gösterenlerin aslında yanlış anlaşıldıklarına kanaat getiren polis ne yapmaya çalışıyor?

Bu tiplere,  bu sürüngenlere ve onların yavrularına modern dünyaya barbarlıklarını taşımak için gösterilen  toleransla,  kendi hallerinde hayat sürmekten başka hiç bir kabahati olmayan bir başka grup insanın huzurunu kaçırmalarına ses çıkarmamak neyin nesidir??

Söz hürriyeti demek yaşadığınız ülkedeki insanları açıkça tehtid edebilmek demek midir?

Bugün Yahudileri sözle hedef alanları tolere eden Avustralya polisi yarın aynı grupların eyleme geçeceklerini bilmelidirler.

Bugün bir grubu hedef alanlar yarın başkalarına da aynı şeyleri yapacaklardır.

Avustralya, Kanada ya da Amerika Israel-Filistin konusuyla gündeme gelen ayaklanmalara, amacından çıkan  protestolara gösterdikleri toleransın hesabının kısa süre sonra farklı fiyatlara çıkacağını hala göremiyorlar.





4 Şubat 2024 Pazar

Teröristlere destek vermeye devam



Doğru ve dürüst bir dünya'da yaşıyor olsaydık  ateşkes için Israel'e yapılan uluslararası baskı, esas bu savaşı başlatan tarafa, Gazze'de kendi halkınının hayatına kastedenlere, kendi çocuklarının güvenliklerini tehlikeye atanlara, onları cepheye sürenlere,  sivil ölümlerine bilerek ve isteyerek sebebiyet verenler teröristlere,  Filistinlilere getirilen insani yardımların halkın eline ulaşmasını engelleyenlere yapılırdı.... 

Gazze'deki krizin boyutlarını genişletmeyi ilke edinen, attıkları roketlerle kendi insanlarını hedef alanlar ve kanlarının son damlasına kadar silahlarını ellerinden bırakmayacaklarını beyan eden Hamas'a baskı yapmak kimsenin aklından bile geçmiyor.

Böylece, 7 Ekim'de zalimlikte hiç bir sınırı olmadığını ispatlayan Hamas'a hala daha arka çıkanlar Israel'i köşeye sıkıştırmayı tercih ederken,  Israel'e boykot çağrıları yaparak barbarları güçlendiren politikalarla sadece radikal grupları bir parça daha radikalleştirmeye ve bu problemin sonsuza dek bitmeyecek şekilde çetrefilleşmesine katkıda bulunuyorlar.

İşte bu politikalarla devam eden dünyanın sonunun başlangıcı da buradan olacaktır...

Sonuç; İnsaniyet yerine barbarlık kazanmakta!

3 Şubat 2024 Cumartesi

Unwra okullarında terörü teşvik eden eğitmenler

Batı Şeria, Gazze ve Lübnan'da, Filistinli çocuklara Yahudileri gördükleri yerde öldürmeleri gerektiğini öğreten öğretmenler ve okul müdürlerini UNRWA okullarına sorunsuz atamaya devam ederlerken, bu kurumlara milyonlarca dolar bağışta bulunan İngiltere, Fransa, Almanya....
İnsan hakları için savaşan toplumların ve demokrasinin kabul edemeyeceği uygulamalarıyla teröre hizmet ett
iği ispatlanmış bu kurumu bile bile desteklemeye devam etmeleri tam bir iki yüzlülüktür.

O çok "saygıdeğer" Birleşmiş Milletler'in çatısı altında devam eden destek....Israel'i her fırsatta kınayan ve tüm dünyanın gözleri önünde yargılayan Birleşmiş Milletler, Hamas'ın kanlı eylemlerini neredeyse dokunulmazlık getirecek kadar kutsallaştırmıştır.
Israel "terörist" ülke olarak ilan edilirken, Ortadoğu'da bir virüs gibi yayılan radikalleri besleyen İran ve yandaşı İslami terör örgütü Hamas neredeyse zalimlere karşı duran kahramanlar ilan edilmekteler.  


1 Şubat 2024 Perşembe

Israel UNRWA'yı yasaklayacak mı?

İsrael Ekonomi Bakanı Nır Barkat,  Bileşmiş Milletler'e ait bir yardımı kuruluşu olan UNRWA'nın Gazze'deki  tüm aktivitelerine  son vermek için, Knesset'e sunmak üzere yeni bir yasa tasarısı hazırladığını söyledi.

Israel'in 1948'te kurulmasının ardından çıkan mülteci krizi yüzünden, kimi yer değiştirmek durumunda kalan  Filistinli mültecileri desteklemek için 1948'da kurulan UNRWA,'nin görünürdeki görevi, mültecileri ekonoomik olarak desteklemek; yemek, eğitim ve bilimum insanı ihtiyaçlarını karşılamak.

Fakat Israel yıllardır, Birleşmiş Milletlere, UNRWA'nın Hamas'a hizmet ettiğini, UNRWA'ya ait okul ve hastanelerden Israelli sivillere roket atıldığını, bu yerlerin cephanelik olarak kullanıldığını anlatmaya çalıştı.

2023 Ekimindeki büyük terör saldırısında,  en az 12 UNWRA çalışanının, Gazze sınırındaki Kibutzlarda masum insanları katledenlerin arasında olduklarını ispatlayan belgeler tüm dünyaya gösterildi.

Amerika, Canada, İsveç ve bir çok ülke bu kuruluşa verdikleri destekleri kesmişken hala daha Yeruşalayim'deki bürolarının açık olması anlaşılır gibi değildir.

UNRWA çalışanlarından en az 200'ünün Hamas ve İslami Cihad Örgütleriyle ilgileri olduğu, ve UNRWA'daki hizmet eden gönüllülerin yüzde önünün Hamas'ın bünyesindeki militanlar oldukları biliniyor.

Ve Israel belgelerle bir çok şeyi ispatlarken, çoğu ülke bunları ya eş geçiyor, ya önemşmiyor, ya da ikna olmamış görünüyor.

Filistinlilerin iki taraf arasında barıs olmamasındaki rolü gormezden geliniyor..

Israel gözle görünür herşeye rağmmen hala kendini temize çıkarmak için yırtınıyor.

Israel'in ortaya koyduğu gerçekler  ispatlanmamış iddialar gibi sunuluyor.

Bizse Filistin Halkının masumiyetine inanmayı çoktan bıraktık.

7 Ekim'de Gazze sınırından sakat değnekleriyle girip buraları talan edenlerin görüntülerini izlediğimizde şaşırmadık aslında...

Ama eğer televizyonlarda Israelli asker sakat değneğiyle sınırı aşıp sivillere saldıran aynı şahsı hedef alsaydı dünya bir anda ayağa kalkardı.

Biz her defasında tekrar tekrar ayni gerceklerle ugrasmaktan yorulduk...dunya baristan bahsederken karsi tarafin birakmadigi klasik yontemleri anlatmaktan biktik....

Bize inanmak istemeyenlere ters takla atsak ne yazar?

Hamile kılığında, içinde bomba saklayan teröristler ( o yüzden yakalanan teroristler soyulup yerde gözleri bağlanır ve dünya buna da laf eder; ' Yakaladığı Filistinlileri (!!!!) aşağılayan Israel" ), kadın kılığında, çarşaf altında kalaşnikovla saldıranlar, UNRWA'nın ambulanslarıyla bir yerden diğerine kaçanlar, aynı ambulanslarla taşınan cephaneler vs.....

Bir taraf Gazze'de olanlar adına durmadan hesap verirken, diğer taraf  tüm dünyanın desteğini de arkasına alarak  elini kolunu sallayarak, rahatça suç işlemeye devam edebiliyor

İnsanların eşit ilkelerle yaşadıkları bir demokrasiye değil, radikal islamcı bir terör örgütüne, eşkıya kurallarını Gazze sokaklarında diledikleri gibi uygulayan  acımasızlara, canavarlara destek veriliyor, onların sözlerine güveniyorlar.

Birleşmiş Milletlerse göz göre göre aynı eşkiyalarla işbirliği yapıyor.

Bunun farkında olmayanlar ya delidir ya da sessiz suç ortaklarından biridir.


Batya R. Galanti


31 Ocak 2024 Çarşamba

Israel'i yok etmek isteyenlere, burayı bir kaç kelimeyle anlatan Lübnanlı Yazar Brigitte Gabriel.


7 Ekim'den bugüne ne değişti?
Hamas'ın saldırılarıyla...
1945'te son bulan II. Dünya Savaşı'ndan bugüne ilk kez açık açık Yahudileri yok etme hayallerinin canlandığına şahit oluyor tarih.
Israel-Filistin çatışmasıyla; Israel'i haritadan silmek isteyenlere, bu bölgeyi, herhangi bir Batılından çok daha iyi tanıyan..Onların dilini konuşan, onların kültür yapısının içinde büyümüş ve kendisi onların saldırganlıklarından kaçmak zorunda kalmış birinin ağzından, bu yerlerde var olan tek ışığı söndürmek taraftarı olanlara cevap veriyor.
Lübnan asıllı Amerikalı yazar, Brigitte Gabriel

Neden Israel'i yok etmek iyi bir fikir değil?

Israel'in  bilinmeyen, tanınmayan yönlerini anlatıyor.
Arapların başaramadıkları o kadar çok şeyi başarmış tek Ortadoğu Halkı..
Batı'da hala develer ülkesi olarak hayal ettikleri Israel..
Doğu'da ya da Batı'da ve dünyanın bir çok köşesinde, bir çok insanın haberleri bile olmadıkları, günlük yaşamlarının birer parçası durumundaki bir çok teknolojinin, hayatlarını değiştiren bir çok buluşun altında Israel'in adının yazdığını bilmeyenlere....
Bu bölgedeki koca karanlığın içindeki tek aydınlık ülkeyi karartmak isteyenlerin sorunlarının ne olduğunu merak ediyoruz.

Sadece Israel değil, Yahudiler yaşadıkları ülkelerde
Çoğu zaman bilim, müzik ve düşünce dünyasına katkıları olmuş bir millet olduğu halde insanlar onlardan her daim nefret ettiler.
Bugün olanlar da yüzyıllar boyu devam eden aynı nefretin bir uzantısıdır.
Israel'in kendisini haritadan silmek istediklerini açıkça söyleyen ve bunu yapmak için ellerinden geleni ardına koymayan barbarlara karşı gösterdiği direnç ve varlığını korumak için savaşması insanları rahatsız ediyor.

Insanlar Yahudileri toplama kamplarına gönderildiklerinin ertesi günü sevdiler.
 27 Ocak Uluslararası Soykırım Günü sadece göstermelik, ikiyüzlü milletlerin ellerinden çıkan sözümona bir anma günüydü her zamanki gibi.

Onlar bizi kendi elleriyle Gestapoya teslim ettiklerinden bugünlere değişmediler.
Değişen tek şey iki yüzlü hümanizm palavralarıdır.

Yoksa, gerçek bir varoluş savaşının ortasında  bizi alaşağı etmek için böylesi bir birliktelik gösterilemezdi..

Dünya Yahudileri sadece kefen içindeyken seviyor. 


 

30 Ocak 2024 Salı

CNN Türk'ün bile ortak olduğu propaganda yayınlar

 

GARGAT AĞACI HİKAYESİ NEDİR?

Hadislere göre gargat ağacının Müslümanlar ile Yahudiler arasında çıkacak olan bir savaşta Yahudileri saklayacağı düşünülmektedir. Bu yüzden de Yahudiler tarafından özellikle İsrail bölgesine bol miktarda gargat ağacı dikilmektedir. Yahudiler'in arkasına saklandığı her ağaç ve her taş arkasında bulunan Yahudi'yi haber verecek ancak gargat ağacı sessiz kalacaktır. Bu yüzden Yahudiler tarafından bol olarak dikilmekte olan bir ağaçtır.

GARGAT AĞACI HADİSİ

Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek ‘Ya Müslim! Ey Allah kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır,’ diyecek. Sadece ‘gargat ağacı’ bunu söylemeyecek. Çünkü o Yahudi ağacıdır.
(Hadis-i Şerif)

https://www.cnnturk.com/ajanda/garkat-agaci-nedir-neden-onemlidir-gargad-agaci-hikayesi-nedir-gargat-agaci-hadisi